a) Kadın yalanlasa bile, itiraf eden adama had gerekir.
b) Kadına iftira etmiş olacağı için ayrıca bir iftira (kazif) cezası gerekmez. Ebû Dâvûd'un bu hususa ilişkin rivayete gelince Nesaî'nin de dediği gibi münkerdir.
Hz. Peygamber evli olmadığı halde zina eden cariyeye dövme (celde) cezası ile hükmederdi. Müslim'in rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur: "Sizden birinizin cariyesi zina ederse ona celde vurunuz."498 Yine Müslim'de Hz. Ali'nin şöyle dediği rivâyet edilmiştir: "Ey insanlar! Köleleriniz ister evli olsun ister olmasın, onlara had uygulayınız. Çünkü Hz. Peygamber'in cariyesi zina etmişti. Hz. Peygamber bana, ona celde vurmamı emretmişti."499 Cariyelerin cezası hakkında Allah Tealâ şöyle buyurmaktadır: "Evlendikten sonra zina ederlerse, onlara hür kadınların cezasının yarısı uygulanır."500 Şöyle de denilebilir: Âyette, evlilikten sonra cezanın hür kadının cezasının yarısı olacağı şeklindeki kayıt, evlilikle bu yarı cezanın yok olacağı ve evli cariyenin cezasının hür kadının had cezasına dönüşeceğini zannedenlerin zannını bertaraf etmeye yöneliktir. Veya şöyle denilebilir: Evlilikten önceki celdesi ta'zîr, evlilikten sonra ise haddir. Bu yorum daha güçlüdür. Yahut da şöyle denebilir: İki durum arasındaki fark, haddin uygulanışı hususunda olup, sayısında değildir. Bu cezalardan birini uygulamak efendisine ait iken, diğerini uygulamak ise devlet başkanına aittir.
Dostları ilə paylaş: |