ZâDU'l-meâd muhtasari


) Tevhîd, ihlâs, Allah'a yönelme (inâbe), tevekkül, korku, ümit, sevgi ve tövbe ile Allah'a hicret. 2)



Yüklə 2,3 Mb.
səhifə72/143
tarix05.01.2022
ölçüsü2,3 Mb.
#72174
1   ...   68   69   70   71   72   73   74   75   ...   143
1) Tevhîd, ihlâs, Allah'a yönelme (inâbe), tevekkül, korku, ümit, sevgi ve tövbe ile Allah'a hicret.

2) Emrine uymak ve boyun eğmek, haberini başkalarının haberine tercih etmek suretiyle Allah Resûlü'ne hicret etmek. Kimin hicreti Allah ve Resûlü'ne ise onun hicreti Allah ve Resûlü'nedir. Kimin hicreti elde edeceği dünyalık bir şeye yahut evlenmek istediği bir kadına ise onun hicreti, hicret etmiş olduğu şeyedir.

Allah'ın zatı konusunda kişinin nefsiyle ve şeytanıyla cihâd etmesi farz kılınmıştır. Bütün bunlar farz-ı ayındır. Bu konularda hiç kimse, başkası adına bir şey yapamaz.

Kâfirlerle ve münafıklarla cihâda gelince, maksat yerine getirilince, ümmetin bir kısmının bu işi yapması yeterli olabilir. Allah katında insanların en mükemmeli cihâdın bütün türlerini/basamaklarını yerine getirendir. İnsanların Allah katındaki dereceleri, cihâd türlerinde gösterdikleri ayrılığa göre farklılık gösterir.

İşte bundan dolayı, Allah katında en mükemmel ve en üstün insan, nebilerin ve resullerin sonuncusu Hz. Muhammed'dir; zira o, cihâdın bütün türlerini tamamlamıştır. O, peygamber olarak gönderilmesinden vefatına kadar geçen süreçte Allah yolunda gerektiği şekilde cihâd etmiştir. "Ey örtüsüne bürünen (Peygamber)! Kalk da (insanları) uyar."385 âyetleri kendisine geldiği zaman Allah'ın zâtı konusunda en mükemmel bir şekilde girişimde bulundu, gece-gündüz, gizli-açık insanları Allah'a (kulluğa) davet etti. "Şimdi sana emredileni açıkça ortaya koy."386 âyeti inince, hiçbir kınayanın kınamasından çekinmeden kendisine emredilenleri açıkça ortaya koydu. Kavmine açıktan davette bulunup onları, tanrılarını terk etmeye ve (eski) dinlerini ayıplamaya çağırınca gerek ona gerekse çağrısına icabet eden müslümanlara eziyetlerini artırdılar. Bu, Allah'ın yaratıkları arasındaki adetidir. Nitekim Allah Teâla: "Sana ancak, senden önceki peygamberlere söylenenler söylenmektedir."387 ve "İşte böyle! Onlardan öncekilere herhangi bir peygamber gelince mutlaka 'O bir sihirbazdır' veya 'o bir delidir' derlerdi. Öncekiler sonrakilere böyle mi tavsiye ettiler (ki hep aynı şeyi söylüyorlar)?! Hayır, bunlar azgın bir topluluktur."388 buyurmaktadır. İşte bu nedenlerden ötürü Allah Teâlâ hem peygamberini ve hem de ona tabiî olanları:



"Yoksa siz, sizden öncekilerin başına gelenler, sizin de başınıza gelmeden cennete gireceğinizi mi sandınız? Peygamber ve onunla beraber inananlar, 'Allah'ın yardımı ne zaman?' diyecek kadar darlığa ve zorluğa uğramışlar ve sarsılmışlardı. İyi bilin ki Allah'ın yardımı pek yakındır."389 ve "Elif Lâm Mîm. İnsanlar 'inandık' demekle imtihan edilmeden bırakılacaklarını mı zannederler? (…) Allah, elbette kendisine iman edenleri de bilir ve elbette münafıkları da bilir."390

âyetleriyle teselli etmiştir. Allah'ın (peygamberine) yaptığı bir yardım ki, (Medine'nin iki Arap kabilesi) Evs ve Hazreç, Medine yahudilerinden "Bu zamanda bir peygamber gönderilecektir; biz ona tâbiî olacağız, Âd ve İrem kavimlerinin öldürüldüğü gibi, onunla birlik olup sizin kökünüzü kazıyacağız." sözünü işitir dururlardı. Yahudiler gibi değil, Arapların yaptığı gibi ensâr da Kabe'de hac yaparlardı. Ensâr, Hz. Peygamber'in insanları Allah'a davet ettiğini görünce onun hallerini ve söylemlerini iyiden iyiye düşündüler ve birbirlerine: "Ey kavim! Vallahi biliyorsunuz ki, bu, Medine yahudilerinin kendisiyle sizi korkuttukları peygamberdir. Ona inanmada yahudiler bizi geçmesin." dediler. Bunun üzerine hepsi o peygambere yardım edeceklerine dair yemin ettiler. Allah Teâlâ'nın: "Onlara karşı bu Kur'an'la büyük bir mücadele ver."391 buyurduğu gibi, Hz. Peygamber Mekkelilerle Kur'an'la mücadele ederek Mekke'de on üç yıl kaldıktan sonra ensârın yanına (Medine'ye) hic­ret etti.392

Hz. Peygamber, muhacirlerle ensâr arasında kardeşlik sözleşmesi kurdu, Medine'deki yahudilerle sulh/barış antlaşması yaptı. Bu yahudiler üç kabileden oluşmaktaydı: Kaynuka­oğul­ları, Nadîroğulları ve Kurayzaoğulları. Allah Resûlü, kendisiyle onlar arasında bir belge yaz(dır)ıp imzaladı. Fakat onlar Hz. Pey­gamber'e ihanet ettiler, onunla savaştılar ve ona karşı Arap müşriklerine yardım ve yataklık ettiler. Kaynukaoğulları'na bir şey yapmadan onları bıraktı. Nadîroğulları'nı sürgün etti. Haşr sûresi bunlar hakkında indi. Kurayzaoğulları ile savaştı ve Ahzâb sûresi ise bunlar hakkında indi.

B. Hz. Peygamber'in Savaşları393


Yüklə 2,3 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   68   69   70   71   72   73   74   75   ...   143




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin