KORKUTELİ KIZ ANADOLU İHLİSESİ
2016-2017 ÖĞ.YILI
YIL:1 SAYI:2
KORKUTELİ KIZ ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ 11-A SINIFI AYLIK KÜLTÜR –SANAT DERGİSİ
“ KURBAN OLAM KALEM TUTAN ELLERE…”
"Kıyamet gününde âlimlerin mürekkebi ile şehitlerin kanı tartılır, âlimlerin mürekkebi şehitlerin kanından ağır gelir."
(Suyûti, el Câmiu’s Sağir)
YAĞMUR DAMLASI
“11-A sınıfı aylık kültür ve sanat dergisi”
Hazırlama Ekibi:
11-A sınıfı öğrencileri
Yazı inceleme Kurulu:
Edebiyat Dersi Öğretmenleri
Tarih ve Coğrafya dersi Öğretmenleri
Mesleki Alan Dersi Öğretmenleri
Danışman Öğretmen:
Osman ÇELİK
11-A Sınıfı Rehber Öğretmeni
Dergi Basım Yayın Adresi:
Korkuteli Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi
“Hayatta en hakiki mürşitilimdir. M.K. ATATÜRK
İSLÂM DİNİNDE SEVGİ
Müslüman sevgi insanıdır. Hakiki müslüman sever ve sevdirir. Çünkü Kur'an'm tarif ettiği insan aşk ve sevgi insanıdır. Maide sûresinin 54. yetinde: "Allah onları, onlar da Allah'ı sever" buyurulmakla, sevginin ve aşkın müslümanda bulunduğu takdirde Yüce Allah'ın mutlaka karşılık vereceği belirtilmektedir.
Âli îmran Sûresinin 31. âyetinde ise: "(Ey Peygamber) deki: "Eğer Allah'ı seviyorsanız bana uyun ki Allah'da sizi sevsin. Ve günahlarınızı bağışlasın. Allah çok bağışlayıcı ve merhamet sahibidir." buyurulmaktadır. Burada Allah'ı sevenin peygambere uymakla bu sevgisini ispatlayacağını ve bunun karşılığında Allah'ın da bu kişiyi seveceği belirtilmektedir. Bir anlamda sevginin karşılıklı olacağı gerçeği ortaya çıkmaktadır. Arapça'da "sevgi" kelimesi, "ekinin tane tutması" manasına da gelmektedir. Sevgiyi, "ekinin tane tutması" manasmda aldığımızda diyebiliriz ki, Allah sevgisi duymayan insan, başaksız ekine benzer. Başaksız ekin sadece ot saydır... Başak verip tane tutan ekin ise hem olgunlaşmış, hem de insana faydalı hale gelmiş demektir. Aynı şekilde, Allah sevgisinin gönlünde başak tuttuğu insan da, hem olgunlaşmış, hem de başkalarına faydalı hale gelmiş demektir. Başak tutma manasıyla sevgi, bereketi ve verimliliği ifade etmektedir.
Allah'ı seven insan hem bereketli, hem verimli, hem de insanların ruhuna gıda olacak sevgi tohumlan saçar. Sevgi tohumları ekenlerin ektiği tohumların yeni sevgi başakları üreteceğini ve zincirleme sevginin çoğalacağım unutmamak gerekir. Sevgi eken sevgi biçer. Allah sevgisinin tohumunu gönlünde yeşerten kimse, insanlığa kucağını açacağı için çok bereketli ve verimli ameller meydana getirecektir. Hz. Muhammet (s.a.v.) ise: "İman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe gerçekten iman etmiş olamazsınız." Diyerek sevginin imarım gereği olduğunu açıkça belirtmiştir. Öyleyse sevgi imanın alametidir. Gene Hz. Muhammet (s.a.v.): "Sizden biriniz kendisi için sevip istediğini, kardeşi için de sevip istemedikçe gerçek mü'min sayılmaz." diyerek inananların kendileri için sevdiklerini kardeşleri için de sevmeleri gerektiğini vurguluyor.
İslam Dini'nin derin sevgi ruhuyla yoğrulmuş olan Yunus: "Gelin tanış olalım, sevelim, sevilelim" diyor. Fizik âleminde yerçekimi kanunu ne ise, insanlık âleminde de sevgi öyledir. Sevgi birleştirir, kin ve düşmanlık ise ayırır. Mevlâna'nın dediği gibi sevgi; acıyı tatlıya, toprağı altına, hastalığı şifaya, zindanı saraya, belayı nimete ve inkârı rahmete dönüştürür. Kâinattaki Allah'a itaat ve sevginin mahsulüdür. Kâinat bir sevgi yumağıdır*.
Hz. Peygamber'de insanlara ve tüm yaratılmışa karşı derin bir sevgi ve şefkat vardı. Bu konuda onun hayatında binlerce misal vardır. Bunlardan bir ka çı burada hatırlatmak isterim: "İnsanlara merhamet etmeyene Allah da merhamet etmez." diyerek insanlara karşı merhameti, sevgiyi ve müsamahayı tavsiye etmiştir.
Çocuklara ve gençlere derin bir sevgi ve şefkat besleyen Hz. Peygamber onların seviyelerine inerek sorunlarına eğilmiştir. Bir defasmda bayram namazı na giderken yolda arkadaşlarıyla oynamayarak ağlayan bir çocuğa yaklaşarak gönlünü almış ve evine götürerek karnını doyurmuş, üstünü giydirmişti. Bir defasmda torunu Hz. Hasan'ı öperken yanında duran Akra b. Hâbis onu görür ve "Siz çocukları öper misiniz? Benim on çocuğum var, hiçbirini öpmedim." der. Bunun üzerine Hz. Peygamber ona: "Merhamet etmeyene merhamet olunmaz" der. Gene "Siz çocukları öper misiniz? Biz öpmeyiz." diyen bir kişiye: "Allah senin kalbinden merhameti kaldırdıysa ben ne yapabilirim" diye tepkisini gösterir. O, çocuklara, yetimlere, düşkünlere, yoksullara devamlı sevgi ve şefkatle bakarak yardımcı olmuştur. "Çocukları sevmeyen bizden değildir. " diyerek çocuk sevgisinin önemine dikkati çekmiştir.
CANIM ÖĞRETMENİM
Her dersin bir başka dünya,
Hakikate dönüşmüş rüya.
Hiç bitmeyecekti güya…
Seni nasıl resmetsem ,
Bilmiyorum ,öğretmenim.
“Anlamıyorum” dedikçe ,
Düşüncelerime yön verdin.
Kararsız kaldıkça ,çaresiz…
Ufkumu genişlettin, ön verdin.
Arkanızdayım diyordun ama,
Her zaman bir satır öndeydin.
Ben sulak vadide bir kamış,
Sen başka dünyalara götüren Ney’din.
Yazmamızı isterdin her zaman,
Şiir, nesir demeden.
Sınıf evin gibiydi,
Yapamıyordun bizi görmeden.
Hatıramda silinmez resimsin,
Sen hep duayla anılacak isimsin.
Münire Sena TURGUT
HADİS-İ ŞERİF’LERDE
DOSTLUĞUN
ÖNEMİ
“Mü’min, kendisiyle dostluk kurulabilen insandır. Kimseyle dostluk kurmayan ve kendisiyle de dostluk kurulamayan insanda hayır yoktur. HM9187, İbn Hanbel, II, 400
Kişi dostunun dini üzeredir. Öyleyse herbiriniz kiminle dostluk kuracağına dikkat etsin. Ebu Davud, 4833
Bulunduğu mecliste, din kardeşinin aleyhinde konuşulurken ona yardım etmeye ve onu müdâfaa etmeye gücü yeterken, bu yardımda bulunmayan kimseyi Allah Teâlâ dünya ve âhirette zelîl eder. Ahmed b Hanbel, Taberânî
Kardeşliğin mâzeretini kabul etmeyen kimseye, âşarcıların haksızlıkla aldıklarının günahı kadar günah vardır. Ebû Dâvud, İbn Mâce
Mü’min, kardeşinin aynasıdır; ve mü’min mü’minin kardeşidir, onun zarar ve ziyâna uğramasını, helâkını önler, arkasında da onu çevreleyip korur ve ihtiyaçlarını görür. Ebû Dâvud, Edebü’l Müfred
Mü’min, mü’minin aynasıdır; onda bir ayıp gördüğünde onu düzeltir. Edebü’l Müfred
Hiçbiriniz kendi nefsi için istediğini (mü’min) kardeşi için de istemedikçe tam mü’min olamaz. Buhârî, Müslim
Resulullah (sav) buyurdular ki: “En hayırlı arkadaş (grubu) dört kişiliktir. En hayırlı askeri birlik dört yüz kişiliktir. En hayırlı ordu dört bin kişidir. On iki bin kişi, sayıca az diye maglub edilemez.” İbnu Abbas – Kütübü Sitte Hadis No: 1073
Kimin yanında fazla hayvan varsa, onu hayvanı olmayana versin. Kimin de fazla azığı varsa onu azığı olmayana versin. Resülullah, bazı mal çeşitlerini bu suretle saymaya devam etti. Öyle ki, bizden hiç kimsenin (yol sırasında) herhangi bir fazlalıkta hakkı olmadığı düşüncesine vardık. Müslim, Lukata 18, (1728)
Resulullah (sav) buyurdular ki: “Nezdimizde bir eli (ihsanı) bulunan hiç kimse yoktur ki, o ihsan sebebiyle biz ona (misliyle veya daha fazlasıyla) karşılıkta bulunmayalım. Ancak Ebu Bekr bundan hariç. Çünkü onun nezdimizde yardımı varsa da, onun karşılığını Kıyamet günü ona Allah verecektir. Bana Ebu Bekr`in malı kadar kimsenin malı faydalı olmadı. Ben müslüman olmasını teklif ettiğim herkesten bir zorluk gördüm, Ebu Bekr hariç. Zira o teklifim karşısında hiç tereddüd etmeden kabul etti. Eğer kendime bir dost (halil) ittihaz etseydim, mutlaka Ebu Bekr`i dost edinirdim. Haberiniz olsun, arkadaşınız Allah Teala`nın dostu (halilullah`tır).” Ebu hureyre Kütübü sitte Hadis no: 4381
“Ne (her) iyilik, ne de (her) kötülük bir olmaz. Sen (kötülüğü) en güzel yol ne ise onunla önle. O zaman görürsün ki, seninle arasında düşmanlık bulunan kimse bile, sanki yakın dost(un olmuş)tur. Bu (en güzel haslete), sabredenlerden başkası kavuşturulmaz. Buna büyük bir hisseye malik olandan gayrisi eriştirilmez” (Fussilet, 34-35) ayetiyle ilgili olarak şu açıklamayı yaptı: “(Ayette kastedilen en iyi yol) öfke anındaki sabır, kötülüğe maruz kalındığı andaki aftır. İnsanlar bunları yaptıkları takdirde, Allah onları korur, düşmanları da kendilerine eğilir. Sanki samimi dost olur.” İbnu Abbas Kütübü sitte hadis no: 777”
Okul Müdürümüz Ahmet ÖNCE’nin
24 Kasım Öğretmenler Günü Mesajı:
Değerli Öğretmen Arkadaşlarım,
“İçinde yaşadığımız dünyanın en güzel mesleği hangisidir?” sorusunun tabi öğretmenliktir cevabını almadan önce gece gündüz demeden, sorunlara ve çeşitli ihtiyaçlara aldırış etmeden sürdürmeye çalıştığınız bu meslek için hepinizi candan tebrik etmek istiyorum. Kutsallığı tartışılmaz bu yüce meslek için ne kadar gayret gösterdiğinizi ve çalışmalarınızla öğrencilerimize azim ve kararlılık aşıladığınızı yakından müşahede etmekteyim. Böyle bir kadronun başında yönetici olarak bulunmak benim için mutlulukların en yücesidir. Rabbimize hamdolsun.
Saygıdeğer Öğretmen Arkadaşlarım,
Kutsal vatanımızın her karesinde istiklal ve istikbal mücadelesi verilirken siz değerli arkadaşlarımın öğrencilerimize vatan savunmasının âfâki görüşler ve hayali davranışlardan ibaret olmadığını her fırsatta hatırlatmanızı rica ederim. Hatta bu konuda öğrencilerimizin Aziziye tabyalarında vatan savunmasına katılan Fatma nineler, Nene Hatunlar gibi milli ve manevi değerlerin özümsemiş, inanç ve ruh kazanmış bireyler olarak yetişmeleri en büyük arzumuzdur.
Okulumuzda açılan Destekleme ve Yetiştirme Kursları ile diğer sosyal faaliyetlerde görev alan, çalışmaları ile eğitim –öğretim anlayışımıza renk katan tüm öğretmenlere candan teşekkür ederim.
Eğitim davası sadece bir kişinin omuzlarında yükselecek bir dava değildir. Güç ve imkan nisbetinde hepimizin bu hamurda suyu bulunmalı ve pişen aşın her parçasında alın terimiz olmalıdır.
Değerli Arkadaşlarım,
Eli kalem tutan, düşüncesini ve eylemini “Hakkı tutup kaldırmak” için harcayan her birey bizim nazarımızda övgüye layıktır. Bu duygu ve düşüncelerle 24 Kasım Öğretmenler gününüzü candan tebrik eder, mutluluk ve başarılarınızın devamını dilerim.
BİR UYANIŞ BİR DİRİLİŞ
Bir uyanış bir diriliş bir yeniden doğuş
Bir besmele çekilişin davasıdır bu
Hak ile batılın bitmez davasıdır bu
Hoş geldin kardeş bilmeye
Gözyaşlarıyla gülmeye
Hoş geldin kardeş bilmeye
Allah yolunda ölmeye
Selam sana vuran selam sana vurulan
Selam sana Rabbi için nefsine kıyan
Selam sana Allah için kıyama duran
Selamlar olsun sizlere
Allah yolundaki askerlere
Selamlar olsun sizlere
Allah yolundaki her ere
Bir kalkan el bir yumruk
Bir sergi gibi coşarak
Bir tekbirle kıyamın sesidir bu
Küfre vuran Müslüman’ın darbesidir bu
ADNAN BALCI
Bir üniversite profesörü sosyoloji dersinde öğrencilerini gecekondu mahallesine gönderip, orada yaşayan 200 genç üzerinde olgu araştırması yapmalarını istemişti. Öğrencilerinden her bir gencin geleceği konusunda değerlendirmede bulunmalarını istemişti. Öğrenciler her bir olgu için “Hiç şansı yok” yorumunda bulunmuşlardı.
Yirmi beş yıl sonra başka bir sosyoloji profesörünün karşısına aynı çalışma çıkmıştı. Profesör öğrencilerinden bu gençlerin akıbetinin ne olduğunu öğrenmelerini istedi. Öğrenciler, yöreden taşınan veya vefat eden 20 gencin dışında ulaşabildikleri 180 gençten 176 tanesinin doktor, avukat ve işadamı olarak pek de sıradan olmayan başarılar elde ettiklerini buldular. Oldukça şaşıran profesör olayın üzerine gitmeye karar verdi.
Şans bu ya, araştırma konusu olan gençlerin hepsi civarda yaşıyordu. Profesör gençlerin hepsine, “Başarınızı neye borçlusunuz?” sorusunu yöneltti. Gençlerin hepsinin de yanıtı “Öğretmenimize” oldu.
Öğretmen hâlâ yaşıyordu. Profesör öğretmenin yerini buldu. Yaşlı ama dinç kadına bu gençleri gecekondudan başarıya götüren yolda nasıl bir sihirli formüle sahip olduğunu sordu.
Öğretmenin gözleri parıl parıl oldu. Dudaklarında hafif bir gülümsemeyle, “Çok basit” diye yanıtladı,
“Ben o çocukları çok sevdim.”
Yazan:Eric Butterworth
!!!...
SEVGİDE ÖLÇÜ ARAYANLAR,
ÖLÇÜNÜN
KUR’AN ‘DA OLDUĞUNU
UNUTMAMALIDIR
“ BİZİM KAPIMIZ ÜMİTSİZLİK KAPISI DEĞİLDİR “
Sevgi sıcak bir kelime, Zaten olmuştur, lime lime
Anlatmak gerek, Onun düşüncesi hâlâ,
Ama kime ? Ne geçecek elime .
O kadar dünyevî leştik ki, Sevgiyi zincirleseydin diline,
Seversem ne geçecek, diyor elime. Bak neler, neler geçecekti eline.
Bilmiyor ki sevmeyen kalb, *******Özlenen Sözler*********
OKULUMUZ‘DAN HABERLER…HABERLER… HABERLER…
Osman AĞAROĞLU hocamız “Eğitimde , öğretmen – öğrenci ve veli ilişkileri” üzerine bir sunum yaptı.
“ İNSANLAR, UMDUKLARI İLE DEĞİL,
SUNDUKLARI ŞEYLERLE ANILIRLAR “ ***Özlenen Söz***
# İki yeni Müdür Yardımcımız görevlerine başladılar. 11-A Sınıfı adına kendilerine
“Hayırlı olsun “ diyor, başarılar diliyoruz.
Bayram YAZIR Yusuf AKIN
Müdür Başyardımcısı Müdür Yardımcısı
Gelenekler “24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜ YEMEĞİ” görüntüleri
ÂLİMİN MÜREKKEBİ
"Kıyamet gününde âlimlerin mürekkebi ile şehitlerin kanı tartılır, âlimlerin mürekkebi şehitlerin kanından ağır gelir." (Suyûti, el Câmiu’s Sağir, nr 10026; İbn Abdilberr, Câmiu Beyâni’l- İlm, nr. 139)
İlmin şerefi, Allah’ı tanıtma göreviyle paralel artar veya eksilir. Tefsir, hadis, fıkıh gibi doğrudan Allah’ın marifetini, hoşnutluğunu, emir ve yasaklarını ders veren ilimlerin bir önceliği olsa gerektir.
Bununla beraber, fizik, kimya, astronomi, tıp bilimleri de insanı Allah’a götüren, ona karşı hayranlığı, sevgi ve saygıyı artıran malzemelerle doludur. Bu sebeple, hangi alim olursa olsun, ilmini Allah’ın hoşnut olduğu bir dairede kullanıyorsa, bu hadisin müjdesine dahildir.
Bu hadis-i şerif, ilmin ve alimin değerine işaret eden pek çok nebevi haberden biridir.
Hz. Peygamber (s.a.v.) Efendimiz bu hadis-i şerifte alimlik mertebesini, son derece yüksek bir manevi mertebe olan şehitlikle mukayese buyurmakta, âlimin üstünlüğünü açıklamaktadır.
Ayet-i Kerimelerden ve hadis-i şeriflerden öğreniyoruz ki, şehitlik en imrenilecek mertebelerin başında gelir. Şehit kişi Allah yolunda canını feda etmiş, Rabbi de onu ebedi dirilikle ve cennetle rızıklandırmıştır. Âlime gelince, o da Cenab-ı Hakk’ın kulları üzerindeki haklarını öğretmiş, doğru yolu bildirmiş, ebedi saadete giden yolda insanlara ışık tutmuştur.
Hz. Peygamber (s.a.v) Efendimiz şehit kanıyla âlim mürekkebini ve bu ikisinin birbiriyle tartılmasını mecaz olarak ifade buyurmuş, böylece ilmin ve âlimin manevi üstünlüğünü unutulmayacak şekilde anlatmıştır.
İlim denilince akla gelen ilk şey Allah'a ve iman esaslarına dair olan ilimlerdir. Bu nedenle İmamı Azam iman esaslarını anlattığı kitabına “en büyü fıkıh” demiştir.
Bir Müslümanın, iyi bir niyetle yaptığı çalışmalar da ibadet hükmüne geçer. Nasıl ki bir maya, süte girince tamamını yoğurda çevirir. İman ve ibadet mayasını, çalıştığı ve okuduğu işin içine atan birisi de, o işini ve çalışmasını ibadete çevirebilir. Bundan dolayı iyi niyet, iman ve ibadetle geçirilmiş bir ömürdeki bütün çalışmalar ibadet olarak sayılabilir.
“Her çekirdek bir ağaçtır.” sözü doğrudur. Ancak her çekirdek bir ağacın programını taşıdığı halde şartlarına uyarak ekilmezse ağaç olamaz. Bunun gibi her ilimde insanı Allah'a götüren ve günahlarının silinmesine sebep olan bir sır vardır. Ancak çekirdek gibi olan bu sırrın açılması için de bazı şartlar lazımdır. İman, ibadet, niyet ve haramlardan sakınma gibi şartları yerine getiren onu ağaç gibi açacaktır.
Bir avizeye değer veren onun elektriğidir. Elektriği olmayan altın bir avize sizi karanlıktan kurtaramaz. Bunun gibi çalışmalarımız ve insanlığa olan faydalarımız bir avizedir. Onu aydınlatan ve nurlandıran ise iman, niyet ve ibadettir.
*********** Öğretmenlik mesleğiyle ilgili düşüncelerimiz **********
Saliha AĞAROĞLU /Korkuteli Kız Anadolu İHLisesi Okul Öğrenci Temsilcisi
Yüce Allah insanı, eğitilmeye en müsait varlık olarak yaratmıştır. İlk insan ve ilk Peygamber Hz. Adem’e bütün isimleri (kelime ve dilleri) bildirmiş, kalem ile yazmayı da, O öğretmiştir. Sevgili Peygamberimiz (sav) de, “Ben öğretmen olarak gönderildim.” buyurarak, bu mesleği kutsallaştırmıştır.
Eğitim ve öğretime en uygun canlı, insandır. Ama eğitimi zor olan ve en uzun süren de gene insandır. Atalarımızın “insan yetiştirme sanatı” diye tarif ettikleri öğretmenliğin, çok zor bir meslek olduğu aşikardır. Başında “millî” kelimesi bulunan iki bakanlığımızdan biri, Milli Eğitim Bakanlığı’dır. Çünkü eğitim ve öğretim, millî bir meseledir. Ne kadar zor ve pahalı olsa da kazandırdıkları paha biçilmez değerdedir.
Çocukluktan itibaren insana ilk bilgileri öğreten anne babalar ile, cemaate vaaz, hutbe ve yaz kurslarında dinî bilgiler veren hocalar da, bir nevi öğretmendirler. Eğitim konusunda öğretmen, ebeveyn ve cami görevlileri birbiriyle irtibatlı olmalıdırlar. Zaten halkımız öğretmenleri ve din adamlarını, “Hoca” ismi altında birleştirmişlerdir. Bu birlikteliği sürdürmek büyük önem taşımaktadır. Cenâb-ı Allah, “Mü’minler! Kendinizi ve aile fertlerinizi, ateşten koruyun….” buyurmuştur. Sevgili Peygamberimiz, hayırlı evladın kıyamete kadar sevap kazandıran bir vakıf hükmünde olduğunu bildirmiştir. Hz. Ali (RA)’de çocuklarımızı çağın şartlarına göre yetiştirme hedefini göstermiştir.
Elbirliği yaparak çocuklarımızı bilgili, kültürlü, inançlı, ruhen ve bedenen sağlıklı ve yere sağlam basan, geleceğe de güvenle bakan gençler olarak yetiştirelim. İslam’ın ve müslümanın her bakımdan gelişmesi için buna mecburuz.
Öğretmenlik yönünü öne çıkaran Peygamberlerimizin eğitimdeki mirasçısı olan herkeste, O’ndan izler bulunmalıdır. Çünkü Kur’ân-ı Kerîm onu bize “güzel örnek” olarak göstermiştir. Peygamber efendimiz güzel ahlâklı ve güler yüzlü idi. Doğru, çalışkan ve merhametliydi. Sevgi ve hoşgörü sahibi, hem de kolaylaştırıcıydı. Disiplinliydi ama kimseyi incitmemişti. Hz. Peygamber, bu metotlarla başarılı olmuştur. Bu güzel hasletlere sahip olanlar da, zor ve çile dolu bu meslekte, mutlaka başarılı olacaklardır. Bizler de: “Bana bir harf öğretenin hizmetçisi olurum.” diyen Hz. Ali’nin anlayışıyla, öğretmenlerimize sahip çıkmalı, eli öpülesi hocalarımıza her türlü desteği vermeliyiz.
Yüce Kitâbımız: “Hiç bilenlerle, bilmeyenler bir olur mu?” buyurarak, bilgili olmayı dinî bir görev haline getirmiştir. Dinî ve millî yönden gelişip yükselmemiz için eğitim hizmetinin ifasında bizlere ne görev düşerse, seve seve yerine getirmeli ve olanca gücümüzle katkıda bulunmalıyız.
Bize okumayı, yazmayı öğreten, çok kıymetli bilgiler kazandıran değerli hocalarımızdan vefat edenleri rahmet ve minnetle anıyoruz. Hayatta olan ve görevi başında bulunan bütün öğretmenlerimize başarılar diliyor, hayır dualarını bekliyor, tüm öğrenciler adına ,öğretmenler gününü kutluyoruz.
*SİGARA , GERİDE SADECE SİYAH-BEYAZ BİR RESİM BIRAKIR*
Telefona Esir Olma ! ! !... Dikkat Her Şey Şu Yaşlı Dünya İçin ! ! ! …
İNSANLIK ÖLDÜ DİYORLARDI, GERÇEKTEN DOĞRUYMUŞ…
Dostları ilə paylaş: |