Müseylemetü'l-Kezzâb'ın iki elçisi, Hz. Peygamber'e gelerek: "Biz onun Allah'ın elçisi olduğunu söylüyoruz." dediklerinde Hz. Peygamber: "Eğer elçiler öldürülmez olmasaydı, ikinizi de öldürürdüm."506 buyurmuştur. Müşriklerle aralarında bulunan: "Müşriklerden müslüman olarak kendilerine gelen kimse iade edilecektir." maddesi gereğince Ebu Cendel'i Kureyş'e iade ettiği bilinmektedir. Kadınları ise iade etmemiştir. Eslem kabilesine mensup Sübey'a isimli bir kadın müslüman olarak Hz. Peygamber'e gelmişti. Kocası onu tekrar almaya gelmesi üzerine Allah: "Ey iman edenler! Mümin kadınlar muhacir olarak size geldiklerinde, onları imtihan edin. Allah onların imanlarını daha iyi bilir. Eğer siz onların inanmış kadınlar olduklarını anlarsanız, onları kafirlere geri göndermeyin. Çünkü müslüman hanımlar kafirlere helal değildir. Kafirler de müslüman hanımlara helal değildir."507 âyetini indirdi. Bunun üzerine Allah Resûlü kadına, müslüman olmaktan başka amaçla çıkmadığına, kavmi arasında işlediği bir işten ya da kocasından nefret ettiğinden dolayı gelmediğine dair yemin ettirdi. Kadın da yemin edince Hz. Peygamber kadının kocasına mehrini verdi ve kadını iade etmedi. Hz. Peygamber'in bu hükmü Kur'an'a uygun olup anlaşmadaki şartlı iade sadece erkeklere özgüdür.
5. Emân
Hz. Peygamber'in şöyle buyurduğu sabittir: "Müslümanların kanları birbirine eşittir. Statü bakımından en aşağıda bulunanının verdiği emân508, bütün müslümanların emânı demektir."509
Amcası (Ebû Tâlib'in) kızı Ümmü Hânî'nin emân verdiği iki adama Hz. Peygamber de emân vermiştir. Kızı Zeynep, (kocası Ebu'l-As b. er-Rebi'e emân verince, kendisinin de emân verdiği ve şöyle buyurduğu bilinmektedir: "Müslümanlar adına en aşağı statüde olanları emân verebilir, en uzak olanı ise onlar adına ister."510
6. Cizye511
Hz. Peygamber Hıristiyan Araplardan olan Necran ve Eyle halkı ile, çoğu Arap olan Dûmetü'l-Cendel'den cizye aldığı gibi mecusilerden ve Yemen yahudilerinden de cizye almıştır.
Dostları ilə paylaş: |