FARKLI SEVİYELERDE FA FARKLIDIR
Geçmişte birçok qigong ustası, qigong'un başlangıç, orta ve üst olarak adlandırılan üç seviyeden oluştuğunu söyledi. Bunlar qi ve sadece qi uygulaması seviyesindeki şeylerden ibaretti, fakat başlangıç seviye, orta seviye ve yüksek seviye qigong olarak bile kategorize edildiler. Gerçekten yüksek seviyeli şeylere gelince, qigong uygulayan kişilerin büyük çoğunluğu bu anlamda oldukça bilgisizdi çünkü o konuları hiçbir şekilde bilmiyorlardı. Şu andan itibaren konuşacağımız şeylerin tamamı, yüksek seviyelerdeki Fa'dır. Ayrıca, xiulian uygulamasının saygınlığını ona yeniden kazandıracağım. Derslerimde, xiulian toplumu içindeki birtakım sağlıksız olaylara da değineceğim. Ayrıca, bu tip olayları nasıl ele alıp değerlendirmemiz ve bu olaylara nasıl bakmamız gerektiğini de anlatacağım. Dahası, yüksek seviyelerdeki bir uygulama sistemini ve Fa'yı öğretmek, çok sayıda bakış açısını ve oldukça önemli konuları içermektedir ki, bunlardan bazıları oldukça ciddidir; bu konulara da dikkat çekmek istiyorum. İçinde yaşadığımız sıradan insan toplumuna, özellikle de xiulian uygulayanlar toplumuna, diğer boyutlardan bazı engellemeler gelmektedir. Bu konuyu da açıklamak istiyorum. Aynı zamanda, uygulayıcılarımız için bu sorunları çözeceğim. Eğer bu sorunlar çözümlenmezse, xiulian uygulayamazsınız. Bu sorunları kökten çözmek için hepinizi gerçek bir uygulayıcı olarak kabul etmeliyiz. Tabii ki düşüncelerinizi bir anda değiştirmeniz kolay değil; düşüncelerinizi konuşmalarımı dinledikçe yavaş yavaş değiştireceksiniz. Ayrıca umuyorum ki herkes konuşmalarımı dikkatle dinler. Benim xiulian uygulamasını öğretme yöntemim diğerlerinkinden farklıdır. Bazı kişiler kendi uygulama yöntemlerini sadece teoriler hakkında kısaca konuşmak suretiyle öğretir. Sonra enerjilerini size aktarır ve size bir set egzersiz öğretirler, hepsi bundan ibarettir. İnsanlar bir uygulamanın bu şekilde öğretilmesine alışmış.
Bir uygulama metodunu gerçek anlamda öğretmek, Fa'yı, "Tao"yu veya "Yol"u öğretmeyi gerektirir. On konuşmam boyunca yüksek seviyelerdeki prensiplerin esaslarını anlatacağım ki xiulian uygulayabilmeniz mümkün olsun. Aksi takdirde hiçbir şekilde xiulian uygulayamazsınız. Diğerleri ne öğrettiyse, hepsi hastalık iyileştirme ve sağlıklı kalma seviyesindeki şeylerdi. Eğer yüksek seviyelere doğru xiulian uygulamak istiyorsanız, yüksek seviyelerdeki Fa'nın rehberliği olmadan uygulamayı başaramazsınız. Bu, okula gitmeye benzer: Eğer üniversiteye ilkokul kitapları ile giderseniz, bir ilkokul öğrencisi olarak kalmaya devam edersiniz. Bazı kişiler, birçok qigong kursuna devam ederek birçok farklı sertifikalar almış. Çok şey elde ettiklerini düşündükleri halde aslında gong’larında hiçbir gelişme olmamıştır. O kişiler, bunların qigong'un gerçek esasları olduğunu ve qigong'un bunlardan ibaret olduğunu düşünüyor. Hayır, öğrendikleri sadece qigong'un çok yüzeysel bir parçasıdır ve en alt seviyesindeki birtakım şeylerdir. Qigong sadece bunlarla sınırlı değildir. Qigong, xiulian uygulamasıdır, çok kapsamlı ve çok derin bir konudur. Buna ek olarak, farklı seviyelerde farklı Fa'lar mevcuttur. Bu yüzden o, günümüzde bildiğimiz qi uygulamalarından farklıdır; onları ne kadar öğrenirseniz öğrenin hiçbir şey fark etmez. Şöyle bir örnek verelim: İngiliz ilkokul kitaplarını, Amerikan ilkokul kitaplarını, Japon ilkokul kitaplarını ve Çin ilkokul kitaplarını öğrenseniz bile, hala bir ilkokul öğrencisi olarak kalırsınız. Qigong'un alt seviyelerindeki farklı konuları ne kadar çok öğrenir, kendinizi bu tip şeylerle ne kadar çok doldurursanız, bunlar tam tersi size bir o kadar zarar verir ve vücudunuzu bir o kadar karmaşık hale sokar.
Başka bir konuyu daha vurgulamak zorundayım; Bizim uygulamamız, hem egzersizleri hem de Fa'yı öğretmeyi gerektirir. Bazı tapınaklardaki keşişler, özellikle de Zen Budistleri, farklı görüşlere sahip olabilirler. Onlar Fa'nın öğretildiğini duyar duymaz sırtlarını dönerler. Peki neden? Zen Budizm'i, Fa'nın öğretilmemesi gerektiğine inanır; eğer öğretilirse Fa, Fa değildir ve öğretilebilecek bir Fa yoktur; kişi Fa'yı sadece kalbiyle ve zihniyle algılayarak anlayabilir. Bunun sonucu olarak Zen Budizmi, bugüne kadar hiçbir şekilde Fa'yı öğretememiştir. Zen Budist'i olan Bodhidharma'nın öğrettiği bu gibi şeyler, "Hiçbir Dharma mutlak değildir" demiş olan Sakyamuni'nin sözlerine dayalıdır. O, Sakyamuni'nin bu sözlerini temel alıp Zen Budizmini kurmuştur. Bizce bu uygulama yöntemi öküz boynuzuna girmeye benzer. Peki bu öküz boynuzuna girmenin anlamı nedir? Bodhidharma boynuzun içine girmeye başladığında oldukça geniş olduğunu hissetti. İkinci Patrik girdiğinde, o kadar da geniş olmadığını hissetti. Üçüncü Patriğe kadar hala geçilebiliyordu fakat Dördüncü Patrik zamanında artık oldukça daralmıştı. Beşinci Patrik zamanında ise neredeyse hareket edecek yer bile kalmamıştı. Altıncı Patrik Hui Neng geldiğinde ise, en son noktasına ulaşmış ve artık adım atacak yer dahi kalmamıştı. Eğer siz bugün bir Zen ustasına Dharma'yı öğrenmek için giderseniz, hiçbir şey sormamalısınız. Eğer sorarsanız, kafanıza bir sopa ile vurur. Buna "sopa uyarısı" denir. Bu, sormamalı ve kendi başına aydınlanmalısın anlamına gelir. Siz de: "Ben öğrenmeye geldim çünkü hiçbir şey bilmiyorum. Ne hakkında aydınlanmam gerekiyor? Bana sopa ile neden vuruyorsun?" dersiniz. Bu göstermektedir ki, Zen Budizmi, öküz boynuzunun son noktasına ulaşmıştır ve artık daha fazla öğretecek bir şeyi yoktur. Zaten Bodhidharma’nın kendisi bile Zen Budizminin yalnızca altı nesil devam edeceğini, daha fazla devam edemeyeceğini söylemişti. Yüzlerce yıl geçti. Bugün hala Zen öğretisini inatla sürdürmeye çalışan kişiler var. Peki Sakyamuni'nin: "Hiçbir Dharma mutlak değildir" sözlerinin gerçek anlamı nedir? Sakyamuni'nin seviyesi, Rulay seviyesi idi. Daha sonra gelen birçok keşiş, Sakyamuni'nin seviyesine, onun bilinç düzeyindeki düşünce tarzına, onun açıkladığı Dharma'nın gerçek anlamına veya söylediklerinin asıl anlamına aydınlanamamıştır. Bu nedenle sonraki insanlar, onun öğretisini şu veya bu şekilde oldukça kafa karıştırıcı bir şekilde yorumlamışlardır. "Hiçbir Dharma mutlak değildir" cümlesinin anlamını, kişi onu öğretmemelidir, eğer öğretilirse Dharma olmaktan çıkar şeklinde düşünmüşlerdir. Aslında bu anlama gelmemektedir. Sakyamuni, Bodhi ağacının altında Aydınlandığı anda hemen Rulay seviyesine ulaşmamıştı. O, 49 yıl boyunca Dharma'yı öğretirken, aynı zamanda da sürekli olarak kendisini geliştiriyordu. Ne zaman bir üst seviyeye geçse, geriye dönüp bakıyor ve Dharma hakkında öğretmiş olduğu her şeyin yanlış olduğunu fark ediyordu. Yeniden ilerleme kaydettiğinde, öğretmiş olduğu Dharma'nın yanlış olduğunu tekrar keşfediyordu. Seviyesi tekrar yükseldiğinde, daha yeni öğretmiş olduğu Dharma'nın yine doğru olmadığının farkına varıyordu. 49 yıl boyunca sürekli bu şekilde gelişim gösterdi. Daha yüksek bir seviyeye ulaştığında, geçmişte öğretmiş olduğu Dharma'nın, kendisinin o seviyedeki çok düşük seviyeli bir anlayışından ibaret olduğunu keşfediyordu. Aynı zamanda, her bir seviyedeki Dharma'nın, daima Dharma'nın o seviyedeki tezahürü olduğunu, bütün seviyelerde Dharma'nın var olduğunu ve onların hiçbirinin evrenin mutlak gerçekliği olmadığını keşfetti. Yüksek seviyelerdeki Dharma, evrenin temel karakteristiğine, daha düşük seviyelerdeki Dharma'dan daha yakındır. Bu yüzden Sakyamuni: "Hiçbir Dharma mutlak değildir." demiştir.
En sonunda da, "Hayatım boyunca hiçbir Dharma öğretmedim" diye ilan etmiştir. Zen Budizmi ise bunu tekrar yanlış anlayarak, öğretilebilecek bir Dharma yoktur şeklinde yorumlamıştır. Sakyamuni'nin Rulay seviyesine ulaşması, hayatının son dönemine denk gelmiştir. Peki o neden hiçbir Dharma öğretmediğini söyledi? Aslında ne söylemek istemişti? Sakyamuni: "Ben Rulay seviyesinde bile, ne bu evrenin mutlak gerçekliğini, ne de mutlak Dharma'nın ne olduğunu görebildim" demiştir. Bu yüzden kendisinden sonra gelen insanlardan, sözlerini, evrenin mutlak veya değişmez gerçekliği gibi ele almamalarını istedi, aksi takdirde insanları Rulay veya daha düşük bir seviye ile sınırlayacaktı ve onların yüksek seviyelere doğru ilerleme kaydetmeleri mümkün olmayacaktı. İnsanlar sonradan bu cümlenin gerçek anlamını anlayamadılar ve şöyle düşündüler; "Eğer Dharma öğretilirse, Dharma değildir." Aslında Sakyamuni, farklı seviyelerde farklı Dharma'lar vardır ve her bir seviyede var olan Dharma, evrenin mutlak gerçeği değildir demiştir. Fakat Dharma, bulunduğu her seviyede, o seviyeye özgü yol gösterici olmakta ve o seviyeye göre anlam kazanmaktadır. Aslında o, böyle bir prensipten bahsediyordu.
Geçmişte birçok kişinin, özellikle de Zen Budizminden olan kişilerin birçok görüşü aşırı derecede yanlış yola sapmış ve peşin hükümlü olmuştur. Eğer size öğreti verilmez ve rehberlik edilmezse, nasıl uygulama yapar ve kendinizi geliştirirsiniz? Budizm’de çok sayıda Budist hikâyesi vardır. Bazılarınız Cennete giden bir kişi hakkında olan şu hikâyeyi okumuş olabilir: Bir keşiş Cennete gitmiş. Oradaki Elmas Sutra'nın her cümlesinin dünyadakinden farklı olduğunu keşfetmiş ve anlam olarak ta tamamen farklı imiş. Bu Elmas Sutra nasıl oluyor da dünyadakinden farklı olabiliyor? Şöyle iddia eden insanlar da var: Sonsuz Mutluluk Cennetindeki kutsal yazıtlar buradakinden tamamen farklı ve kesinlikle aynı değiller. Sadece kelimeleri değil, değiştiklerinden dolayı imaları ve anlamları da tamamen farklı. Gerçeği söylemek gerekirse, bunun sebebi, aynı Fa'nın farklı seviyelerde farklı dönüşümlere ve formlara sahip olması ve xiulian uygulayıcıları için farklı seviyelerde farklı şekillerde rehberlik edebilmesidir.
Bilindiği gibi Budizm'de "Sonsuz Mutluluk Cennetine Yolculuk" adlı bir kitapçık vardır. Orada, bir keşişin ana ruhunun, meditasyon esnasında Sonsuz Mutluluk Cennetine gittiğinden ve orada gördüğü bazı görüntülerden bahsedilir. Orada bir gün geçirir; dünyaya geri döndüğünde ise altı yıl geçmiştir. Peki, orayı gördü mü? Evet gördü. Fakat görmüş olduğu şey onun asıl hali değildi. Neden? Çünkü o kişinin seviyesi yeteri kadar yüksek değildi ve ona gösterilen şey, sadece onun seviyesindeki Buda Fa'nın bir tezahürü idi. Bunun gibi bir cennet, tam olarak, Fa'nın bileşiminin bir tezahürü olduğu için, o kişi onun asıl halini göremedi. İşte ben "Hiçbir Dharma mutlak değildir" derken bunu kastediyorum.
Dostları ilə paylaş: |