“yeni TÜRKİYE”Yİ kuracak zafer iÇİn beşERİ ve mali kaynaklarin yönetiMİ


Mali Yönetim ile Bütçe ve Avans Kanunları



Yüklə 0,6 Mb.
səhifə9/11
tarix23.01.2018
ölçüsü0,6 Mb.
#40270
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10   11

Mali Yönetim ile Bütçe ve Avans Kanunları

Mali yıl 1 Mart’ta başladığından ve 1921 yılı Muvazenei Umumiye Kanunu’nun (Bütçe Kanunu) kabulü 1921 yılı mali yılı başlamadan önce gerçekleştirilemediğinden, 1921 yılı Bütçe görüşmeleri 9 Şubat’ta başlamıştır.115 Nasıl 1921 yılında 1920 yılı bütçesi kanunlaşmış ise, 1921 yılı Bütçe Kanunu da 1922 yılında kabul edilmiştir.

1337 Bütçe Kanunu, şekilsel biçimsel özellikleri itibariyle, 1336 Bütçe Kanunu’ndan farklıdır. Hatta,Hatta 1337 Bütçe Kanunu’nun şekilsel biçimsel olarak bütçe kanunlarına uygun olmadığı da söylenebilir. Alptekin Müderrisoğlu’nun tespitine göre, “1921 yılı Bütçe Kanunu, gelir ve gider tahminlerini gösteren cetveller ve dairelerin ödeneklerini gösteren bütçeleri olmaksızın, yalnızca 13 maddeden ibaret bir metin şeklindedir. Bu durumu nazara alındığında, bir bütçe kanunundan daha çok, önceden çıkarılan avans kanunları ile ek ödenek kanunlarını bir tek metinde toplayan bir malî kanuna benzemektedir.”116 Bütçe kanunlarının temel şekilsel özelliklerine riayet edilememesinde, şiddetlenen savaş koşulları ve mali buhran altında gerçekçi gelir ve gider tahminlerinin yapılamamasının payı olmuştur.117

26 Şubat’ta kabul edilen 1337 Bütçe Kanunu’nda gelir ve gider bütçeleri fasıl fasıl gösterilmemekle birlikte, yani sonuç itibariyle 1336 Bütçe Kanunu’ndaki usul hatalarını aşmak bir yana onun gerisine düşülmekle birlikte, 15 Şubat 1921 yılından tarihinde başlayarak yapılan başlayan 1337 Bütçe Kanunu’na ilişkin müzakerelerde harcamaya esas teşkil edecek bir bütçe hazırlanması gözetilmişti. Hatta bu nedenle, 1337 Bütçe Kanunu ile 1336 Bütçe Kanunu arasında niteliksel bir fark ortaya çıkmıştır. 1921 yılı içinde yapılan harcamalar da aslen Avans Kanunlarına dayanmakla birlikte, 1921 yılı harcama bütçesinin % 60’ını oluşturan Müdafaai Milliye Bütçesi, bütçe kanunu usulüne uygun şekilde, Meclis’te fasıl fasıl tetkik ve tasdik edilerek bir musaddak bütçe oluşturulmuştu. Bunun yanı sıra, 18 Haziran 1921 tarihinde alınan Heyeti Umumiye Kararı ile her daire harcamasını, Muvazenei Maliye Encümeni’nin masraf, kadro ve maaşat dahil olmak üzere fasıl fasıl bir esasa bağladığı ve yekûnunu belirlediği daire bütçeleri üzerinden gerçekleştirmişti. Dolayısıyla, Maliye Vekili Hasan Bey’in 9 Şubat’taki gizli oturumda belirttiği gibi 1921 yılı masraf bütçesi musaddaktır.

1337 Bütçesi, bir önceki yılın bütçesiyle karşılaştırıldığında Müdafaai Milliye Vekâleti’ne ayrılan miktar %96 oranında artmış; diğer dairelerin bütçeden aldıkları pay %28 oranında azalmıştır.118

25 Haziran’da “her vekâletin bütçesinin yekûnu umumiyesinin tâyini esami ile reye vaz'ı” kabul edilmiştir. Bu karar, bütçe usulüne ilişkin yeni bir dönemi başlatmıştır. Çünkü,Çünkü o zamana kadar genel bütçenin bir parçası olarak kabul edilen ve genel bütçe kapsamında görüşülen vekâlet bütçeleri ayrı ayrı görüşülebilecek ve kabul edilebilecektir.

1922 yılında da harcamalar asıl olarak Avans Kanunları ile yapılmıştır.

28 Şubat

198 sayılı Birinci Avans Kanunu

1338 senesi Mart ayı sonu itibariyle Müdafaai Milliye Vekâleti için 5 milyon, devairi mülkiye için 2,5 milyon liranın 1338 senesi bütçesinden mahsup edilmek üzere 7 milyon liranın sarfına mezuniyet verilmiştir.

6 Mayıs

230 sayılı İkinci Avans Kanunu

Müdafaai Milliye için 10 ve devairi saire için 5 olmak5 olmak üzere toplam 15 milyon liranın daha sarfına izin verilmiştir. 24 Haziran 1922’de "Muvazenei hususiyeden maaş alan bilûmum memurin ve müstahdemin 28 Şubat 1338 tarihli Avans Kanununun üçüncü maddesi ahkâmına tâbi" olmadığına ilişkin tefsir kararı alınmıştır.

3 Temmuz

241 sayılı Üçüncü Avans Kanunu

Bahriye ve Müdafaai Milliye ve Askeri Fabrikalar için 7 ve devairi saire için 5 milyon lira ki, ceman 12 milyon liranın daha avans olarak sarfına mezuniyet verilmiştir.

21 Ağustos

250 sayılı Dördüncü Avans Kanunu

Dördüncü Avans Kanunu, Büyük Taarruzun başlamasından beş gün önce verilmiştir. Bahriye ve Müdafaai Milliye ve Askeri Fabrikalar için 5 ve devairi saire için 3, ki ceman 8 milyon liranın daha avans olarak sarfına mezuniyet verilmiştir.

20 Eylül

266 sayılı Beşinci Avans Kanunu

Bahriye ve Müdafaai Milliye ve Askerî Fabrikalar için 8 ve devairi saire için 6 olmak üzere, toplam 14 milyon liranın daha avans olarak sarfına mezuniyet verilmiştir. Bu Avans Kanunu ile, Anadolu ve Bağdad Demiryollarının tarifesinin altı misline iblağına dair 9 Nisan 1921 tarihli Kanun da ilga edilmiştir.

11 Ekim

269 sayılı Altıncı Avans Kanunu

Bu Avans Kanunu, Mudanya Mütarekesinin imzalandığı gün kabul edilmiştir ve savaş sonrası düzene ilişkin ilk mali düzenlemedir.

14 Aralık

289 sayılı Yedinci Avans Kanunu

Bu Avans Kanunu, aslen İstanbul teşkilâtı için çıkarılmıştır. Bahriye, Müdafaai Milliye ve Askerî Fabrikalar için 16 ve devairi saire için 12, toplam 26 milyon liranın daha avans olarak sarfına mezuniyet verilmiştir.

1922 yılı içinde çıkarılan diğer Ödenek Kanunları ise şu şekildedir.

30 Ocak tarih ve 188 sayılı Müdafaai Milliye Vekâleti Bütçesine 2 milyon lira avans ita edilmesine dair Kanun.

8 Nisan tarih ve 211 sayılı Ukrayna’ya gidecek heyet için Hariciye Vekâleti Bütçesine 7.500 liralık ek tahsisat konulmasına ilişkin Kanun.

25 Nisan tarih ve 227 sayılı Ukrayna’ya gidecek heyetin tahsisatının 15.000 liraya çıkarılmasına dair Kanun.

26 Temmuz tarih ve 247 sayılı Veba salgınına karşı alınacak tedbirler için İktisat Vekâleti Bütçesine 30.000 liralık ek tahsisat konulmasına ilişkin Kanun.

9 Eylül tarih ve 259 sayılı İstirdad edilen veya yeni tayin edilecek memurlar için Dahiliye Vekâleti Bütçesine 30.000 lira ek tahsisat ilave edilmesine dair Kanun.

9 Aralık tarih ve 285 sayılı İstanbul teşkilâtı için üç milyon lira avans ita edilmesine dair Kanun.

20 Aralık tarih ve 291 sayılı Evkâf Vekâleti’ne 750.000 liranın avans olarak ita edilmesine dair Kanun.



Mali Alanda Yapılan Düzenlemeler ile Teşkil Edilen İdare

1921 yılında olduğu gibi 1922 yılında da bütçe ve avans kanunları bir nevi teşkilât kanunu niteliğinde olmuştur. Aşağıdaki düzenlemeler, buna örnek verilebilir.

Birinci Avans Kanunu’nun 4.maddesi ileyle, Reji İdaresi’nin 1338 mali yılı sonundan itibaren mülhak bütçe ile idare olunmasına karar verilmiştir. Kanun mucibince, bu idare memurin ve müstahdeminin maaşat ve masarifi dahi devairi sairei Devlet hakkında cari ahkâmı umumiyeye tevfik edilecektir.

Birinci Avans Kanunu ile Murakabe Encümeni’nin kurulmasına karar verilmiştir. Kanun'un 5.maddesi ile Muvazene ve Muhasebei Umumiye Kanunlarına ve Bütçe fasıl ve maddelerine muvafık olarak varidat ve masrafın cibayet ve sarfının temini için gerek harcama öncesi gerek harcama sonrası ve Meclis namına murakabeye memur olmak üzere Divanı Muhasebatın teşekkülüne kadar Müdafaai Milliye ve Maliye Vekâletleri için üçer ve diğer vekâletler için birer mütehassıs âza Heyeti Umumiyece intihap ve tefrik olunacak ve murakıplardan oluşacak heyete Murakabe Encümeni adı verilecektir. Murakebe Encümeni, teftiş raporlarını ve üç ayda bir cibayet ve sarfiyat teftişlerine dair fezlekeleri Meclise arzla görevlendirilmiştir.

Birinci Avans Kanunu’nun 9.madde ilesiyle, Müdafaai Milliye Vekâletine bağlı Askeri Fabrikalar İdaresi, müstakil bir müdüriyeti umumiye haline getirilmiştir.

3 Nisan’da 1338 senesi Dahiliye Vekâleti Bütçesi’nin 145.faslı kabul edilerek, mülkiye müfettişliği ve müsteşarlığı hakkında düzenleme yapılmıştır. 1337 senesi bütçesinden tahsisatı kaldırılarak lağvedilen Heyeti Teftişiyei Mülkiye'nin ipkasına ve 12 oniki müfettiş görevlendirilmesine karar verilmiştir. Mülkiye Müfettişleri Kanunu ilga edilmediği için ilgili fasla tahsisat konulması ile görevlendirme gerçekleştirilebilecektir.119 Müsteşarlığa ait vazifenin İdarei Umumiyei Vilâyat Müdüriyeti tarafından ifasına veya Heyeti Teftişiye Müdüriyetine tevdii suretiyle Müsteşarlık maaşının tasarrufuna ilişkin Dahiliye Encümeni kararı kabul edilmeyerek, Dahiliye Müsteşarlığının da ipkası kararlaştırılmıştır.

12 Haziran’da Dahiliye Vekâleti Bütçesi müzakere edilirken, bütçenin 116.faslındaki emniyet müfettişlikleri tayyedilerek, emniyet müfettişliği kaldırılmıştır.

Altıncı Avans Kanunu ile savaş sonrası dönemde yeni mülki ve askeri teşkilâtın kurulması hedeflenmiştir. Yalnız, burada hedeflenen bölge, o tarihe kadar kurtarılan bölge değil; 11 Ekim’de imzalanan Mudanya Ateşkes Anlaşması’yla ele geçirilecek bölgedir. Sözkonusu bölgedeki mülki idarede görev yapacak memur ve müstahdem ödemeleri ile Müdafaai Milliye Vekâletince sabit teşkilâtın kurulmasına ilişkin harcamalar gözetilmiştir.



Bütçe Usulünde Değişiklik

Birinci Avans Kanunu’nun 8.madde ilesiyle 1338 mali yılından itibaren Müdafaai Milliye, Dahiliye ve Hariciye Vekâleti bütçelerine ait ita emirleri ile havalelerin Heyeti Vekile Reisi ve Maliye Vekili'nin müşterek imzası ile gerçekleştirilmesine karar verilmiştir.



Askeri Yönetim

15 Şubat’ta Merkez Ordusu lağvedilmiştir. Ankara Hükümeti, Merkez Ordusu'nun lağvedildiğini ve emrindeki birliklerin Onuncu Tümen Kumandanlığına bağlandığını bildirmiştir. Merkez Ordusu 9 Aralık 1920 tarihinde kurulmuş, Büyük Millet Meclisinde de şiddetli şekilde eleştirilen Koçgiri ve Pontus Rumlarının nakli görevlerini yürütmüştü. Merkez Ordusu'nun Karadeniz sahilindeki Rumları dahile nakletme işini 29 Ocak 1922'de Dahiliye Vekâleti üstlenmişti.



Yüksek Komuta Kademesinde Değişiklikler120


Büyük Millet Meclisi Ordusu Başkumandanlığı

Mustafa Kemal Paşa (Ankara) (5 Ağustos 1921-29 Ekim 1923)

Mustafa Kemal Paşa’ya verilen başkumandanlık yetkisi üç ay sürelerle Meclis tarafından uzatılmıştır.

Garp Cephesi Kumandanlığı

İsmet Paşa (9 Kasım 1920, 4 Mayıs 1921)

9/10 Kasım 1920 tarihinde Garp Cephesi Kumandanlığı ikiye ayrılarak Şimal Cephesine İsmet Paşa atanmıştı; 4 Mayıs 1921 tarihinde cepheler birleştirildiğinde de kumanda İsmet Paşa’da toplanmıştı. Ahmet Naci Paşa, 27 Ocak 1921’de Garp Cephesi Kumandanlığı Kurmay Başkanlığına tayin edilmiştir. Asım Paşa, 30 Ağustos 1921 tarihinde Garp Cephesi Kumandanlığı Kurmay Başkanlığına önce vekaleten, bir ay sonra da asaleten atanacak ve İstiklâl Savaşı’nın sonuna kadar bu görevde kalacaktır.

Refet Paşa (9 Ekim 1920-15 Nisan 1921)

Refet Paşa, 9 Ekim 1920 tarihinde Garp Cephesi Cenup Cephesi Kumandanlığına atanmıştı. 9 Ekim 1922 tarihinde Büyük Millet Meclisi Hükümeti’nin İstanbul Mümessilliği görevine atanmıştır.

Fevzi Paşa (27 Ekim 1922)

İsmet Paşa'nın Hariciye Vekâletine seçilmesi üzerine, Erkânı Harbiye Reisi Fevzi Paşa, Garp Cephesi Kumandanlığı görevini de üzerine almıştır.

Birinci Ordu Kumandanlığı

Ali İhsan Paşa (7 Ekim 1921)

7 Ekim 1921 tarihinde Karahisarı Sahib (Afyonkarahisar) Cephesi adıyla Garp Cephesine bağlı Birinci Ordu Kumandanlığı kurulmuş ve kumandanlığına da eski Altıncı Ordu Kumandanı ve Malta esiri Ali İhsan Paşa atanmıştı. Birinci Ordu Kurmay Başkanı Halit Bey, 3 Ocak 1922’de gerekçesini 19 Ocak 1922 tarihli dilekçesinde açıklayacağı istifasını vermiştir. Halit Bey’in istifası Ali İhsan Paşa’ya dayanmaktadır. 20 Mart 1922 tarihinde Garp Cephesinde Mustafa Kemal Paşa’nın başkanlığında yapılan toplantıda İsmet Paşa ve Ali İhsan Paşa arasındaki anlaşmazlıklar gündeme gelmiştir. Garp Cephesi Kumandanı İsmet Paşa, 17 Haziran 1922’de Erkânı Harbiye Riyasetine Birinci Ordu Kumandanı Ali İhsan Paşa'nın, ordunun inzıbatını ve genel yönetimini çıkmaz bir yola sürükleyecek davranışlarda bulunduğu gerekçesiyle görevden alınmasını önermiştir. Ali İhsan Paşa, 18 Haziran 1922 tarihinde görevden alınmıştır. 20 Haziran 1922 tarihinde Müdafaai Milliye Vekâleti emrine alınmıştır. Ali İhsan Paşa, 3 Temmuz 1922 tarihinde Başkumandanlık Emriyle yargılanmak üzere Ankara İstiklâl Mahkemesine verilmiştir.

Fahrettin Paşa [vekaleten] (20 Haziran 1922)




Nureddin Paşa (29 Haziran 1922)

Nureddin Paşa, eski Merkez Ordusu Kumandanıdır. Nureddin Paşa, 9 Eylül 1922 tarihinde vekaleten İzmir Valiliğine atanmıştır.

İkinci Ordu Kumandanlığı

Yakup Şevki Paşa (18 Kasım 1921)




Şark Cephesi Kumandanlığı

Kâzım Karabekir Paşa (2 Mart 1919)

Kâzım Karabekir Paşa, 2 Mart 1919 tarihinde Erzurum’da bulunan 15.Kolordu’ya atanmıştı. 15 Haziran 1920 tarihinde Şark Cephesi Kumandı olmuştu. En son 31 Ekim 1920 tarihinde korgenerallik rütbesine yükselmişti. Şevket Seyfi Paşa, 2 Kasım 1921’de Şark Cephesi Kurmay Başkanlığına atanmıştır. Kâzım Karabekir Paşa, 15 Ekim 1922 tarihinde Ankara’ya gelmiştir. 30 Ekim 1922’de Şark Cephesi Kumandanlığı vazifesinin hitamı ve Meclise iltihakı dolayısıyla Meclis’te beyanatta bulunmuştur. Ali Sait Paşa, 6 Aralık 1922 tarihinde Şark Cephesi Kumandan Vekili atanacaktır.

Güney Cephesi Kumandanlığı




26 Haziran 1920 tarihli İcra Vekilleri Heyeti Kararı ile kurulmuştur. Adana ve Elcezire Cephelerinden oluşmaktadır.

Elcezire Cephesi Kumandanlığı

Nihad Paşa (26 Haziran 1920)

Elcezire Cephesi, Adana Cephesiyle birlikte 26 Haziran 1920 tarihinde kurulan Güney Cephesini oluşturmuştur.121 Adana Cephesi, 20 Ekim 1921 tarihinde Fransa ile imzalanan Ankara Anlaşması ile kapanmıştı. Elcezire Cephesi, 13.Kolordu bölgesini (Musul, Bitlis, Diyarbekir, Elazığ) kapsamaktaydı. Seferde ordu yetkisinde olan bu kumandanlığa, vilâyet ve müstalik livalara iç güvenlik bakımından emir ve talimat verme yetkisi verilmişti. Nihad Paşa, 29 Haziran 1920’de Ankara’dan hareket etmiş ve 7 Ağustos 1920’de Diyarbakır’a ulaşmıştır. 14 Aralık 1915 tarihinden beri tümgeneral olan Nihad Paşa, … tarihinde azledilmiştir. 7 Eylül 1922’de Askeri Yargıtay Başkanı atanacaktır.




Cevat Paşa (9 Şubat 1922)

Cevat Paşa, Erkânı Harbiye Reisliği ve Harbiye Nâzırlığı yapmış ve göreve atandığı tarihte Harp Encümeni üyesi bulunmaktadır

Merkez Ordusu Kumandanlığı

Nureddin Paşa (9 Aralık 1920)

Nureddin Paşa, 30 Haziran 1922 tarihinde Birinci Ordu Kumandanlığına atanmıştır.

Kastamonu ve Bolu Havalisi Kumandanlığı

Muhittin Paşa (21 Eylül 1920)

Muhittin Paşa, 1 Kasım 1921’de Adana ve Havalisi Kumandanlığına atanmıştır. 7 Ekim 1922 tarihinde önce Tahran, sonra Kahire Sefaretlerine atanacaktır.

Adana Cephesi Kumandanlığı

Selahattin Adil Bey (27 Haziran 1920)

26 Haziran 1920 tarihinde kurulan Adana Cephesi, Fırat’ın batısından Toroslara kadar olan bölgeyi kapsamaktaydı. Cephe Kumandanlığı karargâhı Kayseri’de idi. Yapılan tahkimatlardan sonra Adana Cephesi Kumandanlığına 10 Kasım 1920 tarihinde 2.Kolordu Kumandanlığı adı verilmiş ve karargâhı Antep’e alınmıştı. Selahattin Bey, 13 Eylül 1921 tarihli kararla 2.Kolordu Kumandanlığına atanmıştı. Kurmay Albay, Tuğgeneral Selahattin Adil Bey, 15 Ekim 1921 tarihinden geçerli olmak üzere mirlivalığa (tümgeneralliğe) terfi etmiştir.


Adana Havalisi Kumandanlığı

Muhittin Paşa (26 Ekim 1921)

20 Ekim 1921 tarihli Ankara Anlaşması’ndan sonra bölgedeki bütün kuvvetler kolordu yetkisinde olan ve karargâhı Kilikya’da bulunan Adana Havalisi Kumandanlığı altında toplanmıştır. Adana Cephesi Kumandanlığı kaldırılmıştır.

Mehmet Kenan Paşa (25 Nisan 1922)

Adana Bölgesi Kumandanı olmuştur.

Sıtkı Paşa (20 Mayıs 1922)




İstanbul Kumandanlığı

Selahaddin Adil Paşa (10 Aralık 1922)

İstanbul Kumandanlığı 15 Kasım 1922 tarihinde kurulmuştur. Ahmet Derviş Paşa, 30 Aralık 1922’de tümen kumandanlığı yetkisi ile İstanbul Merkez Kumandanı atanmıştır.

Ankara Kumandanlığı

Nuri Bey (11 Eylül 1920)




Ahmet Fuad Paşa (2 Mart 1921)



26 Ağustos’ta Büyük Taarruz'un başlamasından önce Türk ve Yunan ordularının kumandanlıkları şu şekildeydi.: Büyük Millet Meclisi Ordusu. Başkumandan Mustafa Kemal Paşa, Erkânı Harbiye Reisi Fevzi Paşa, Garp Cephesi Kumandanı İsmet Paşa, Birinci Ordu Kumandanı Nureddin Paşa (karargâhı Çay'da), İkinci Ordu Kumandanı Yakup Şevki Paşa (karargâhı Bolvadin'de), Kocaeli Grubu Kumandanlığı. Yunanistan Ordusu. Başkumandan Hacınesti, Kurmay Başkanı General Valetas (genel karargâhı İzmir'de), Birinci Kolordu Kumandanı General Trikopis (karargâhı Afyon'da), İkinci Kolordu Kumandanı General Diyenis, Üçüncü Kolordu Kumandanı General Sumelis (karargâhı Eskişehir).



Askeri Unvan ve Rütbe Değişiklikleri122

Mustafa Kemal Paşa

19 Eylül 1922 tarihinde 153 sayılı Kanun ile gazilik ünvanı ve müşirlik rütbesi verilmiştir.

Nureddin Paşa

31 Ağustos 1922 tarihinde, mirliva (tümgeneral) olan Nureddin Paşa, korgeneralliğe yükselmiştir.

Fevzi Paşa

Orgeneral olan Fevzi Paşa, 31 Ağustos 1922 tarihinde mareşalliğe yükselecektir.

Yakup Şevki Paşa

Mirliva (tümgeneral) olan Yakup Şevki Paşa, 31 Ağustos 1922 tarihinde korgeneralliğe atanmıştır.

Refet Paşa

10 Ocak 1921 tarihinde son rütbesi olan mirlivalığı (tümgenerallik) almıştır.

Selahaddin Adil Paşa

15 Ekim 1921 tarihinde mirlivalığa (tümgenerallik) yükselmiştir.

Asım Paşa

31 Ağustos 1922 tarihinde mirlivalığa (tümgenerallik) yükselmiştir.

3 Eylül: Büyük Millet Meclisi Hükümeti, birçok kumandanı birer derece terfi ettirdi. Erkânı Harbiye Reisi Fevzi Paşa, mareşalliğe; İsmet Paşa, Nureddin Paşa, Yakup Şevki Paşa ve Fahrettin Paşa tümgeneralliğe; Albay Asım Bey, Emin Bey, İzzettin Bey, Ali Hikmet Bey, Şükrü Naili Bey, Kemalettin Sami Bey, Kâzım Bey, Naci Bey, Sabri Bey, Osman Nuri Bey, Kâzım Bey (Orbay) ve Mürsel Bey tuğgeneralliğe ve Halit Bey miralaylığa yükseltilmiştir. Mustafa Kemal Paşa, Batı Cephesi Kumandanlığına yazısında terfileri bildirmiştir.

Adli Yönetim

İstiklâl Mahkemeleri
Kürdistan Meselesi

Mustafa Kemal Paşa, 6 Mart’taki gizli oturumda, doğrudan Kürdistan meselesi olarak adlandırılmasa da, askeri vaziyete dair beyanatta bulunurken konuya değinmiştir. Mustafa Kemal Paşa, askeri cephedeki durumun hiçbir zaman bir memleketi yıkmaya yetmeyeceğini, asıl önemli olanın dahili cephe olduğunu ve Türkiye'yi yıkanın da bu dahili cephedeki sukut olduğunu söylemiştir. Buna Cenubi Şarki Cephesinde ortaya çıkan Kürdistan meselesini örnek göstermiştir. Meclis'in birlik içinde olması gerektiğini ifade etmiştir. Aynı gün, Başkumandanlık Tezkeresi ile mebuslardan yedi zatın vazaifi vataniyeye memur edildikleri bildirilmiştir. Halil Hulki Efendi (Siird), Haydar Bey (Van), Rıza Bey (Muş), Zülfi Bey (Diyarbekir), Abdülgani Bey (Siverek), Sadullah Bey (Bitlis), İlyas Sami Bey (Muş) vazaifi mühimmeyi vataniyeye memur edilmişlerdir. Söz konusu görevlendirme, Bitlis Mebusu Yusuf Ziya Bey'in, 4 Mart 1922 tarihli Kürdistan’da meydana gelen bazı vakaların önüne geçmek için gönderildiği söylenen heyete dair verdiği 4 Mart 1922 tarihli sual takriri ile ilgilidir. Mustafa Kemal Paşa, görevlendirmelerin heyet şeklinde olmadığını belirtmiştir. Mustafa Kemal Paşa, 4 Mart 1922 tarihinde Bitlis'te bulunan Küfrevizade Şeyh Baki Efendi'ye yazdığı mektupta Mustafa Kemal Paşa milli birlik istediğini tekrarlamış, ondan Kürdistan meselesini çıkaranlara karşı nüfuzunu kullanmasını istemiş ve bu doğrultuda bölgede görevlendirmeler yapttığını bildirmişti.



Şeyh Baki Efendi'ye daha önce de 24.8.1920 ve 27.2.1922 tarihlerinde mektuplar yazmıştır Mustafa Kemal Paşa. Bkz. BMM GCZ, İ: 3, Dördüncü Celse

Yusuf Ziya Bey'in 6 Mart 1338 tarihinde verdiği sual takririne, Dahiliye Vekili Vehbi Bey, 3 Nisan’da "Şark vilâyetlerinde halihazırda bir hâdiyesi hâdiseyi mühimme yoktur. Ancak düşmanlarımız şimdiye kadar evvelce vatanımızı parçalamakta muvaffak oldukları tefrikaları tekrar ihdasa çalışmakta oldukları cihetle rüfekayı muhteremeden bâzıları emsali veçhile ikaz ve irşat vazifesiyle Meclis Riyaseti ve Başkumandanlık canibi samisinden dairei intihabiyelerine izam olunduğu maalihtiram arz olunur" şeklinde cevap vermişlerdir.tir.



Takrir: "Bir iki günden beri Meclisin koridorlarında Kürdistan'da bâzı vakayiin hudusu ve tahaddüs eden vekayiin önüne geçmek için bir heyetin Kürdistan'a derdesti sevk bulunduğu rivayeti mütevarittir. ... Heyet, Meclisi Âlinin âzasından olmak itibariyle bunları istihdam ve izam hakkı mücerret Meclisi Âliye ait iken Meclisi Âlinin bu bapta reyi kararının alınmaması neye müstenittir?"; Yusuf Ziya Bey: "O da öyle bir heyet gidecek olursa faidesinden ziyade mazarratı mucibolacağını Heyeti Celilenize vaktinden evvel söylemektir."dipnota al.
Yüklə 0,6 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10   11




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin