Yazı gençLİĞİn devriMCİ eylemi İÇİN İleri ! •

ÖĞRENCİLER ZEHİRLENDİ

10 Ekim'de özel yemek şirketi AKÖN-ES tarafından verilen yemeklerden meydana gelen besin zehirlenmesinde çok sayıda öğrenci hastalandı. Bu olaya rağmen üniversite yönetimin sergilediği ilgisiz tutumun kampusun tüm fakültelerinde boykotlarla protesto edildi. Ucuz ve sağlıklı beslenme için gerekli koşulların sağlanması, denetimin bizzat öğrenciler tarafından yapılması gerektiği amfilerde, yemekhanede, kantinlerde dile getirildi. AKÖN-ES rektörlük işbirliği ile meydana gelen olayın sorumluları teşhir edilirken rektörlüğün kayıtsız tavrına dur denildi. Biz biliyoruz ki beynimizi ve midemizi zehirleyen özelleştirmeci YÖK zihniyetinin kendisidir. Üniversiteyi işletme, öğrenciyi müşteri haline getiren, bilimi-bilgiyi metalaştıran, yeni piyasa kaynakları yaratmak için bilim insanının emeğini sömüren YÖK zihniyetine karşı direnmek bugün için bilimin ve halkın onurunu temsil etmektir.

Samsun Devrimci Gençlik

ÜNİVERSİTELİLER TALEPLERİ İÇİN SOKAKTAYDI

Öğrenci Koordinasyonlarının üniversitelerdeki sorunlara ve çözümlerine dair tüm yaz boyu yaptığı araştırmalar sonucunda ortaya çıkan üniversite dosyasının içerdiği talepler, İstanbul Üniversite Öğrencileri Koordinasyonu'nun Beyazıt'ta gerçekleştirdiği eylemle deklare edildi. Yaklaşık 80 kişinin gerçekleştirdiği eylem İstanbul Üniversitesinin kampusundan başlayıp, kampus dışındaki platformda son buldu. YÖK karşıtı sloganların ağırlıkta olduğu eylem coşkusu ve iddiasıyla yeni dönem için anlamlı bir yerdeydi.

BEYTEPE’DE İNADINA ŞENLİK

Bu yıl 12.’si düzenlenen geleneksel Hacettepe Üniversitesi açılış şenliği tüm engellemelere rağmen öğrenci gençliğin çabalarıyla gerçekleştirildi. Sabah sanatçıların kampüse girişin yasaklayan rektörlük öğrencilerin tepkisi karşısında kapıları açmak zorunda kaldı. Rektörlüğün bu tavrı şenlik alanında bulunan 4000 öğrenci tarafından sloganlarla protesto edildi. Beytepe Öğrenci Cephesi tarafından düzenlenen şenlik rektörlüğün ve jandarmanın baskılarına rağmen 4000 kişinin katılımıyla yapıldı. Şenlikte 6 Kasım Kızılay, YÖK, yurtlar ve kampüsteki diğer sorunların işlendiği konuşmalar yapıldı.

ANKARA’DA SAVAŞ KARŞITI GENÇLİK EYLEMLERİ

• ABD'nin yürüttüğü kirli savaşı ve YÖK'ün üniversitelerdeki anti-demokratik uygulamalarını protesto etmek için AÜÖK ve EMEK gençliği Cebeci kampusunda ortak basın açıklaması düzenledi. 'Emperyalist savaşa hayır; pankartının açıldığı eyleme 100 kişi katıldı. 'Emperyalist Savaşa Hayır, Savaşa Değil Eğitime Bütçe, 6 Kasımda Kızılay'dayız; sloganlarının atıldığı eylemde üniversitenin barıştan, özgürlükten ve bilimden yana tavır alacağı haykırıldı.

• 4 Ekimde DTCF öğrencileri olarak 'Emperyalist Savaşa Hayır; adıyla bir forum düzenlendi. 'Kahrolsun Emperyalizm, Savaşa Değil Eğitime Bütçe, Yaşasın Halkların Kardeşliği' sloganlarıyla katlar dolaşıldıktan sonra orta bahçede okunan bildiriyle son buldu. Talimatnamelerle savaş yanlısı tutum izlemesi istenen üniversiteler emperyalizm karsısında halkların özgürlüğünü haykırmaya ve anti-emperyalist mücadeleyi sürdürmeye devam edecektir.

Kahrolsun emperyalizm yaşasın halkların kardeşliği!

DTCF Devrimci Gençlik

 

ÜNİVERSİTELİLERİN İLK EYLEMİ SAVAŞ KARŞITI

Küreselleşmenin gelecek vaadi açmaz bir kriz içine girmişken 11 Eylül'de ki eylemi fırsat bilerek başlatılan emperyalist savaşa karşı dünya çapında tepkiler sürerken İstanbul'da da üniversite öğrencileri savaş karşıtı bir eylem düzenledi.

11 Ekim günü İ.Ü. Merkez Kampus kapısı önünde gerçekleştirilen eyleme yaklaşık 200 kişi katıldı. Polisin yoğun bir şekilde önlem aldığı eylemde Merkez Kampus içinden çıkan öğrencilerle Beyazıt Meydan'ından yürüyüşle üst platforma çıkan öğrenciler "SAVAŞ AÇLIK YOKSULLUK VE ÖLÜM DEMEKTİR EMPERYALİST SAVAŞA HAYIR!", "ÜNİVERSİTE VE BİLİM EMPERYALİST SAVAŞA DEĞİL İNSANLIĞA HİZMET EDER" yazılı pankartlar taşıdı.

Öğrenciler özgürlükler savaşı olarak anlatılan bu savaşın taraflarının ezilen halklar ve emperyalizm olduğuna, savaşın emperyalistlerin dünya üzerindeki egemenlik ilişkilerinin yeniden düzenlenmesine yarayacağına ve bugün Afgan halkının yaşadığı savaşın yarın Türkiye halkının başına gelemeyeceğinin garantisini kimsenin vermeyeceğine işaret etti.

SAVAŞ KARŞITI EYLEMLER TÜRKİYE

• Bakırköy Özgürlük Meydanı'nda aralarında KESK İstanbul Şubeler Platformu, İstanbul Emek Platformu, İHD, Halkevleri gibi demokratik kitle örgütleri ve sendikalardan oluşan Savaş Karşıtı Platform'un yapmak istediği 'Savaşa Hayır' adlı basın açıklaması polisin saldırısıyla 50 civarında gözaltıyla sonuçlandı. Sivil polislerin silahlarını çıkarttığı saldırıda çevredeki çeşitli kafeterya ve benzeri yerler de basılarak 'şüpheli ! ' görünenler gözaltına alındı.

• Kızılay Güvenpark'ta bir araya gelen TÜMTİŞ, Enerji Yapı Yol-Sen, Tüm Sosyal-Sen, Halkevleri, ÇHD ve EMEP'lilerden oluşan kitle savaşa karşı basın açıklaması yaptı. Ziya Gökalp Caddesinden yürüyüşle YKM önüne gelen Halkevleri kortejine ve YKM önünde toplanan yaklaşık 250 kişilik kitleye halktan yoğun ilgi olduğu gözlendi. Açıklamada olası savaş protesto edilerek hükümetin vermek istediği koşulsuz destek kınanarak tüm emperyalist yapılanma ve oluşumlardan ayrılınarak emperyalist politikalara alet olunmaması gerektiği dile getirildi.

• Eğitim-sen, Eğit-Der, Halkevleri, EMEP, HADEP,ÖDP,ve CHP'den oluşan Buca Savaş Karşıtı Platform, 10 Ekim'de Şirinyer'de "Yoksulluğa ve Savaşa Hayır" başlıklı bir eylem yaptı. Eylemde "Emperyalist Savaşa Hayır", "ABD Askeri Olmayacağız" sloganları atıldı.

• EMEP, ÖDP VE SİP'in 14 Ekim günü İstanbul başta olmak üzere bir çok ilde yapmak istediği mitinge izin verilmeyince İstanbul ve Adana'da protesto gösterileri düzenlendi. İstanbul Kadıköy İskele Meydan'ında yapılmak istenilen eyleme polis engel olunca Altıyol'da yapıldı. Polis barikatlarına rağmen toplanan 500 kişilik kitle basın açıklaması yaptı. Açıklamanın ardında slogan atan kitle dağılmak üzereyken polisin cop ve biber gazıyla saldırması üzerine 50 kişi gözaltına alındı, çok sayıda eylemci yaralandı. Aynı gün Adana'da yapılan eylemde ise ABD'nin dünyadaki terörist uygulamaları protesto edildi. "Savaşa Hayır" pankartının açıldığı eylemde "Kahrolsun Amerikan Emperyalizmi", "ABD Askeri Olmayacağız" sloganları atıldı.

SAVAŞ KARŞITI EYLEMLER –DÜNYA

• Meksika: "Hepimiz Arabız" Meksika'daki protesto gösterilerinden biri bağımsızlık sembolü olan Benito Huarez anıtı önünde düzenlendi. Amerika'ya düzenlenen saldırılardan yine Amerika'yı sorumlu tutan göstericiler; Meksika'daki yerli halkların hakları için mücadele veren Zapatista lideri Marcos için yazılan "Biz hepimiz Marcos'uz" şarkısını "Biz hepimiz Arabız" sözleriyle söylediler. '(aldığım yerin aynısı)

• Brezilya: Rio de Janeiro da yapılan savaş karşıtı mitingde Brezilya halkının Amerikanın kirli savaşının karşısında olduğu vurgulanmıştır.

• İtalya: İtalyan komünist yeniden oluşum partisi tarafından düzenlenen gösteride on binlerce kişi 'dünyada barış ve adalet için ' yürüdü. Yürüyüşe katılanlar NATO ve savaş karşıtı sloganlar attı.

• Yunanistan: Atina da yüzlerce kişi Sol koalisyon partisi SYN' nin girişimiyle düzenlenen gösteride Medeniyetler savaşı kınandı.

• İngiltere: İngiliz küreselleşme karşıtları İşçi Partisinin Brighton'da başlayan toplantısı arifesinde Tony Blaire barış çağrısında bulundu.

• İspanya: Barselona da 70 kadar siyasi parti işçi sendikası ve sivil toplum örgütünün katıldığı Haydi savaşı durduralım' gösterisinde ABD'nin Afganistan üstündeki oyunları protesto edildi 5.000 savaş karşıtı gösterici 'barış için daha fazla kurbana gerek yok yazılı pankartın arkasında yürüdü.

• Hollanda: Amsterdam’da yapılan gösteriye katılan yüzlerce kişi ülkelerinin Amerika'nın Afganistan'a saldırısına destek vermemesini istedi.

• Paris: Binlerce kişinin katıldığı savaş karşıtı gösteride ABD savaşının sivil halka yönelik olacağını söyledi. Barış ve demokrasi çağrısı yapıldı.

• Brezilya ve Endonezya: Brezilya ve Endonezya'da çoğunluğu öğrencilerden oluşan savaş karşıtları, ABD büyükelçilikleri önünde herhangi bir ülkeye yapılacak intikam saldırıları kınadılar. Gösterilerde eylemin emperyalist politikaların bir sonucu olduğu vurgulandı.

DÜNYA BARIŞ GÜNÜ ETKİNLİKLERİNDE BİR KİŞİ ÖLDÜRÜLDÜ

1 Eylül Dünya Barış gününde Türkiye'nin bir çok yerinde düzenlenmek istenen etkinliklere polis saldırdı. Diyarbakır'dan İstanbul'a kadar birçok yerde yapılmak istenen etkinlikler yoğun polis şiddetiyle engellenip onlarca gözaltı yaşanırken, İstanbul'daki etkinliklerde polis saldırısından kaçarken apartman boşluğuna düşen Zeynel Durmuş hayatını kaybetti. Barış gününün tıpkı bir savaş ortamında geçirilmesini sağlayan devlet Türkiye halklarının barış talebine yaklaşımını da açıkça ortaya koydu. 1 Eylül Dünya Barış Günü Türkiye halklarına karşı faşizmin kirli savaşının şiddeti arttırarak devam edeceğinin habercisiydi.

 

ÖLÜM ORUCU DEVAM EDİYOR!

20 Ekim 2000 tarihinde hapishanelerde uygulanan baskı ve işkencenin son bulması, F tipi hapishanelerin inşaatlarının durdurulması ve yapımı tamamlanan F tipi hapishanelere sevklerin yapılmaması talepleriyle başlatılan ölüm orucu ve açlık grevleri birinci yılını doldurdu. 205 tutsağın ölüm orucuyla 780 tutsak açlık greviyle devam ettirdiği eylem 19 Aralık 2000 tarihinde devletin hapishanelere düzenlediği “Hayata Dönüş” operasyonuyla boyut değiştirerek, devletin hapishanelerdeki tutsakları yok etmeye yönelik sistematik saldırısı olarak bir yıllık bir süreçte karılık buldu. Operasyonda 30 tutsak hayatını kaybederken, operasyondan çok sonra basında yer alan adli tıp raporlarıyla ölen iki askerin de devletin silahlı güçlerinin açtığı ateş sonucu öldüğü belirlendi. Katliamın hemen arkasından 1500 siyasi tutsak hücrelere sevk edilirken, sevk sırasında ve bu güne kadarki süreçte tutsaklara yönelik işkence aralıksız devam etti. Hapishanelere yönelik olarak başlatılan operasyon dışarıdaki toplumsal muhalefet içinde benzer bir operasyon olarak karşılık bulurken hücre hapishanelerine karşı olan tüm etkinlikler, eylemler polis saldırıları gözaltılar ve tutuklamalarla baskılandı. DGM kararıyla hapishane meselesine dair resmi söylemin karşısında olan tüm etkinlik ya da açıklamalar tutuklanma gerekçesi olurken, birçok dergi, afiş, özel sayı toplatıldı.

İşkence ve tecrit karşısında insanlık onurunun direnişini simgeleyen hapishane direnişiyle toplam 41 tutsak hayatını kaybederken, bir çoğu zorla tıbbi müdahale sonucunda wernice-korsakoff hastalığına yakalanarak hayatlarını tek başlarına sürdüremeyecek konuma geldiler. Bu süreçte ölüm oruçlarının dışarıda devam ettiği Küçükarmutlu’da polis ablukası zaman zaman direniş evlerinin kapılarına kadar dayanarak Armutlu halkını tecrit etmeye yönelik bir operasyon olarak sürdü.

ONLARA SÖZÜMÜZ DEVRİM OLACAK

• Veli Güneş: 16 Haziran 20001 Ölüm orucunun birinci ekibinde olan Veli Güneş eylemin 241. gününde Kandıra F tipi cezaevinde fenalaşması üzerine kaldırıldığı İzmit Devlet Hastanesinde yaşamını yitirdi. Cenazesi Yenibosna Cemevinde yapılan 100 kişilik bir anmadan sonra otobüslerle Cebeci mezarlığına götürüldü.

• Aysun Bozdağ: 26 Haziran 2001 Kartal Özel Tip Kapalı Cezaevinde durumunun ağırlaşması üzerine kaldırıldığı Kartal eğitim ve araştırma hastanesinde eylemin 183. gününde yaşamını yitirdi.

• Zehra Kulaksız: 29 Haziran2001 Ölüm orucunda bulunan yakınlarına destek vermek amacıyla Küçükarmutlu'da ölüm orucunu sürdüren Zehra Kulaksız eyleminin 221. gününde yaşamını yitirdi. Cenazesi Küçükarmutlu'da yapılan bir törenin ardından memleketi Rize'ye gönderildi.

• Mahmut Gökhan Özocak: 5 Temmuz 2001 Buca Kapalı Cezaevindeyken CMUK 399 uygulanarak tahliye edildikten sonra ölüm orucuna devam ettiği İzmir Yamanlar'daki evde yaşamını yitirdi.

• Ali Koç: 5 Temmuz 2001 Ölüm orucunun 262. gününde Sincan F tipi cezaevindeyken yaşamını yitirdi.

• Sevgi Erdoğan: 15 Temmuz 2001 Uşak kapalı cezaevindeyken tahliye edilen ve ölüm orucuna İstanbul Küçükarmutlu'da devam eden Sevgi Erdoğan eylemin 264. gününde yaşamını yitirdi. Cenazesi Karacaahmet cemevinden mezarlığa 1200 kişinin katılığı bir törenle kaldırıldı.

• Muharrem Horoz: 3 Ağustos 2001 Kandıra F tipi cezaevindeyken durumunu ağırlaşması üzerine kaldırıldığı İzmit devlet hastanesinde eyleminin 236. ününde yaşamını yitirdi. Horoz için Yenibosna cemevinde 300 kişinin katıldığı bir anma düzenlendi.

• Osman Osmanağaoğlu: 14 Ağustos 2001 Kandıra Ftipi cezaevindeyken CMUK 399 madde uyarınca tahliye edildikten sonra eylemine Küçükarmutlu'da devam eden Osmanağaoğlu eylemin 299.gününde yaşamını yitirdi. Cenazesi Cebeci mezarlığına kaldırıldı.

• Hülya Şimşek: 31 Ağustos 2001’de destek maçlı ölüm orucunda bulunan Şahin eyleminin 286. gününde yaşamını yitirdi.

• Gülay Kavak: 7 Eylül 2001 CMUK 399 gereğince tahliye edilen ve eylemine Küçükarmutlu'da devam eden ölüm orucu 1.ekip direnişçisi Gülay Kavak yaşamını yitirdi.

• Ümüş Şahingöz: 14 Eylül 2001 CMUK 399 gereğince tahliye edilen ve eylemine Küçükarmutlu'daki evde devam eden Şahingöz eylemin 330. gününde yaşamını yitirdi. Şahingöz için Küçükarmutlu'da düzenlenen anmaya saldıran polis 30 kişiyi gözaltına aldı.

• İbrahim Erler: 17 Eylül 2001 Ümüş Şahingöz'ün cenazesinde polisin şiddet kullanarak müdahale etmesini protesto etmek için tutuklu bulunduğu Edirne F tipi cezaevinde kendini yaktı.

• Abdulbari Yusufoğlu: 20 Eylül 2001 Yakınlarını desteklemek amacıyla İzmir'de başladığı ölüm orucunu Küçükarmutlu'da sürdüren Yusufoğlu eyleminin 139. gününde yaşamını yitirdi.

• Zeynep Arıkan: 27 Eylül 2001 Ölüm orucundayken tahliye edilen ve Küçükarmutlu’da devam eden Arıkan eyleminin 343. gününde yaşamını yitirdi.

• Ali Rıza Demir: 27 Eylül 2001 CMUK 399 gereğince Kandıra F tipinden tahliye edildikten sonra ölüm orucuna İstanbul Küçükarmutlu'da devam eden Demir 399. gününde yaşamını yitirdi.

• Ayşe Baştimur: 28 Eylül 2001 Ölüm orucundayken tahliye edildikten sonra eylemine Ankara Tuzlaçayır Şahintepe'deki evde devam etti. 341. gününde yaşamını yitirdi. Cenazeyi polis kaçırdı ve ailesini gözaltına aldı.

• Özlem Durakcan: 28 Eylül 2001 Yakınlarına destek amaçlı Ayşe Baştimur’la ölüm orucuna Ankara'da devam etti. Eylemin 71. gününde yaşamını yitirdi. Polis cenazeyi kaçırdı, ailesini gözaltına aldı.

• Ali Ekber Barış: 18 Ekim 2001 Kandıra F tipi cezaevindeyken yaşamını yitirdi.

DEVRİM ŞEHİTLERİ ÖLÜMSÜZDÜR!