Yazar: Ahmet erdurmuş Pozisyon: Başkan Vekili Araştırma Raporu Giriş



Yüklə 189,41 Kb.
tarix06.03.2018
ölçüsü189,41 Kb.
#44318

Forum: Sağlık Komitesi

Sorun: Özellikle Mısır, Sudan gibi Kuzey Afrika'da ki İslam ülkelerinde ve Sahra Altı Afrika ülkelerinde kadın ve kız çocuklarının sünnet edilmesi

Yazar: Ahmet ERDURMUŞ

Pozisyon: Başkan Vekili

Araştırma Raporu

Giriş

Yoksulluk, şiddet ve gelenekler nedeniyle dünyanın her yanında milyonlarca kız çocuğu baskı altında yaşıyor. Afrika'da ki kadınların ve kız çocuklarının %90'nı kadın sünnetine maruz kalıyor. Kız çocuklarının yetişkinliğe geçişini ifade eden ve evliliğe hazır olduklarını işaret sayılan bu uygulama, aynı zamanda da cinselliklerini kültürel anlamda da kontrol altına tutmanın bir yolu. Kızların neredeyse yarısı 18 yaşından önce evlendiriliyor ve erken yaşta hamile kalıyorlar. Hindistan'da ki bir bölge olan Sierra Leonede, yaşları 15 ve 19 yaşlarında değişen kızların neredeyse yarısı hamileydi. Bu da kadınlar ve kız çocukları için uluslararası kabul görmüş çok ciddi bir insan hakları ihlalidir.

Genital sakatlama olarak da bilinen kadın sünneti, UNICEF'in raporuna göre dünyada 125 milyondan fazla kız çocuğu ve kadının sünnet olduğunu belirtmiştir. Önümüzde ki on yılda ise 30 milyondan fazla kız çocuğunun sünnet edileceği tahmin ediliyor. Afrika da kadın sünnetinin en fazla yaygın olduğu ülkeler ise Mısır, Etiyopya, Nijerya, Sudan, Kenya, Burkina Faso ve Somali’dir.

Sadece Afrika Ülkelerinde olmayıp Amerika Birleşik Devletlerinde 1996 yılında yasaklandı. İngiltere de ise 30 yıl önce yasaklanmasına rağmen her yıl etnik azınlık gruplarından binlerce genç kız, kadın sünnetine maruz kalıyor.



Anahtar Kelimelerin Tanımı

İnsan Hakları

İnsan Hakları Evren Beyannamesi'nin 3. ve 5. maddesinde, kişinin kendi bedeni üzerine sahip olduğu hak ve özgürlüklerden bahsedilmiştir. Bu maddelerde şunlar belirtilmektedir: "Madde 3- Yaşamak, özgürlük ve kişi güvenliği herkesin hakkıdır." ve " Madde 5- Hiç kimseye işkence yapılamaz, zalimce, insanlık dışı veya onur kırıcı davranışlarda bulunulamaz ve ceza verilemez.". Birleşmiş Milletler tarafından yürürlüğe konulan Medeni ve Siyasal Haklara İlişkin Uluslararası sözleşmede şöyle belirtilmiştir: "Hiç kimse işkenceye ya da zalimane, insanlık dışı ya da küçük düşürücü muamele ya da cezalandırmaya maruz bırakılamaz. Özellikle, hiç kimse kendi özgür rızası olmadan tıbbi ya da bilimsel deneylere tabi tutulamaz" denilmiştir.

Kişinin beden bütünlüğüne yönelen bir insan hakkı ihlali olan kadın sünneti, kadınlara karşı şiddet eylemidir. Kültürel ve geleneksel kaynaklardan beslenen bu olgu, kadın bedeninde ve maneviyatında zarara yol açtığı için insanlık dışı yahut zalimce muamele niteliğindedir. Ergin kadınlardan ziyade çocuklara yönelen bu eylem aynı zamanda çocuk hakları ihlali niteliği de taşır.

Kadın Sünneti

Birleşmiş Milletler ve Dünya Sağlık Örgütü tarafından "genital sakatlama" olarak bilinen kadın sünneti, hiçbir yararı olmamakla birlikte aksine her türlü zararlı uygulamayı kapsamaktadır. Kadın sünneti din ile ilişkilendirilmesine karşın sadece belli bir dile mensup olanlar arasında deneyimlenen bir uygulama değildir. Daha çok Müslüman ülkelerde görülmesine rağmen Hristiyan kadınlar arasında da sünnet olanlar bulunmaktadır. Sünnet işlemini gerçekleştiren geleneksel uygulayıcılar, bıçak veya jilet gibi kesici aletleri kullanmaktaydılar. Hijyenik koşullarda yapılmayan bu işlemlerde anestezi de kullanılmamaktadır. Bu da sünnet işlemini işkenceye çevirmektedir.



Cinsiyet Kültürü

Cinsellik ile ilgili bütün tanımlamaları içine alan bir kavramdır ve kültürün cinsiyete yönelik geliştirdiği değer hükümleri olarak adlandırılmaktadır. Toplum içerisinde önemli bir yere sahip olan ve cinsiyete yönelik davranışları yönlendiren bu kültür, insanlar arası ilişkilerde düzeni sağlar. Bir toplumda kadına ve erkeğe yönelik tanımlamaları, bunlara ilişkin davranış kalıpları, cinsiyete dair kimlikler, cinslerin birbirlerine karşı olan ilişki biçimleri, tutumları, evlenme adetleri ve aile tiplerini de içine alan çok geniş bir alanı ifade eder. Cinsiyete yönelik toplumu ve kültürün ileri sürdüğü tutumlar ve değerler, insanlar üzerinde denetleyici, sınırlandırıcı ve rehberlik edici bir şekilde pek çok işlevi yerine getirir.



Genel Bakış

Kadın Sünneti Ve Beraberinde Getirdiği Sorunlar

Kadın sünnetinin, kadının yaşamında birçok soruna ve dolayısıyla engellemeye neden olduğunu görmekteyiz. Kadın sünneti ruhsal ve duygusal sağlık sorunlarına, cinsel fonksiyon bozukluklarına, hamilelik dönemi sıkıntılarına ve ürolojik bir takım sorunlara yol açan bir uygulama olarak kabul görmektedir. Uygulamanın kişide "özgüven eksikliği, kaygı, öfke, depresyon" gibi duygu durum bozukluklarına yol açtığı da bilinmektedir. Ayrıca sünnet edilmiş kadınların "benlik saygısının düşük olduğu" saptanmıştır. Sünnet sonucunda karşılan sonuçların tümü kişinin yaşam kalitesini olumsuz anlamda etkilemekte ve kişinin yaşama eşitleriyle aynı şekilde katılmasını engellemektedir.

Bir diğer sonucu ise sünnet edilmiş kadınların yaptıkları doğumlarda ki bebek ölümleri, sünnet edilmemiş kadınların yaptıkları doğumlar sonrasında bebek ölümlerinden çok daha fazladır.

Kadın Sünneti Ve İnsan Sağlığı

Genellikle tıbbi bir eğitimi olmayan kadın sünnetçi tarafından yapılan kadın sünnetinde; anestetik ve antiseptik maddeler kullanılmaz ve işlem sıklıkla bıçak, makas, neşter, jilet ya da cam parçalarıyla gerçekleştirilir. İşlem sırasında doğal olarak şiddetli acı duyan çoçuk, yardımcılar tarafından zorla ve bazen şiddet uygulayarak zapt edilir.

Sünnet uygulamasının uygulama anında ve kısa vadede yol açabileceği sorunlar kan kaybı, enfeksiyon kapma, idrara çıkamam, şiddetli acı ve acıya bağlı şok olarak sıralanmaktadır. Her türlü etkiyi birlikte değerlendirdiğimiz de kadın sünneti kişilerin hem bedenen hem de ruhen sağlıklı bir yaşam sürmelerini engellemektedir. Hijyenik ortamlarda yapılmadığı için kadın sünneti, HIV/AİDS ve diğer virüsler ile birlikte ölümcül enfeksiyonlara yol açmaktadır.

Kadına Yönelik Ayrımcılık Ve Sosyokültürel Açıdan Kadın Sünneti

Sünnetin uygulanmakta olduğu kültürlerin çoğunda yer alan "insan ve değerlik" anlayışı insanların eşitliğine dayanmamaktadır. Zira uygulamanın geçerli olduğu çoğu kültürde kadın sünneti kadına yönelik ayrımcılık temelinde gerçekleşmektedir. Ayrımcılık, yöneltildiği kişini ya da grubun değerine ilişkin negatif bir kabulden kaynaklanmaktadır. Bu negatif kabulde insanın değerine ilişkindir. Yani ayrımcılığa uğrayan kişi değer bakımından diğer kişilere kıyasla daha aşağıda konumlanmıştır. Kadın sünneti özelinde düşünürsek; kadın doğuştan kirlidir ve bu kirden ancak sünnet olarak kurtulabilir. Kadın eğer evlenmek ve bir yuva kurmak istiyorsa sünnet olmalıdır çünkü bu şekilde “evliliğe seçilme şansı” artmaktadır.

Bu örneklerden de anlaşılacağı üzere kadın sünneti söz konusu olduğunda kadın, insan haklarının öznelerinden biri olarak görülmemekte, yaşam içinde bir araç rolü üstlenmektedir. Bu konumlanma kişinin ya da grubun birçok hakkının da ihlal edilmesi anlamına gelmektedir. Bu ihlaller sadece sünnet uygulaması sırasında yaşanan veya uygulamanın yol açtığı etkiler nedeniyle karşılaşılan ihlallerle sınırlı değildir. Kadına yönelik ayrımcılığın yaygın olduğu toplumlarda sadece kadın sünnetinin değil çok eşlilik, çocuk evlilikleri gibi “insan onuruna” zarar veren uygulamaların yaygın olduğunu gözlemlemekteyiz. Söz konusu toplumlarda kadınlar eğitim haklarına erişememekte, yaşama özgür bireyler olarak katılamamaktadırlar. İstedikleri kişi ile evlenemeyen kadınlar istedikleri şekilde aile kuramamakta, duygu ve düşüncelerini açıkça ifade edememekte, sağlık imkânlarına erişememekte, kültürel hayata katılamamaktadırlar.

Kültür, Cinsellik Ve Kadın Sünneti

Cinsellik, hem toplumsal olanı etkileyen, hem de ondan etkilenen bir olgu olarak; kadın yaşamında belirleyici bir rol oynar. Kadın cinsel sağlığı üzerinde kültür, gelenek ve göreneklerin ne tür etkileri olduğu açık olarak bilinmemekle birlikte tüm kültürlerde zorlama, ayrımcılık ve insan şiddetinin negatif etkileri olduğu belirgindir. Kadın ve cinsel hayatı çevrenin kültüründen ve yaşam tarzlarından dolayı etkilenmektedirler. Toplumsal kültür hem kadının hem de erkeğin cinsel sağlının oluşmasında ve devam ettirilmesinde önemli rol oynar. Gelenekler ise kadın bireyin bütün yaşamı boyunca nasıl yaşaması gerektiğini belirler.



İlgili Taraf Ve Görüşleri

BM(Birleşmiş Milletler)

Birleşmiş Milletler yetkilileri, yaşadığımız çağa rağmen dünya çapında milyonlarca kızı tehdit eden korkunç kadın sünneti uygulamasının sonlandırılmasını belirtti. Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA) verilerine göre Afrika ve Orta Doğu'da 29 ülkede, 125 milyondan fazla kız ve kadının sünnet edildiğini belirtmiştir. Uygulamanın devam edilmesi halinde 2030 yılına kadar 86 milyon genç kızın daha bu uygulamanın mağduru olacağını söylemiştir.

Kadın sünneti yoluyla işlenen insan hakları ihlaline dikkat çekmek amacıyla her sene 6 Şubat günü "Uluslararası Kadın Sünnetine Karşı Sıfır Hoşgörü Günü" kabul edilmiştir. Uygulamaya karşı mücadele etmek için UNFPA ve UNICEF eliyle 17 Afrika ülkesinde mücadele veriyorlar. Uygulamanın yasaklanmasına rağmen yasa dışı yollarla kadın sünnetinin halen devam ettiğini ve bu yasağa bağlı olarak kişilerin nadir olarak hüküm giydiği görülmektedir.

UNICEF (Kadınlara Karşı Ayrımcılığın Önlenmesi Komitesi)

Kadınlara Karşı Ayrımcılığın Önlenmesi Komitesi kadın sünnetinin önlenmesi konusunda bazı kararlar almışlardır. Bunlar:

1. Bu türden geleneksel uygulamalar hakkında ki temel verilerin üniversiteler, sağlık meslek örgütleri, ulusal kadın örgütleri ve diğer kurum ve kuruluşlar tarafından toplanması ve yayılması;

2.Kadın sünnetinin ve kadınlara zarar veren diğer uygulamaların ortadan kaldırılması için ulusal ve yerel düzeyde çalışan kadın örgütlerinin desteklenmesi;

3.Meslek sahiplerinin medya ve sanat da dahil olmak üzere her düzeyde din ve topluluk liderlerinin kadın sünnetinin ortadan kaldırılmasında etkin rol oynamak üzere işbirliğinin sağlanması;

4.Kadın sünneti uygulamaları sonucu ortaya çıkan sorunlarla ilgili araştırmaların bulgularına dayanan, uygun eğitim ve öğrenim programları ve seminerlerin gerçekleştirilmesi;

5. Halk sağlığı açısından kadın sünnetinin ortadan kaldırılmasına yönelik uygun sratejileri kendi ulusal sağlık politikalarının bir parçası haline getirmelerini komite ülkeler için bir çözüm görmüştür.

Olayların Zaman Çizelgesi

1974-Senegal da kadın sünnetine karşı TOSTAN adı altında sivil toplum örgütü kurulmuştur.


1975- Uluslararası Kadın Yılı kabul edildi.


1978-Ulusal çaptaki ilk kadın sünneti yasağı Fransa'da konuldu.


1979- Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Ortadan Kaldırılması Sözleşmesi imzalandı.


1979-Birleşmiş Milletler tarafında 1979 yılında "Kadınlara Karşı Ayrımcılığın Ortadan Kaldırılması Komitesi" kuruldu.

1989-Birleşmiş Milletler tarafından "Çocuk Hakları Sözleşmesi" yürürlüğe girdi.


2005-"Afrika'da Kadınların Haklarına Dair Protokol" yürürlüğe girdi.


Sorunu Çözmek İçin Önceki Adımların Değerlendirilmesi

Kadın sünnetinin ortadan kaldırılmasına dair hukuksal çabalar, konuya ve genel olarak da kadın ve çocuk haklarına yönelik ilginin artmasına denk gelen 1970'li yıllarda önemli bir artış göstermiştir. Bu süreçte, 1975 yılı "Uluslararası Kadın Yılı", 1975-1985 yılları arasındaki dönem, "Uluslararası Kadın On Yılı" ilan edilmiştir. Yine bu tarihlerde Burkina Faso'da kadın sünneti karşıtı radyo yayınları başlatılmıştır. Bu bağlamda gelişmeleri hızlandıran önemli bir adım, "Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Ortadan Kaldırılması Sözleşmesi’nin Birleşmiş Milletler Genel Kurulunca 18 Aralık 1979 kabul edilmesi ve yürürlük için gerekli olan 20 katılım belgesinin depo edilmesinin ardından 3 Eylül 1981 tarihinde yürürlüğe girmesi olmuştur. Sözleşmenin ardından 1978 yılında, ilk ulusal çaptaki yasak Fransa'da uygulamaya konulmuştur.

Kadın sünnetinin yoğun olarak uygulandığı bölgelerde ulusal düzeydeki ilk yasak ise 1994 yılında Gana'da yürürlüğe girmiştir. Afrika’daki ülkelerin 20 yıl gibi bir süre içerisinde bu uygulamaya herhangi bir yasak koymaması, batılı devletlerin ve Birleşmiş Milletlerin dikkatini çekmiştir. Ülkelerin ve kuruluşların baskısı nedeniyle Afrika'daki devletler çeşitli derecelerde ki yasakları yürürlüğe koymuşlardır.

Ayrıca kadın sünneti hakkında halk kitlelerini uygulamanın olumsuzluklarına yönelik bilinçlendirme çabaları, Dünya Sağlık Örgütü önderliğinde 1980'li yıllar boyunca pek çok konferans düzenlemiştir. Konferansların ardından, bölgede çeşitli sivil toplum örgütleri faaliyete geçmiş fakat baskıcı yöntemlere ağırlık verilmesi nedeniyle, bu örgütler yeterli desteği bulamamış, istenilen sonuca ulaşmak için gereken katkıyı yapamamıştır.



Çözüm Önerileri

Kadın sünneti olgusunu anlamak için sünnetin kısa ve uzun vadeli etkilerinin neler olduğunun ve sünnetin yaygın olarak uygulandığı toplumların insana nasıl baktığının yani bu topluluklarda “insan ve değerlilik” anlayışının nasıl olduğunun ortaya konulması gerekmektedir. Farklı şekillerde ve farklı kimselerce uygulanan kültürel bir pratik olan kadın sünnetinin bugüne kadar fark edilen hiçbir faydası bulunmazken uygulama birçok sağlık riski barındırmaktadır. Bu riskler kan kaybı, enfeksiyon ve acıya bağlı şok olarak sıralanabilir. Diğer taraftan uygulama uzun vadede ruhsal ve duygusal sağlık sorunlarına, cinsel fonksiyon bozukluklarına, hamilelik dönemi sıkıntılarına ve ürolojik bir takım sorunlara yol açabilmektedir. Uygulama ile ihlal edilen haklar arasında ise en başta yaşama hakkı olmak üzere, sağlık hakkı, özgürlük ve kişi güvenliği hakkını sayabiliriz. Kadın sünnetinin uygulandığı toplumlarda söz konusu uygulama “kadın üzerinde ataerkil kontrolün bir tezahürü” olarak gelişim göstermiştir. Sünnetin yaygın olduğu toplumlarda insana bakış eşitsizlik üzerine şekillenmiş ve kadın, erkeklerin ihtiyaçlarını karşılamanın bir aracı olarak konumlandırılmıştır. İyi bir eş bulabilmenin, bekâreti koruyabilmenin, cinselliği kontrol altına almanın yöntemi olarak kadın sünneti birçok yerde kadının henüz doğuştan kusurlu bir varlık olduğu temel kabulü üzerine şekillenmiş bir uygulamadır. Doğal halinde kadın “pis” ve “çirkin” olan kadının güzel ve temiz olabilmesi için sünnet edilmesi gerekmektedir.

Temellerini insanının değerinde bulan insan hakları yaklaşımına göre ise kültürel talepler eğer bu talepler çoğul kültüre ilişkinse insan haklarıyla ilgileri çerçevesinde değerlendirilmelidirler. Yani bir kültürel talebin tolerans konusu olup olamayacağı o talebin talep eden kişide insan olanaklarını geliştirmesine ne denli katkı sağlayacağı kapsamında değerlendirilmelidir. Çünkü insan varlıkta özel bir yere sahiptir. Bu özel yerin korunması da ancak söz konusu olanakların korunmasıyla mümkündür. Buradan hareketle kadının genital olarak sakatlanması ya da sünnet edilmesi birçok bakımdan insan haklarını ihlal eden bir uygulamadır. Uygulama ile kişinin birçok hakkı ihlal edilmekte ve uygulamanın yaygın olduğu toplumlar göz önünde tutulduğunda kadın “insandan az” hale gelmektedir. Söz konusu uygulamanın kimi kültürlerin bir parçası olduğu gerçeği onun tercihe bağlı olarak uygulanabileceği anlamına gelmemektedir. Kadın insandır ve insan haklarının taşıyıcısıdır.

Kaynakça

https://onedio.com/haber/bir-orta-cag-iskencesi-olan-kadin-sunneti-hakkinda-bilmeniz-gereken-her-sey

http://bianet.org/bianet/saglik/148678-29-ulkede-kadinlar-sunnet-ediliyorhttps://sunnetinzararlari.wordpress.com/sunnet-cocuk-istismaridir/

http://www.anayurtgazetesi.com/haber/Kadin-sunneti-insan-haklari-ihlalidir



Araştırma Soruları

Giriş

Lütfen cevapları sizin için ayrılan boşluklara yazınız. Bu soruları ve cevaplarını ülkeniz ve sosyal politikaları hakkında olabildiğince bilgi edinmek için kılavuz gibi kullanın. Soruları cevaplamak için önceden var olan bilgilerinizi kullanabilir, arkadaşlarınızdan, öğretmenlerinizden ve forum yöneticilerinden yardım alabilirsiniz. Ayrıca daha fazla bilgi için interneti, kitapları, gazeteleri kullanabilirsiniz. Tüm yerleri doldurmak ve tüm soruları cevaplamak zorunda olmadığınızı unutmayın. O yüzden gerekli bilgileri bulamazsanız endişelenmeyin. Tartışmalara katılmak için her şeyi tamamıyla bilmeniz gerekmiyor. Ancak ne kadar iyi araştırırsanız, argümanlarda fikirlerinizin ikna edilmesinde o kadar etkili olursunuz.



1.Sizin ülkenizin bu konu hakkında ki fikirleri nelerdir?

2.Bu sorunu çözmek için sizin ülkeniz ne tür önlemler alıyor?

3.Ülkenizde kadın sünneti gerçekleşmekte midir ve bu oran ne kadardır?

4.Ülkenizin sağlık politikalarında kadın sünneti hakkında ne tür önlemler yer almaktadır?

5.Kadın sünnetinin önlenmesi için imzalanan anlaşmalara ne kadar önem veriyorsunuz ve bu anlaşmaların önemi hakkında ne düşünüyorsunuz?
Yüklə 189,41 Kb.

Dostları ilə paylaş:




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin