“yeni TÜRKİYE”Yİ kuracak zafer iÇİn beşERİ ve mali kaynaklarin yönetiMİ


BMM İcra Vekilleri Heyeti’nde Görev Değişiklikleri



Yüklə 0,6 Mb.
səhifə8/11
tarix23.01.2018
ölçüsü0,6 Mb.
#40270
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10   11

BMM İcra Vekilleri Heyeti’nde Görev Değişiklikleri

1 Kasım 1922 tarihinde Saltanat kaldırıldıktan ve 4 Kasım’da İstanbul Hükümeti istifa ettikten sonra, 6 Kasım’da da İcra Vekilleri Heyeti’nde görev değişiklikleri olmuştur. İstifaların geldiği ve yeni vekillerin intihap edildiği 6 Kasım’da Meclis’te hararetli şekilde Saltanatı Milliye diye bir kanunun çıkmadığı, böyle bir sözün Meclis’te hiçbir şekilde kullanılmadığı iddia edilmekte; Meclis’in sadece Hâkimiyeti Milliye ilan ettiği söylenmekteydi.88 11 Mayıs 1922 tarihinden beri görev yapmakta olan Şer’iye Vekili Abdullah Azmi Efendi (Eskişehir), 3 Kasım’da istifa etmiş ve yerine 6 Kasım’da Konya Mebusu Mehmed Vehbi Efendi seçilmiştir. Sultan Vahdettin’in inhilâ edildiğine ve yerine yeni bir Halifenin seçilmesinin vacib olduğuna dair fetvayı 18 Kasım’da Vehbi Efendi verecek; Abdülmecid Efendi 18 Kasım’da bu fetvaya binaen halife seçilecektir. 19 Kasım 1921 tarihinden itibaren Maarif Vekili olarak görev yapmakta olan Karesi Mebusu Vehbi Bey, 6 Kasım’da istifa etmiş ve yerine Mersin Mebusu İsmail Safa Bey seçilmiştir. Aynı tarihli Hâkimiyeti Milliye Gazetesi’nde istifa, Maarifte yeni bir çığır açıldığı ve bocalama devrinin bittiği şeklinde yorumlanmıştır. Vehbi Bey, aynı gün Maliye Vekâleti Vekilliğinden de istifa etmiş ve yerine İstanbul Mebusu Ali Fethi Bey atanmıştır. 6 Kasım’da ayrıca SıhhıyeSıhhiye Vekâleti Vekili ve Hariciye Vekâleti Vekili Dr.Rıza Nur Bey (Sinob) yerine SıhhıyeSıhhiye Vekâleti Vekilliğine Tevfik Rüşdü Bey (Menteşe) ve Hariciye Vekâleti Vekilliğine Rauf Bey (İstanbul) seçilmiştir. Kısacası, Saltanat’ın kaldırılmasından hemen sonra Abdullah Azmi Efendi (Eskişehir), Vehbi Bey (Karesi) ve Dr.Rıza Nur Bey (Sinob) istifa ederek İcra Vekilleri Heyeti’nden ayrılmışlardır.



Lozan Barış Konferansı

Müttefik Devletler, Japonya adına yaptıkları bir girişimle Ankara Hükümeti ile İstanbul Hükümeti'ni 27 Ekim’de “Doğu’ya kesin bir barış getirme amacıyla” Lozan'da düzenlenecek sulh konferansına davet ettiler.89

Büyük Millet Meclisi'nde 1 Kasım’da saltanatın kaldırılmasından sonra İstanbul Hükümeti 4 Kasım’da istifa etmek zorunda kalacak ve bu nedenle Konferansa katılamayacaktır. Büyük Millet Meclisi Hükümeti, böylelikle, uluslararası tanınma problemini sorununu ikili iktidarın İstanbul ayağını tasfiye ederek kökten çözmüş ve Konferansa katılacak Türkiye tarafını netleştirerek tekleştirmiştir. Mudanya Konferansı’ndan hemen sonra 15 Ekim’de Mustafa Kemal Paşa, Kâzım Karabekir Paşa, Refet Paşa, İsmet Paşa ve Fevzi Paşa’nın katıldığı bir toplantıda Barış Konferansına gidecek delege belirlenmiştir. Delegenin İsmet Paşa olduğu, 26 Ekim’de istifa eden Yusuf Kemal Bey yerine İsmet Paşa’nın Hariciye Vekili seçilmesiyle anlaşılmıştır. Lozan’a gidecek Heyet 31 Ekim’de toplanan İcra Vekilleri Heyeti toplantısında netleşecektir. 1947 sayılı İcra Vekilleri Heyeti Kararına göre, Lozan Konferansı'na Hariciye Vekili İsmet Paşa, Rıza Nur Bey, Hasan Hüsnü Bey gidecektir. İcra Vekilleri Heyeti Reisi Rauf Bey, İsmet Paşa'nın yetki belgesini imzalamıştır. Heyet’in, İcra Vekilleri Heyeti tarafından belirlenmesi, 2 Kasım’da Meclis’te şiddetli şekilde eleştirilecektir.90 İngiltere'deki genel seçimlerden dolayı, 13 Kasım’da başlaması öngörülen Konferans, 20 Kasım’da başlayabilecektir. Büyük Millet Meclisi delegeleri 5 Kasım’da yola çıkacaklardır. Lozan Konferansı’nın zamanında başlamaması üzerine İsmet Paşa, 13 Kasım’da Müttefik Devletlere bir protesto notası verecektir.

Konferansa katılan devletler şöyle sınıflandırılabilir:91



  1. Çağrışı yapanlar: İngiltere (İngiltere Dışişleri Bakanı Lord Curzon), Fransa, İtalya, Japonya

  2. Tüm görüşmelere çağrılanlar: Yunanistan (Eski Başbakan Venizelos), Sırp-Hırvat-Sloven Devletleri, ABD (bir gözlemci gibi davranmış, oy kullanmamış, idari görev üstlenmemiş, Anlaşmayı ve eklerini imzalamamıştır), Türkiye (İsmet Paşa, Dr.Rıza Nur Bey, Hasan Bey, 21 danışman, 2 basın danışmanı, 1 danışman ve genel sekreter, 1 mütercim, 8 katip olmak üzere 33 kişiden oluşmaktaydı.)

  3. Boğazlar rejimi konulu oturumlara çağrılanlar: Rusya Sosyalist Federatif Sovyet Cumhuriyeti

  4. Boğazlar rejimi ve Trakya konulu oturumlara çağrılanlar: Bulgaristan

  5. Ticaret ve yerleşme konulu oturumlara çağrılanlar: Belçika ve Portekiz.

Lozan Konferansı’na katılacak Heyeti Murahhasa’ya İcra Vekilleri Heyeti 14 maddelik bir talimat vermiştir.92 Heyet, Lozan’daki müzakerelerde bu talimatı esas alacaktır.

  1. Doğu sınırı: “Ermeni Yurdu” söz konusu olamaz, olursa görüşmeler kesilir;

  2. Irak sınırı: Süleymaniye, Kerkük ve Musul livaları istenecek, Konferansta başka bir durum ortaya çıkarsa Hükümetten talimat alınacak;

  3. Suriye sınırı: Ankara Anlaşması’yla belirlenen sınır düzeltilmeye çalışılacak ve sınır şöyle olacaktır: Re’si Ibn Hani’den başlayarak Harim, Müslimiye, Meskene, sonra Fırat Yolu, Derizor, Çöl, nihayet Musul vilayeti güney sınırına ulaşacak;

  4. Adalar: Duruma göre davranılacak, Türkiye’ye yakın adalar alınmaya çalışılacak, anlaşmazlık halinde Ankara’ya sorulacak;

  5. Trakya sınırı: 1914 sınırının elde edilmesine çalışılacak;

  6. Batı Trakya: Misakı Milli maddesine göre plebisit istenecek;

  7. Boğazlar ve Gelibolu yarımadası: Yabancı bir askeri kuvvet kabul edilemez, bu yüzden görüşmeleri kesmek gerekirse önceden Ankara’ya bilgi verilecek;

  8. Kapitülasyonlar: Kabul edilemez, gerekirse görüşmeler kesilir;

  9. Azınlıklar: Mübadele esas olarak belirlenmiştir;

  10. Osmanlı borçları: Osmanlı İmparatorluğu’ndan ayrılan ülkelere paylaştırılacak, Yunanistan’dan alınan tamirat bedeline mahsup edilecek, olmazsa 20 yıl ertelenecek. Dûyun-ı Umumiye İdaresi kaldırılacak, anlaşmazlık halinde Ankara’ya sorulacak;

  11. Askeri kuvvetler: Ordu ve donanmaya sınırlama konması söz konusu olamaz;

  12. Yabancı kuruluşlar: Yasalarımıza uyacaklar;

  13. Osmanlı İmparatorluğu’ndan ayrılan ülkeler: Misakı Milli’nin ilgili maddeleri geçerlidir.

  14. İslam cemaat ve vakıflarının hakları: Eski anlaşmalara göre sağlanacaktır.

Talimatta yer alan 8-12.maddeler, kurulacak yeni devletin düzenini belirleyecek maddelerdi.

Lozan Barış Konferansı, iki dönemden oluşmuş; ilk dönemini oluşturan ve anlaşmaya temel oluşturacak bütün konularla ilgili ilk müzakereler 1922 yılında gerçekleştirilmiştir.93 Konferansın ilk dönemi 20 Kasım 1922-4 Şubat 1923 tarihleri arasında; ikinci dönemi 23 Nisan 1923-24 Temmuz 1923 tarihleri arasında olacaktır.94

Konferans, 3 ana komisyon halinde yürütülmüş ve Müttefik Devletlerin her biri kendisini en çok ilgilendiren komisyonların başkanlığını yapmıştır:95 İngiltere’nin (Lord Curzon) başkanlık ettiği Birinci Komisyon, territoryal ve askeri sorunları (sınırlar, uyrukluk, azınlıklar, Boğazlar rejimi vb.) ele almış; İtalya’nın başkanlık ettiği İkinci Komisyon, yabancılara uygulanacak rejimi (yargı yetkisi, kapitülasyonlar, imtiyazlar vb.) görüşmüş; Fransa’nın başkanlık ettiği Üçüncü Komisyon ise, ekonomik ve mali işler ile Osmanlı borçlarına bakmıştır.96

Lozan Barış Konferansı’nın ilk döneminin sekteye uğramasında, konu başlıklarında yaşanan anlaşmazlıklar kadar, Müttefik Ülkeler ile Türkiye arasında süregiden itilâfın da payı olmuştur. Konferans, Osmanlı borçları, kapitülasyonlar ile İstanbul ve Boğazlar sorunu nedeniyle kesilmiştir.97 Ancak, bu konularda anlaşmaya varılamamasının arkasında da Müttefik Ülkeler ile Türkiye arasındaki temel çelişki belirleyici olmuştur. İsmet Paşa, bu çelişkiyi daha sonra şöyle ifade edecekti: “Sırası geldikçe ben, Baş Murahhas olarak, Mudanya Mütarekesinden buraya geldiğimi söylerdim. Lord Curzon ise, bana Mondros Mütarekesini hatırlatmaya çalışırdı. Mesele, aramızda hallolunmadan itilaflı kalırdı.”98 Yani, Türkiye tarafı masaya Kurtuluş Savaşı kazanımlarıyla oturabilmişti ve bu gücünden kaynaklanan kozları kullanmaya çalışıyordu. Ancak, İngiltere sürekli I. Dünya Savaşı ile oluşturulan dünya düzenini ve asıl egemen gücün kim olduğunu hatırlatıyordu. Denebilir ki, Lozan Barış Konferansı da Kurtuluş Savaşı’nın bir parçası olmuştur. Arkada önemli zaferlerle yola çıkılmış; ancak, meydan muharebesinin bir parçası da Lozan’da gerçekleştirilmiştir.



Kurtarılan Bölgelerin İşgal Kuvvetlerinden Tahliyesi ve Yeni İnşa Süreci

Büyük Millet Meclisi, zaferle birlikte yeni bir yönetsel sürece girmiştir. Bu sürecin ilk ayağı, yukarıda bahsedilen devletin biçimini, bir başka deyişle yönetim şeklini belirleyecek bağımsız bir ülke olarak tanınma mücadelesidir. Diğeri ise, tahliye ve inşa süreci olmuştur. Batı Anadolu, Trakya ve İstanbul’un tahliye edilmesi ve buralarda Büyük Millet Meclisi’nin idaresinin tesis edilmesi 9 Eylül ve ardından 11 Ekim Mudanya Ateşkes Anlaşması sonrasında, Büyük Millet Meclisi Hükümeti’nin en önemli gündem maddelerinden biridir. Gerçi bu süreç, daha ordu savaş alanındayken başlamıştır.99



Kurtarılan bölgelerde alınacak tedbirlerle ilgili 11 Eylül’de 61 imzalı bir takrir verilmiştir. Bu takrir, Büyük Millet Meclisi’nin karşı karşıya olduğu yönetsel sorunları özetler niteliktedir. Takdirde, Hükümet’in idaresi dışında meydana gelen binlerce dava ve vazifenin acilen incelenerek halledilmesi ile yaralı milletin tedavi ve takviyesi için Büyük Millet Meclisi'nin duruma hemen el koyması istenmektedir. Büyük Millet Meclisi’nin idaresini tesis edebilmesi için şu sorunları halletmesi gerektiği belirtilmiştir: Ddevlete ve vatandaşlarına karşı isyan, hiyanethıyanet ve düşmana yardım etmişlerin cezalandırılması; düşman işgalinden kaynaklanan davaların halli; yakılıp yıkılan yerlerin tamir ve ihyası; muhacirlerin iskanı; açların iaşe ve gönence kavuşturulması; emvali metrûkeye ve düşmandan alınan ganimete Hazine adına el konulması, maliye ve mülkiyenin tesis ve tanzimi.

Memur ve Müstahdem. Büyük Millet Meclisi Ordusu, daha henüz İzmir’e ilerlediği sırada İcra Vekilleri Heyeti, işgal bölgelerindeki memurlar hakkında bir karar almıştır. 5 Eylül’de alınan 1810 sayılı İcra Vekilleri Heyeti Kararı ile, işgal bölgelerindeki memurlara dair 1328 numaralı Kararnamenin açıklanmasına karar verilmiştir. İcra Vekilleri Heyeti, işgal bölgesinde memurluk yapmayı kabul edenlerin ya da buradaki görevine İstanbul Hükümeti'nce atananların kurtuluştan sonra görevlendirilmeyeceğini ilan etmiştir. Bu, bir yandan, Büyük Millet Meclisi idaresinin doğrudan Ankara merkezli ve yeni baştan kurulacağına, bir yandan da, İstanbul Hükümeti ile taşra düzeyinde dahi bir sürekliliğin kabul edilmeyeceğine ilişkin bir karardır. İcra Vekilleri Heyeti, 28 Eylül’de bölgedeki memurlarla ilgili bir karar daha verecektir. 1865 sayılı bu karar, ilkinin tam tersi şekilde işgal sırasında tutuklanan veya kovuşturmaya uğrayan memurların tekrar çalıştırılmasına izin verecektir. Ancak, 11 Ekim’de Mudanya Ateşkes Anlaşması imzalandıktan sonra İcra Vekilleri Heyeti ilk kararıyla çelişir bir karar alacaktır. 12 Ekim günü aldığı 1882 sayılı Karar ile, İcra Vekilleri Heyeti, mecburi olarak işgal bölgesinde kalan ve Milli Mücadele'ye zıt hareket etmemiş olan memur ve müstahdemlerin çalıştırılmalarını uygun bulacaktır. 18 Ekim’de memurların ve mütekaidin (emeklilerin) terfihleri için bir kanun hazırlamak üzere Maarif, İktisat ve Kavanini Maliye Encümenlerince üçer kişiden oluşacak bir Encümeni Mahsusun teşkiline karar verilmiştir. 23 Ekim’de 2027 sayılı İcra Vekilleri Heyeti Kararı ile, Yunan işgali altında hizmeti terk etmeyerek görevine devam eden ve tayini merkeze ait bulunan memurların işgal esnasındaki hareket, seciyye ve ahlakları tetkik edilmek şartıyla çalıştırılmaların TBMM'ye arzına karar verilmiştir. 28 Ekim’de 2029 sayılı İcra Vekilleri Heyeti Kararı ile, İzmir ve civarı adliye mensuplarından bazılarının, işgal sırasında Yunan Hükumetine hizmet etmemeleri ve ihtiyaca binaen tekrar memuriyete alınmalarına karar verilmiştir.

Emvali Metrûke (Sahipsiz Mallar) ve Tasfiyesi.100 14 Eylül’de 284 sayılı Âhar mahallere nakledilmiş eşhasın tasfiyeye tâbi emvali hakkında mevcut kararnamenin reddine dair Heyeti Umumiye Kararı alınmıştır. Osmanlı İmparatorluğu döneminde, 14 Mayıs 1331 (1915) tarihinde “Tehcir Kanunu” olarak bilinen Vakt-ı Seferde İcraat-ı Hükûmete Karşı Gelenler İçin Cihet-i Askeriyece İttihaz Olunacak Tedabir Hakkında Kanun-u Muvakkat çıkarılmış ve 19 Mayıs 1331 (1915) yılında yayımlanmıştı. Bu Kanunun hemen ardından da göç erttirilen gerçek ve tüzel kişilerin taşınır mal, alacak ve borçlarının mahkemelerce tasfiyesine dair 13 Eylül 1331 (1915) tarihli Âhar Mahallere Nakledilen Eşhasın Emval ve Düyûn ve Matlûbat-ı Metrûkesi Hakkında Kanun-u Muvakkat çırakılmıştıçıkarılmıştı. İstanbul Hükümeti, 8 Ocak 1920 tarihinde Âhar Mahallere Nakledilmiş Olan Eşhasın 17 Zilkade 1333 Tarihli Kararname Mucibince Tasfiyeye Tâbi Tutulan Emvali Hakkında Kararname’yi yayımlayarak, tasfiye kararını ilga etmişti. Tasfiye yerine, “Vakıflar Hazinesi ve Maliye Hazinesi adına tescil edilen taşınmaz malların iade edilmesi ve eski sahipleri adına tescil edilmesi” kararını almıştı.101 İşte, bu tarihte söz konusu olan bu kanunun reddedilmesi, yani malların iade edilmesi ve tazminat ödenmesi yönünde İstanbul Hükümeti’nin verdiği taahhüdün geri alınması ve tasfiye sürecine kapı aralanması olmuştur. Bu nedenle karar, Redd-i Emval Kararnamesi olarak anıla gelmiştir. Maliye Vekili Hasan Fehmi Bey, kararı 14 Eylül’deki oturumda, “Sulh Konferansı’nda tehcir edilen gayrimüslim cemaatlere, şu anda müslümanların elinde olan ve ülkeyi terketmeden önce kendilerine ait olan emval ve emlâkin verilmesinin ve devletin tazminat ödemesi istenebilir; biz bu kararla bu yolu kapatıyoruz” diyerek savunmuştur. Bu Kanun’un ilk uygulaması, 11 Ekim’de 269 sayılı Avans Kanunu ile olmuştur. Avans Kanunu’nun ilgili maddesi ile, ne göre, “20 Nisan 1338 tarihli Emvali Metrûke Kanunu mucibince Hükümetçe idare olunacak emvali metrûkei gayrimenkuleden müşerrefi harab olan veya icar ve hâsılâtı imarına kâfi gelmeyenler usule uygun şekilde satılacak ve sahipleri adına emaneten gelir kaydolunacaktır.”

Düyunu Umumiye ve Reji İdaresi Gelirleri. 20 Eylül’de “Damga, tuz, saydı berrî ve bahrî resimlerine ve reji idaresinin satmakta olduğu tütün ve sigara fiyatlarına vâkı olan zamaimin harb karşılığı vaz'edildiği hakkındaki Kanun” tefsir edilmiştir. Tefsir, Düyunu Umumiyeye muhavvel Damga, Tuz, Saydi Berri ve Bahri resimlerine ve Reji İdaresinin satmakta olduğu tütün ve sigara fiyatlarına yapılan zamlarla ilgilidir.102 23 Eylül 1920, 29 Eylül 1920 ve 16 Nisan 1922 tarihli Kanunlar ve tütün ve sigara fiyatlarına zam icrasına dair, Teşrinisani 1920 ve Şubat 1921 tarihli Heyeti Vekile Kararnameleriyle toplanan munzam (ek) vergiye savaş karşılığı el konulmakta olduğu tefsiren kabul edilmiştir. Şimdiye kadar toplanan munzam vergiler hesabının ayrılarak toplam miktarın tesbit edileceği, bundan böyle de toplanacak munzam vergiler için ayrı bir hesap tutulacağı ve elde edilecek miktarın gelir bütçesine savaş karşılığı varidatı fevkalâde namıyla gelir kaydolunacağı belirtilmiştir. Bu vergiler, Düyunu Umumiye ve Reji İdareleri tarafından harb karşılığı olarak ayrıca hesap edilmeyip, toplam varidatla birlikte Hazineye teslim edile gelmiştir.103 Memaliki müsallaha için de aynı yanlış usulün tatbik edilmemesi için böyle bir tefsire ihtiyaç duyulmuştur.104 Bu tefsirle birlikte, kurtarılan bölgelerde idarenin yeniden tesisi için ihtiyaç duyulan gelirin elde edilmesi yönünde de önemli bir adım atılmıştır.105 Ama bu tefsir de göstermektedir ki, yeni bir idarenin kurulmasının yolu gelir kaynaklarının bağımsız idaresinden geçmektedir. Dolayısıyla, çoğu düzenlemede olduğu gibi burada da çelişki salt ulusal karaktere sahip olmamakta,; uluslararası bir boyut da taşımaktadır. Müttefik Devletlerin, bu karara şiddetle karşı çıkmalarının altında bu gerçek yatar.106

Düşmandan İstihlâs Edilmiş (Kurtarılmış) ve Edilecek Mahallere Muavenet (Yardım). 25 Eylül’de 267 sayılı Düşmandan İstihlâs Edilmiş ve Edilecek Mahallere Muavenet hakkındaki 31 Teşrinievvel 1337 tarihli Kanuna Müzeyyel Kanun kabul edilmiştir. 31 Ekim 1921 tarihli Kanun, vesaiti nakliye-hayvanat, tohumluk ve iaşe için ayrılan tahsisat hakkındaydı. Bu tarihe kadar, muavenet (yardım) kalemleri için 1921 ve 1922 yıllarında 300.000 lira sarf edilmiştir. Bu Kanun ile kalan 1.200.000 liralık tahsisatın 1923 senesinde de harcanmasına izin verilmiştir. Sözkonusu üç kalem dışında tahsisat itasına izin verilmediği için yapılamayan müstacel tamirat için ise, Kanuna meskenlerin tamiri ve müceddeden hane ve baraka inşası için 500.000 liralık tahsisat konulmuştur. Kanunun müzakereleri sırasında, yardımın içeriğine, şekline ve yardım yapacak taraflara ilişkin çeşitli görüşler ileri sürülmüştür. Bu görüşlerin her biri, hem kurulacak idarenin niteliğini hem de şeklini belirleyecek özelliktedir. Mehmet Şükrü Bey (Karahisarı Sahib) ve Soysallı İsmail Subhi (Burdur), tamirat ve inşaat işlerinin üseraya (esirlere); Maliye Vekili Hasan Fehmi Bey (Gümüşane), Soysallı İsmail Suphi Bey (Burdur), Şeref Bey (Edirne) Garpten gelecek büyük inşaat şirketlerine yaptırılmasını savunmuşlardır.107 Hüseyin Avni Bey (Erzurum) ise, Hükümetin yardıma yanlış yerden başladığını, köylünün gelir elde edebileceği şekilde yardım yapılması, yani köylüye tohumluk ve saban verilmesi gibi uygulamaların devreye sokulması gerektiğini dile getirmiştir.108 Tunalı Hilmi Bey de, Avrupa'ya mütehassıs gönderelim ve Almanya'nın Fransa'da meydana getirdiği tahribat nasıl onarıldı öğrenelim demiştir.109 7 Ekim’de İzmir Mebusu Tahsin Bey, Memaliki Müstahlasa Tamirat Vekâleti teşkili hakkında bir kanun teklifi verecektir. Teklif, kurtarılan bölgelerde düşman işgalinden kaynaklanan sıkıntıları mümkün olduğunca kısa zaman içinde hafifletmek ve gidermek için çeşitli vekâletlere dağılmış vazifelerin tek elden takibi ve iskan, iaşe, imar, inşaat gibi hususlarla meşgul olmak üzere bir vekâlet kurulması gerekçesiyle verilecektir. Ancak, Lâyiha Encümeni teklifi, yeni bir vazife için yeni bir teşkilat meydana getirmenin sadece masrafları arttıracağı ve bir fayda sağlamayacağı gerekçesiyle reddecektir. 13 Kasım’da 281 sayılı İstilâzedelere Tavizen Verilecek Tohumluk Bedeli hakkında Kanun da kabul edilerek, yardıma muhtaç çiftçilere üç sene müddetle ve üç müsavi taksitte tahsil edilmek üzere tohumluk, çift hayvanatı ve alâtı ziraiye verilmesi kararlaştırılacaktır. Yardımın temini için 1338 senesi İktisat bütçesinde istilâzedelere tavizen verilecek tohumluk, hayvanat ve alâtı ziraiye bedeli namıyla açılan faslı mahsusa 500.000 lira ödenek konulacaktır.

Memaliki Müstahlasaya Gönderilecek İstiklâl Mahkemelerinin Vazaifi İstisnaiyeleri. Adliye, Dahiliye ve Muvazenei Maliye Encümenleri, 25 Eylül 1338 tarihli mazbatalarıyla Memaliki Müstahlasada Muvakkat Mahakimi Cezaiye Teşkiline dair Kanun Lâyihasını ekseriyetle reddetmiş; hâkimi münferit usulüyle teşkil edildiğini ileri sürdükleri muvakkat mahkemeler yerine fevkalâde salâhiyete haiz İstiklâl Mahkemelerinin gönderilmesini önermişlerdir. Böylelikle, Heyeti Vekilenin memaliki müstahlasada işgal tarihi ile istihlâs tarihi arasındaki müddet zarfındaki ceraim mürtekiplerinin âzami dört ay zarfında muhakemesini icra etmek ve mülki ve askeri bilûmum kavanin ve nizamatı cezaiye ahkâmını Hiyaneti Vataniye Kanunu ahkâmına tevfikan sureti katiyede tatbik ve rüyet etmek üzere on beş mıntıkada birer hâkim ve müddeiumumiden teşekkül edecek seyyar mahakim önerisi reddedilmiştir. İstiklâl Mahkemelerini tadil eden kanuna aykırı olarak, idam mukarreratının Meclisin tasdikine hacet kalmaksızın icrasına izin verilmek verilmesi ve müddeiumumilerin itiraz hakkının tahdid edilmek istenmesi nedeniyle birinci madde tayyedilmiştir. Rüyet ettiği ceraimden mütevellit hukuki şahsiye davalarına hükmedebileceğine ilişkin ikinci maddesi oylamaya konulmuş; ancak, nısabı müzakere sağlanamadığı için oylamadan sonuç alınamamıştır.

14 Ekim: Memaliki Müstahlasada Muvakkat Mahakimi Cezaiye Teşkiline dair Kanun Lâyihası Encümenlerce reddedilerek Heyeti Vekileye iade edildi.

2 Aralık’ta tekrar görüşülmeye başlanacak! + 4 Aralık’ta reddedilecek!

Doğu Trakya’nın Tahliyesi. 11 Ekim Mudanya Ateşkes Anlaşması’nın 5.maddesi uyarınca Doğu Trakya’nın tahliye işlemleri başlatılmıştır. Bölgenin tahliyesi, özellikle Anadolu ile Doğu Trakya arasında kalan İstanbul nedeniyle oldukça zor ve önemli olmuştur. İstanbul, Osmanlı İmparatorluğu’nun başkentidir ve 12.madde uyarınca Müttefik Devletler işgal ettikleri bölgede kalmaya devam etmektedirler. Tahliyeye yönelik kararlar tahliyeyi düzenleyen Mudanya Ateşkes Anlaşması’nın öncesinde alınmaya başlamıştır. 9 Ekim günü 1879 sayılı İcra Vekilleri Heyeti Kararı ileyla, Refet Paşa (İzmir) Büyük Millet Meclisi Hükümeti adına Doğu Trakya’yı teslim almakla görevlendirilmiştir. Refet Paşa, 19 Ekim’de İstanbul’a gelecek ve tahliye işlemlerini buradan yönetecektir.

Tahliye işlemi, Mudanya Ateşkes Anlaşması’nın yürürlüğe girdiği 14/15 Ekim 1922 gecesi başlamış ve 30 Kasım’da sona ermiştir.

İcra Vekilleri Heyeti Kararı ile Refet Paşa’nın teslim işlemleri ile görevlendirilmesi üzerine, yeni idarenin teşkiline ilişkin tahsisat kararları alınmaya başlanmıştır. 11 Ekim’de kabul edilen 269 sayılı Avans Kanunu, Mudanya Ateşkes Anlaşması ile kurtarılan yerlerde istihdam edilecek memur ve müstahdem ile Müdafaai Milliye Vekâleti teşkilâtı için çıkarılmıştır.

1 Kasım’da Saltanatın Kaldırılmasıyla birlikte, İstanbul Hükümeti’nin idaresi altında bulunan bölgenin yönetim sorunu da yeni bir boyut kazanmıştır. İstanbul Hükümeti’nin istifa ettiği 4 Kasım günü, Doğu Trakya’yı teslim almakla görevlendirilen ve İstanbul’da bulunan Refet Paşa eliyle, Büyük Millet Meclisi Hükümeti, Osmanlı İmparatorluğu toprakları üzerinde hâkimiyetini ilan etmiştir.110 4/5 Kasım gecesi İcra Vekilleri Heyeti, ilan edilen hâkimiyetin yönetim şekline dair bir talimat hazırlamıştır. İcra Vekilleri Heyeti’nin hazırladığı ve Refet Paşa’nın beyan ettiği talimat şu şekildedir.111

1. Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından 1 Teşrinisâni’de ittihaz edilen mukarrarat üzerine; Büyük Millet Meclisinin tanımadığı teşkilâtın İstanbul'da tatili faaliyet eylemesi ve Şehremaneti ve İstanbul Vilâyeti Meclisi İdare heyetlerinin Ankara'dan talimata intizar eylediklerini beyan eylemeleri üzerine; Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti 4.11.1338 zavalinden itibaren İstanbul'un idaresine vaz'ıyed eylemiştir.

2. İstanbul, şimdilik. Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti namına bir vilâyet olarak idare olunacaktır. Üsküdar, Çatalca, Beyoğlu mutasarrıflıkları İstanbul vilâyetine mülhaktır.

3. İstanbul devairi merkeziyesi tatili faaliyet edecektir. Devairi mezkûre, memurin ve müstahdeminin ne suretle ifayı vazife edecekleri hakkında ayrıca talimat verilecektir.

4. İstanbul devairi merkeziye; evrak, eşya ve nukutunun tahtı muhafazaya alınmasından her dairenin müsteşarı veya en büyük memuru ile müteselsilen şahsan mesuldürler. Bunlar ismen tavzif kılınacak ve isimleri bildirilecektir.

5. Harbiye, Bahriye daireleri ile liman Riyaseti, Seyrisefain İdaresi doğrudan doğruya, Ankara Müdafaai Milliye Vekâletine merbut olmak üzere müsteşarları tarafından idare olunacaktır.

İstanbul Merkez Kumandanlığı, Polis Müdiriyeti, Jandarma Kumandanlığı ve Haliç Komodorluğu şimdilik doğrudan doğruya benim emrim altında bulunacaklardır.

6. İstanbul'da bulunan bilumum kıtaatı askeriye Merkez kumandanlığına;

7. Medarisi ilmiye ile bilcümle derecatı ile tedrisata kemakân devam ederek Ankara Umuru ŞSeriye Vekâletinde bulunan Tedrisat Müdüriyeti Umumiyesine malumat verecektir.

8. İstanbul mahallî evkafı, İstanbul Evkaf Müdürü tarafından idare olunarak Ankara Evkaf Vekâletine malumat verecektir.

9. İstanbul vilâyeti ile işgal sahasında bulunan menabık hükkâm, memurin ve müstahdemini nizamiye, şer'iye, Tıbbı Adlî müessesesi, İstanbul İstinaf Mahkemesi Müddeii umumiliğine merbut olacak, Büyük Millet Meclisinden sadır olan kavanîn dairesinde tarihi tebliğinden balitibar Türkiye Büyük Millet Meclisi namına sâdır olacak hükümler usulen doğruca Sivas'taki Mahkemei Temyize gönderilecektir. İstanbul Mahkemei Temyizi işarı ahire kadar ifayı vazifeden memnudur. Vazifelerine muvakkaten hitam verilmiş bulunan mahakim ve devairi adliyenin mümeyyiz ve başkâtiplerine sicil müdürü Şevket Beyefendinin nezareti altında birer kâtip tefrik edilerek mevcut kuyut ve dosyalarla nukut muhafaza ettirilecek ve bunlar emri muhafazadan şahsan mesul olacaktır, istinaf müddeii umumiliği Adliye Vekâletirle derhal tesisi muhabere ve emir telakki edecektir. İstanbul'da merci olarak Vilâyet makamını tanıyacaktır.

10. İstanbul Vilâyeti mekâtipi iptidaiye ve taliyesi doğrudan doğruya Vilâyet Maarif Mü-diriyetine merbut olacaktır. Maarif Vekâletine merbut Darülfünun ve şuabatı mekâtibi âliye ve müze, Galatasaray Sultanisi ve Matbaai Âmire gibi müessesatı saire mevcut ve mer'î nizamnameler dahilinde Maarif Vekâleti ile münasebet tesis edeceklerdir. Müzelerde, Matbaaıi Âmire, Maarif Nazareti, evrak mahzenlerinde ve depolarında mevcut sicilat ve eşya vesaire mahfuz kalacak ve memurini aidesi bundan mesul tutulacaktır.

11. Nafıaya merbut bilumum mekâtip tedrisatına devam edecektir.

12. İstanbul vilâyetini, ziraat, baytariye, maden, sanayi ve ticaret muamelâtı vilâyet nezdindeki memurini aidesi tarafından rüyet edilecektir.

13. Ziraat ve Ticaret Nezaretine merbut bakteriyolojihane, Halkalı Ziraat Mektebi ve Sanayi Mektebi gibi müessesat mevcut ve meri nizamnameleri dahilinde İktisat Vekâleti ile münasebet tesis edecektir.

14. İstanbul müessesatı sıhhiyesi Ankara Sıhhiye ve Muaveneti İçtimaiye Vekâletine tabidir. Sıhhiye Müdiriyeti Umumiyesinde mevcut nukut ve dosyalar İstanbul Vilâyeti Sıhhiye Müdürünün mesuliyeti altında muhafaza edilecektir. Muhacirin Müdiriyeti Umumiyesi (muaveneti içtimaiye) Müdiriyeti namı ile Sıhhiye Vekâletine tabi olarak muhacirin umuruna bakacaktır.

15. Maliye devairinin devamı zarurî olan işleri İstanbul defterdarlığına rüyet olunacaktır.

16. İcra Vekilleri Heyeti kararına müstenit işbu tailıi talimatname 5.11.1338'de neşrü tamim olunmuştur.

Talimatnamenin, Refet Paşa tarafından 5 Kasım 1922 tarihinde ilgili makamlara “Refet Paşa'nın 1 numaralı bildirisi” olarak tebliğ edilmesi kararlaştırılmıştır.112 Müttefik Devletlere de tebliğ edilen talimatta Büyük Millet Meclisi’nin 4 Ekim 1922 tarihinden itibaren İstanbul ve Doğu Trakya’ya hâkim olduğu belirtilmiştir. Şimdilik kaydıyla, İstanbul’un, Osmanlı İmparatorluğu’nda olduğu gibi ülkenin payitahdı (başkent) olmayacağı, bir vilâyet gibi idare edileceği beyan edilmiştir.113 Osmanlı İmparatorluğu’nun, İstanbul’da bulunan merkez teşkilâtı tatil edilmiştir. Aynı gün, Müttefik Devletlere İstanbul temsilcisi Hamit Bey aracılığıyla bir nota verilmiştir. Hariciye Vekili İsmet Paşa'nın imzasını taşıyan, Saltanatın ilgası ile İstanbul'un Türkiye Büyük Millet Meclisi idaresine iltihak edilmesi üzerine verildiği ifade edilen notada, "ordularımız, Mudanya konferansında tayin olunan huduttan ileri geçmiyeceklerse de İstanbul'da Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümetinin bilfiil teessüs etmesi ile asayiş ve inzibatı temin; münhasıran Hükümeti mezkûreye teveccüh ettiğinden Şarkî Trakya'ya olduğu veçhile tarafımızdan İstanbul'a dahi inzibat memurin ve kıtaatının gönderilmesine ihtiyaç olduğu müsellemdir", denmiştir. Lozan Sulh Konferansı'nın müsbet bir netice vermesinin temin edildiği belirtilmiş ve "Bu vaziyette düveli itilafiye kıtaatının İstanbul mıntakasında devamı ikametine lüzum ve imkân görülmeyeceğini kuvvetle ümit etmekteyim." denilmiştir.

İngiliz Yüksek Komiseri Sir Horace Rumbold, Fransız Yüksek Komiseri General Pellé ve İtalyan Yüksek Komiseri Garoni, 6 Kasım’da cevabi bir nota vermişlerdir. Notada, İstanbul asayişinin Ankara Hükümeti tarafından temin edilmesi isteği reddedilmiştir. Türkiye'nin içişlerine karışılmayacağı, ancak Hükümetlerinin kendilerine verdiği görev doğrultusunda işgalleri altındaki bölgede asayişin kendileri tarafından sağlanacağı belirtilmiştir. Yüksek Komiserler, 7 Kasım’da da işgalleri altında bulunan İstanbul'da kendilerine haber verilmeksizin idari işlem yapılamayacağını açıklayacaklardır. 12 Kasım’da bu notalara cevap verecek Hariciye Vekâleti Vekili Rauf Bey, 12 Kasım’da bu notalara cevap verecek ve , İstanbul idaresinin Ankara Hükümeti'ne geçtiğini ve, bu idareye yapılacak müdahalelerin kabul edilmeyeceğini bildirecektir.

11 Kasım’da İstanbul’da kurulmakta olan idare için 312 sayılı İstanbul eytam [yetim] ve eramil [dul] ve mütekaitleriyle [emekli] memurları hakkında Heyeti Umumiye Kararı alınmıştır. Bu Karar, İcra Vekilleri Heyeti Beyannamesi’nin Meclis’te kabul edilmesi ile yle alınmış bir karardır. İstanbul’daki merkez teşkilâtının tatil edilmesi dolayısıyla işsiz kalan memurların hukuku müktesebeleri [kazanılmış hakları] saklı kalmak üzere istihdamları düşünülmektedir. Bu gibi memurların istihkak ve ihtisasları göz önünde bulundurularak mevcut münhalâta [açık kadrolara] tâyinleri hakkındaki karar Vekâletlere bildirilecektir. İşbu memurların halihazırdaki vaziyetleri mezun addedilerek ona göre maaş ve tahsisatları tesviye olunacaktır. Emekli, dul ve yetimlerin maaşlarının ödenmesine de devam edilecektir. Karara karşı ciddi itirazlar olması üzerine Mustafa Kemal Paşa, İstanbul'da Türkiye Büyük Millet Meclisi idaresine muhalif üç kuvvetin olduğunu söylemiş; bu üç kuvveti, “İtilâf Devletlerinin işgal gücü, anasırı Hristaniye ve İstanbul'un devairi merkeziye olarak değil bir vilâyet olarak Büyük Millet Meclisi'ne bağlanması dolayısıyla açıkta kalan gayri memnunlar sınıfı memurlar” olarak saymıştır. Beyannamenin, söz konusu eski devairi merkeziye memurlarının menfi davranışlarını önlemek için siyasi ve idari bir tedbir olarak düşünüldüğünü izah etmiş; maddi olarak da böyle bir fedakârlıkta bulunmaya mecbur olduklarını söylemiştir. 9 Aralık 1922 tarihli Avans Kanunu ile, düzenlemede ihtiyaç duyulan tahsisatın ödenmesine izin verilecektir.



Kângırı Mebusu Neşet Bey’in, Refet Paşa'nın İstanbul'da kendisinin riyasette olduğu 12 oniki şubeli bir Heyeti Vekilecik kurduğunu iddiası çerçevesinde verilen istizah takriri neticesinde, 22 Kasım’da İcra Vekilleri Heyeti Reisi, Hariciye Vekili, Dahiliye Vekili ve Maliye Vekiline itimad edilmiştir. Ancak, itimattan kısa bir süre sonra İstanbul yönetiminde değişikliğe gidilecek ve İstanbul Mebusu Dr.Adnan Bey, 9 Aralık’ta Meclis’te kabul edilen 2070 sayılı İcra Vekilleri Heyeti Kararı ile İstanbul’a gönderilecektir. Dr.Adnan Bey, İstanbul'da bulunan yabancı sefirler ile Hariciye Vekâleti arasındaki ilişkileri düzeltmekle görevlendirilmiştir. Dr.Adnan Bey’e, 2118 sayılı İcra Vekilleri Heyeti Kararı ile 31 Aralık’ta Dersaadet Murahhaslığı görevi verilecektir.

Orduda Terhis. 11 Ekim’de Mudanya Ateşkes Anlaşması’nın imzalanması ve tahliyenin başlamasıyla birlikte, ordunun savaş durumundaki mevcudu ve teşkilâtına son verilmesi yönünde adımlar atılmıştır. 16 Ekim’de Meclis gizli oturumunda görüşülen ve 1883 sayılı İcra Vekilleri Heyeti Kararına konu olan terhis kararı ileyla, 1297-1300 (1881-1884) doğumlu erlerin gayri muayyen kaydıyla mezun addedilmelerine, askeri hal ve vaziyete göre ilerleyen zamanlarda diğer sınıfların da gayri muayyen müddetle mezun addedilmelerine karar verilmiştir. Terhisten 38-42 yaşları arasında olan 30.000 kişi yararlanacaktır ve bütçe açığının bu yolla azaltılması hedeflenmiştir.

Memaliki Müstahlasanın İdaresinde İcra Vekilleri Heyeti ile Encümeni Mahsus.

Memaliki Müstahlasa için Encümeni Mahsus. 21 Ekim’de 297 sayılı Memaliki müstahlasada halli iktiza eden mesaili tetkik etmek üzere bir Encümeni Mahsus teşkiline dair Heyeti Umumiye Kararı alınmıştır. Emvali Metrûke Komisyonları, Ganaim Komisyonları, Mutasarrıf ve Valilerin çalışmadığı söylenerek, kurtarılan bölgelerdeki işlerin biran evvel halli için bir Encümeni Mahsus oluşturulmasına karar verilmiş ve karara istinaden seçilen Encümeni Mahsus üyeleri İcra Vekilleri Heyeti’ne bildirilmiştir.114 Encümeni Mahsus, İktisat, Sıhhıyi Sıhhiye ve Muaveneti İçtimaiye, Muvazenei Maliye, Dahiliye ve Nafia Encümenleri ile sözkonusu encümenlerin karşılık geldiği vekâletlerden de gelen birer memurdan oluşacaktır. Bu Karar, Büyük Millet Meclisi’nin icraen çalışamadığı, bir başka deyişle İcra Vekilleri Heyeti’nin idari teşkilâtını işletemediğine ilişkin tartışmanın kurtarılan bölgeler üzerinden gündeme gelişidir. Karar ileBu kararla, “İcra Vekilleri Heyeti, üzerine düşen görevi yapamadığı için Büyük Millet Meclisi olarak duruma el koyuyoruz” denmek istenmiştir.

24 Ekim: Encümeni Mahsusun, Kurtarılan yerlere fevkalâde heyetler izamına dair kanun teklifi Meclise geldi.

14 Ekim: Memaliki Müstahlasada Menhubat Komisyonları Teşkiline dair Kanun Lâyihası Encümenlerce reddedilerek Heyeti Vekileye iade edildi. + İcra Vekilleri Heyeti’nin bu iki konu + seyyar mahkemelerle ilgili kararını birlikte ele al!

Bkz. Memaliki Müstahlasa

20 Kasım’da çıkarılan Menhubat Komisyonları

27 Kasım’da kurtarılan bölgelerden dönen Maliye Vekili Hasan Fehmi Bey’in beyanatı. – 29 Kasım’da emvali metrûke komisyonları hakkında istizah takriri verilecek

Yüklə 0,6 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10   11




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin