Karailik, sadece yazılı Yahudi kitap literatürünü (Tanah) kabul edip, Yahudi din alimlerinin oluşturduğu sözlü yorum geleneğini (Talmud) reddetmektedir. Karailere göre bu mezhep sonradan ortaya çıkmış değil, bilakis son devirlerin ürünü olan Talmud Yahudiliğine karşı, başından itibaren Musa’nın öğretisinin doğru yorumuna dayalı Yahudiliği temsil etmektedir.
Bu hareket VIII. Yüzyılda Babil’de (Irak) yaşayan Anan ben David ile başlamıştır. Tevrat’a dayanmayan tüm Yahudi dini uygulamalarını reddettiğinden, uzun süre geleneksel Yahudi din âlimleri tarafından meşru kabul edilmemiştir
Karai isimlendirmesi de kutsal yazı anlamına gelen mikra kelimesine atıfla oluşturulan bene ha-mikra (Tevrat’ın çocukları), bale mikra (Tevrat’ın takipçileri) veya kısaca Karaim (Tevrat okuyanlar) şeklindeki nitelendirmeden kaynaklanmaktadır.
Günümüz dünyasındaki başlıca Yahudi mezhepleri şunlardır:
Reformist Yahudilik
Modern Yahudi akımları içinde en liberal kanadı temsil 19. Yy’da Alman Yahudileri arasında ortaya çıkmış, daha sonra Amerika’ya. İlk öncüleri Moses Mendelssohn (1729-1786), Abraham Geiger (1810-1874), Ludwig Philipson (1811-1889) ve Samuel Holdheim’dir (1806- 1860)
Reformist Yahudilik akılcılık, evrenselcilik ve ilerlemecilik gibi ilkeler üzerine kurulmuştur- Yahudi dinini çağın şartlarıyla uyumlu ve cazip hale gelmesi hedefiyle ortaya çıkmıştır
Bunun için sinagog ibadeti, şabat kuralları, ergenlik ve evlilik merasimlerinde çeşitli değişiklikler uygulamaya konulmuştur
Tevrat’ı Tanrı tarafından vahyedilmiş bir kitap olarak görmezler.
Tevrat, atalarının yaşadığı dini tecrübenin kaydedildiği bir kitaptır
Onun içindeki emir ve yasakların birçoğu, bugün geçerliliğini yitirmiştir. Onlara göre Talmud’un herhangi bir kutsallık değeri yoktur.
Mesihçilik, seçilmişlik inancı yok , kadınlarla erkekler din karşısında eşittir. Sinagoglarda yan yana ibadet edebilirler hatta kadınlar haham bile olabilir, sinagogda ibadet yönetebilirler.
Muhafazakar Yahudilik
Reformist hareket içinde yer alan Zacharias Frankel tarafından başlamış, sonra Reformist hareketin aşırılığına tepki !
Amerika’ya geçtikten sonra bilhassa Solomon Schechter’in öncülüğünde tam manasıyla teşkilatlanıp bir mezhep haline gelir
dinin merkezine, Ortodokslarda olduğu gibi vahyi, Reformistlerde olduğu gibi ilerlemeci aklı değil, bütün bir Yahudi toplumunun ortak iradesi ve bu yolla ulaşılan fikir birliği prensibini koymak suretiyle Reformist ve Ortodoks oluşumlar arasında bir nevi orta yolu temsil etme iddiasındadır
değişimi onaylarlar, fakat Refomistler gibi geleneği tamamıyla bir kenara atarak değil
Yeniden Yapılanmacı Yahudilik
Muhafazakâr Yahudilik içinde yetişen Mordecai Kaplan’ın fikirleri ve öncülüğü doğrultusunda ortaya çıkmıştır
Amerikan Yahudiliğine has bir harekettir.
Kaplan’a göre Yahudilik bir din değil, Yahudi toplumunun oluşturduğu ve devamlı gelişen bir dini medeniyettir
Bu hareketin bir diğer özelliği aşkın-yaratıcı-vahyedici bir Tanrı fikri yerine natürist Tanrı anlayışının benimsenmesi, ayrıca seçilmişlik fikrinin ve cinsiyet ayrımına dayalı kuralların reddedilmesidir.
Ortodoks Yahudilik
Ortodoks Yahudilik, Hz. İsa dönemindeki Ferisilikle başlayan ve Rabbani Yahudilikle devam eden ana bünyenin günümüzdeki temsilcisidir
klasik Yahudi anlayışını temsil ederler
Tevrat’ın, Allah’ın Musa’ya yazdırdığı ilahi vahiy olduğuna inanır + onun yorumu olan Mişna ve Talmud ’un da ilahi vahiy kaynaklı olduğuna inanmaktadırlar
Ortodokslar, Tevrat ve din bilginlerinin belirlediği kuralların mutlak otoritesini kabul etmekte ve bunlarda hiçbir değişikliğin meydana gelmesine izin vermemektedirler.
Yeni Ortodoksluk Hareketi
S. R. Hirsch’ün öncülük eder
Ortodoksluk ile Reformist Yahudilik arasındadır
Yahudi geleneğindeki değişim prensibinden hareketle, Tevrat emirleri ile mevcut dünya düzenini uzlaştırma hedefi doğrultusunda teşekkül etmiştir
Hirsch, geleneği modern anlayışla uyumlu hale getiren bir Yahudilik yorumu ortaya koymuştur
Günümüz Ortodoks Yahudiliği içinde Halaha’ya ters düşmeyecek şekilde yeniliklere, modern eğitim sistemine ve modern hayat tarzına açık
Hasid (çoğulu hasidim) kelimesi dindar anlamına gelmektedir
18. yüzyıl ortalarına doğru Polonya Yahudilerinden Yisrael ben Eliezer adlı bir kabalacı etrafında gelişir
mistik unsurlar taşır bir harekettir
en önemli özellikleri: temelindeki mistik anlayışa paralel olarak bilgi ve akıl yerine duygu ve duaya yani dini hissiyata ağırlık vermesi + ibadet ve dini merasimlerin icrasında mistik konsantrasyon, neşe ve haz faktörlerine ağırlık vermesidir.
Hasidilerin özel giysileri vardır
Yetişkinler siyah şapka ve cübbe giyer, elbiselerinin dörtkenarına ip takarlar. Kadınlar başlarını örtmek için ya tülbent kullanır veya peruk takarlar. Hasidilerde dini hayat beş yaşında başlar ve çocuğun başı, Hasidi geleneklere göre traş edilir ve kipa giydirilir.
Kabala
Almak, kabul etmek anlamında
Yahudi mistik ve ezoterik geleneğinin adı
Kabala hareketinin kökeni miladi 1. Yüzyılın sonlarına kadar götürülür
müstakil bir sistem olarak 7--8 yy’da ortaya çıkmıştır
Doğu Avrupa Yahudileri arasında Hasidilik hareketinin ortaya çıkmasıyla başlamıştır
ilahlığın mahiyeti, yaratılışın sebebi ve ilahlıkla yaratılış arasındaki münasebete yönelik sırlara ulaşma çabasını ve ilgili öğretiyi ifade etmektedir
asıl konu: kozmik ölçekli yaratılış ve kurtuluştur.
Kabala, İbrani diline ayrı bir önem ve kutsallık atfetmekte, harflerin nümeri değerlerinden hareketle birtakım sırları açıklamaya çalışmakta
Neturei Karta
Aramice “şehrin muhafızları” anlamındadır ve Siyonizm karşıtı bir Ortodoks Yahudi cemaatininin adıdır
Mesih gelmeden kurulmuş olan İsrail Devletinin meşru olmadığını, Siyonizm’in, Yahudi dinine ters olduğunu ve İsrail’in, bir an önce Filistin’i işgali bırakması gerektiğini savunur ve bu görüşlerini Talmud’dan delillerle desteklerler. 500 Neturei Karta ailesi yaşamaktadır.
Siyonizm
Siyonizm, dünyanın dört bir yanına dağılmış olan Yahudi toplumunu Filistin’de tekrar millet olarak bir araya getirme ve burada bağımsız bir Yahudi Devleti kurma gayesi güden bir ideolojidir.
Yahudi milliyetçilik hareketi olarak ortaya çıkmış ve modern İsrail Devletinin kuruluşuyla birlikte bir nevi sivil dine ve dünya Yahudilerinin çoğunluğunun benimsediği ideolojiye dönüşmüştür
Siyonizm Yahudilerin tekrar bir millet olarak tarih sahnesine çıkmasını ve bağımsız bir Yahudi Devleti kurulmasını öngörmüştür
Theodor Herzl Siyasi Siyonizm’in kurucusudur
Ona ve diğer siyasi Siyonizm taraftarlarına göre antisemitizm olgusu tamamen siyasi sebeplere dayanmaktadır ve yegâne çözümü Yahudilere bir vatan bulunmasında yatmaktadır- Bütün işkenceler İsrail devleti kurulursa sona erer inancı
1896: “Yahudi Devleti” = Bu eserinde önemli bilgiler vermekte: Herzl ve diğer Siyonistler, bulunacak bu vatanın, Arjantin ve Uganda gibi herhangi bir toprak parçası olabileceğini düşünürken, daha sonra Yahudilerin vatanının ancak Filistin’de olabileceği noktasında fikir birliğine varmışlardır
Herzl, bu amaçla 1897’de Dünya Siyonist Teşkilatını kurmuştur. Osmanlı Padişahı II. Abdülhamit’le görüşmelerde bulunmuş ve Padişah’tan, Yahudiler için Filistin’de toprak istemiş ancak bu talebi kabul edilmemiştir.
1948’de Filistin’de İsrail Devletinin kurulmasıyla hedefinin ilk kademesini gerçekleştirmiştir.
Alman Yahudi’si olan Moses Hess, sosyalist Siyonizm fikrini ortaya atmıştır. Buna göre ziraata ve sosyalist yapılanmaya ağırlık vermek suretiyle Filistin topraklarında sosyalist karakterli bir toplum ve devlet oluşturma amaçlanmıştır- sosyalist-Siyonist yaşam biçimini tesis etmek üzere kolektif çiftlik tarzı yerleşimleri (kibuts) kuranlar da yine sosyalist Siyonistler olmuştur
DİĞER DİNLERE BAKIŞ
Yahudilikte, Yahudi olan ve olmayan ayırımı oldukça belirgindir
taraftan özel bir ahitle seçilmiş bir kavim olduklarına inanmaktadırlar- ama diğerlerine de açık kapı bırakılmakta. bütün insanlığı kapsayan bir ahde, Hz. Nuh vasıtasıyla yapılmış ahde muhatap olduklarını ifade edilir, NUHÎLİK (Nuh kanunlarına uyan yerleşik- yabancılar (ger toşav) veya Nuhiler, bu grubun tam karşısında yer alan ve farklı terimlerle ifade edilen putperestler (nohri, akum, kenani, oved, avoda zara), Samirileri ve Hıristiyanları da içine alacak şekilde Yahudi soyundan olan veya olmayan heretikler (min, kuti,) ve bazı açılardan goyim içerisinde anılan mürtedlerdir (mumar))
Kavim merkezli bir Tanrı inancının hâkimdir
İkinci Mabed döneminde tam manasıyla evrensel bir Tanrı inancının İsrail toplumunda yerleşmesine paralel olarak tek doğru ve tek gerçek din İsrailoğullarının dini olarak anlaşılmış, bu dinin dışındaki politeist-pagan inançlar, İsrail dışındaki toplumların ortak özellikleri olarak görülmüştür
Yahudi Şeriatından örnekler.
Yahudi dini hukukuna göre bir Yahudi’nin, Yahudi olmayan birini kasten öldürmesi veya ondan bir şey çalması kesin bir dille yasaklanmıştır
Ancak Yahudi olmayana dolaylı yoldan zarar vermek, kayıp malını alıkoymak mübah görülmüştür
Yahudi’den faiz alınması yasaklanmış ama Yahudi olmayandan faiz alınması şart koşulmuştur
Bir Yahudi’nin hayatı tehlikeye girdiğinde Şabat kurallarının ihlaline izin verilmiş, hatta bunun şart olduğu belirtilmiş fakat hayati tehlike yaşayan kişi bir goy olduğunda Şabatı ihlal caiz değildir, doktor veya ebenin yardımdan kaçınması gerekli görülmüştür
Bu karar, çeşitli Ortodoks otoriteler tarafından revize edilmiştir. Bir Yahudi’nin, Yahudi olmayan biriyle yan yana defnedilmesi, Yahudilerin Yahudi olmayanlarla evliliği yasaklanmıştır.
Bugün çoğu Ortodoks ve bilhassa Ultra-Ortodoks gruplar tarafından belli noktalarda devam ettirilen Yahudi-Yahudi olmayan ayırımına rağmen, günümüzün Ortodoks olmayan Yahudi cemaatleri ve bilhassa liberal gruplar, evrensel ahlak açısından konuya yaklaşmakta, Yahudi-Yahudi olmayan arasında eşitlik öngörülmektedir.
…Hıristiyanlar ve Müslümanlar inanç ve yaşayış bakımından Nuhî sayılırlar…
1 İsrailliler Mısırda dört yüz otuz yıl yaşadı.
Dört yüz otuz yılın sonuncu günü RABbin halkı ordular halinde Mısırı terk etti.
(Çıkış 12:40,41
2Mısır’dan çıkan ilk nesil de çölde ölmüş, bu nesilden sadece iki kişi, Yefunne oğlu Kaleb ile Nun oğlu Yeşu, ayrıca köleliği hiç tatmamış ve özgürlüğe doğmuş yeni nesil, Musa sonrasında Yeşu liderliğinde vaat edilmiş topraklara girmeye başlamıştır.
3 .Diğer kabileler bu kabileye bakmakla mükellef. Hala onlara yardım edilmekte. Levi Strauss’un şirketi LEVİ (markası) Levililere yardım için kurulmuştur
4
5İslâm’ın gelişini takiben, Medine döneminden itibaren Yahudiler’le ilişkiler başlamış, ilk dönemlerdeki ilişkler olumsuz olmasına karşılık daha sonra İslâm’ın yayıldığı topraklarda Yahudiler, daha önceki dönemlerde bulamadıkları özgürlük ve huzur ortamını elde etmişler, Suriye, Mısır ve Filistin toprakları ile bugünkü Irak bölgesinde, dini ve sosyo-kültürel açıdan organize olabilmişlerdir. Ortak vahiy geleneği ve coğrafi-kültürel yakınlığın sonucu olarak Yahudi ve Müslüman toplumlar karşılıklı olarak birbirlerini etkilemişlerdir. Müslüman tesirinin ilk sonuçlarından biri, Talmud literatürü ve rabbilerin otoritesi üzerine kurulu Rabbani Yahudiliğe alternatif olarak Karai Yahudiliğin ortaya çıkmasıdır. Karailer olarak isimlendirilen bu grubun sözlü Tevrat’ı ve Rabbani otoriteyi reddetmek suretiyle Tevrat’a dönüş hareketinin öncülüğünü yapmalarında İslâm’ın da etkisinin olduğu ileri sürülmektedir. Karailik hakkında, Şaban Kuzgun’un “Hazar ve Karay Türkleri” adlı kitabının ilgili bölümünü okuyunuz ve kimlerin, sadece Yazılı Tevrat’ı kabul edip, şifahi Tevrat’ı reddettiğini tesbit ediniz? Emevi ve Abbasilerden sonra bölge, 969’da Fatımilerin eline geçti. 1099’taki ikinci Haçlı seferinde Kudüs Haçlıların eline geçti ve korkunç bir Yahudi ve Müslüman katliamı yapıldı. 1187’de Salahaddin Eyyübi, Kudüs’ü haçlılardan geri aldı ve bölgeden uzaklaşan Yahudileri geri dönmeye çağırdı. Eyyübiler ve Memluk yönetiminde Yahudiler Filistin’e döndüler. Filistin 1291-1516 döneminde Memluk hakimiyetinde kaldı.
6 Bu dönemde Yahudiler 1290’da İngiltere’den, 1322 ve 1394’te Fransa’dan, 1421’de Avusturya’dan, 1424’te Köln’den, 1470’te Bavyera’dan, 1483’te Varşova’dan, 1492’de İspanya’dan, 1493’te Sicilya’dan, 1497’de Portekiz’den kovuldular ve Osmanlı, kovulan Yahudilere kucak açtı, onları himaye etti ve Osmanlı topraklarına yerleştirdi. 1516’da Filistin Osmanlı hakimiyetine girdi ve Osmanlının yükselme devri, İsrail için de altın devir oldu.
Yahudilere göre, (Neşideler, Vaiz, Rut, Eşref ve Yeremyanin mersiyeleri ne kadar bir kitaptır= MEGİLLOT
9 Sözlü Tevrat = Sünnet (yani nasıl Sünnet Kur’an’ı anlamaya yardımcı oluyorsa Sözlü Tevrat da Tora’yı ve ahkâmları hayata uygulamayı kolaylaştırıyor!
10 Tanah’ın en eski ve tam yazma nüshası olan Masoretik metin, Ben Aşer ve Ben Naftali aileleri tarafından, IX. yüzyılda, mevcut nüshalar incelenerek hazırlanmış standart nüsha olup iki ayrı kodeks (Leningrad ve Halep kodeksleri) halinde muhafaza edilmiştir. Diğer taraftan M.Ö. II - M.S. I. asırlara ait oldukları tahmin edilen Ölüdeniz yazmaları Tanah’ın kitaplarının tam veya eksik metinlerini ihtiva etmektedir.
11 Geleneğe göre Musa peygamber Tanrıdan aldığı sözlü öğretiyi Yeşu’ya aktarmış, Yeşu’dan sonra İsrail’in ileri gelenleri, peygamberler ve Büyük Meclis üyeleri yoluyla ilk dönem Yahudi din âlimlerine (tannaim) intikal eden öğreti, miladi III. yüzyılın başlarında Yehuda ha-Nasi isimli büyük Yahudi din âlimi tarafından derlenmiştir. İkinci nesil din âlimleri (amoraim) ise Mişna olarak isimlendirilen yazıya geçirilmiş bu sözlü geleneğin yorumunu (Gemara) yapmış ve bu yorumlar daha sonra Mişna’yı da ihtiva edecek şekilde Talmud adıyla derlenmiştir.
Musa kızgın ve üzgün olarak kavmine döndüğü vakit: «Bana arkamdan ne kötü halef oldunuz. Rabbinizin emrini beklemeyip acele mi ettiniz?» dedi ve levhaları bırakıp kardeşinin başından tuttu ve kendine doğru çekmeye başladı. Harun: «Anamın oğlu! İnan ki, bu adamlar beni hırpaladılar, az daha beni öldürüyorlardı. Sen de benimle düşmanları sevindirecek bir harekette bulunma ve beni bu zalim kavimle bir tutma.» dedi.
14 Tevrat, Yaratılış 17 de bu antlaşma zikredilir::
“4 “Seninle yaptığım antlaşma şudur:” dedi, “Birçok ulusun babası olacaksın.
5 Artık adın Avram değil, İbrahim olacak. çünkü seni birçok ulusun babası yapacağım.
6 Seni çok verimli kılacağım. Soyundan uluslar doğacak, krallar çıkacak.
7 Antlaşmamı seninle ve soyunla kuşaklar boyunca, sonsuza dek sürdüreceğim. Senin ve senden sonra soyunun Tanrısı olacağım.
8 Bir yabancı olarak yaşadığın toprakları, bütün Kenan ülkesini sonsuza dek mülkünüz olmak üzere sana ve soyuna vereceğim. Onların Tanrısı olacağım.”
15 «Aranızdan bir peygamber ya da düş gören biri çıkarsa, bir belirtiyi ya da şaşılası bir olayı önceden bildirirse,
‹Bilmediğiniz başka ilahlara yönelip tapınalım› derse, söz ettiği belirti, şaşılası olay gerçekleşse bile,
o peygamberi ya da düş göreni dinlememelisiniz. Tanrınız RAB kendisini bütün yüreğinizle, bütün canınızla sevip sevmediğinizi anlamak için sizi sınamaktadır.
Tanrınız Rabbin ardınca yürüyün, Ondan korkun. Buyruklarına uyun, Onun sözüne kulak verin. Ona kulluk edin, Ona bağlı kalın.
O peygamber ya da düş gören öldürülecek. O, sizi Mısırdan çıkaran, köle olduğunuz ülkeden kurtaran Tanrınız Rabbe karşı gelmeye kışkırttı. Tanrınız Rabbin yürümenizi buyurduğu yoldan sizi saptırmaya çalıştı. Aranızdaki kötülüğü ortadan kaldırmalısınız.
16 «Bir sözün Rabden olup olmadığını nasıl bilebiliriz?› diye düşünebilirsiniz.
Eğer bir peygamber RAB ‘bin adına konuşur, ama konuştuğu söz yerine gelmez ya da gerçekleşmezse, o söz RAB'den değildir. Peygamber saygısızca konuşmuştur. Ondan korkmayın.»
17 Sonra, «Elini koynuna koy» dedi. Musa elini koynuna koydu. Çıkardığı zaman eli bir deri hastalığına yakalanmış, kar gibi bembeyaz olmuştu.
İşte, verdikleri sözlerini bozmaları sebebiyledir ki onları lânetledik, kalplerini de kaskatı kıldık. Kelimeleri yerlerinden kaydırarak (tahrif edip) değiştiriyorlar. Akıllarından çıkarmamaları istenen şeylerden önemli bir kısmını da unuttular. (Ey Muhammed!) İçlerinden pek azı hariç, onların daima bir hainliğini görüyorsun. Yine de sen onları affet ve aldırış etme. Çünkü Allah, iyilik yapanları sever. Maide 13
19Hanuka ile ilgili daha fazla bilgi için bkn: http://www.nuharslantas.com/Yz-92-Hanuka-Bayrami-Yahudiler-neden-kutlar-tr.html
20 muhtemelen Kur’an’da bunlardan bahsedilir: فَوَيْلٌ لِّلَّذِينَ يَكْتُبُونَ الْكِتَابَ بِأَيْدِيهِمْ ثُمَّ يَقُولُونَ هَذَا مِنْ عِندِ اللّهِ لِيَشْتَرُواْ بِهِ ثَمَناً قَلِيلاً فَوَيْلٌ لَّهُم مِّمَّا كَتَبَتْ أَيْدِيهِمْ وَوَيْلٌ لَّهُمْ مِّمَّا يَكْسِبُونَVay o kimselere ki, elleriyle Kitap’ı yazarlar, sonra da onu az bir karşılığa değişmek için, “Bu, Allah’ın katındandır” derler. Vay ellerinin yazdıklarından ötürü onların hâline! Vay kazandıklarından dolayı onların hâline! (bakara 9)
21 Neden bu yazmaları saklıyorlar: Muhtemelen 66 isyanından sonra Romalılar geleceklerini öğrenir öğrenmez elindeki Kutsal Kitap çalışmalarını yerin altına gömerek saklamışlardır