|
Yüzbaşı Tahir Bey’in oğlu olan Kemal Tahir 1910’da İstanbul’da doğdu. 21 Nisan 1973’te geçirdiği bir kalp krizi sonucu İstanbul’da öldü
|
tarix | 30.06.2018 | ölçüsü | 445 b. | | #55276 |
|
Yüzbaşı Tahir Bey’in oğlu olan Kemal Tahir 1910’da İstanbul’da doğdu. 21 Nisan 1973’te geçirdiği bir kalp krizi sonucu İstanbul’da öldü. Galatasaray Lisesi’ndeki eğitimini geçim sıkıntısı yüzünden yarıda bıraktı
Vakit, Haber, Son Posta gazetelerinde röportaj yazarı, çevirmen, düzeltmen olarak çalıştı. Yedi gün ve Karikatür dergilerinde sekreterlik yapmıştır. Karagöz dergisinde başyazarlık,Tan’da başmüdürlük yapmıştır.
Avukat katipliği, Zonguldak’taki kömür işletmelerinde ambar memurluğu yaptı. 1938’de siyasi görüşleri nedeniyle “Bahriye Olayı” diye bilinen davanın sanıklarından biri olarak Donanma Komutanlığı Mahkemesi’nde yargılandı. Deniz subayı olan kardeşi Nuri Demir ve Nazım Hikmet de aynı davadan mahkûm oldular.
Askeri isyana teşvik etmekle suçlanıp 15 yıl ağır hapis cezasına çarptırıldı. Çankırı, Çorum, Kırşehir, Malatya cezaevlerinde 12 yıl yattıktan sonra 1950’de çıkan aftan yararlanıp serbest kaldı. 6-7 Eylül olayları sırasında bir kez daha tutuklandı, 6 ay yattı. 1957’de Aziz Nesin’le birlikte “Düşün Yayınevi”ni kurdu.
Kemal Tahir edebiyata İçtihat dergisinde çıkan şiirleriyle girdi. 1932’de arkadaşlarıyla beraber “Geçit” adında bir dergi çıkardı. Başlangıçta hece ölçüsüyle yazan Tahir,Nazım Hikmet’le arkadaş olduktan sonra serbest ölçüyle yazmaya başladı.
1938-1939’da Ses’te çıkan sosyal temalı şiirlerinden sonra şiir yazmadı. 1935,1940 arasında geçimini sağlamak için takma adlarla aşk ve serüven romanları, gülmece öyküleri, çeviriler, uyarlamalar yayımladı. Yazar olarak asıl kimliğini hapis yattığı yıllarda oluşturdu.
Anadolu köylüsünü ve sorunlarını içten tanıma olanağı bulduğu bu yılları, romanları için malzeme toplayarak değerlendirdi. Daha sonra Göl İnsanları’na alacağı iki öyküsünü hapisteyken Cemalettin Mahir takma adıyla Tan’da yayımladı. Çıktıktan sonra da çeşitli adlar kullanarak serüven romanları yazmayı sürdürdü.
1955’te kendi adını kullanarak yayımladığı tek hikaye kitabı Göl İnsanları ilgiyle karşılandı. Bu kitabı, konularını köy ve kasaba yaşamından alan Anadolu romanları ve yakın tarihin romanlarını işlediği kent romanları izledi. Romanın, drama düşmüş insanları anlattığını savunuyor, Türk toplumu batı toplumlarına benzemediğini düşünüyordu.
Türk toplumunun tarih içindeki gelişimi Batı’nın klasik gelişim çizgisinden farklıydı. Batı’nın sınıflı toplumlarına karşılık Osmanlı sınıfsız bir toplumdu, o halde Türk romanı kendi toplumsal yapısının gerçekliğini yansıtmalıydı. Köy romanlarının ilki Sağırdere’dir(1955).
Sağır dere’nin devamı olan Körduman(1957) yılında yazılmıştır. Çorum’un Yamören köyünden Kamil’in serüvenini merkez almıştır eser. Köylünün sorunlarını, etik değerlerini, köyün ekonomik yapısını, tarih içindeki bağlarını işlemiştir.
Köy enstitüsü çıkışlı yazarların köye bakışından farklı bir yaklaşımdı bu. Rahmet Yolları Kesti’de (1957) eşkıyalık olgusuna eğildi. Bu konudaki görüşü Yaşar Kemal’in İnce Memed’iyle tam bir karşıtlık oluşturuyordu.
Yedi Çınar Yaylası (1958), Köyün Kamburu (1959), Büyük Mal (1970) üçlemesi yaptı. Bu üçlemede köylünün günlük hayatını, ağa, eşraf sömürüsünü anlattı. Mütareke döneminden Cumhuriyete uzana tarihsel fonda ele aldı.
Özellikle Büyük Mal’ da köylünün cinsel yaşamına ilişkin ayrıntıların altını çizdi. Yakın tarihin olaylarını konu edindiği kent romanlarında batılılaşmaya değindi. Batılılaşma sürecine ilişikin yorum ve eleştirilerde bulundu.
Fethi Naci’nin onun en başarılı romanını Esir Şehrin İnsanları (1956) sayar. Esir Şehrin Mahpusu’nda (1962) Mütareke dönemini anlatır. Kurtuluş Savaşı’nın bir Osmanlı paşazadesi üzerindeki değiştirici etkisini anlatır.
Yorgun Savaşçı’ da (1965) İttihatçılarla milli mücadele yanlısı güçler arasındaki çatışmayı; Kurt Kanunu’nda (1969) İzmir Suikastı’nı; Yol Ayrımı’nda (1971) Serbest Fırka olayını anlattı.
Fethi Naci’nin saptamasıyla “edebiyatın kendine özgü anlatım aracını değil, toplumsal bilimlerin anlatım aracını” kullandı. Asya Tipi Üretim Tarzı’na ilişkin düşüncelerini ortaya koyduğu eserdir Devlet Ana(1967). Üzerinde en çok konuşulan, en büyük tartışma çıkaran kitabı oldu.
Osmanlı İmparatorluğu’nun kuruluş yıllarına uzandığı, “kerim devlet” anlayışını vurgulamıştır. Bu romanda öbür romanlarındaki gerçekçi çizgiden uzaklaştı. Halk hikayelerinin, destan ve masalların yapısından, söyleyiş özelliklerinden yararlandı.
Namusçular, Karılar Koğuşu ve Hür Şehrin İnsanları ölümünden sonra basıldı. Devlet Ana’ yla Türk Dil Kurumu ödüllerini almıştır. Yorgun Savaşçı’ yla Yunus Nadi ödülünü almıştır.
1960 Dost dergisi anketi: Yılın en iyi romancısı olmuştur. 1967-1968 Yunus Nadi Roman Armağanı Yorgun Savaşçı ile almıştır. 1968 Türk Dil Kurumu Roman Ödülü Devlet Ana ile almıştır.
Göl İnsanları (1955). Kemal Tahir’in Notları Kemal Tahir'den Fatma İrfan'a Mektuplar (1979)
Sağırdere (1955) Esir Şehrin İnsanları (1956) Körduman (1957) Rahmet Yolları Kesti (1957) Yedi Çınar Yaylası (1958) Köyün Kamburu (1959) Esir Şehrin Mahpusu (1961) Bozkırdaki Çekirdek (1962) Kelleci Memet (1962)
Yorgun Savaşçı (1965) Devlet Ana (1967) Kurt Kanunu (1969) Büyük Mal (1970) Yol Ayrımı (1971) Namusçular (1974) Karılar Koğuşu (1974) Hür Şehrin İnsanları (1976) Damağacı (1976)
HAZIRLAYAN:RÜMEYSA BOZKURT TÜRKÇE ÖĞRETMENLİĞİ 2.SINIF 0429
Dostları ilə paylaş: |
|
|