ASSUBAYLAR NE İSTİYOR ? Hazırlayan : Çağrı Bilgin cagri.bilgin@posta.com.tr
BAŞLARKEN
YAZI DİZİSİ - 1 15 OCAK 2013 SALI
Ordu içinde kocaman bir ordu onlar. Subaylarla askerler arasındaki tampon görevi astsubaylar üstleniyor.Onlar kendilerini "ordunun orta direği" olarak tanımlıyorlar .Görev başındakini,emeklisini ve ailelerini de hesaba katarsak en az 1 milyon kişilik bir ordu. Şu anda 34 bin muvazzaf subay,97 bin muvazzaf astsubay var. Diğer bir deyişle TSK'daki her 4 komutandan 3'ü astsubay. Bu arada 100 bin de emekli astsubay mevcut.Neden astsubaylar dosyası açtık? Çünkü son dönemlerde hem yükleri hem de sıkıntıları çok arttı. Maddi sorunlarla boğuşuyorlar, emir komuta içinde bunalıyorlar... Ardı ardına astsubay intiharları boşuna mı yaşanıyor? Görev başındakiler dertlerini "ne olur ne olmaz" deyip kimliklerini açıklamadan anlattılar . Emeklilerin öyle bir çekincesi yok. Astsubaylara bir dokunduk bin ah işittik. Bu yazı dizisinde ordunun orta direği assubayların ne istediğini okuyacaksınız.
Subaylara tanınan imkanların aynısını istedikleri yok….Subaylarla aşık atmak gibi bir arzuları da bulunmuyor. Tek istedikleri subaylarla assubaylar arasındaki maaş uçurumunun biraz olsun kapatılması. Daha rahat bir görev ve emeklilik dönemi yaşamak,çocuklarını iyi okutmak,ailelerine iyi bakmak istiyorlar
İŞTE KENDİ AĞIZLARINDAN TALEPLERİ
Adı üstünde “sivil “ toplum gücü ,eğer askerseniz zaten sivil değilsiniz. Emekli oluncaya ya da o görevi bırakıncaya kadar da sivil olamazsınız. Biraz bu yüzden muvazzafıyla emeklisiyle astsubayların anlatacağı çok şey var. Kamuoyunda doktor-hemşire benzetmesinden başlıyorlar söze.
“Hiçbir hemşire hasta muayene etmez,ama biz bölük komutanlığı da yaparız,çatışma da yönetiriz.Hesabını da subaylardan ve doktorlardan fazla veririz” diyerek temel sıkıntılarının ve adalet isteklerinin altını çizmiş oluyorlar. Subaylara tanınan imkanların aynısını istedikleri falan yok,hiçbir zaman onlarla aşık da atmıyorlar. Astsubayların tek isteği ordunun bu iki grubu arasındaki makas açıklığının biraz olsun kapanması. Çalışma koşulları,sosyal hakları,emeklilik tazminatları,görev tazminatları,lojman kontenjanları,psikolojik baskı ve itibar,uzun nöbet süreleri,resen emeklilikler gibi onlarca sorunları var. Bunların hepsini masaya yatıracağız. Kendi ağızlarından astsubayların ana sorunları şöyle :
SORUNLAR BELLİ
1 . Birinci derecenin 4'ncü kademesine yükselmemize rağmen ek göstergemizin hâlâ 3600 olarak kalması nedeniyle çalışırken ve emekliliğimizde yoksulluk sınırı altında maaş alıyor olmamız. Ayrıca yarbay ve üst rütbeli personele hem çalışırken hem de emeklilik durumlarında maaşları ile birlikte ödenen makam,temsil ve görev tazminatını alamamamız.
2. Çalışan ve emekli astsubayların; aynı hizmet yılı ve öğrenimine sahip subaylara göre hem çalışırken,hem emeklilikte yarı yarıya maaş alması.
3. Aynı işi aynı yerde yaptıkları veya aynı öğrenimi gördükleri halde (paraşüt,komando,hudut ve operasyon birliklerinde görev yapma,sayman,teknisyen, ikmal vb. assubaylara subayların yarısı oranında yan ödeme verilmesinin eşit işe eşit ücret politikası ile Anayasamızın 55'inci maddesine aykırılığı.
4. Makam,temsil ve görev tazminatı alamayan emniyet ve MİT mensuplarına ödenen 100 TL zammı alamamamız.
5. Oyak ve bağlı kuruluşların temsil,yönetim ve denetiminde söz sahibi olamamamız.
6. Personel mevcudumuza gore orduevi,kamp ve sosyal tesislerden istifade oranımızın düşük olması.
7. Yürürlükte bulunan mevzuat hükümlerine göre mevcut lojmanların %55' inin subay %40’ ının assubay ve % 5’ inin ise sivil memur ve uzman erbaşlara tahsis edildiği bir ortamda Büyükşehir haricinde subaylar için tüm meslek hayatları boyunca lojman problem olmazken 4-5 astsubaya 1 lojman 14-15 sivil memur ve uzman ise 1 lojman tahsis edilmesi nedeniyle oluşan mağduriyet.
8. 211 sayılı İç Hizmet Kanunu ve 926 sayılı Personel Kanununun anayasa,eşitlik,insan hakları ile adil yaşam ve çalışma koşullarına göre yeniden düzenlenmesi (özellikle nöbet hizmetleri,askeri hastanelerden istifade,kıdem ve terfi işlemleri ,sicil,kadro ve atama durumlarını içeren maddeler)
9. Yurtdışı geçici ve sürekli görevlerde astsubay kontenjan ve kadrolarının çok düşük olması.
10.Savaşta ve barışta omuz omuza çalıştığımız ve her fırsatta bir aile olduğumuz söylendiği halde maaş ve özlük hakları ile sosyal haklarımız söz konusu olduğunda ayrı tutulmamız.
11. Çalışırken üzerimizde sorumluluğumuzun çok fazla olmasına rağmen buna eşdeğer yetkimizin hiç olmaması.
Hepsine yer vereceğiz. Fakat kendi ifadeleriyle ücretlerindeki adaletsizlik belki de en büyük sorunları .Emekli Dz. Assubayı Levent Kesmen, subay ve astsubay maaşları arasındaki astronomik farkı yüzdelerle açıklıyor. İlk göreve başlağınımızda Asb.Çvş.2000 TL, Teğmen 2500 TL. yani subay maaşının % 80' ini alıyoruz. Yıllar sonra albay 5000 TL alırken Kd.Başçavuş 3000 TL. alıyor. Subay maaşının yüze 60’ına düşüyor. Emekli olunca albay, maaşının yüzde 80’i olan 4000 lira alırken 2 Kad.Kd.Bşçvş. 40 yıl üzerinden emekli olsa bile aldığı maaş 1670 TL oluyor. Yani albaya verilen emekli maaşının % 40' ını alıyor. 3/2 dereceden emekli olan Kd.Bşçvş. ise 1325 TL maaşla albay maaşının üçte birini bile alamıyor. Adil olmayan bir durum var”
ÖTELENEN HAKLAR DÜZELTİLMELİ
Bir astsubayın verdiği örnek çarpıcı,”Eşimle 2002 yılında evlendim..O zamanlar astsubay çavuştum (mesleğin ilk yılları) eşim sınıf öğretmeni. Ben 980 lira eşim de ek ders dahil 580 lira maaş alıyordu.Ben bugün 14 yıllık başçavuş olarak 2670 lira eşim de ek ders dahil 2600 lira maaş alıyor. Açıkcası maaşlarımız 11 yılda eşitlendi “ Assubaylar yıllar içinde eriyen maaşlarından şikayetçiler, dolayısıyla emeklilik dönemlerini de etkileyen bu durumun bir an önce düzeltilmesini talep ediyorlar. Astsubayların öncelikli isteği yıllardır görmezden gelinen ve ötelenen ekonomik haklarının bir an once düzeltilmesi.
Emeklinin feryadı ! NASIL GEÇİNDİĞİMİ TAHMİN BİLE EDEMEZSİNİZ
“Ciğerlerimin dörte üçünü kaybettim ve 2005’te emekli oldum. 1500 TL. Emekli maaşı alıyorum. Bir oğlumu tıp fakültesinde bir oğlumu da harita mühendisliğinde okutuyorum. Nasıl yaşıyorum, nasıl geçiniyorum bir de bana sorun”
Kaan Berker Emekli Astsubay. TSK'nın çeşitli birliklerinde çalıştıktan sonra emekli olmuş, şimdi de geçim derdinde. Hazin bir de öyküsü var Kaan Berker”in. Kendi ağzından dinleyelim: “Yaşam kalitemi düşüren gelişmelerden sadece birini sizinle paylaşmak istiyorum. 1993 yılında Kıbrıs 28.Mot.P.Tüm.Mu.Tb.telsiz operatörü olarak atanmama rağmen görev emriyle müstakil olarak lojistik destek takım komutanlığına atandım. İki yıl bu görevi yaptım. Tabur karargahından ayrı tamamen müstakil,sorumluluğumda 40 civarı asker ve 18 araç bunlara ait savaş malzeme ve tesisatların savaşa hazır halde tutulmasını insan üstü gayretlerimle sağlamaya çalıştım. Görev yaptığım bu sürede hiçbir şekilde komutanlık tazminatı verilmedi.
Tüberküloz oldum: Maddiyatı geçelim, bu süre zarfından sonraki yıllarda yaşam kalitemi düşürecek bir şekilde sağlığımı kaybettim. Şöyle ki; iki yıllık görevimin tamamlanmasına birkaç ay kala aşırı stres ve yoğun iş temposundan dolayı yorgun düştüğümden tüberküloz oldum. Hastalandığımda yaşım 31 idi ve 7-8 yaşlarında iki oğlum var. Türkiye’ye atandım ve direkt kendimi Çamlıca Göğüs Hastalıkları Hastanesinde buldum. Yaklaşık iki ay yatarak tedavi ve bir yıla yakın nekahat döneminden sonra göreve tekrar başladım. Hastalığım nedeniyle akciğerlerimin dörtte üçünü kaybettim. Şu an aşırı nefes darlığım var.
Bu bize reva mı ? 2005 yılında emekli oldum yaklaşık 1500 lira maaş alıyorum. Bir oğlumu tıp fakültesinde bir oğlumu da harita mühendisliğinde okutuyorum. Aldığım bu maaşla nasıl geçindiğimi tahmin edemezsiniz Aynı sürede emekli olan bir subay 4000 TL maaş alırken ben 1500 TL alıyorum. Hiyerarşik sisteme karşı değilim sadece adil olmasını istiyorum. Subay emekli olunca maaşının yüzde 85’ini almaya devam ediyor. Astsubay emekli olunca yüzde 45’ini alıyor bu hak mı,reva mı?
EMEKLİ MAAŞLARI (TL)
RÜTBE DERECE GÖREV YILI AYLIK
Kıdemli albay 1/4 40 4.000
Kıdemli albay ¼ 36 3.850
Albay ¼ 32 3.150
Yarbay ¼ 29 2.800
Kıdemli Başçavuş 2/6 40 1.670
Kıdemli Başçavuş ¼ 30 1.860
Kıdemli Başçavuş 2/3 30 1.475
Kıdemli Başçavuş 3/2 25 1.325
YARIN GÖREV TAZMİNATI
x x x x
YAZI DİZİSİ - 2 16 OCAK 2013 ÇARŞAMBA
Astsubaylar hak ettikleri parayı alamadıklarını hem muvazzafken hem de emeklilikte subaylarla aralarında maaş uçurumu olduğunu düşünüyorlar. Bu uçurumun en büyük nedeni de 2002’de getirilen görev tazminatı’ndan yararlanamamaları olduğunu söylüyorlar. Meslekte 5 yıl çalışan bütün devlet memurlarına tazminat verilirken assubaylara ve binbaşılara verilmiyor…..
Assubayların özlük hakları deyince bunu ağırlıklı olarak parasal konular oluşturuyor. Parasal konuları anlamak için birtakım terimler ve kavramları iyi kavramak gerekiyor. Bu tanımlar arasında ençok “tazminat “sözcüğü geçiyor.Hani büyük harflerle yazarsak yeridir TAZMİNAT! Biz okuya okuya,sora,sora dinleye,dinleye zor anladık. Ya da anlayabildik mi belli değil. Bakalım anlatabilecek miyiz? Türk Silahlı Kuvvetlerinde irili ufaklı dört çeşit tazminat sistemi uygulanıyor.
1. Silahlı Kuvvetler Tazminatı, uzman çavuştan başlayarak general-amirale kadar her rütbedeki personele çalıştıkları sürece ödenir. Yer,yer “Hizmet tazminatı”olarak da anılır,emeklilikte bu tazminat verilmez.
2. Temsil tazminatı, 2000 yılından sonra yalnız general ve amirallere uygulanmaya başladı .Emeklilikte devam eder.
3. Görev tazminatı 2002 yılında getirildi. Eski emekliler dahil olmak üzere meslekte 5 yılını doldurmuş bütün devlet memurlarını kapsar.
4. Komutanlık tazminatı, Askeri birimlerde komutanlık yapanlara,(örneğin alay,tabur,bölük komutanı gibi) ödeniyor.
Tazminatların özellikleri
Bu dört grup tazminat uygulamasına açıklık getirmek üzere konuya bir başka söylemle şu iki eklemeyi yapabiliriz.
Birincisi “Silahlı kuvvetler tazminatı” daha alt rütbelere Görev tazminatı ödenir. Bu tazminat yarbay ve albaya emekliliğinde de ödenmeye devam edir.
İkinci nokta. Bazı konumlarda 3 tazminat aynı kişide birleşebilir. Örneğin; Alay komutanı olan bir albay hem komutanlık tazminatı,hem görev tazminatı hem de Silahlı Kuvvetler tazminatı alabilir
İlle de “Görev Tazminatı”
Bu tazminatlar içinde astsubayları ve emeklilerini ilgilendiren,hem de pek çok ilgilendiren “Görev tazminatı”dır.Bu onların temel sorunlarının başında geliyor. Çünkü astsubaylara ve dolayısıyla emeklilerine bu tazminat ödenmiyor. Astsubayların bu konudaki görüşleri, beklentileri ve emeklilerin kişisel tepkileri bir yana Türkiye Emekli Assubaylar Derneği (TEMAD) durumu kısaca şöyle açıklıyor: Görev tazminatı kanun hükmünde kararname (KHK) ile getirildi ve hangi kesimlere ne zaman nasıl uygulanacağının tespitini Bakanlar Kuruluna bırakıldı. Aslında KHK 5 yılını doldurmuş bütün devlet memurlarını kapsamasına rağmen bugüne kadar sadece assubaylarla binbaşı ve kıdemli binbaşılara uygulanmıyor. Binbaşıları çok etkilemiyor çünkü onlar nasıl olsa 1-2 yıl sonra yarbaylığa albaylığa yükselecekleri için bu tazminatı alacaklar. Ama assubayların böyle imkanı yok.
Hükümete başvuru
Tek başına iktidara gelen ve çok sayıda yasa çıkarmakla övünen AK Parti bu güne değin “Ordunun ortadireği” assubayların bu önemli sorununu çözmedi. Binbaşı ve astsubayların Görev tazminatı konusunu birçok kez hükümete götürdü ve çözüm istedi. Bu konu çözülürse devletin kasasına 2 milyon lira civarında ek bir yük getirecek.
İki istek daha
Görev tazminatının dışında astsubaylar “Silahlı Kuvvetler Tazminatı”nın belli bir oranda emeklilikte de verilmesini istiyorlar. Tabii bu istek subayları da kapsıyor. Astsubayların bir başka tazminat isteği ise Komutanlık Tazminatı’na ilişkin olabiliyor. Komutan olduğumuza göre biz komutanlık tazminatı almalıyız. Bu tazminat bir yarbayın albayın tazminatı ölçüsünde elbet olmaz, ama az da olsa belli bir oranda verilmeli diyorlar.
Tazminatlar sonucu maaşlar (TL)
Rütbe 1 Yıllık 10 Yıllık 25 Yıllık Emekli
Subay 2500 3600 5000 4000
Astsubay 2100 2500 3100 1600
KOMUTAN PAZAR EVLEN PAZARTESİ İŞTE OL dedi
İsmini açıklayamayacağımız bir astsubay anlatıyor: “1992/1994 arasında Siirt Jandarma Komando Taburu’ndaydım. Komando kursu görmemiştim. Üstelik komando olmak için 1984’te GATA’dan “Komando olamaz” raporu verilmişti. Buna rağmen beni komando yaptılar ve tim komutanlığı görevi verdiler. 1994' te Temmuz’da tekrar Ankara'ya atandım. Yeni görevim Etimesgut’ta 700 Muhaberat Ana Depo ve Fabrika Komutanlığındaydı. Siirt'te görev yaparken sürekli operasyonlarda olduğum için düğünümü ertelemiştim. Ankara’da artık rahattım düğünümü yapacaktım. Komutanım olan albaya düğün tarihimi bildirip izin istedim. Sözlü olarak “tamam” dedi. Salon tuttum,davetiyeleri dağıttım. Cumartesi kına, Pazar da düğünüm olacaktı. Komutan hepsini biliyor olmasına rağmen Perşembe izin kağıdımı almak için gittiğimde “Düğün tarihi belirlerken bana mı sordun? Cumartesi Pazar düğün yapar Pazartesi mesai de olursun” dedi. Sonuçta komutanın dediği oldu ve ben Pazartesi sabahı işe geldim. Komutan keyfi bir uygulama ile en mutlu günümü zehir etmişti. Bu anlattığım olay her astsubayın başına gelebilecek en hafif acılardan biridir.
ASTSUBAY EMEKLİLERİ SİCİL AFFI TALEP EDİYOR.
Geçmişte çok basit nedenlerle hapis ve kademe durdurma cezası almış astsubaylar emekli olduktan sonra da bunun acısını yaşıyor. Hâttâ ölümleri durumunda geride kalan eşleri ve çocuklarına da bu durum yansıyor. Emekli astsubay Zeki Çetinkaya TBMM'ne sunduğu dilekçede şu talepte bulunuyor. “Çıkarılan af yöntemlerinde uygulanan Şartlılık Müeyyidesinin askeri disiplin suçları için de uygulanmasını bekliyoruz. Görev başındaki personelin aldığı kademe durdurma cezası yeni bir suç işlememesi şartıyla durdurulabiliyor. Personel yeni suç işlerse eski yeni cezasını birlikte çeker. Böyle bir duruma düşmemek için personel suç işlememeye azami dikkat gösterecektir. Emeklilerin de faydalanacağı bir disiplin ve sicil affı çıkarılması hem vicdani hem de hukuki bir gerekliliktir. Bu güne kadar bu ülkede onlarca af çıktı. Hapishaneler boşaldı. Ama bu aflardan biz askerler hiç yararlanamadık. Bu nasıl bir adalet anlayışıdır.
UTANIYORUZ İSTEYEMİYORUZ
Bütün devlet memurları için getirilen Görev tazminatı uygulamasında assubayların dışarıda bırakılması yaygın bir biçimde eleştiri konusu oluyor. Astsubayların başlıca beklentisi bu. Bu konudaki ortak görüş şu: Hava Kuvvetleri’ni gezerseniz uçakların altında bir er bir subay göremezsiniz. Astsubayları görürsünüz. Uçağa bakan uçuşa hazırlayan da assubaydır. Bu tazminatın en azından 20 yılı geçen astsubaylara verilmesi gerektiğini düşünüyoruz.Bekliyoruz,hep bekliyoruz. Sesimizi çok yükseltmek istemiyoruz. Çünkü biz askeri terbiye almış,kalbi bu vatan için çarpan canını bu vatana feda etmeye hazır askerleriz. Para düşkünü olduğumuz söylenecek diye hiçbirimiz sesimizi yükseltip hakkımız olan tazminatı isteyemiyoruz.
10 YILIM DOLSUN DİYE BEKLİYORUM
Halen görev başında olan ve isminin açıklanmasını istemeyen bir astsubay şunları anlatıyor: Meslekte 6 yılım doldu. Diyarbakır,Hakkari ve Yüksekova’da terörle mücadele ettim. Defalarca çatışmaya girdim. Ölümü hep ensemde hissettim. Şimdi o bölgede geçen 2.5 yılın getirdiği ruhsal sıkıntıları unutmaya çalışıyorum. Rüyalarımda terliyor aniden bağırarak uyanıyorum. Takıntılarım oluştu. Psikolojik tedavi görüyorum. İlaç kullanıyorum. 28 yaşındayım ama kendimi 40 yaşında hissediyorum. Beni yaşadıklarımdan çok komutanlarımın sert,ilgisiz ve acımasız tavırları yordu. Tek hedefim var; 10 yılımı doldurup emekli olmak. Benim dururumda olan binlerce astsubay bulunduğuna emin olabilirsiniz.
Yarın Sağlıkta çifte standarda hayır.
YAZI DİZİSİ - 3 17 OCAK 2013 PERŞEMBE
ORDUNUN ORTADİREĞİ ASTSUBAYLAR
Sağlıkta çifte standarda hayır!
Emekli astsubaylar Gülhane Askeri Tıp Akademisi'ndeki 3 poliklinik ayrımını eleştiriyor. Emeklilerden, yargıdan yeşil pasaporta ve tayinlere kadar pek çok sorun dinliyoruz
Görevdeki astsubaylarla emekli astsubayların dertleri aynı. Fakat emekliler hem konumlarından doğan serbestlikle hem de statülerinden dolayı yaşadıkları sorunların çokluğu nedeniyle adeta feryat ediyorlar. Türkiye Emekli Astsubaylar Derneği TEMAD'ın verdiği bilgiye göre, derneğin 90 şubesi var. 100 bin emekli astsubay olduğunu öğreniyoruz bunların 42 bini de derneğe üye. Vefat eden astsubayların eşleri de eklendiğinde bu sayı 200 bini buluyor. Bir de çalışan 100 bine yakın astsubayı hesaba kattığımızda 1 milyonu aşkın büyüklükte bir aileden söz edebiliriz.
Gülhane Sorunu
Sağlık hizmetleri konusunda karşılaşılan sorunları bir Emekli Kıdemli Başçavuş anlatıyor: "Gülhane Askeri Tıp Akademisi'ne gittiğimiz zaman, A polikliniği, B polikliniği olarak ayrıldığını görüyoruz. A polikliniği general ve amirallere, B polikliniği üst subaylara, binbaşı ve üzerine ayrılmış. Diğerleri normal poliklinikte muayene oluyor. Dolayısıyla astsubay hangi rütbeye gelirse gelsin, onu normal poliklinikte muayene ediyorlar." Diyeceksiniz ki, önemli olan muayene. Şu poliklinikte, bu poliklinikte, yapılması o kadar önemli değil. Generallere o kadar ayrıcalık tanınması da ordu hiyareraşisine uygun; o kadar fark olsun. Elbet olsun, ama iş poliklinik ayrımından ibaret değil, elbet muayene önemli. Ya peki?... Aynı astsubay farkı şöyle açıklıyor: "Normal poliklinikte vizite yapan doktorlar genellikle pratisyen veya asistan, yani yeni çıkmış doktorlar oluyor. Oysa B ve A polikliniklerinde çalışanlar
doçent ve profesör." Emekli astsubay, laboratuvar hizmetlerine değiniyor: "A ve B polikliniklerinde verilen laboratuvar hizmetleri, olduğu yerde verildiği halde, diğer laboratuar hizmetleri genel laboratuarda veriliyor. Bu da çok sıra beklememize neden oluyor. Mesela bir kan tahlilinde 400 kişinin içine giriyorsunuz."
Askeri yargı
Başka bir Emekli Kıdemli Başçavuş, sağlık astsubayı, ama askeri yargıyla ilgili bir konuyu gündeme getiriyor. Dediği ve istediği özetle şu: "Askeri mahkeme heyeti doğal olarak hukukçu subaylardan oluşuyor. Fakat mevzuattaki bir hükme göre, o birlikte yeterli hukukçu subay yoksa, yerine sınıf subayları alınarak boşluk dolduruluyor." Oysa, hukuk öğrenimi görerek üniversite diploması alan astsubaylar olduğunu belirten astsubay, sınıf subayı yerine hukukçu astsubayların heyete alınmasını öneriyor. "Hatta, süresini doldurarak astsubaylıktan subaylığa geçenler bile askeri yargıya alınmıyor" diyor. Bir de örnek veriyor: "En son, Mevki Hastanesi'nde bir astsubayımız hukuk fakültesini bitirdi, şu anda Hakkari'de görev yapıyor. Onu piyade sınıfında görevlendirdiler, yargıda görev vermediler. Bunlar bizi üzüyor, doğrusu." Bir başka astsubay, bunları, astsubayların öğrenim düzeylerinin yükselmesini özendirici bir yaklaşım almamak şeklinde yorumluyor.
Yeşil Pasaport
Konular bitecek gibi değil. Bir başka Jandarma iki Kademeli Başçavuş pasaport konusu üzerinde duruyor. Birinci, ikinci, üçüncü dereceye, yani mesleğin son aşamasına gelmiş astsubayların bugüne kadar yeşil pasaport aldığını belirten Başçavuş'un anlattığına göre, bir süre önce İçişleri Bakanlığı Genelkurmay'ın ve Emniyet Genel Müdürlüğü'nün de görüşlerini alarak pasaport yasasında bir değişiklik tasarısı hazırlamış. Tasarıya göre kıdemli astsubaylara yeşil pasaport uygulamasına son veriliyormuş. Bu haber duyulunca bir heyet Hükümet ve Meclis üzerinde lobi çalışması yaparak, tasarının durdurulmasını sağlamış. Bu tasarının ileride tekrar gündeme gelme olasılığı astsubayları korkutuyor. Astsubayların haklarının korunması gereğine şimdiden dikkat çekiliyor.
Sık yer değiştirme
Bir başka astsubay, jandarma astsubaylarının atandığı il jandarma komutanlıkları emrinde 2-3 ayda bir yer değiştirilmesinden yakmıyor: "Alay Komutanı istediği anda istediği astsubayın yerini değiştirir. Jandarma astsubayları emekli oluncaya kadar en az 30-40 kere ev değiştirir. Bu jandarma astsubaylar için önemli bir sorun."
"ÇOCUKLARIMI OKUTAMIYORUM"
İsmini vermek istemeyen bir astsubay şunları anlatıyor: "Astsubay okuluna müracaat tarihinin son beş gününe kadar astsubay nasıl olunur kesinlikle bilmiyordum. Astsubay, subay nedir bilmiyordum. 7 kardeşim var. İlkokulu, imkanları olmayan Doğu'da bir köyde bitirdim. 1 öğretmen ve 60 öğrenci aynı sınıfta 60 öğrenci aynı sınıfta ders yapıyorduk. Babam bir tek eşeğin koşulduğu karasaban ile üç tarlayı sürüp ailesini geçindiriyordu. Buna rağmen, "Oğlum, seni okutacağım" diyordu. Anam tarlalarda pancar çapalayarak bana harçlık gönderiyordu. Onlar olmasaydı ben şimdi karasabanla çift süren bir insandım. İlkokulu birincilikle bitirip, iki elemeli sınavı kazanıp devlet parasız yatılı ilköğretmen okuluna girdim. Bu okulu bitirenlerin öğretmen olma hakkının ortadan kalkması Astsubay olmama giden yolu hazırladı. Üniversiteye girme şansı 10 kişide 1 ama astsubay okuluna girme şansı 25 kişide 1'di. 26 bin kişi müracaat etti 1000 kişi alındı ben birincilikle kazandım. Sonra astsubay oldum. Astsubay maaşımla hem üniversiteyi bitirdim. Binbir güçlükle, yemeden içmeden, kızımı öğretmen, oğlumu mühendis oluncaya kadar okuttum. Geçinemiyorum."
"SUBAY HEMŞİRE" HASTA MI BAKAR?
İzmir'den Emekli Astsubay Erhan Gür TSK'daki hemşirelik sistemiyle ilgili bir ayrıntıya dikkat çekiyor: "1985'te GATA Yüksek Hemşirelik Okulu açıldı. 1989-1999 arasında hemşireler subay olarak mezun edildi. Bir yıl önce ve bir yıl sonra mezun olan hemşireler doğal olarak hemşirelik görevlerini yaptı. Hasta yatağı düzeltti, iğne, pansuman yaptı. Fakat subay hemşirelerin bu görevleri yapması mümkün mü? Onlar subay nasıl hasta bakar? Bu yüzden bu mezunlar yüksek hemşirelik okulu mezun olmasına rağmen yüksek hemşire ve büro hizmetlerinde kullanıldı. Neyseki bu uygulamaya 1999'da son verildi. Fakat emeklilikteki adeletsizlik devam ediyor. 1988'de sivil hemşire olarak mezun olan şimdi 1200 lira, bir yıl sonra subay hemşire olarak mezun olan 4000 lira emekli maaşı alıyor."
KAN REVAN İÇİNDE GELİRSEN İLAÇ VAR
Emekli Hava Astsubay Mahmut Filiz anlatıyor: "1970'lerde astsubaylığımın ilk yıllarında mide hastası oldum. İlacım bitmişti revire çıktım. Doktor üniversiteyi yeni bitirmiş bir asteğmendi. Doktor asteğmen, "Muayene yapamıyorum" dedi. Ben de, "Muayene olmak istemiyorum sadece ilaç yazdıracağım" dedim. "Yazamam" dedi. "Neden" diye sorunca, üzgün bir ifadeyle, "Üs komutanının emri var sadece acillere bakıyorum. Çünkü teftiş var" dedi. Oysa, teftiş bir hafta sonraydı. "İlacımı almak için ne yapmalıyım" diye sorunca, "Acil olman lazım, kan revan içinde gelmen lazım ancak o zaman ilaç yazabilirim" dedi. İlacımı alamadan görev yerime daha fazla mide ağrısıyla döndüm."
ASTSUBAYA İLAÇLI STEND TAKILMAZ
Dostları ilə paylaş: |