Yavaş yavaş ölürler Seyaat etmeyenler



Yüklə 1,02 Mb.
səhifə2/11
tarix15.01.2019
ölçüsü1,02 Mb.
#96702
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10   11

Aşkı bulabilmek;
Sahildeki kum tanelerinin arasındsan bir tanesini,
Gökteki yıldızlara dokunup,seçebilmek birini,
Çizebilmek mutluluğun resmini,duyabilmek yüreğinin o eşsiz sesini,
Aşık olabilmek;
Tüm günahlardan arınıp,
Saf,tertemiz duygularla yaşayabilmek hayatın her karesini.
Her sabah yeniden,
Yeniden aşık olurum ben.
Güneşin doğuşuna,
Sizlerin varoluşuna,
Ve aranızda oluşuma.
(karadayı)


Tarihten birer yapraktın,
Senden öncekiler,
Gün geldikçe koparıldı birer birer,
Sonrakiler de yırtılıyor,
Arka sayfaları okunmadan,
Ya uçak olur çocuklara,
Ya da çöpe gider.
Bir sana dair yapraklar kaldı,
Her yeni yıla ait başkaları gelse de,
O yıllardan,kalınca sayfalar yine yerini aldı.
Tarih tekerrürden ibaret umuduyla,
Saklar dururum,
Geçmişe dönüş yok biliyorum,
Aynı yıl,aynı günler olmasa bile,
O sevgi,o masum aşk 
Yaşansa,
Yaşanır,
Yaşanacak diyorum.
Bilmiyorum belki kendimi kandırıyorum,
Ama birgün belki diyerek,her sonbaharda seni bekliyorum.(a.D)


Yaşayan ölüler diyarındayız,
Yürekler çoktan iflas etmiş,
Kaybetmiş varını yoğunu,
Unutmuş sevgiye muhtaç olduğunu,
Eller buz misali,
Ne öpülesi,koklanası kalmış,
Ne de sevgiyle avuç içi tutulası,
Gelmiyor ki içinden sevgiliye dokunası,
Bedenler kirlenmiş,
Yıkamakla olmuyor,gitmiyor körolası sevişmelerin izleri,
Gözler durmuş,
Bakacak güzellikler nerde hani,
Yakıp yıkıp karalayıp çöplüğe dönüştürmüşler haince ve şeytani,
Beyinler kaşarlanmış,
Yok ki düşünen tertemiz duyguları,
Tek amaç,tek zevk ve beceriyorlar masumları kirletmeyi,
Ve işleri bittiğinde terkedip gitmeyi,
Ölüler diyarında zordur nefes almak,
Ve Onca pisliğin arasında hâlâ saf kalmak.(a.D)

Ben istemiyorum,
Hiç istemedim de,
Ama birgün beni götürecekler,
Zaten gelirken de bana sormamışlardı ki,
Hiçbir şeysiz geldim,
Don gömlek ne gezer,
Hiçbir şey benim olsun diye içim gitmedi,
Başkalarında olanda da gözüm olmadı,
Zira olsa ne,olmasa ne,
Paketleyip götürecek,
Kasada biriktirecek,
Olmadılar diye içim eriyecek,
Değiller,olmadılar.
Geldiğimde ilk hissettiklerimi,
Gidene dek yüreğimde stok ettiklerimi,
Bir ömür verdiğim ve aldığım tüm sevgilerimi,
Aldığım gibi götüreceğim,
Lakin boşa uğraşmadım,
Yalnızca budur götürebileceğim.(a.D)


Hey gidi günler,
Küçüktük,minik ellerle kartopu atardık birbirimize,
Ya da yakantopda topu fırlatırdık ama incitmemecesine.
Sonraları değişir oldu herşey,
Dost,arkadaş,dünya,insan.
Biz yine çiçek attık kurşunlara karşılık.
Leke bırakamadı atılan çamurlar.
Ve zamanı geldiğinde,temiz kalpler ya da acımasızlar,
Ben sana,sen ona,o başkasına,başkaları da bana,
Yine incinsede bizdeki yürek,
Atılacak bu kez mecbur,bir kereleğine o kara toprak,
Kürek,kürek.(a.D)
Ben sevmeyi kendim öğrendim,
Kimseler öğretmedi,
Vefayı,sevdayı,aşkı.
Seveni,severmiş gibi yüze güleni de sevdim.
İsteyene yüreğimi,ciğerimi verdim,
Ve asla kimseleri terketmedim.
Yalnızlığı onlar tattırdı bana,
İhaneti de gördüm,
Vefasız kalpsizleri de,
Sahte gülüşleri de gördüm,
Yalan sevgileri de.
Kirletmedim kimselerin bedenini,yüreğini,
Bükemediler bendeki sevginin bileğini.
Ben tüm güzellikleri kendim öğrendim,
Yanlış olanmı benim yoksa yanlış adresemi geldim.(a.D)


Açmasa da ülkemde çiçekler,
Sevdamızdır Denizler,
Bir avuç alır çarparız yüreğimize,
Aydınlanırız o ân yeniden,uçar özgür kelebekler.
Kardeşlik ve barış doludur,asmak kesmek içmekle bitiremezsiniz,
Dörtbir yanımızda O,
Değeri bilinmese de adı Deniz.(aposözü)

Uyumak istiyorum,derinden ve süresiz,
Uyandığımda ya bir akvaryumun içinde balıklarla olalım,diyelimki bizbizeyiz,
Ya da bir kuş kafesinde muhabbet kuşuyla konuşuruz sessiz sessiz,
Elbette şimdikinden daha özgürce ve şimdiki gibi olmayız çaresiz.
Bir ormanda alaca karanlıkta uyanmak,
Denizin ortasında köpek balığıyla burun buruna olmak,
Yükseklerde bir uçaktan paraşütsüz atlamak.
Bugünümüz kadar umarsız,
Yarınımız kadar kararsız
İnsanımız kadar duyarsız,
Ve birgün,kalmak vatansız diyarsız.
Kafesteki kuş,
Akvaryumdaki balık kadar özgür değilsen,
Cesareti yoksa,alacakaranlığa,köpekbalığına,uçmaya eğer,
Çoktandır,yitirimiş topraklarda eli kelepçeli,dili bağlı,ayakların prangalı bir köle misali yaşıyormuşsun meğer.(karadayı)

Herkes mutlu ama,
Mutluluk nedir bilen yok.
Herkes eşit ama,
Ezilenler çoğunlukta,
Yaşamak herkesin hakkı ama,
Maalesef çoğu uykuda,
Özgürlük tüm insanlara mahsus,
Ama kimi kör,kimi sağır,kimi dilsiz,
Hayvanlar daha özgür yaşamakta.
Nefes alabilirsin,
Adını, yaşını,annenin kızlık soyadını söyleyebilirsin bir,
Bir de özgürce ölebilirsin,
Geriye kalan,
Hepsi yalan.(a.D)


Bir elimde sigaram,
Diğerinde yudum yudum çayım olsun,
Karşımda derdine derman olabileceğim,
Yürekten yalansız dolansız konuşan,iyisiyle kötüsüyle iki laf edebileceğim insan gibi insan olsun.
İsterse başkalarının havuzları parayla pulla dolsun,
Ben derim ki dostlarım;aklım fikrim gözüm kulağım olsun.
Kimilerinin derdi bu dünya iken,
Bizimkisi sadece mutluluk olsun.
Elalem hayatta iken artlarından onca konuşulan varken,
Bize gerek olan,giderken temelli, ardımızdan söylenecek bir çift güzel söz olsun.(karadayı)


SEN,
Hiç yokken bir neden,
Beni terkedip giden,
Aşk şarabını zehir eden,
SEN...!
İçimden söküp atamadığım,
Gidişinle aşkı tadamadığım,
Kimselerin yüzüne bakamadığım,
SEN....!
Gözlerine değil ardından bakılası,
Resimleri mektupları yakılası,
Öldüğünde değil,yaşarken üzerine toprak atılası,
SENNN.
Koralev bir yürek terkedilmişken,
Artık sana SEN demek gelmiyor içimden.(a.D)



Ne verilen sözlere inan,
Ne de sensiz ölürüm diyene kan.
Sevmeye sevilmeye çalış,
Hergünü mutlu geçecekmiş san.
Ama hayat bu ;acılardan ibaret,
Öyle olmasaydı eğer,doğarken ağlarmıydı insan....???
(aposözü)


Gidiyorum,
Dönerim belki bir gün,
Ya da hiç.
Ya koltuğumun altına aldığım anılar hatıralarla yalınayak,
Kimbilir belki de son kez görüşmek üzere,bir ahşap kafesin içinde taşınarak.
Gidiyorum,
Götürmek zorundayım bana dair cümle yaşananı,
Bırakamam sevgiyi,aşkı,cânı,cananı,
Şayet kalmışşa birkaç döküntü kırıntı benden arda kalanı,
Ya saklayın gönlünüzde,yaramıyorsa bir işe,atın çöpe
Gidiyorum.
Hoşçakal demek yok bu gidişte,
Belki arar sorarım yine meçhule inişte,
Lakin nereye gitsem yaban değil,el değil
Simalar hep tanıdık,
Bacı,gardaş,dayı,emmi,enişte.
Gidiyorum,
Dönsem de dönmesem de,
Yokluğumda bana iyi bakın,
Gidiyorum.(karadayı)

Bana ellerimi gözlerimi geriver,
Geri ver,sende kalan o yüce sevdamı,
Aldığın aklımı fikrimi,
Boşa geçmişcesine uğruna harcanan zamanı,
Umursamadığın gözyaşlarımı,
Viraneye dönmüş zavallı yüreğimi geri ver.
Yalnız senin için aldığım nefesi,
Seni çok seviyorum diyen sesimi geriver.
Ya bir sabah ansızın,hani o ilk ân gibi geliver,
Ya da sende tutuklu herşeyimi,yani
Beni bana geriver.(a.D)

Beni değil bizi,
Seni değil sizi,
Onu değil onları,
Düşündüm her zaman,her yerde,her konuda,her daim.
Sonra düşündüm ve gördüm ki;
Ben sadece düşünmüşüm,
Düşündüklerimin çoğu farkında ya da umurunda bile olmamışlar düşünüldüklerinin.
Üzüldüm,içimden bir şeyler eridi gitti,
Hayat, kendimi düşünemeden neredeyse bitti.
Şimdi bomboş düşünüyorum,
Soğuk insanlıkları gördükçe üşüyorum.
Kanlar buz kesmiş,
Yürekler derin dondurucu,
Bir ağlamak,bir gülmek geliyor içimden,
Onca vurdumduymazlığa deliriyorum.(karadayı)



Haydi dönelim bugünlüğüne,
Sevginin temizliğine,
Aşkların yüceliğine,
Dostların gerçekliğine,
İnsanların masumiyetine,
Dönelim bir günlüğüne.
Elele tutuşabilmenin namahremliğine,
Seni seviyorum demenin ilahiliğiyle boğazımızın düğümlenmesine,
Gözgöze gelebilmenin anlatılmaz keyfine,
Hadi,bir günlüğüne.....!
Sadakatin dayanılmaz huzuruna,
Vefanın verdiği mutluluğa,
Sonsuz aşkların başlangıcına,
Sözlerim Tüm bunları yaşayabilmiş, beni anlayanlara.
Haydi bırakın bugünü hatta olmayacak yarınları,
Varmısınız,o günler gibi olmaya?
Bir ses,bir nefes,
O bakir günler için varmısınız yeniden İNSAN olarak doğmaya?
(karadayı)


İnsanlara basa basa bir yerlere gelmiş,hak yemiş,hukuk dinlememiş etiket sahiplerine,
Köle misali çalıştırdığı insanoğlu sayesinde,dalavereyle,hileyle,kul yetim hakkıyla para babası rolündekilere,sözde iyilik ve hayırseverlere,aslında varyemezgillere asla itibar etmeyiniz...!
Önünüzü iliklemeniz,saygı duymanız gerekenler;emeğiyle,tertemiz yüreğiyle,alınteri ve helaliyle,namusuyla yaşayan insanlardır.(aposözü)
Bir Çınar ağacının kökleri kadar köklü değilse insan sevgin,
Çiçek açan meyve veren ağaçlar kadar güçlü değilse benliğin,
Bekleme boşyere,
Ne gölgeni isterler,
Ne senden gelecek çiçeği,meyveyi,
Ne de bağrına kazınır aşkların baş harfleri.
Ağlamaz,boyun bükmez diğer ağaçlar,tanrının ilk kez ölümü onlarda tattırdığı canlılar,
Boşa geçer köklerinle birbaşına hep yalnızdır zamanlar,
Anla,Anla ki köklerine kadar işlesin sevdalar,
İşte o ân,gövdenden dallarının ucuna kadar hissedersin,
Ölümsüzdür herdaim gerçek aşklar.(karadayı)

Bir yürek taşı yanında,
İster bedeninde,
İstersen cebinde,
Lâzım olur günün birinde.
Bakarsın minik minik dağıtman gerekir insanlara,
Ya da bir deniz kenarında küçük parçalar atarsın martılara,
Hayat öpücüğü gibidir,bir nefes gibi gerekir canlılara,
Bulunsun yanında sakın unutma.
O sana da gerek biliyorum,
Hepsini saklama kendine,
Bencil olma çırpınan kalbinde,
Bana bir ucundan vermesen de,
Kurtar prangalardan, ver layık olana,bunu senden diliyorum.(a.D)


Ben sana binlerce kez söylemedim mi?
Sev çocuk sev sevebildiğin kadar herkesi,
Ama güvenme hemen ,kanma birkaç tatlı söze,
Tanıyınca,inanıncaya ve yürekten güveninceye kadar,
Sabır çocuk.
Belki birkaç gün,ay
Belki bir ömür,
Kimbilir belki de yetmez bu hayat.
Erkekse,istediği bedenin,
Kadınsa,arzusu servetin,
Çoğunun hikayesi budur bilesin.
Olur ya biri çıkar,
Ha erkek,ha kadın,
Birbirinize teslim edersiniz yüreklerinizi,
Kamaştırmaz sizden başka kimse gözlerinizi,
İşte budur çocuk,
Tanrının sana verebileceği yaşam ikramiyesi.
Sev,sabret ve bul,
Ya da bulsun o seni,
Kalbin tertemiz oldukça,
Kesme çocuk ümidini.(a.D)


Sende kalp vardı ise eğer,
Ben çok aptalmışım meğer.
Gittin götürdün beni de,
Vardığım yerdeki yalnızlık,
Sensiz yaşamaya değer.
Kurtulan sen mi yoksa ben mi,
Artık hayalini bile görmemki,
Kal ,dönme sakın viranende,
Uğruna bir damla yaş dökmemki.
Bir gölgen iz bırakmış,
Sahte sevdanla gezdiğimiz yollarda,
Üstüne bir çarpı attım,
Sana dair birşey kalmadı buralarda.
Harcanmış yıllar,
Pusuya düşmüş bir yürek,
Kullanma tarihi çoktan geçmiş bir aşk,
Harabeye dönmüş gönül,
Ve resimlerini çoktan indirdiğim bir duvar,
Bunlar bendekiler,
Peki ya vicdansız,sende ne var??(a.D)


Memleketimde et satılıyor yeğen,et,
Şarküterilerde falan değil,seç beğen,
Saat hesabı,gece hesabı Yeğen,
İstenilen ücret.
Hani derler ya dünyanın en eski mesleği diye,
Mesleğin cılkı çıkmış,
Seyyara düşmüş yeğen,
Kimi zevkine,kimi mecburen istemeden.
Hani ruhsuzlar vardır,
Ruhlarının satılık olduğu okunmazdı ya üstlerinden,
En çok onlar memnun,
Etin pazara düştüğünden.
Ademde de suç var malum,
Ama Havva kadar mı bilmece,
Tanrı cezayı Ademe vermese de,
Kadınlar çekmekte Havva'nın cezasını,
Kanları alınmakta birer birer,
Lâkin hepsi birden değil,
Aylık taksitler halinde.
Et satılıyor ortalık yerlerde,memleketimde et,
Ey kendini bilmezler faydalanmaya devam et,
Elden birşey gelmiyor yeğen,
Uyuyan millet,gözünü aç ve seyret.
(karadayı)
SEVDALARIN YALAN AŞKLARIN ETE SAHİP OLMAK UĞRUNA OLDUĞU YERDE,
KİMSE MASAL ANLATMASIN,IRZ NAMUS AŞK MEŞK DÜRÜSTLÜK DİYE.(a.D)


Sandalla bir yolculuk gibidir hayat,
Yeter ki su alma,
Sulanmasın hayatın.
Bazen güneş sarar her yanını,
Bazen de yakamozlar çevirir sandalını.
Güneş ve ayın yokluğunda karanlıklar içinde yapayalnız hissedersen kendini,
Sandalın çift kişilik unutma,boş bırakma sol yanını.
Dolmuş olsun diye değil,al yanına layık olanı,
Birlikte aşacaksın,sizi yutmak isteyen dalgaları.
Yaşamın kıyısında değil,
Tam ortasında olacaksın,
Engin denizlerde,
Sonsuzluğu bulacaksın.(a.D)


Ağlama....!
SEN ağlarken tek bir dost vardır yanında;
Mendiller,eskiden kumaştı,şimdi kağıt.
Gül ki sahte dostları birer birer dağıt.
İçine de atma sakın,
Acıtma yüreğini,
Neşeli edanı takın,
Bükemesinler bileğini.
Bir anlık filmdir yaşam,
Paylaşınca çok güzel ama,
Hani hakkını verecek adam,madam,
Yalnızlığa da alışmalısın,kalmıycazki bu alemde daima.
Ne gözyaşı için muhtaç ol,
Ne de gidenin ardından mendile,
Ne birisi ağlatabilsin seni,
Ne de onun ardından de;gülegüle.
Ânı yaşa kimseye aldırmadan,
Değmez hiçbir şeye,mutlu ol sararıp solmadan.(a.D)

İki kişilik nefes alırsın,
Aşık olduğunda,tutulduğunda.
Tek beden,tek yüreksindir,
Tüm yükü taşırsın omuzlarında.
Olur ya kıymet bilmeyen çıkarsa,
Alırım nefesimi der,senden bıkarsa,
Zorlama bırak gitsin,gününü görecektir,
Arayacaktır senli günleri,kimi bulursa.
Boşver aldırma,dönüyor dünya,
Tek nefes vereceksin son günde,yaşananlar rüya.(karadayı)

Varlığınla yokluğun,
Hayatttamısın yoksa ölümü,
Seviliyormusun yoksa yalnızca seviyormusun,
Yaşarken bir süre kaybol ortalıktan,
Yokluğun hissedilip aranıp,soruluyormusun,
Bir bak hemen unutuluvermişmisin.
Yoksa çevrende bir değişiklik,
Anılmıyorsa adın,namın,insanlığın,
Herkes kendi rüyasında,hülyasında ise,
Ha yaşıyorsun,ha ölmüşsün ne yazar,
Ölümün yalnız seni ilgilendirecek,
Ve birkaç tanımadık kişi ebedi istirahatgahını kazar.:((
Aposözü---


Bölünmedir parçalanmadır gidiyor,oysa zaten bölünmüşüz;
Açıklar,kapalılar.
Badem bıyıklılar,olmayanlar.
İnanıyormuş gibi yapanlar,yürekten inananlar,
Sosyeteler,varoşlar.
Yargılayanlar,suçsuz yere yargılananlar.
Cemaatciler,Yaradana sığınmış cemaatsizler.
Parayı sevenler,insanı sevenler.
Onlardan olanlar,onlar gibi olmayanlar.
İmralıyla dost olanlar,İmralıdaki gibi bile yaşayamayanlar.
Hep özgür yaşayanlar,özgürlüğe hasret yokolanlar.
Gemicikler alanlar,oyuncak gemisi bile olamayanlar.
Dünya nimetleri için kişiliklerini unutup onlara dalkavukluk edip katılanlar,asla ödün vermeyip bir ömür fikirlerini bağımsızlıklarını satmayanlar.
Daha ne bölüneceğiz ki?????
(a.D)

Sen çok farklısın hırçın kadın,
Olmazsa olmaz, galiba adın,
Arzular var yüreğinde her daim,
Sana ulaşabilmek imkansız,
Ne tatlı dili,ne de sevgiyi anladın.
Zor olabilmek çok zor biliyorum,
Farkında olmadan ardından gidiyorum,
Umutsuz vak'a olsan da nihayette,
Herşey söylendi,sana SEN dedirtemiyorum.
Ben razıyım dikenlerine,
Yaşanmayacak bir aşk hikayesine.(a.D)


Bir tek yüreğim yerinde kaldı,
Çırpınmalar bitti,
Yer verdiklerim gitti,
Hırpalanmış,parçalanmış haliyle bir tek O yerinde kaldı.
Ama bomboş,
Tıksırıncaya kadar içmiş gibi sarhoş,
Yürüyecek mecali kalmadı,desem ki;yeni bir aşk var koş,
Bana virane,terkedilmiş haliyle mecburen kaldı.
Artık yok nafile sevmeler
İçimdeki meleği kör ettiler,
Yahu bir hoşçakalı çok gördüler,
Şu garip kalbimden gayrı nem kaldı???
(a.D)

Aslında hepimiz,birgün ölmek için geliriz dünyaya,
Adımız insan,kaçımız bu ismi yakalarız meçhul.
Kimimiz yüzerek varlık içinde parayla satın almaya çalışırız herşeyi,
Para var huzur var diye kandırarak kendimizi,
Kimimiz yoksulluk içinde savaşarak yaşarız,
Sessiz bir mutluluk ve kimselere duyuramadan sesimizi.
Birileri anlamaz diğerinin halinden,umursamaz kendinden başkasını,
Diğeri paylaşmak ister hayatı,yandaş bulamaz,yoldaş olunmaz ona,çeker elalemin nazını tafrasını.
Bir düşünen çıkarmı bilinmez,adımız insan ama biz neyiz,
İnsan gibi yaşamak varken,bakıyor diğer canlılar,iç geçirerek diyorlar;biz kerizmiyiz.
Birgün ölmek üzere getirildik dünyaya,
Son pişmanlık fayda etmez,dalıp kalmayın rüyaya.(a.D)

Biliyorum ve farkındayım,
Ben sakıncalıyım.
Çok severim ayırtetmeksizin,
Onca yıl geçti,bir düşman olduğum bile yok,
Tutamıyorum kendimi bir hayır,bir yardım etmeden birilerine,
Unutulmak bile dert değil,
Sığınıyorum sevebilenlerin sevgilerine,
Ben işte bu yüzden sakıncalıyım.
Yalnız kalmak incitmiyor dostlar arasında,
Bazen çınlatırlar kulağımı sohbetleri sırasında,
Sevmek,fark gözetmeden sevebilmek suç olsaydı eğer,
Çoktan yerim hazır,hatta infaz gerçekleşirdi idam sehpasında.
Sakıncalıyım ben,
Düşmanım yok,
Sevmediğim hiç yok.
İki ders arası teneffüs olan bu hayatta,Yaradanım bana bunları yaşattı,
O'na şükranım çok.(aposözü)


Hayat paylaşınca güzel,
Ama önce sevmesini bileceksin,
Ya da öğreneceksin,
Sevmeden sevilmeden paylaşmayı beceremezsin.
Bir kerelik bu dünyaya geleceksin,
Herşeyi,herkesi seveceksin,
Paylaşabilmek öylesine bir mutluluk ki,
Yaşarsan,yaşayabilirsen göreceksin.
Ya tüm bunların üstesinden gelecek,
Ya da herkes paylaşmış, ellerini açmışken,
SEN hâlâ bitmiş elle cögeye döneceksin.(APO)
Yok böyle birşey,
Belki de hayaldi kimbilir.
Ya da ölüm anındaki son arzum olan,görmek istediğim Melek.
Rüyadamıyım yoksa,
Sabahımı beklesem gerçeği görebilmek adına,
Uyanmasam da,rüyasınamı razı olsam,
O Melek yüze,mahsun gözlere dalıp kalsam.
Yok böyle bir zerafet,incelik,
Eşsiz bakışlar,
Su gibi,
Ulaşılmaz bir güzellik misali,
Sanmıyorum olsun bir emsali,
Tapılası,
Hiç bıkmadan bakılası,
Ya bir varmış bir yokmuş,
Ya da hayaliyle sabah olmuş.
Hayalsen bile kal gitme,
Gerçeksen mucizesin,bir ömür asla bitme(a.D)


Bugün günlerden lale,
Aylardan GÜL,
Yıllardan sümbül.
Ya biryerin kurtuluşu,
Ya da bilmem ne günü.
Boşverin,bırakın geçen günleri saymayı,
Bana,gelecek günleri sayın.
Diyebilin ki;şu gün mutluluk günüm olacak,
Şu günden sonra insan insanı kırmayacak,
Şu gün kimseler dünyayı başımıza yıkmayacak.
Bir kenara koyun abaküslerinizi,
Saymayın boşa geçen günlerinizi,
Zaten bir gün yirmidört saat falan değil,
Yıl,ay,gün saat saymadan tutun sımsıkı hiç bırakmayın,
Şayet sevgiyle doluysa yüreğiniz,
O birbirine uzanan dost,kardeş ya da aşk diyen ellerinizi.
Bugün yıllardan insan,
Aylardan,günlerden insan,
Durdurun saati,sevgi yoksa geçmesin zaman.(APOSÖZÜ)


Yüklə 1,02 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10   11




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin