Yavaş yavaş ölürler Seyaat etmeyenler



Yüklə 1,02 Mb.
səhifə8/11
tarix15.01.2019
ölçüsü1,02 Mb.
#96702
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10   11
Bir gün geleceğim sana,
Ellerin hâlâ buz gibiyse,
Yürek diye taşıdığın aynı taş ise,
Yüzün yüzsüzlükten hiç değişmediyse,
Bir gün yine geleceğim yanına.
Umarım o gün,
Tutunacak elin,
Atan yüreğin,
Bakılacak yüzün,
Hâlâ kaldıysa.
Bir gün geleceğim,
Belki karşında söveceğim,
Başka kelam etmeyeceğim,
Suratına değil yere tükürüp,
Son kez çekip gideceğim.
(aposözü)


Günaydın desem duyan yok,
Kararmış günleri herkesin,
Sevgiden hiç sözetmemeli,
Damarları kurumuş yüreklerin,
Yolculuk hep birlikte ama,
Yol nereye gidiyor soran yok.
Kahrolmuş kalpler,
Giydirilmiş kıyafetler,
Çürümüş bedenler,
Adımıza insan denmiş,
İnsan nedir bilen yok,
Yüzlerde birer maske,
İçten gülen yok.
Karanlıklar diyarında,
Çuvala konmuş organlarla,
Hayat denmiş ortamda,
Yaşıyoruz kıyameti,
Lafebesi çok,
Dur diyen yok,(aposözü)


Ekmek taze,
Simit taze,
Tek bayatlayan insanlık,
Üç kuruş çıkar için,
Etiket için,post için,
Makam için,koltuk için,
Önüne geçilmez hırs için,
Adamlıkta sınıfta kaldık:((.
(aposözü)

El deliye,biz akıllıya hasretiz derler ya,
Ya da imam ölüyü,deli deliyi sever,
SEN deli,ben senden deli diye başlar,
İşte biz öyle delicesine sevdik,
Karşımızdaki olamadı deli,sevemedi delicesine,
Hiç hasret kalmadık akla akıllıya,
Deliliğimiz insana sevgiye aşka sevdaya,
Anlayan pek çıkmadı herkes akıllı ya.!
Mantık dedikleri olumsuz duygusuz hislere kapıldılar ya,
Sonra bir bir dağıldılar gidenin ardından gözyaşlarıyla,
Umutsuz koydular kendi adlarını,
Her bir yalnız kalışlarında,
Ama biz hep deliydik,dur durak olmadı umudumuzda.
Anladık ki herkes memnun aklından ve sondaki yıkılışından,
Ve onlar gelemeyecek sevdalarımıza,
Delicesine kavuşamasak da,
İmam sevecek bizi musalla taşında.(aposözü



Benim hiç havuzlarım olmadı,
Ya da kurmadım havuz,
Biriken suyun hakça paylaşılmadığı,
Küçüktüm bir gemim oldu,
Kağıttan kendim yaptım,
Bir tanesi bile yetti,
Gaz lambamız oldu,
El fenerimizde,
İstemedim hiç deniz fenerim olsun.
Hepimiz kardeştik,
Fakat kamplara bölünmeden.
Asker olurduk,poliscilik oynardık,
Şimdi oynatmıyorlar,oynuyorlar.
And içerek büyüdük,
Oysa şimdi zehir ettiler.
Benim hiç büyük adam olma hayalim de olmadı,istemem de,
Lâkin büyükler gözler önünde alenen küçüldükçe,
Benim insanlığım büyüdü,
Onların asla sahip olamayacağı kadar.
Tüm insanları sevdim severim de ben,
Deniz fenerli gemileriyle,para havuzlarıyla anlayamazlar veballerini,hoca talkını vermeden.(aposözü)


Ağlamak istiyorum,
Ama neden niçin bilmiyorum.
Mendil sattırılan minicik çocuğamı,
Gecenin ayazında parklarda uyuyanlaramı,
Cami avlusuna bırakılmış kundaktaki bebeğemi
Neye niçin neden şimdi ağlayım bilemiyorum.
İçimde bir hüzün,
Geleceğin karanlığını şimdiden görürcesine,
İnsanlık adına ölürcesine,
Ağlamak istiyorum.
Kurulu düzene ve de düzülene üzüldüğüm yok,
Onlar kurmuşlar sofralarını,
Dünyadan bihaber yaşayan çok,
Güttükleri sürüler zaten uykuda,
Sürüler aç,ağalar beyler tok.
Ağlamak istiyorum,
Kalmamışki gözyaşı,
Birolalım diye kaybettiklerimizden geriye kalan sadece mezar taşı.
Şimdikilerde ne yüz var ne de belli gözü kaşı.
Boşu boşuna ölenlere ağlamak istiyorum.
Kurumuş göz pınarlarımla,
Dağlanmış bir yürekle,
Çekinmeden erkekçe,
Ağlamak istiyorum(aposözü)



Seviyorum demek kolay,
Aşk ise oyuncak oldu.
Sevgiye katık etmezsen yalanı,
Aşk diye dolamazsan diline içindeki yılanı,
Tuz biber ekmezsen ihanetle, sana sevdayla masumca kendini bırakanı,
O zaman sözet sevgiden,
O zaman tut ellerini gerçekten,
Ve o zaman özür dile geçmişteki kirlettiğin bedenlerden,
Ya da bildiğini oku,
Zevke devam et hayvani ilişkilerden.
Seçim senin,gideceğin yol senin,
İnsan olamazsan bunda suçu yok hiç kimsenin.(aposözü)

Yıllardır bekledim bugünü,
Düşünmüyorum artık yarını dünü,
Göze aldım bir kez sürgünü,
Söyle,söyle ki ya sev ya da öldür.
Mazi diye birşey bırakmadın bu yürekte,
Yolculuk olacaksa ucunda ölüm olsa,varım birlikte,
Buluşacaksak tek bir kimlikte,
İki kelime yeter,ya sev ya da öldür.
Karanlıklar içinden kalkıp gelmişken,
Sevda diye aşk diye sana gönül vermişken,
Bir ömür sevgiliye hasret çekmişken,
Yeter artık ya sev ya da öldür.
Bu gönül dayanmaz oldu acılara,
Her defasında itildi başka bahara,
Bu son fasıldır,
İster güldür ister süründür,
Tek arzumdur kalan;
Ya sev ya da öldür.(aposözü)



Biz yalnız çocukluğumuzda yaşadık huzuru mutluluğu,
Yaramazlık dedikleriyle büyüdük,
Kulaklar çekildi,cezalar verildi,
Tek ayak üstünde beklemekti cezanın en ağırı en çoğu.
Oysa şimdi çocuklar çocuk olamadan büyümekte,
Geleceğin işkencesini hissederek yürümekte,
Beyinler hücrelerde,bedenler kafeste,
Yeni bir nesil değil robotlar üretilmekte.
Biz yaşadık,onlar yaşamayacaklar asla,
Birdirbir,köşe kapmaca,saklambaç,uzun eşek desek boğulurlar kahkahaya,
Gün olur devran döner derler ya,
Öyle bir döndüki,farkındamı millet hangi alemde yaşamakta.
Bizler yaşadık da ne oldu diyeceksin,
Doğrudur;ha çocukça ha da çocuk olmadan öleceksin.(aposözü


Kimler ağlatmadı ki,
Ve kimler kurutmadı ki göz pınarlarımı.
Önce çocukluk aşklarım,
Sonra sevgililer,
Ve en acısı,beni zamansız birbaşıma bu dünyada bırakıp göçedenler.
Bir SEN ağlatmadın,
Her sığınışımda,
Her yakarışımda,
Hep yanımda.
İyiki gönülden bağlanmışım,
İyiki hep yüreğimde sol yanımda,
Şükürler olsun ki varsın hamdolsun yaradanıma.(aposözü

Hayalini yaşamak gerçeği yaşamaktan daha güzel daha mutlu daha umutlu.
Hayallerde kötülere,kötülüklere,vefasıza,vicdansıza,nanköre ve haine yer yok.
Oysa gerçeğinde tüm acıları yaşarsın istemesen de ekmeğe aşa katık edersin,konuşsan duyan olmaz sussan soran olmaz,mahkumsundur kaderine.(aposözü)

Hani ya eylül'dü yaprak dökümü,
Onlar bile direniyor artık,Kasım bitti,aralık diye direnmekteler,
Bir insanoğlu direncini her geçen. gün yitirmekte,
Kimi sevgiye aşka mağlup,
Kimi yaşananları sadece seyretmekte,
Kimi kaderine boyun eğmiş,
Suskun biçare.
Oysa yapraklar dallarına tutunmuş,düşmemenin peşinde,
İnsanların tutunacak neyi kalmış,
Dost bildikleri bile tepesinde.
Sonunda elbet yapraklar da düşecek,
İnsanoğlu düştüğünde,ne uzanan bir el görecek,
Ne de yerine eşi benzeri gelecek.
Dökülmemekte direnen yapraklarda zaferi görüyorum,
Düşen her insan için bin kez ölüyorum.(aposözü)



Masallarla büyüttüler,
Her masala inandık,
Sevgi de aşk da masalmış,
Çocukça kandık,
Nefreti de öğrenmedik,
Kini de,
Bu yüzden hep ortada kaldık,
Oysa biz bu dünyaya,
Sevmek saymak aşık olmak için gelen,
Temiz yürekli birer insandık.(aposözü)

Sevmek benim işim değilmiş,
Sevmek yalancılara mahsus,
Neden diye sorma,
Sen değilmisin inanan,
Sen değilmisin onlara kanan,
Dürüstçe sevdaları iteleyip,
Koşarak giden yalanlara,
Sonrasında ihanetle kavrulan.
Sevmek vefakar cefakarların işi değil,
Acımasız ,hoş görüsüz sahtekarların işi.
Prim yapan onlar,
Aptalca tapılan onlar,
Amacı yalnızca sahip olmak olanlar.
Siz inanmaya devam edin,
Kendini zeki sananlar.
Sevmek benim işim değil,
Çünkü kimseleri üzemem,incitemem,ihanet edemem,
Ben bu alemde,şu acaip ortamda kimseleri sevemem.(aposözü)



Ben seversem koyu severim,
Ağır gelir birilerine.
Kimi sevginin ne olduğunu bilmediğinden,
Kimi hiç böyle sevilmediğinden.
Uçar gider bazıları,
Bazısı kaçar ardına bakmadan.
Çok görmemeli,
Ne de olsa hep yoksun kalmışlar gerçeğinden.
Kandırılmışlar,aldatılmışlar 
Terkedilmişler,
Akıllanmamışlar.
Yok yapacak birşey,
Herkes layık olduğu sevgiye kavuşurmuş,
Ya mutlu olur ya da mutluluğu unuturmuş.
Ben hep koyu sevdim,
Tertemiz bembeyaz,
Beyazın en koyusu,
Yüreğimdedir hep sevginin muhteşem kokusu.(aposözü)


Buralarda bize yer yok,
Gidelim buralardan göçmen kuşlar misali.
Ne pencere kenarlarına konmuş,sevgi suyuyla ıslanmış ekmek kırıntıları var bize,
Ne de sıcak,dağıtmayacakları bir yuva hepimize.
Ama ben uçamamki,
Yoktur kanatlarım,
Bir sol yanımda çırpınan yüreğimle,
Nereye kadar varabilirim ki.
Gidelim biz buralardan,
Burada kalpler taş kesmiş,
Sevdadan bihaber buralar,
Yüreğimizin uçtuğu yere kadar.(aposözü)

Bir kahve köşesinde oturmuş düşünüyorum,
Lâkin yapacak birşey yok,
Sabahın körü,
Masalar bomboş birbaşıma,
Neyi düşünmem gerektiğini düşünüyorum,
Geçmişi düşünmek boş,
Adı üstünde geçmiş,
Soran olmaz nasıl geçti,
Acısını ızdırabını,
Hiç mi mutlu olmadın der gibi bakıyor çayı getiren garson,
Hafifçe gülümseyerek bakıyorum,dedik ya geçmiş.
Geleceği düşünmek diye bakıyorum bardaktaki çaya,
Şekeri atıp karıştırıyorum,
Dalgalanıyor gelecek ve duruluyor,
Biliyor ki az sonra o da geçmiş olacak.
Yine de yudumluyorum geleceği,
Bâri içime sindireyim,Ne olacağını bilmeden.
Gelecek bir anda boğazımdan geçip gitmiş.
Sanki birileri sesleniyor,"geçmiş olsun".
Düşünüyorum ve vazgeçiyorum düşünmekten.
Çünkü düşünmek için vakit çok geç'miş.(aposözü)

