Sürdürülebilirlik; ekonomik, çevresel ve toplumsal gereksinimlerin gelecek kuşakların yaşam koşullarına zarar vermeden karşılanmasını hedefleyen bir dünya görüşüdür.
Sürdürülebilirlik; ekonomik, çevresel ve toplumsal gereksinimlerin gelecek kuşakların yaşam koşullarına zarar vermeden karşılanmasını hedefleyen bir dünya görüşüdür.
Sürekli ve hızla artan dünya nüfusu, doğal enerji kaynaklarının azalması, hatta yakın gelecekte tükenecek olmasının (petrol yaklaşık 40 yıl, kömür 200 yıl, doğalgaz 80-100 yıl) yanı sıra özellikle son yıllarda çeşitli doğal afetlerle kendini hissettiren küresel ısınma, çevre kirliliği gibi sorunlar, insanlığı gelecek nesillere temiz, sağlıklı, yaşanabilir bir çevre bırakmak üzere harekete geçirmiştir.
Sürekli ve hızla artan dünya nüfusu, doğal enerji kaynaklarının azalması, hatta yakın gelecekte tükenecek olmasının (petrol yaklaşık 40 yıl, kömür 200 yıl, doğalgaz 80-100 yıl) yanı sıra özellikle son yıllarda çeşitli doğal afetlerle kendini hissettiren küresel ısınma, çevre kirliliği gibi sorunlar, insanlığı gelecek nesillere temiz, sağlıklı, yaşanabilir bir çevre bırakmak üzere harekete geçirmiştir.
yeşil(Sürdürülebilirlik ekonominin amaçlarından ilki, çevreye saygılı ekonomik ve sosyal bir gelişim modeli
Sürdürülebilirlik kavramının bir diğer amacı gelecek kuşakların güncel ihtiyaçlarını karşılayabilmelerine olanak sağlamaktır.
Sürdürülebilirlik kavramının bir diğer amacı gelecek kuşakların güncel ihtiyaçlarını karşılayabilmelerine olanak sağlamaktır.
İnsanoğlunun, ekoloji biliminin çalışma alanı olan ekosisteme en az zararı vererek yaşamını sürdürmesi, enerjinin yenilenebilir kaynaklardan
İnsanoğlunun, ekoloji biliminin çalışma alanı olan ekosisteme en az zararı vererek yaşamını sürdürmesi, enerjinin yenilenebilir kaynaklardan
sağlanması, daha az enerji tüketimine bağlı olarak daha az karbon emisyonunun oluşumuna teşvik edilmesi, sürdürülebilirlik kavramının genel
ilkelerini oluşturmaktadır.
Sürdürülebilirlik kavramı, çevreci bir ekonomik kalkınma modeli olarak ileri sürülmüştür. Endüstri Devrimi orijinli düşünce biçimi ekonomi merkezli büyüme kriterlerini benimsemiştir. Bu model;
Sürdürülebilirlik kavramı, çevreci bir ekonomik kalkınma modeli olarak ileri sürülmüştür. Endüstri Devrimi orijinli düşünce biçimi ekonomi merkezli büyüme kriterlerini benimsemiştir. Bu model;
ekosistemin yok olmasına, iklim değişikliklerine, doğal kaynakların tüketilmesine (örneğin ormanların sanayi amaçlı yok edilmesi) ve biyoçeşitliliğin azalmasına neden olmuştur.
Çevresel, ekonomik ve sosyal etkileri hiç küçümsenmeyecek oranlarda olan “İnşaat Sektörü”nün, sürdürülebilir kalkınmanın başarılabilmesi için önemli sektörlerden biri olduğu da göze çarpmaktadır. İnşaat sektörü, çevresel problemlere doğrudan ya da dolaylı olarak katkıda bulunmaktadır. Binalar çok büyük oranda kaynak kullanırlar ve atık üretirler, ayrıca bina bileşen ve malzemelerini imal etmek için yapılan işlemler de, kirlilik ve atıklara katkıda bulunmaktadır.
Çevresel, ekonomik ve sosyal etkileri hiç küçümsenmeyecek oranlarda olan “İnşaat Sektörü”nün, sürdürülebilir kalkınmanın başarılabilmesi için önemli sektörlerden biri olduğu da göze çarpmaktadır. İnşaat sektörü, çevresel problemlere doğrudan ya da dolaylı olarak katkıda bulunmaktadır. Binalar çok büyük oranda kaynak kullanırlar ve atık üretirler, ayrıca bina bileşen ve malzemelerini imal etmek için yapılan işlemler de, kirlilik ve atıklara katkıda bulunmaktadır.
İyi planlanmış ve inşa edilmiş bir binanın enerji ihtiyacı azdır.
İyi planlanmış ve inşa edilmiş bir binanın enerji ihtiyacı azdır.
Daha iyi bir bina ise kendi enerjisini de üreterek enerji ihtiyacını "sıfır"a yaklaştırabilir.
İyi planlanmış bir binanın su tüketimi, yeşil alanlar, araç trafiği gibi diğer ekolojik denge unsurlarına olan etkisi de kontrol altında tutulabilir.
Sürdürülebilir, ekolojik, yeşil, çevre dostu vb. pek çok isim altında karşımıza çıkan çevreyle uyumlu yapılar;
Sürdürülebilir, ekolojik, yeşil, çevre dostu vb. pek çok isim altında karşımıza çıkan çevreyle uyumlu yapılar;
Yapının arazi seçiminden başlayarak yaşam döngüsü çerçevesinde değerlendirildiği,
Bütüncül bir anlayışla ve sosyal & çevresel sorumluluk anlayışıyla tasarlandığı,
Doğal ve atık üretmeyen malzemelerin kullanıldığı katılımı teşvik eden,
Ekosistemlere duyarlı yapılar,
olarak tariflenebilir.
Yeşil vergi reformunun uygulandığı ülkelerde, bu vergilerin uluslararası rekabeti olumsuz etkileme ihtimali nedeniyle bazı sektörler çevre vergileri yerine gönüllü katılım gibi yolları önermektedirler.Çevre vergisi uygulamaları neticesinde sektörel ya da uluslararası rekabette kaybedenler olduğu kadar kazananlar da olacaktır. Zaten kirlilik ile mücadelede etkin bir vergileme, uzun dönemde maliyetleri de azaltıcı etki yapacaktır. Ayrıca çevre vergilerinin uygulaması küresel ölçekte ne kadar yayılırsa o oranda az etkilenir uluslararası rekabet. Ki zaten birçok sektöre muafiyet, istisna ve vergi iade mekanizmaları uygulanarak rekabet kaybı önlenmeye çalışılmakta hem de toplanan çevre vergilerinin hasılatı yine bu sektörlere teşvikler olarak geri dönmektedir.