Yazar: Bikem Ekberzade



Yüklə 51,95 Kb.
tarix31.10.2017
ölçüsü51,95 Kb.
#24363

yasadışı


Yazar: Bikem Ekberzade

Editör: Deniz Vural

Arzu Taşçıoğlu

Grafik: Leland M. Hill

Dizi: İnceleme ve Araştırma 4

ISBN: 975-8723-14-6

Boyut: 21.5 x 21.5 cm.

Sayfa: 83

Fiyat: 20 YTL
plan b yayınları

Bikem Ekberzade’nin 7 yıldır sürdürdüğü Mülteci Projesi kapsamında gerçekleştirilmiş bir kitap “yasadışı”. Arnavutluk, Kosova, Makedonya üçgeninde başlayan bu çalışmanın sonraki durakları, Azerbaycan, Pakistan ve Afganistan oldu. Ekberzade son olarak, İstanbul’da yaşayan Afrikalı yasadışı iki kadın mültecinin hayat hikayesini belgeledi. “Yasadışı” işte bu iki mülteci kadının hayat mücadelesini anlatıyor. Altı aylık bebeğiyle birlikte Somali’den gelen 24 yaşındaki Suad ve dört aylık bir bebeği olan 21 yaşındaki Etiyopyalı Zimbabwe.

“Yaşanabilir bir hayat ararken yaşamlarını kaybedenlerin anısına” adanan bu kitapta, yasadışı insanların hikayesi anlatılıyor, Ekberzade’nin objektifinden ve kaleminden:

“Yasadışı insanlar. Bunlar kağıt üzerinde yokturlar. Ülkeye girişleri belgelenmemiştir, kayıtlı kira kontratları, işe alım belgeleri, doğum sertifikaları, pasaportları yoktur. Birçoğunun artık dönebileceği bir ülkesi de yoktur. Çocukları vatansızdır. Yasal olarak çalışamazlar; sağlık, eğitim hizmetlerinden yararlanamazlar. Kanunlar çerçevesinde yok sayılırlar.”

Mülteci Projesi için çekilen fotoğraflar, Boston Phoenix ve Newsweek’te yayınlandı; ayrıca Sundance Film Festivali’nde, İngiltere’de Oxford Müzesi’nde, Katar’da Virginia Common­wealth Üniversitesi’nde, Kanada’da Manitoba Üniversitesi’nde ve daha birçok organizasyonda sergilendi.

Yaşanabilir bir hayat ararken

yaşamlarını kaybedenlerin anısına…

Burada anlatılanların, lisanını konuşmadıkları, dışlandıkları, her gün yakalanma, tutuklanma ya da sınır dışı edilme korkusuyla kendilerine garip gelen bir ülkede hapis hayatı yaşayan kitlelere faydası yoktur. Ancak her hikaye kendi içinde önemlidir. Çünkü burada sözü edilen kahramanlar gerçek insanlardır; ve yaşayan her insan gibi tanındıkları, saygı ve insan muamelesi gördükleri bir hayatı hak ederler.”


İstanbul’da yasadışı mülteci olan Afrikalı iki genç anne­nin hayat mücadelesi­ni an­la­tı­yor “yasadışı”: So­ma­lili Suad ve Etiyopyalı Zimbabwe. Her ikisi de 20’li yaşlarının baş­lan­gıcında, üçün­cü bir ülkede kuracak­la­rı yeni hayatlarının başla­ma­sını bek­liyorlar.



24 yaşındaki Somalili Suad’ın altı aylık bebeğinin adı James. Kendisi Müslüman olmasına rağmen James Hıristiyan olarak vaftiz edilmiş. Vaftiz babası James adında Amerikalı genç bir adam, vaftiz annesiyse James’in kız arkadaşı, Nancy adında Etiyopyalı yasadışı bir mülteci. Genç çift Kadıköy’de misyoner bir Evangelist kilisenin üyesi. James ve Nancy bebeğin tüm masraflarına sponsor olmak için, onun kilisede vaftiz edilmesini şart koşunca, Suad bunu kabul etmiş. Zimbabwe ise 21 yaşında bir Etiyopyalı. James ve Nancy’yle aynı kiliseye gidiyor. Zimbabwe’nin dört aylık bebeğinin adıysa Brian.”
Suad’ın soyu Somalili Darud kabilesinden. Kabile, yönetimde olan Aideed kabilesiyle uzun sureli bir kan davasının içinde. Suad’ın kaçış hikayesinin başlangıcı, annesinin, Aideed kabilesine ait bir ilkokulun içme suyunu zehirleyerek onlarca çocuğun ölümüne sebebiyet vermesiyle başlıyor. Annesi ülkeden kaçınca, geride kalan çocukları her an öldürülme korkusuyla yaşamak zorunda kalıyorlar.”
Burası güçlü olanın kazandığı bir arenadır; ve güç, kişinin espri anlayışı ve hayatta kalma dürtüsüyle doğru orantılıdır. Bu güce sahip olan mülteciler kısa zamanda, şehir içerisinde kendilerine yardım etmek üzere kurulmuş birkaç yardım organizasyonundan birini bulabilirler. Bu organizasyonlar, sayıca az, ağırlıklı olarak gönüllü kadrolarla yürüyen, kasalarında az para olan kuruluşlardır. Yine de yasadışı mültecileri, özellikle Beyza gibi yalnız ve genç anneleri, acil yardım malzemelerinden, ilaç, giysi, hatta eğitime varan bir yelpazenin içerisinde kısmen de olsa korumaya alırlar. Ancak bu yardım organizasyonlarından bazıları, ajandalarında misyonerlik gibi art niyetler de barındırırlar.”
Suad Müslüman olmasına rağmen James ve Nancy’nin ısrarlarıyla kiliseye gidiyor. Rahibin ve kiliseye gelenlerin onu Hıristiyanlık’a geçmeye zorlamalarından şikayetçi. Pazartesi günkü son konuşmamızda bana, rahibin onu da vaftiz etme konusunda baskı yaptığını söylemişti. Bana bunu istemediğini ve bu dine ‘yüzde yüz inanana kadar da vaftiz olmayacağını söylemişti. Din değiştirmek Suad için çok büyük bir adım. Korkusu ailesinin herhangi bir ferdinin bundan haberdar olması durumunda, onu öldürmek isteyebileceği.”
Kilisenin James’i almak istediğinden … kilisedekilerin ona her Pazar kiliseye gitmesi için baskı yaptıklarından ve tüm bunların onu paranoyak yaptığından söz ediyordu. Sanki herkes onun bir parçasını istiyormuş gibi hissediyordu. Sonunda kararını vermişti. Kiliseden Hıristiyan bir çift James’i istiyordu ve Suad onların çocuğa daha iyi bakabileceklerini düşünüyordu.”
Oda tam anlamıyla bir harabeydi. Her iki penceresinde de cam yoktu. Duvarlardan birisinin önünde basit bir döşek atılmıştı. Acıbadem’den gelen ayna ve kanepe göze çarpan tanıdık eşyalardı. Giysilerle birlikte bir yığın ıvır zıvır odanın içine saçılmıştı adeta. Biz konuşurken James doğrudan kanepenin üzerine tırmanıp camsız pencere pervazlarına doğru hızla ilerledi. Tam pencereden aşağı düşecekken, son dakikada Suad oğlunu tutup geri çekti.


Mülteci Projesi
“Yasadışı”, Bikem Ekberzade’nin Mülteci Projesi’nin bir parçası. Newsweek ve Boston Phoenix’te yayınlanan, Sundance Film Festivali’nde, İngiltere’de Oxford Müzesi’nde, Katar’da Virginia Common­wealth Üniversitesi’nde, Kanada’da Manitoba Üniversitesi’nde ve daha birçok organizasyonda sergilenen Mülteci Projesi, global mülteci krizinin ciddi ve göz ardı edilen kısmına ışık tutmayı çabalayan, geniş ve uluslararası anlamda tanınan bir proje.
Kosova krizinin erken dönemlerinde Kuzey Arnavutluk’a sığınmaya başlayan Kosova’lı mülteci ailelerin hayatlarını fotoğraflayarak başladı Ekberzade Mülteci Projesi’ne. Arnavutluk-Kosova-Makedonya üçgeninde çektiği fotoğraflar, yazılı basında ve uluslararası sergilerde geniş izleyici kitlelerine ulaşarak Balkanlar’da yakın dönemde yaşanan mülteci krizine ışık tuttu. Mülteci Projesi’nin bir sonraki durağı Azerbaycan oldu. Bölgedeki statüko sonucu mülteci kamplarında 20 yılı aşkın bir süredir mahsur kalan Azeri “kaçkınları” fotoğraflayan Ekberzade, Birleşmiş Milletler’in Karabağ’dan çekilmeleri için çağrı yaptığı Ermeni ordusunun bu çağrıya uymaması sonucu geri dönüş umudu bulunmayan bu insanların unutulan hikayesini, uluslararası platformda tekrar gündeme getirmeyi başardı. Azeri kaçkınların hikayesi aracılığıyla benzer durumda bulunan, yerlerinden edilmiş tüm toplumların hikayeleri de gündeme taşındı; ve sığındıkları bölgelerde ekonomiye ek bir yük olarak gösterilen bu insanlar hakkında gelişebilecek tüm önyargılara karşı da bilinçlendirme sağlandı. Mülteci Projesi’ne Pakistan’daki Afgan mülteciler ve Afganistan’ın içindeki Penşir vadisine sığınan IDP’ler katıldı. Projenin son ayağı ise İstanbul’da yaşayan yasadışı mülteciler oldu.


Yazan ve Fotoğraflayan:

Bikem Ekberzade
1971 yılında İstanbul’da doğdu. Boston Üniversitesi İşletme bölümü mezunu. Aynı üniversitede televizyon gazeteciliği dalında yüksek lisans yaptı. Associated Press, CNN ve Newsweek için çalıştı.
Türkiye’nin ilk kadın savaş fotoğrafçısı olan Ekberzade’nin çalışmaları, Newsweek, New York Times, Times Picayune, The Boston Phoenix, Christian Science Monitor'ın da içinde olduğu, yurtiçinde de NTVMSNBC dahil birçok uluslararası basın kuruluşu tarafından yayınlandı.
Ekberzade’nin foto-belgesel çalışmaları arasında yazar Teresa Allen ile Amerika’daki kadın suçlular üzerine hazırladıkları ortak kitap çalışması (Honey This Ain’t A Country Club — Women doing Hard Time); master tezi olarak hazırladığı, Boston’da yaşayan 3 travestinin hayatlarını konu alan 22 dakikalık DRAG (Boston Metcalf Awards Nominee); ve Kosova’dan başlayarak Afganistan’a kadar uzanarak halen üzerinde çalışmalarını sürdürdüğü Mülteci Projesi bulunuyor.

(detaylı bilgi için bkz. http://www.geocities.com/the_refugee_project )


Çalışmaları yurt dışında Newsweek, New York Times, Times Picayune, The Boston Phoenix, Christian Science Monitor'ın da içinde olduğu, yurt içinde ise NTVMSNBC dahil bir çok uluslararası basın kuruluşu tarafından yayınlandı. Amerikan belgesel fotoğraf dergisi DoubleTake'in kapak konusu yaptığı Kosova'lı mülteciler üzerine çalışması 2002 senesinde Sundance Film Festivali’nde (Utah, USA), Virginia Commonwealth University Galerisi’nde (Katar, Doha), ve 2003 senesinde Oxford Müzesi’nde sergilendi. Kosovalı mülteciler, Ekberzade'nin "Mülteci Projesi" adını verdiği belgesel projesi kapsamında Türkiye'de 1998 yılında Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği tarafından sergilendi. Bu fotoğrafların bir kısmı halen Kansas Üniversitesi’nin daimi arşivinde bulunuyor. Mülteciler ayni zamanda 2003’te İstanbul Saydam Günleri’nde 2 özel gösterimle seyirciyle buluştu, bu sene içerisinde de “Küresel Dünyada Mülteciler” konulu uluslararası seminerin açılışında gösterime sunuldu.
Bikem Ekberzade, Mayıs 2002’de EPN’in (European Press Network) yayını EPN World Reporter tarafından ayın fotoğrafçısı seçildi. Mülteciler üzerine sürdürdüğü fotoğraf çalışmaları nedeniyle Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği tarafından defalarca ödüle layık görüldü.
Basında Çıkan Haberler
“Onun tek silahı fotoğraf makinesi.”

“Savaş muhabiri Bikem Ekberzade mültecileri anlatan bir belgesel hazırlıyor.”

“Türkiye’nin ilk kadın savaş foto muhabiri Bikem Ekberzade, 1995’ten bu yana haber peşinde. Şu anda İstanbul’da Afrikalı mültecilerin haber belgeselini ve kitabını hazırlıyor.”
Sabah, 22.06.2004
“Bikem Ekberzade dünyanın her yerinden onlarca insanın hikayesine tanık olmuş bir fotoğrafçı ve gazeteci. Amerika’da CNN, AP ve Newsweek için çalışan Bikem, Türkiye’de de Birleşmiş Milletler’in katkılarıyla “Mülteciler” konulu bir sergi açtı.”
Yeşim ÇOBANKENT – Bugün Gazetesi, 18.02.1999

“Bikem Ekberzade, savaşın sürdüğü ülkelerde yaşayan insanların öykülerini dünyaya aktarmak için deklanşöre basan bir kadın... Bazen Kara Afrika’da bir çölde yada Pakistan-Afganistan sınırında, yeri geldiğinde ise Kosova’da havadan yağmur gibi yağan bombaların altındaki insanları fotoğraflıyor. O, zor şartlar altında yaşam mücadelesi verenlerin hepimize yansıyan yüzü bir bakıma. Ekberzade, Türkiye’nin şu an için tek kadın savaş fotoğrafçısı, bunun da ötesinde onca yıkım ve tehlikenin içinde bile hayata umutla bakmasını unutmamış bir kadın.”


Ayşegül UĞUR – Elele
“Türkiye’nin ilk kadın savaş foto muhabiri olan Bikem Ekberzade yaklaşık yedi yıldır Afganistan, Azerbaycan, Arnavutluk ve daha bir çok ülkede yaşayan mültecileri fotoğraflıyor. Amacı, onların yaşadığı sıkıntıları göstererek biraz olsun mülteci olgusunun konuşulmasını sağlamak.”
Esengül METİN – Ulusoy Travel
“Bir fotoğraf karesinde bile olsa, bir mülteciyle göz göze gelmek, herhalde onun yaşadıkları ve hissettikleri üzerine ipuçları verebilir. Onun gözlerinde, savaşı, göçü, acıyı, umutsuzluğu okuyabiliriz. Bir yandan da yardım çığlıklarına bir şeyler yapmaya çalışarak cevap verme hissi uyanabilir.

Fotoğrafın bu gücünü kullanarak, mültecilerin sorunlarına bu yolla çözüm arayan Bikem Ekberzade, aslında bir savaş fotoğrafçısı. Ekberzade Arnavutluk’a gittiğinde gördüğü mültecilerden etkilenerek, The Refugee Project (Mülteci Projesi) ile onların hayatına girmiş. Ekberzade, mültecilerin en büyük özlemlerinin memleketlerine geri dönebilmek olduğunu belirtirken, 2 yıl süren projenin ardından, iki mülteci genç kadının portrelerini anlatan bir kitap çıkarmak için hazırlanıyor.”


Müge TUZCUOĞLU – Evrensel, 29.06.2004
“Bikem Ekberzade’nin Türkiye’deki mültecilerin yaşam koşullarına dikkat çekmek amacıyla iki gün önce Ankara Kızılay metrosunda açtığı sergi, 20 Haziran Dünya Mülteciler Günü nedeniyle bugün Ankara Yüksel Caddesi’ndeki Mülkiyeliler Derneği Lokali’nin dış cephesine taşınıyor. Birleşmiş Milletler’in katkılarıyla açılan sergi, Temmuz’da İstanbul’a, sonbaharda da İzmir’e gidecek. Türkiye’de yaşayan yasadışı mültecilerin fotoğraflarından ve mültecilerle ilgili tuttuğu günlükten alıntılardan oluşan “İllegal” adlı kitabı sonbaharda yayımlanacak Ekberzade’yle, savaş fotoğrafçılığını ve mültecilerin sorunlarını konuştuk.”
Cumhuriyet
Yüklə 51,95 Kb.

Dostları ilə paylaş:




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin