Yüksek seviyelerdeki xiulian uygulamasını öğretirken, qi’nin çalınması ve qi’nin toplanması herkes için çözümüne yardımcı olacağımız meseleler değildir. Çünkü hala qigong uygulamalarının adını temize çıkarma niyeti taşıyor ve birtakım iyi şeyler yapmak istiyorum. Geçmişte hiç kimsenin anlatmadığı bu gibi kötü olguları ifşa edeceğim. Bunu hepinizin bilmesini istiyorum, böylece bazı insanlar sürekli olarak kötü şeyler yapmayacaktır. Qigong gerçeğini bilmeyen bazı insanlar, onun hakkında konuşmaktan daima korkmuştur.
Evrende bol miktarda qi vardır. Bazı insanlar cennetsel yang qi’den ve dünyasal yin qi’den bahsederler. Siz aynı zamanda evrenin bir elementi olarak, gidip evrenden istediğiniz kadar qi toplayabilirsiniz. Fakat bazı kişiler evrendeki qi’yi toplamıyorlar. İnsanlara, bitkilerden qi toplamayı öğretmek üzerine uzmanlaşıyor, hatta bu konudaki bulguları derliyorlar. “Şu qi nasıl ve ne zaman toplanır? Kavak ağacındaki qi beyaz, çam ağacındaki qi sarıdır” Biri de şöyle diyor: “Evimin önünde bir ağaç vardı. Qi’sini topladığım için öldü” Bu ne çeşit bir yetenektir? Bu kötülük yapmak değil midir? Bilinmektedir ki, biz gerçek anlamda xiulian uygularken pozitif mesajlara değer verir ve evrenin karakteristiğini özümseriz. Siz Shan (merhamet) uygulamak zorunda değil misiniz? Evrenin karakteristik özellikleri Zhen-Shan-Ren’i özümsemek için, kişi Shan (Merhamet) uygulamalıdır. Eğer daima kötü şeyler yaparsanız, gong’unuzu nasıl geliştirebilirsiniz? Hastalıklarınızı nasıl iyileştirebilirsiniz? Bu, bizim uygulayıcılarımızın yapması gerekenin tersi değil midir? Bu aynı zamanda canlıları öldürmek ve günah işlemektir! Kişi şöyle diyebilir: “Konuştukça söyledikleriniz daha da inanılamaz bir hale geliyor – bir hayvanı öldürmek bir yaşam almaktır ve bir bitkiyi öldürmek de bir yaşam almaktır mı diyorsunuz?’’ Gerçekten de öyledir. Budizm, reenkarnasyon döngüsünden bahsetmiştir. Reenkarnasyon döngüsü esnasında, bir bitkiye reenkarne olmuş olabilirsiniz. Budizm’de böyle söylenir. Biz burada, bu konuyu bu şekilde ortaya koymuyoruz fakat herkese aynı zamanda ağaçların da yaşamları olduğunu söylüyoruz. Onlar sadece yaşama değil, aynı zamanda çok yüksek seviyeli düşünce faaliyetlerine de sahiplerdir.
Örneğin Amerika’da, elektronik çalışmalarında uzmanlaşmış ve başkalarına yalan makinelerinin nasıl kullanıldığını öğreten bir kişi var. Bir gün aniden aklına bir fikir gelmiş. Yalan makinesinin her iki ucunu, bir ejderha bitkisine bağlayarak, bitkinin köküne su vermiş. Bunun ardından, yalan makinesinin elektronik kaleminin, çabucak bir eğri çizdiğini keşfetmiş. Bu eğri, insan beyninin bir anlık mutluluk ve heyecan duyduğu zaman çizdiği eğri ile tıpa tıp aynı imiş. Bu durum onda gerçek bir şok etkisi yaratmış. Bir bitki nasıl oluyor da duygulara sahip olabiliyor? Neredeyse sokaklara çıkıp haykırmak istemiş: “Bitkilerin duyguları var.” Aldığı ilham ile, bu alandaki araştırmalarını genişletmiş ve birçok deneyler yapmış.
Bu kişi bir keresinde iki bitkiyi yan yana koymuş ve öğrencisinden bitkilerden birini diğer bitkinin önünde ayakları ile ezerek öldürmesini istemiş. Daha sonra öbür bitkiyi bir odaya almış ve ona yalan makinesi bağlamış. Beş öğrencisinden sırayla odaya girmelerini istemiş. İlk dört öğrenci odaya girdiğinde bitki hiç bir reaksiyon göstermemiş. Bitkiyi ezmiş olan beşinci öğrenci odaya girdiğinde ise, daha bitkiye doğru yürümeden, elektronik gösterge hızlı bir şekilde sadece insanın aşırı derecede korktuğunda meydana gelen bir eğri çizmiş. Bu kişi gerçekten çok şaşırmış! Bu olay çok önemli bir konuyu da beraberinde getiriyor: Biz tarihten beri, konuları ayırt edebilen duyusal fonksiyonları ve olayları analiz edebilen beyni ile, insanın yüksek seviyeli bir yaşam olduğuna inandık. Peki bitkiler olayları nasıl ayırt edebiliyorlar? Bu aynı zamanda onların duyu organlarına sahip olduğunu da göstermiyor mu? Geçmişte bir kişi bitkilerin duyu organlarına sahip olduğunu söyleseydi, düşünen zihinleri olduğunu, hisleri olduğunu ve insanları tanıyabildiklerini söyleseydi, bu kişi batıl inançlı olarak adlandırılırdı. Bunlara ek olarak, bitkiler belirli konularda bugünkü insanlığımızı aşmış gibidir.
Bir gün bir bitkiye yalan makinesi bağlamış ve içinden merakla: “Acaba nasıl bir deney yapmalıyım? Yapraklarını bir yakayım, bakalım nasıl bir tepki gösterecek” diye düşünmüş. Bu düşünce ile daha yapraklar yakılmadan, elektronik kalem süratle bir insanın yardım için haykırdığında oluşan ile aynı olan bir eğri çizmiş. Bu süper duyusal fonksiyona, geçmişte telepati denirdi. Bu potansiyel bir insan fonksiyonudur ve doğuştan gelen bir yetenektir. Fakat günümüzde tüm insanoğlu yozlaşmıştır. Onları tekrar elde etmek için en baştan başlayarak xiulian uygulamak, orijininize, gerçek benliğinize ve asıl doğanıza geri dönmek zorundasınız. Fakat bitkiler onlara sahiplerdir ve aklınızda neler olduğunu bilirler. Bu insana olanaksızmış gibi gelebilir fakat bu gerçek bir bilimsel deneydir. Bu kişi maddeleri uzaktan kontrol etme yeteneğini test etmek de dahil olmak üzere birçok deneyi yönetti. Tezi yayınlandığında dünya çapında büyük yankı uyandırdı.
Bizim ülkemizdekiler de dâhil olmak üzere, dünyanın değişik ülkelerindeki botanikçiler bu alanda araştırmalarına başladı ve bu artık batıl inanç olarak kabul edilmiyor. Geçen gün, insanlığımızın deneyimlemiş, icat etmiş ve keşfetmiş olduğu şeyler şu andaki ders kitaplarımızı değiştirmemiz için yeterlidir demiştim. Fakat geleneksel zihniyetin etkisinden dolayı, insanlar onların gerçekliğini kabullenme konusunda gönülsüzler. Ayrıca hiç kimse bu şeyleri sistematik biçimde düzenlemiyor.
Çin’in kuzeydoğusundaki bir parkta, bir grup çam ağacının ölmüş olduğunu fark ettim. Bazı insanların orada ne tür bir qigong uyguladığını kimsenin bilmesine imkân yok. Yerlerde boylu boyunca yuvarlanıyor ve bir yandan ayakları, öteki yandan da elleriyle ağaçlardan bir şekilde qi topluyorlardı. Kısa bir zaman içerisinde, oradaki bütün çam ağaçları sararmaya başladı ve en sonunda da hepsi öldü. Yaptıkları iyi miydi yoksa kötü mü? Bizim uygulayıcılarımızın bakış açısına göre, bu, öldürmek idi. Siz bir uygulayıcısınız. Bu yüzden yavaş yavaş evrenin karakteristik özelliklerini özümsemek, bütün kötü huylarınızdan vazgeçmek ve iyi bir insan olmak zorundasınız. Sıradan bir insan açısından bakıldığında bile bu iyi bir şey yapmak değildi. Bu, aynı zamanda kamu malına zarar vermek, yeşillenmeyi ve dünyanın ekolojik denge sistemini de sabote etmekti. Hangi açıdan bakarsanız bakın bu kesinlikle iyi bir şey değildir. Evrende bol miktarda qi vardır ve istediğiniz miktarda toplayabilirsiniz. Bazı kişiler büyük bir enerjiye sahiplerdir ve uygulamaları sayesinde belirli bir seviyeye ulaştıkları zaman, gerçekten de ellerinin tek bir hareketiyle, büyük bir alan içerisinde bulunan bütün bitkilerdeki qi’yi rahatlıkla toplayabilirler. Yine de bu, qi’den başka bir şey değildir. Kişi ne kadar qi toplarsa toplasın, bu hangi amaca hizmet eder? Bazı kişiler parka gittiğinde bundan başka bir şey yapmıyor. Kişi şöyle iddia ediyor: “Benim qigong uygulamaya ihtiyacım yok. Etrafta dolaşırken qi toplamak yeterde artar bile - ve sonra da uygulamam biter. Sadece qi edinmek yeterlidir.” Onlar, qi’nin gong olduğunu düşünüyorlar. İnsanlar bu kişiye yaklaştığında, vücudunun bayağı bir soğuk olduğunu hisseder. Bitkilerdeki qi, yin doğasına sahip değil midir? Bir uygulayıcı yin ve yang dengesini korumak zorundadır. Bu kişinin vücudu çam yağı gibi kokuyor olmasına karşın, uygulamasında çok iyi olduğunu düşünmeye devam edebilir.
Dostları ilə paylaş: |