Ay doğdu üzerimize Veda tepelerinden.
Şükür gerektir bize Allah'a davetinden.
Bazı raviler bu konuda yanılmakta ve: "Bu olay Hz. Peygamber'in Mekke'den Medine'ye hicret etmesi sırasında olmuştur." demektedirler. Bu, açık bir hatadır. Çünkü "Seniyyetü'l-Veda" Şam tarafındadır. Mekke'den Medine'ye gelen birisi orayı göremez ve Şam istikametine yönelmedikçe oraya uğrayamaz.
Hz. Peygamber Ramazan ayında Medine'ye girince, ilk önce mescide gidip orada iki rekat namaz kıldı sonra insanlarla beraber oturdu. Tebuk Seferi'ne gitmeyip geri kalanlar Peygambere gelip mazeretlerini arz ederek yemin etmeye başladılar. Resûlullah onların dış görünüşlerine bakarak özürlerini kabul etti, gerçek durumlarını Allah'a havale etti. Bunlar seksen küsür kişiydiler.
Her taraftan Arap elçileri Hz. Peygambere gelip bölük bölük Allah'ın dinine girdiler. İbn İshak şöyle anlatmaktadır: "Temimoğulları gelince Mescide girdiler. Hz. Peygamberi yanlarına çıkması için 'Ey Muhammed! Yanımıza gel.' diye bağırdılar. (Onların sıradan bir insanı çağırıyor gibi) bu şekil bağırmaları Hz. Peygamber'i rahatsız etti. Bunun üzerine Allah onlar hakkında şu âyeti indirdi: "Odaların arkasından sana bağıranların çoğu aklı ermeyen kimselerdir." 476 Temimoğulları'nın şairi Zibir Kaan onların gelişi ile övünerek şu şiiri söyledi:
Bizler krallarız bize denk olacak bir kabile yoktur.
Krallar bizden çıkar mâbetler bizimle imâr olur.
İslam şairi Hassan b. Sabit şu sözleri ile ona cevap verdi:
Fihr ve kardeşlerinin önde gelen kişileri, insanlara uyacakları bir adeti açıkladılar.
Kalbinde Allah'a karşı takva duygusu bulunanlar ve her türlü hayrı işleyenler bu adeti memnuniyetle kabul ederler.
O öyle bir kavimdir ki savaştıkları zaman düşmanlarını zarara sokar, taraftarlarına da faydalı olmaya çalışırlar ve olurlar da
Bu onların cevherlerinde mevcut olan bir haslettir. Biliniz ki hasletlerin en kötüleri sonradan ortaya çıkanlardır.
Hassan şiirini bitirince Akra' b. Hâbis: "Bu adam -Resûlullah- hakikaten başarılı birisi! Konuşmacısı bizim konuşmacımızdan, şairi de şairimizden daha kudretlidir." dedi. Bunun üzerine oradakiler müslüman oldu. Hz. Peygamber de onlara hediyeler takdim etti, Uyeyne el-Fezarî seriyesinde müslümanlar tarafından alınan esirleri onlara geri verdi.
Dostları ilə paylaş: |