UZAĞI GÖREBİLME YETENEĞİ
Göksel Göz ile doğrudan bağlantılı olağanüstü yeteneklerden birisi de, Uzağı Görebilme Yeteneğidir. Bazı kişiler "Burada otururken Pekin'den, Amerika'dan veya dünyanın başka yerlerinden görüntüler görebilirim" der. Bazı insanlar bunu anlayamazlar. Ayrıca bu, bilimsel olarak ta açıklanamaz - "Bu nasıl mümkün olabilir?" Bazıları bu olayı şu veya bu şekilde açıklamaya çalışmışsa da, mantığa uygun bir şekilde açıklayamamıştır. İnsanların nasıl bu kadar yetenekli olduğuna şaşırırlar. Aslında öyle değildir. Shi Jian Fa (Üç Diyar İçindeki Fa) seviyesi içerisinde bulunan bir uygulayıcı, bu yeteneğe sahip değildir. Kişi görürken, Uzağı Görebilme yeteneği de dâhil olmak üzere birçok olağanüstü yeteneğin hepsi, tamamen belirli bir boyutun içerisinde işlev gösterirler. En azından insanoğlunun içinde var olduğu bu fiziksel boyutun sınırlarının dışında değillerdir. Genellikle kişinin kendi boyutsal alanının dışında bile değillerdir.
İnsan vücudu, belirli bir boyutta, De alanından farklı bir alana sahiptir. Bu iki alan aynı boyutta değildir fakat aynı büyüklüktelerdir. Bu alan, evrene tekabül eder. Evrende var olan her şey, eş zamanlı olarak bu alana yansıtılır. Her şey yansıtılabilir. Yansımalar bir tür görüntüdür, gerçek değildir. Örneğin dünya üzerinde Amerika ve Washington vardır. Amerika ve Washington kişinin bu alanına yansıtılır fakat yansıtılan şeyler görüntüdür. Bu görüntüler yansıma bile olsalar, maddenin var oluş formundadır ve alanımıza yansıyan bu görüntüler, yansıyan şeyin değişimine bağlı olarak değişmektedir. Bu yüzden, kimilerinin bahsettiği Uzağı Görebilme Yeteneği, kişinin kendi boyutsal alanındaki şeylere bakmasıdır. Kişi ‘‘Üç Diyar Ötesindeki Fa’’ xiulian uygulamasında görüntülere bir daha bu şekilde bakmaz. Her şeye doğrudan bakabilir ve bu, Buda Fa'nın kutsal gücü olarak adlandırılır. Bu, son derece kudretli bir güçtür.
Peki ‘‘Üç Diyar İçindeki Fa’’ xiulian uygulamasındaki Uzağı Görebilme Yeteneği nasıl çalışır? Bunu herkes için açıklayacağım. Kişinin alanı içerisinde, alın kısmında, bir ayna vardır. Uygulama yapmayan bir kişinin aynası kendisine dönüktür fakat bir uygulayıcının aynası dışa doğru döner. İnsanın Uzağı Görebilme yeteneği ortaya çıktığı zaman, bu ayna sürekli olarak ileri-geri dönmeye başlar. Bir filmde, resimlerin düzenli olarak hareket sağlaması için, saniyede 24 kare gösterildiği bilinmektedir. Eğer saniyede 24 karenin altında gösterilirse, görüntülerde atlamalar ve kaymalar meydana gelir. Bu aynanın dönme hızı ise saniyede 24 kareden daha fazladır ve üzerine yansıyan görüntülerin hepsini geriye doğru döndürerek görmenizi sağlar. Tekrar dışa doğru döndüğünde ise, üzerindeki görüntüleri siler. Bu dönme işlemi kesintisiz bir şekilde devam eder. Bu yüzden gördükleriniz hareket halindedir. Bu ayna, size kendi boyutsal alanınızdaki yansımaları gösterir ve bu yansımalar, uçsuz bucaksız evrende ne varsa onların yansımasıdır.
Peki kişi vücudunun arkasını nasıl görebilir? Bu kadar küçük bir ayna, insanı çevreleyen her şeyi nasıl yansıtabilir? Bildiğiniz gibi, kişinin Göksel Gözü ‘‘göksel görüş gücü’’ seviyesinin üstünde ve ‘‘bilgelik görüş gücüne’’ yakın bir seviyede açıldığında, görüş kabiliyeti bizim boyutumuzun ötesine varmak üzeredir. Bu noktada, bizim boyutumuzu aşmaya yakınken, Göksel Göz de bir değişiklik meydana gelir. Göksel Göz fiziksel objelere baktığında her şey ortadan kaybolur. Herhangi bir maddi varlık artık var olmaz. Yani iyice baktığınızda, bu özel boyutta, artık hiçbir insanın var olmadığını, sadece kendi boyutsal alanınızda hareket serbestliğine sahip olan bu aynanın var olduğunu görürsünüz. Kendi boyutsal alanınızdaki bu ayna, aynı zamanda boyutsal alanınız kadar büyüktür. Böylece ileri geri döndüğü zaman gösteremediği yer kalmaz. Evrendeki her şeyi kendi boyutsal alanınıza yansıtır. Bu bizim ‘‘Uzağı Görebilme Yeteneği’’ dediğimiz şeydir.
İnsan vücudunu inceleyenler, bu olağanüstü yeteneği test ederlerken, onu basitçe reddederler. Bunun nedeni şudur: Örneğin, kişiye bir başkasının Pekin'de yaşayan akrabası hakkında: "O kişi şu an evinde ne yapıyor?" diye sorulur. Bu akrabanın ismi ve hakkındaki genel bilgiler verildikten sonra, kişi onu görebilir. Binanın nasıl göründüğünü, odaya hangi kapıdan ve nereden girildiğini, odanın girişinden, nasıl döşenmiş olduğuna kadar her şeyi tarif eder. Söylediklerinin tamamı doğrudur. "Peki o kişi şu anda ne yapıyor?" diye sorduklarında "Bir şeyler yazıyor" cevabını alırlar. Bunu doğrulamak için hemen o akrabayı arar ve: "Şu an ne yapıyorsun?" diye sorarlar. "Yemek yiyorum." cevabını alırlar. Bu, onun söylediği şey ile uyuşmuyor öyle değil mi? Eskiden bu olağanüstü yeteneğin kabul görmemesinin sebebi buydu. Fakat yaşanan yer hakkında gördükleri hiçbir şekilde yanlış değildi. Bu fark, bizim boyutumuzdaki zaman -ki buna zaman boyutu deriz - ile olağanüstü yeteneklerin gerçekleştiği boyut arasındaki zaman farkından kaynaklanır ve her iki boyut için zaman kavramı farklıdır. Akrabası daha önce bir şeyler yazıyordu fakat şu an yemek yiyor -bunun gibi bir zaman farkı vardır. Sonuç olarak, insan bedeni üzerinde çalışan bilim adamları, sürekli olarak geleneksel kural ve teorilere dayanır ve günümüz modern bilimi ışığı altında birtakım sonuçlara varmaya kalkışırlar ise 10.000 yıl sonra bile hiçbir şey elde edemeyeceklerdir çünkü bunlar zaten sıradan insan boyutunu aşmış olağanüstü olaylardır. Dolayısıyla insanoğlu zihniyetini değiştirmek zorundadır ve bu konuları artık daha fazla bu yolla algılamamalıdır.
GEÇMİŞİ VE GELECEĞİ GÖREBİLME YETENEĞİ
Göksel Göz ile doğrudan bağlantılı bir diğer olağanüstü yetenek ise ‘‘Geçmişi ve Geleceği Görebilme’’ yeteneğidir. Bugün dünya üzerinde Göksel Göz, Uzağı Görebilme, Geçmişi ve Geleceği Görebilme yeteneğini de kapsayan ve genel olarak kabul gören altı çeşit olağanüstü yetenek vardır. ‘‘Geçmişi ve Geleceği Görebilme’’ nedir? Bu, kişinin bir başka insanın geçmişini ve geleceğini görebilmesidir. Bu yeteneği güçlü olan bir kişi, toplumun yükselişini ve çöküşünü görebilir. Bu yeteneği daha güçlü olan bir kişi, bütün kozmik değişimlerin yasasını görebilir. İşte bu, Geçmişi ve Geleceği Görebilme yeteneğidir. Maddenin hareketi belirli bir yasayı takip ettiği için, özel bir boyutta bulunan bütün maddeler, diğer başka birçok boyutta da kendi varoluş formuna sahiptir. Örneğin kişinin vücudu hareket ettiğinde, vücuttaki hücreler de hareket eder ve moleküller, protonlar, elektronlar ve en mikroskobik parçacıklar gibi, mikroskobik seviyedeki bütün elementler de hareket eder. Aynı zamanda, onların kendi bağımsız var oluş formları vardır ve vücudun diğer boyutlardaki biçimleri de değişir.
Maddenin yok olmadığını söylememiş miydik? İnsan bir şey yaptığında, mesela elini salladığında, özel bir boyutta, yapmış olduğu şeyin maddesel varlık olarak bir görüntüsü, bir mesajı kalır. Başka bir boyutta o yok olmaz ve orada sonsuza dek kalır. Olağanüstü yeteneklere sahip olan bir kişi, var olan bu görüntülere bakarak, geçmişte neler olduğunu bilir. İleride bu olağanüstü yeteneğe sahip olduktan sonra, bugünkü dersimizin hala aynı şekilde var olduğunu göreceksiniz. Bu ders, daha şimdiden, eş zamanlı olarak bu özel boyutta var olmaktadır. Bir kişi doğduğunda, bütün yaşamı, zaman kavramı olmayan özel bir boyutta eş zamanlı olarak zaten var olmaktadır. Hatta bazı insanların birden fazla yaşam süresi orada var olmaktadır.
Bazı kişiler: “Yani kendimizi değiştirmek için gösterdiğimiz çabalar gereksiz bir hale mi gelmiş oluyor?” şeklinde düşünebilir. Bunu kabul edemezler. Aslında kişisel çabalar kişinin hayatındaki küçük şeyleri değiştirebilir. Bazı önemsiz şeyler kişisel çabaların ardından değişebilir. Fakat onları değiştirmek için sarf ettiğiniz çaba yüzünden karma edinebilirsiniz. Aksi takdirde karma yaratmak gibi bir durum olmayacağı gibi, iyilik veya kötülük yapmak diye bir şey de olmayacaktır. Kişi bu şekilde bir şeyler yapmakta diretirse başkalarına zarar verebilir, normalde başkasına ait olması gereken bir şeyi onun elinden alarak kötülük yapmış olur. Bu yüzden xiulian uygulaması, kişinin olayların doğal akışını izlemesini önemle gerektirir çünkü kişisel çabalarınızla başkalarına zarar verirsiniz. Kaderinizde olmayan ve başkasına ait olması gereken bir şeyi ısrarla çabalayarak elde ettiğiniz takdirde, onu elde etmesi gereken kişiye borçlu kalırsınız.
Daha önemli olaylara gelince, sıradan insanlar onları hiçbir şekilde değiştiremezler. Ancak bunu yapmanın bir yolu vardır. O da kişi sadece ve sadece kötülük yaparsa hayatını değiştirebilir. Bununla birlikte kişinin karşı karşıya kalacağı durum, tamamen ortadan yok olmaktır. Yüksek bir seviyeden baktığımızda şunu görüyoruz: bir kişi öldüğü zaman, ana ruhu yok olmuyor. Peki ana ruh neden yok olmuyor? Aslında kişinin ölmesinin ardından morgda bulunan cesedinin, bizim boyutumuzdaki insan hücrelerinden oluşmuş vücuttan başka bir şey olmadığını görüyoruz. Moleküllerden, atomlardan ve protonlardan daha mikroskobik olan parçacıkların oluşturduğu diğer boyutlardaki vücutların ölmediğini görürken, bu boyuttaki iç organlara ait farklı hücre dokularının ve insan vücudunu oluşturan bütün hücrelerin, bir deri gibi soyulduğunu görüyoruz. Onlar başka boyutlarda var olurlar ve mikroskobik boyutlar içerisinde hala canlıdırlar. Her türlü şeytani kötülüğü yapan bir kişinin karşı karşıya kalacağı durum ise, hücrelerinin tamamen yok edilmesidir. Budizm buna "bedenin ve ruhun tamamen ortadan yok olması" der.
Kişinin hayatını değiştirebilecek başka bir yol daha vardır ve tek yol budur: Bu da, kişinin şu andan itibaren xiulian uygulama yoluna başlamasıdır. Kişinin hayatı neden xiulian yoluna adım attıktan sonra değiştirilebilir? Kim böyle bir şeyi kolayca değiştirebilir? Bu kişi xiulian uygulamayı ister istemez, bu düşünce aklından geçer geçmez, altın gibi parlayarak Dünyanın On-Yönünü birden sarsar. (Buda Okulundaki evren kavramı, On-Yönlü Dünya teorisinden kaynaklanır.) Daha yüksek seviyeli yaşamların görüşüne göre, bir kişinin yaşamı sadece insan olmak anlamına gelmez. Bu yaşamlara göre kişinin hayatı aslında evrenin farklı bir kozmik alanında doğar ve evrenle aynı kaliteye sahiptir; yaşam merhametlidir ve Zhen Shan Ren maddesinden meydana gelmiştir. Fakat aynı zamanda sosyal ilişkiler de kurar. Toplumdaki sosyal etkileşimler sırasında bazı yaşamlar bozulmaya başlarlar ve bu yüzden de daha düşük bir seviyeye düşerler. Bu seviyede de kalamaz ve daha da kötüleşirlerse, daha aşağı bir seviyeye düşerler. Sürekli olarak düşmeye devam ederek, en sonunda sıradan insanların bu seviyesine kadar inmişlerdir.
Bu seviyeye düşen kişilerin ortadan kaldırılmaları, yok edilmeleri gerekiyordu. Bu yüce aydınlanmış yaşamlar muazzam merhametlerinden dolayı, özel olarak, insanlığın şu anda yaşamını sürdürdüğü bu özel boyutu yarattılar. Bu boyutun içerisinde, kişiye fiziksel bir insan bedeni ve sadece bu fiziksel boyuttaki şeyleri görebilen bu bir çift gözü verdiler. Yani insan, bir yanılsamanın içinde kaybolmuştur ve evrenin gerçeklerini görmesine izin verilmemektedir -ki bütün bunlar diğer boyutlarda görülebilir. Bu aldanmanın içerisinde ve bu şartlar altında kişiye böyle bir fırsat verildi. İnsan yanılgılar içinde olduğundan, bu aynı zamanda çok acı vericidir. Bu beden ile kişiye acı çektirilir. Eğer bir insan, bu boyuttan kendi orijinine geri dönmek isterse, Tao Okulu, "O kişi kendi orijinine, gerçek benliğine geri dönmek için, xiulian uygulamak zorundadır" der. Eğer kişinin kalbi xiulian uygulamak için atıyorsa, bu onda ortaya çıkmış olan Buda doğasıdır. Bu kalp en değerli şey olarak görülür ve bu nedenle de, aydınlanmış yaşamlar o kişiye yardım ederler. Bu kadar zor şartlar altında kişi hala kaybolmamış ve geri dönmek istiyor. Sonuç olarak, yüce yaşamlar ona yardım ederler, kayıtsız şartsız yardım ellerini uzatırlar -ona her konuda yardım ederler. Böyle bir şeyi neden xiulian uygulayıcıları için yapabiliyor fakat sıradan insanlar için yapamıyoruz? İşte sebebi budur.
Hastalıklarını tedavi etmek isteyen sıradan bir insana hiç bir şekilde yardımcı olamayız. Çünkü sıradan bir insan, sadece sıradan bir insandır. Sıradan bir insan, insan toplumunun kurallarına göre yaşamak zorundadır. Birçok kişi "Buda, tüm yaşamlara kurtuluş sunar ve Buda Okulu tüm yaşamların kurtarılmasını öğretir." diyor. Bütün kutsal Budist yazıtlarını inceleyebilirsiniz; şunu söylemeliyim ki, hiçbirinde -sıradan insanların hastalıklarını iyileştirmek tüm yaşamlara kurtuluş sunmaktır -şeklinde bir ifade yoktur. Bu konuyu yüzüne gözüne bulaştırmış olanlar, son yıllarda ortaya çıkmış olan sahte qigong ustalarıdır. Gerçek qigong ustaları, asıl önderler, size başkalarının hastalıklarını iyileştirmenizi söylemediler. Onlar sadece, kendinizi sağlıklı ve zinde tutabileceğiniz egzersizleri öğrettiler. Siz sıradan bir insansınız -iki günlük bir kursun ardından hastalıkları nasıl iyileştirebilirsiniz? Bu, başkalarını aldatmak değil midir? Bu, takıntılarınızı beslemek değil midir? Bu, sıradan insanların arasında gösteriş yapmak için ün, kişisel çıkar ve olağanüstü bir şeylerin peşinden koşmak demektir. Bu kesinlikle yasaklanmıştır. Bu yüzden bazı insanlar bir şeylerin peşinden ne kadar çok koşarsa, onu bir o kadar elde edemez. Bunu yapmanıza izin verilmez; ayrıca toplum düzenini o kadar keyfi bir şekilde bozmanıza da izin verilmez.
Bu evrende, hayatın kaynağına ve gerçek benliğinize geri dönmek istediğiniz zaman diğerleri size yardım eder ilkesi vardır. Onlara göre insanın yaşamı, sıradan insanların arasında kalmak yerine, geldiği yere geri dönmek zorundadır. Eğer insanın hastalıksız ve rahat bir şekilde yaşamasına izin verilseydi, teklif etseniz bile ölümsüz olmakla ilgilenmezdi. Eğer kişi hiçbir zaman hastalık veya zorluk çekmemeyi becerebilseydi ve her istediğini elde edebilseydi ne harika olurdu! O gerçekten de ölümsüzlerin dünyası olurdu. Fakat siz bu seviyeye düştünüz çünkü bozuldunuz; bu yüzden rahat olmayacaksınız. Kişi yanılgı içerisinde kolaylıkla kötülük yapabilir ve Budizm buna hak edilen karmik ceza der. O yüzden bazı insanlar sahip oldukları karmaya göre sıkıntılar veya felaketler yaşayarak bunu ödemektedir. Budizm'de Buda’ların her yerde olduğuna inanılır. Bir Buda, elinin tek bir hareketiyle, insanlığın tüm hastalıklarını yok edebilir; bu kesinlikle mümkündür. Peki etrafta bu kadar çok Buda varken niçin hiçbiri bunu yapmıyor? Çünkü kişi geçmişte kötülük yaptığı için bu sıkıntıları çekmektedir. Eğer onun hastalıklarını iyileştirirseniz, bu durum evrenin ilkesini çiğnemek ile aynı anlama gelir çünkü o zaman kişi yaptığı kötülüklerin bedelini ödemek zorunda kalmadan yanlış şeyler yapabilir anlamına gelir. Buna izin verilemez. O yüzden herkes sıradan insan toplumunun düzenini korur ve hiç kimse bu düzeni bozmak istemez. Hastalıklardan kurtulabilmenin, gerçek anlamda özgürlüğe kavuşarak tamamen rahata ulaşmanın tek yolu, xiulian'dir! Bütün yaşamları kurtarmanın gerçek anlamı, insanlara gerçek ve doğru Fa'ya göre xiulian uygulama yolunu öğretmektir.
Niçin birçok qigong ustası hastalıkları tedavi edebiliyor? Neden hastalıkları iyileştirmek hakkında konuşuyorlar? Bazı insanların aklına bu sorular gelebilir. Bu qigong ustalarının büyük bir kısmı, erdemli uygulamalardan gelmemektedir. Kendi uygulama sürecinde, tüm yaşamların acı çektiğini fark eden gerçek bir qigong ustasının, merhamet ve acıma duygusundan dolayı birilerine yardım etmesine izin verilmiştir. Yine de hastalıkları iyileştiremez, onları yalnızca geçici olarak bastırabilir veya erteleyebilir. Hastalığınız daha sonraki bir zamana ertelenmiş olur, şu anda hasta olmasanız bile daha sonra olursunuz veya hastalığınızı başka bir yere transfer eder ve belki de yakınlarınıza geçirir. Karmayı sizin için gerçek anlamda tamamen yok edemez. Bunun, sıradan bir insan için keyfi olarak yapılmasına izin verilmez. Bu sadece xiulian uygulayıcıları için yapılabilir. Prensip budur.
Buda Okulundaki "tüm yaşamların kurtarılması" sizi sıradan insanların dayanılmaz acı veren bu durumundan kurtararak daha yüksek seviyelere ulaştırmak anlamına gelir. Bir daha asla acı çekmeyecek ve özgürlüğünüz size verilecektir. İşte bu kavramın gerçek anlamı budur. Sakyamuni de Nirvana'nın "öteki kısmından" bahsetmemiş miydi? Tüm yaşamların kurtarılmasının gerçek anlamı budur. Eğer şu anda bulunduğunuz bu düzen içerisinde rahatınız çok yerinde, paranız da fazla ise, hatta yattığınız yatak bile parayla dolu ise ve hiçbir acı çekmiyorsanız, elinize şans verilse bile ölümsüz olmak istemezdiniz. Bir uygulayıcı olarak hayatınızın akışı değiştirilebilir. Sadece xiulian yolu ile hayatınız değiştirilebilir.
Geçmişi ve geleceği görebilme yeteneği, kişinin alnında küçük bir televizyon ekranına sahip olması gibi işler. Bazı kişiler alınlarında, bazıları da alın bölgesine çok yakın bir yerde buna sahip olabilir. Kimilerinde ise alnın içinde olabilir. Bazı insanlar gözleri kapalıyken görebilirler. Eğer yetenek güçlü ise, bazı insanlar gözleri açıkken de görebilir. Fakat diğer kişiler onları göremez çünkü onlar, kişinin kendi boyutsal alanının içerisinde var olan şeylerdir. Yani bir başka deyişle, bu olağanüstü yetenek geliştikten sonra, diğer boyutlardaki görüntüleri yansıtmak için, taşıyıcı görevi üstlenen bir başka olağanüstü yeteneğe daha ihtiyaç vardır ki, kişi Göksel Gözü ile bu sayede görebilir. Bu yetenekle birlikte kişi, bir insanın geleceğini ve geçmişini yanlışsız bir şekilde görebilir. Falcılık ne kadar iyi yapılırsa yapılsın yine de ayrıntıları ve onların detaylarını söyleyemez fakat Geçmişi ve Geleceği Görebilme yeteneğine sahip olan bir kişi, bütün detayları en ince ayrıntısına, hatta tarihlerine kadar tam olarak görebilir. Değişen detayların tamamı göze görünür çünkü kişinin gördüğü şey, insanların ve nesnelerin farklı boyutlardaki gerçek yansımasıdır.
Falun Dafa ile xiulian uyguladığı müddetçe herkesin Göksel Gözü açılacaktır. Fakat sonradan değindiğimiz olağanüstü yetenekler verilmeyecektir. Seviyenizi sürekli biçimde yükselttikçe, Geçmişi ve Geleceği Görebilme yeteneği kendiliğinden ortaya çıkacaktır. Gelecekteki uygulamanızda bu durumla karşılaşacaksınız ve bu olağanüstü yeteneği geliştirdiğiniz zaman ne olduğunu biliyor olacaksınız. Sizlere Fa'nın bu prensiplerini bu nedenle öğretiyoruz.
Dostları ilə paylaş: |