AŞIRILIK TAKINTISI
Aşırılık takıntısını içeren bir soruna dikkat çekeceğim. Birçok insan bayağı uzun bir zaman qigong uygulamıştır. Bir de hiç qigong uygulamamış fakat gerçeğin ve hayatın anlamının peşinden koşmuş ve uzun uzun bunları düşünmüş insanlar vardır. Bizim Falun Dafa’mızı öğrenir öğrenmez, yaşam içerisinde anlamayı umdukları fakat cevabını bulamadıkları birçok sorunun cevabını bir anda öğrenirler. Bilinçlerinin yükselmesi ile birlikte aşırı bir heyecana kapılırlar, orası kesin. Biliyorum ki, gerçek bir uygulayıcı onun önemini bilecek ve ona değer verecektir. Fakat şu sorun sıkça meydana gelir: İnsana özgü heyecandan dolayı kişi gereksiz bir coşkuya kapılır. Bu durum, kişinin toplumdaki diğer insanlarla olan ilişkilerinde veya yaşadığı çevrede bir şeyleri yapma biçiminde anormal davranışlar göstermesine neden olur. Bunun kabul edilemez bir şey olduğunu söyleyeyim.
Bizim uygulamamızın büyük bir bölümü, toplum içinde yapılmaktadır. Dolayısıyla, kendinizi toplumdan soyutlamamak ve ne yaptığınızın tamamen farkında olarak xiulian uygulamak zorundasınız. Kişilerin birbirleriyle olan ilişkileri, normal bir şekilde devam etmelidir. Tabii ki siz çok yüksek bir xinxing seviyesine ve doğru bir zihne sahip olacaksınız. Xinxing’inizi ve seviyenizi yükseltecek, kötü şeyler yapmayacak, sadece iyi şeyler yapacaksınız; bunlar bu şekilde olmalıdır. Bazı insanlar ise sanki akli dengeleri bozukmuş gibi ya da sanki artık bu dünyadan ellerini ayaklarını çekmek istiyorlarmış gibi davranıyorlar. Diğer kişilerin anlayamadığı şeyler söylüyorlar. Bu durumda bazı insanlar: “Falun Dafa öğrenen bir kişi neden böyle oluyor? Aklında bir bozukluk varmış gibi görünüyor.” gibi düşünmekten kendilerini alamıyor. Aslında öyle değildir. O sadece aşırı derecede heyecanlı ve bundan dolayı da sağduyusu olmayan mantıksız biriymiş gibi görünüyor. Bir düşünün: Bu şekilde davranmanız da yanlıştır ve bir diğer uç noktaya gitmiş oldunuz - bu da bir başka saplantıdır. Bunu terk etmeli ve sıradan insanlar arasında herkes gibi normal bir şekilde yaşarken xiulian uygulamalısınız. Sıradan insanlar arasındayken, diğer insanlar sizin akli dengenizin bozulmuş olduğunu düşünürse sizinle ilgilenmez ve sizden uzak dururlar. Hiç kimse xinxing’in geliştirilmesi için size fırsat vermez ve sizi normal bir insan olarak da görmez; bunun doğru olmadığını söyleyeyim! Bu yüzden herkes bu meseleye dikkat edeceğinden emin olmalı ve kendini kontrol edebilmelidir.
Bizim uygulamamız, kişiyi dalgınlaştıran, transa sokan veya anormal davranışlar sergileten sıradan uygulamalara benzemez. Bizim uygulamamız sizden tam bir farkındalık ile kendinizi geliştirmenizi ister. Bazıları sürekli: “Shifu, gözlerimi kapatır kapatmaz vücudum sallanmaya başlıyor” diyor. Bunun böyle olmak zorunda olmadığını söyleyeyim. Ana bilincinizi terk etmek gibi bir alışkanlık geliştirmişsiniz. Gözlerinizi kapatır kapatmaz bilincinizi kaybediyorsunuz ve bilinciniz ortadan yok oluyor. Bu alışkanlığı geliştirmişsiniz. Neden burada otururken vücudunuz sallanmıyor? Gözleriniz açıkken sergilediğiniz durumu gözleriniz kapalı iken de sürdürebilirseniz, vücudunuz sallanır mı? Kesinlikle hayır. Qigong’un bu şekilde uygulanması gerektiğini düşünüyorsunuz ve böyle bir konsept oluşturmuşsunuz. Gözlerinizi kapatır kapatmaz, nerede olduğunuzu bilmeden, kendinizi kaybediyorsunuz. Sizlere daha önce, ana bilinciniz şuurlu olmak zorundadır çünkü bu uygulama yöntemi, sizin kendi benliğinizi geliştirmektedir demiştik. Şuurlu bir bilinç ile gelişim göstermelisiniz. Bizim bir de meditasyon egzersizimiz vardır. Peki biz ne şekilde meditasyon yapıyoruz? Biz herkesten şunu istiyoruz: ne kadar derin meditasyon yaparsanız yapın, burada uygulama yapmakta olduğunuzun farkında olmalısınız. Hiç bir şeyden haberinizin olmadığı trans durumu içerisinde olmanız, kesinlikle yasaktır. O zaman ne gibi özel bir durum ortaya çıkacak? Orada meditasyonda otururken, kendinizi harika ve çok rahat hissedersiniz -sanki bir yumurta kabuğunun içinde oturuyormuşsunuz gibi. Egzersiz uyguladığınızın farkında olur fakat vücudunuzun hareket edemediğini hissedersiniz. Bizim uygulamamızda olması gereken budur. Kişi meditasyonda bir müddet oturduktan sonra gerçekleşen bir başka durum daha vardır; kişi bacakların yok olduğunu hisseder ve bacakların nereye gittiği hakkında bir fikir yürütemez; aynı zamanda gövde de gider, kollar da gider, eller de gider - geriye sadece kafa kalır. Kişi uygulamayı sürdürdükçe, geride sadece burada uygulama yapan zihni, azıcık bir düşünce kalarak, kafasının da gittiğini keşfeder. Bu duruma erişebilirsek bizim için yeterlidir. Neden? Kişi bu durumda uygulama yaptığı zaman, vücut tamamen dönüştürülür ve bu, en uygun durumdur. Bu yüzden biz sizden bu dinginlik durumuna ulaşmanızı istiyoruz. Ancak uykuya dalmamalı veya bilincinizi kaybetmemelisiniz, aksi takdirde iyi şeyler bir başkası tarafından uygulanabilir.
Bütün uygulayıcılarımız, insanlar arasında asla anormal davranışlar göstermeyeceğinden emin olmalıdır. Toplum içinde negatif bir etki yaratırsanız insanlar şöyle diyebilirler: “Falun Dafa’yı öğrenenlerin hepsi neden bu şekilde davranıyor?” Bu, Falun Dafa’nın adına zarar vermekle aynı şeydir, bu yüzden bu konuya çok dikkat edeceğinizden emin olun. Xiulian’in diğer meselelerinde ve xiulian sürecinde de kişi aşırılık takıntısı geliştirmemeye çok dikkat etmelidir. Bu anlayış, çok kolay bir şekilde şeytanlar tarafından suiistimal edilebilir.
KONUŞMA KONTROLÜ
Konuşma kontrolü, geçmişte dinler tarafından da öğretilirdi. Fakat dinlerin bahsettiği konuşma kontrolü, konuşmak için ağzını açmayan profesyonel keşiş ve Taoist uygulayıcılar içindi. Onlar profesyonel uygulayıcılar oldukları için, insani takıntılardan maksimum derecede kurtulmayı hedeflerlerdi. Kişinin düşünmesinin karma olduğuna inanırlardı. Dinler karmayı ‘‘iyi karma’’ ve ‘‘kötü karma’’ olarak sınıflara ayırmıştı. İster iyi karma, ister kötü karma olsun, Buda Okulunun “boşluk” yaklaşımına göre veya Tao Okulunda öğretilen “hiçlik” yaklaşımına göre, karma yaratılmamalıydı. Bu yüzden, bu meseleler ister iyi olsunlar ister kötü, ya da hangi karmik ilişkiye sahip olurlarsa olsunlar, olayların karmik ilişkilerini göremediklerinden dolayı, hiçbir şey yapmamaları gerektiğini iddia ederlerdi. Böyle bir yüksek seviyeye ulaşmamış olan sıradan bir uygulayıcı, bu şeyleri göremez. Dolayısıyla, bir şey dışarıdan iyiymiş gibi görünse de, yapıldığında kötü bir şey olabilir endişesini taşır. O yüzden kişinin yapacağı en iyi şey, wuwei (eylemsizlik) durumunda uygulama yapmak ve hiçbir şey yapmamaktır -böylece kişi karma yaratıyor olmaktan kaçınabilir. Çünkü karma bir kez yaratıldığında kişi onu yok etmeli ve onun uğruna acı çekmelidir. Örneğin, bizim bütün uygulayıcılarımızın ne zaman aydınlanmaya kavuşacakları daha şimdiden belirlenmiştir. Eğer yarı yolda araya gereksiz bir şey eklerseniz, bu sizin tüm xiulian uygulamanız için zorluklara neden olur. Kişi bu yüzden wuwei (eylemsizlik) uygulaması yapar.
Buda Okulu, söylenenlere dikkat edilmesini ister. Şöyle ki, kişinin konuştukları, düşündüğü şeyler tarafından belirlenir. O doğrultuda, kişinin düşüncesi niyetlere sahiptir. Kişinin zihni biraz düşünmek, bir şey ifade etmek, bir şey yapmak isterse veya beş duyusunu, kol ve bacaklarını yönlendirmek isterse, bu, sıradan insanlar arasındaki bir takıntı olabilir. Örneğin kişiler arasında, “Sen çok iyisin fakat o değil”, “Senin uygulaman çok iyi fakat onunki iyi değil” gibi anlaşmazlıklar vardır. Bunların kendisi ihtilaflardır. “Ben şunu yapmak veya bunu yapmak istiyorum” veya “Bu konu şu anda şu şekilde veya bu şekilde yapılmalı” gibi sıkça rastlanan şeyler hakkında konuşalım. Bu belki bilmeden de olsa birini kırabilir. İnsanlar arasındaki anlaşmazlıkların tamamı çok karmaşık olduğundan dolayı, kişi istemeden de olsa karma oluşturabilir. Bunun bir sonucu olarak, kişi kesinlikle ağzını mühürlemeyi ve tek bir kelime dahi etmemeyi ister. Geçmişte, dinler, söylenenlere dikkat etme konusunu çok fazla ciddiye almıştır ve dinde öğretilmiş olan şey budur.
Bizim Falun Dafa uygulayıcılarımızın çoğunluğu (profesyonel olanlar hariç) sıradan insanlar arasında xiulian uyguluyor. Bu yüzden toplum içerisinde normal bir yaşantı sürdürmekten ve toplumsal ilişkilerden kaçınamazlar. Herkesin bir mesleği vardır ve herkes işini çok iyi yapmalıdır. Bazı kişiler işlerini konuşarak yapmak zorundadır. Peki bu bir çelişki değil midir? Hayır değildir. Peki neden değildir? Bizim bahsettiğimiz konuşma kontrolü, diğerlerinkinden çok farklıdır. Uygulama yöntemleri arasındaki farklılıklardan dolayı, gereksinimler de farklıdır. Biz hepimiz anlaşmazlık yaratmaktan veya yakışıksız şeyler söylemekten ziyade, bir uygulayıcının xinxing’i doğrultusunda konuşmalıyız. Uygulayıcılar olarak belirli konuları söyleyip söylemememiz gerektiğini belirlemek için, kendimizi Fa’nın standartları ile ölçmeliyiz. Eğer kişi, uygulayıcılar için olan Fa tarafından belirlenmiş xinxing standardına uyarsa, söylenmesi gerekenler bir problem yaratmayacaktır. Buna ek olarak, bizler Fa hakkında konuşmak ve Fa’yı yaymak zorundayız, dolayısıyla konuşmamak olanaksızdır. Biz konuşma kontrolünden bahsederken, bu, ün ve çıkar gibi terk edemediğiniz sıradan şeyler ile ve bir uygulayıcının toplumdaki asıl işleriyle bağlantılı olmayan şeyler ile, aynı uygulamadan olan öğrencilerin birbirleriyle yaptıkları anlamsız dedikodular ile, takıntılardan dolayı gösteriş için yapılmış olan şeyler ile, kulaktan dolma dedikodular yaymak ile ve toplumdaki başka şeyler hakkında çok fazla heyecan ve ilgiyle konuşmak ile ilgilidir. Ben bütün bunların sıradan insanların takıntı ve bağımlılıkları olduğunu düşünüyorum. Bu konularda neler söylediğimize dikkat etmemiz gerektiğini düşünüyorum; bizim bahsettiğimiz konuşma kontrolü budur. Kişi bir şeyler düşünmeye başladığında karma yaratacağından, geçmişte keşişler bütün bu konuları çok ciddiye aldılar. Bu yüzden “bedeni, konuşmayı ve zihni” geliştiriyorlardı. Bahsettikleri bedeni geliştirmek, kişinin kötü şeyler yapmayacağı anlamına gelirdi. Konuşma kontrolü, kişinin konuşamayacağı anlamına gelirdi. Zihnin geliştirilmesi de, kişinin -düşünmeyeceği- anlamına dahi gelirdi. Geçmişte tapınaklardaki profesyonel xiulian uygulamalarında bu şeyler için çok katı kurallar vardı. Bizler bir uygulayıcının xinxing standardı doğrultusunda davranmalıyız. Kişi ne söyleyip ne söylememesi gerektiğini anladığı müddetçe, bir sorun olmayacaktır.
Dostları ilə paylaş: |