Zor,hem de çok zor.
Kolay olan,
Kırmaktı incitmekti,
Yalanlarla avutup,
Peşimden koşturup,
Bir gün terketmekti sebepsiz,
Ağlatmaktı ardımdan.
Ben yapmadım yapamazdım asla bu iğrençlikleri,
Kıyarmıydım sevdama,
Tuz basarmıydım gönül yarama.
Ama SEN,
Hiç ummadığım sen,
Hiç yokken bir neden,
Kolayı seçtin,
Şimdi o hiç akmayan gözyaşlarının pınarları kurusun,
Yüreğinde sevda değil 
Hep acılar bulunsun,
Hergün öl ama namazın cehennemde kılınsın,
Sen bu alemin tek cansız kadınısın.
Zor olan bana kaldı artık,
Çok zor,
Bundan böyleTek başıma iki kişilik yaşamak zor,
Bu yaşananlar ve sonrası adama çok kor.(aposözü)



İstediğin kadar dürüst ol,
İstenmeyen kadar iyi niyetli,
Şu boktan çarkın içinde,
Kaybolup gidiyorsun.
İster göründüğün gibi ol,
Ya da olduğun gibi görün,
İster padişah ol,
İster yerlerde sürün,
Yüreğin pamuktan da olsa,
Harcanıp duruyorsun,
Kendini kurtlar sofrasında meze olarak buluyorsun.
Mesele tanınmış olmak değil,
Sevilmiş olmaktır mesele,
Sevildiysen eğer ölümsüzsün,
Yoksa ha kirazın sapı,ha mahallenin çöpüsün.(aposözü)


Kadın gizemdir,sırrıdır alemin,
Bakarsın ama göremezsin,
Kiminin yüreğindeki kasada kilitlidir pırlanta,
Kiminin ise yağlı boya tablosu gibi görünüşünün altından kanalizasyon geçer.
Sırrı çözebilmek,
Kilidi açabilmek,
Ya da güzelliğin ardındaki pisliğe bulaşmak,
Kaderinde değil,
Senin elinde.
Karşına çıkanın ya da ardından gittiğinin bir eşi daha yoktur,
İyi de kötü de çıksa gerçek yüzü,
Zaten aynısından arasan da bulamazsın.
Kadın bir tanedir,
Benzemez diğerine.
Ucunda bulaşmak da var çamura mile,
Veya ulaşmak var pırlanta yüreğine,
O an paha biçemezsin değerine,
Her kadın bir tanedir aynısından bulamazsın,
Adam gibisini bulduğunda kendini ondan alamazsın.(aposözü)



Yarın ne olacağı meçhul,
Bugünü yaşamak için uyandık,
Dün ise çoktan bitti.
Geride bıraktığımız;
Ya yaşamamış sandığımız gerçekler,
Ya da çok güzel yaşamış sanılan hayaller.
Bir gönülde iz,
Bir kalbe karanfil,
Bir kulağa hoş bir seda bırakmadıysak eğer,
Boşyere tüketilmiş nefeslerin,
Ayakta duran ölü bedenleriyiz.
Bugünü yaşayacağız ama,
Dünü de severek olmalı,
İnsan huzuru bedende değil,
Sonsuz ruhunda bulmalı.(aposözü)

Yüreğine düşen o ilk bakışı unutabildinmi,
Silebildinmi izlerini sana hasretle bakan bir çift gözün.
Kelimelerle anlatılamazları yaşatmadımı o an,
Çırpınmadımıydı yüreğin,durmamışmıydı zaman.
Şimdi muhtaçsın değilmi o bakışlara,
Sor belki bilirler sor göçmen kuşlara,
Aynalara sor ve bir bak iz bırakmışmı ruhunda,
Unutmak mümkünmü benliğini saran o sıcacık bakışı.
Kaçırmasaydın gözlerini hep sende kalacaktı,
Dünya döndükçe bir sana bakacaktı,
Artık çok geç belki de söndü o sana bakan gözler.
İsteseydin eğer o senin kalp gözün olacaktı.(aposözü)

Boş bir odada,
Sokak lambasının sızdırdığı ışıkla oturuyorum sandalyemde,
Sandalye deyip geçmemeli,
Kimler gitmedi ki ona atılan bir tekmeyle.
Karanlıkta düşünmek daha aydınlık geliyor,
Film şeridine hiç gerek yok,
Hepsi hafızamda.
İçimde dirhem öfke,kin,nefret asla,
Harcadığım sevgilere acıyorum.
Çoğu bozuk para misali gitti,
Kimse bütünletip koymadı bir kenara.
Geçen zamana hiç lafım olmaz,
İşi bu elbette geçecek,
Ama kaç kişi hakkını vermiş ya da verecek.
Kendime de kızamıyorum,
Böyle yaratmış yaradan,
Günahtır ona isyan.
Geçmişle geleceği elele tutuşturuyorum,
Barışın diyorum birbirinizle,
Lâkin bir bütünsünüz,
Hayatı oluşturuyorsunuz isteseniz de istemeseniz de.
Sandalyemde ve bir başıma odada,
Duvarlar dört bir yanımda,
Seviyorum,
Kendi kendime, herşeyi ve hâlâ herkesi,
Aldığım nefesi,
Yaşam hevesi,
Ve beş vakit ezan sesi.
(aposözü)

Özgürlüğümü alamazsınız elimden,
Sonuncuya kadar alırım nefesimi,
Severim özgürce,sevilirim istenince,
Koklarım tüm çiçekleri,
Hayallerim olur düşler,
Dileklerim olur tutar,
Arzularım olur tadarım,
Güneşi,ay'ı bulutları izlerim gönlümce,
Her sabah yeniden doğarım,ölmem güneş battı diye,
Yollar umudum olur giderim kendimce,
Yaz'ı yaşarım,sonbaharı kışı geçer,coşarım her ilkbaharda,
Aşığımdır yaradana,
Taparım dilediğimce,
O verdi bu CAN'ı,yine O alacaktır,
Ne yapsanız ne etseniz,yaşadıkça özgürlüğüm bende kalacaktır.(aposözü


Gülmek geçmiş artık bizden,
Ağlamak içinse vakit çok geç,
Ancak gülebiliriz ağlanacak halimize.
Yitirilmiş değerlerle,
Kaybolmuş kişiliklerle,
Sahte kimliklerle,
Gidiyoruz gündüz gece.
Yalandan selamlar,
Yol değiştiren insanlar,
Tükenmiş kavramlar,
Şaşırmış pusulalar,
Almışız başımızı gidiyoruz.
Artık geri gelmez,
O masum duygular,
Nerede o saygı dolu sevdalar,
Yetmemiş üzerimizi örten ölü toprağı,
Üstüne yağmış karlar.
Dönüşü yok artık,
Kaybolan insanlığımızla dört nala gidiyoruz.
Çuvala doldurulmuş organlar misali,
Ruhsuz duyarsız bedenlerle,
Ardımızdan dua yerine küfür edenlerle,
Bir kendini ilah bilenlerle,
Layık olduğumuz çöplüğe gidiyoruz,
Kiminin adı Veli,
Kimi olmuş deli,
Bilmem bu aleme ne demeli,
Gülemeden ağlanacak halimize,
Gidiyoruz.(aposözü)



Ne kadar da büyütmüşüz gözümüzde birilerini,
Oysa onların da iki eli iki ayağı gözleri kulakları varmış.
Onlar da aynı nefesi alıp son nefeste gidenlerdenmiş.
Kolları biraz uzunmuş sadece,
Bir de beyinleri yalnızca kendileri için çalışırmış,
Ayakları yerden kesilmiş birilerinin kendince,
En garip olanı,
Çoğunda yürek yokmuş.
Niyetlerini sorma bombokmuş,
Ne kadar da büyütmüşüz gözümüzde pireleri,
Kan emici sülükleri bitleri.
Sevgiden yoksun itleri.
Yukarılarda sandıklarımız,
Meğer ayaklar altındaki günümüzün Hitler'i
Ne kadar da büyütmüşüz gözümüzde,
Onlara yer yok yüreğimizde gönlümüzde,
Gün gelip diz çökseler de önümüzde(aposözü)


Üzülme be çocuk,
Onların gerçek oyuncakları,
Dev gibi malikaneleri yüksek duvarlarla çevrili,
Her istediklerini alabildikleri,
Tıksırıncaya kadar yiyebildikleri,
Aldıklarını bir kez giydiklerini,
Takma kafana,
Senin kurşun askerlerin,
Kumdan kendi emeğin kalelerin,
Bayramlarda yastığının altında uyuduğun çok sevdiğin giysilerin,
Yerde kurulmuş sofrada hep birlikte mutluca az da olsa yiyeceklerin var takma kafana.
Çünkü onlarda hiçbir zaman olmayan olmayacak birşeye sahipsin;
Sevgi dolu tertemiz yüreğin,
Ve kimsenin satın alamayacağı benliğin.
Bunlarla büyü çocuk,
Böylece kal çocuk.(aposözü)


Tüm son seferleri kalkmış,
Uçakların,gemilerin,trenlerin,
Hiçbir vasıta yok,
Ayakların bile terketmiş seni,
Yapacak birşeyin kalmamış,
Çaresizsin bir başına.
Aynan da yok,
Kendini olsun görebilesin.
Şaşkın bitkin kalakalmışsın olduğun yerde.
Gitsen gidemiyor,
Ölsen ölemiyorsun.
Yalnızlığın dibindesin.
Dönmek istermisin bugüne,
Hadi dön,
O biçarelikten şu âna dön,
Tüm pişmanlıklarınla,
Sımsıkı sarıl sevdiklerine,sevemediklerine.
Tut ellerinden yanıbaşındakilerin,bırakma,
Ver gönlünü,
Ver sevgini,
Sana sevgi verenlere.
Üzme,incitme,kırma kimseleri,
Ya özgürce böylesine yaşa,
Ya da yine dön şiirdeki en başa.(aposözü)


Bu kadarmı farklı olur bir insan,
Bu kadarmı her cümlesinde dilinden dökülür bir parça canından,
Kalkıp öpesi geliyor,o hayatın çizgilerinin iz bıraktığı alnından,
Bu olmalı evet bu olmalı gerçek insan.
Sevmeyi çok iyi başardığı belli hafif buğulu gözlerinden,
Her an huzur mutluluk saçılıyor sözlerinden,
Çoktan hakettiği sevgiyi bulamasa aramasa da,
O razı,o kabullenmiş,silmiş herşeyi yüreğinden.
Herşeyin en güzeli yakışır ona,
Bir gün bir ay ya da yıl değil,
O değer sonsuza.(aposözü)

Ben seni ölümüne sildim,
Önce ismini yazdığım duvarlardan,
Yokettim resimleri,sildim adını,imzanla biten mektuplardan,
Tüm kitaplardaki seni yazan sayfaları kopardım,
Kül ettiğin yüreğimin zerrelerini dalgalara fırlattım,
Mezar taşlarını kazıdım,seni hatırlatan her adı gördüğümde,
Ben sinemi dağladım,sırf senin ismin diye,
Bir seni bilmiştim,
Ama seni ölümüne sildim.(aposözü)
"O'na"

Dinlenmeyen nasihatları,
Yerine getirilmeyen sözleri,
Unutulmuş yeminleri,
Bomboş vaatleri,
Ağızlarda sakız olmuş yalanları,
Çoktan silinmiş hatıraları,
Okunmuş ama anlaşılamamış romanları,
Umursanmayan şiirleri,
Yok sayılan örf,adet,ananeleri,
Neredeyse kaybolacak öz kimliğimizi,
Yitirilmiş benliğimizi,
Atamızı,dedemizi,
Kaybetmişiz kendimizi,
Yaşamak buysa eğer,
Yaşayıp gidiyoruz,
İnsanmıyız,çimenmiyiz,otmuyuz,
Bir onu bilmiyoruz.(aposözü)

Yoruldum artık,
Ben sevmekten yoruldum,
Diğerleri sevilmemekte direnmekten bıkmadı usanmadı,
Sevmek zaten onların tanışmadığı,selamlaşmadığı birşey,
Akıllarının ucundan bile geçmiyor yaşamın en güzel duygusu.
Göreceli değil elbet sevgi,
Onlar alışmışlar elle tutulur gözle görülür şeylere,
Ve sahip olmaya tüm hırsları acımasızlıklarıyla.
Doyumsuz arzuları,
Ağızlarında köpüren salyalarıyla.
O yüzden gitmek göçetmek gerek,
Kuduzları bulaşmadan,
Daha da şahit olmadan.
Yoruldum artık,
Göçmen kuşlara yanaştım,
Yoldaş olurum diye,
Ama uçamıyorum,
Kırmışlar kanatlarımı,
Parçaladıkları yüreğimle birlikte,
Uçamıyorum,göçemiyorum,
Yoruldum artık,
Biçareyim,
Ne yapsam bilemiyorum.(aposözü)

Yüklə 1,02 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10   11




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin