ların, Allah yolunda savaşanların ve yolda kalanların hakkıdır. Bu, Allah'ın hükmüdür ve Allah her şeyi bilir, hüküm ve hikmet sahibidir."1
Allah'ın hükmüne uygun olarak Resulullah'ın (s.a.a.) meşhur sünnetlerinden biri de "müellefet'ül-kulub"a (gönülleri İslam'a ısındırılmak istenenlere)2 paylarını vermekti. Ama Ömer bin Hattap, hilafeti zamanında bunu beytülmaldan (devlet bütçesinden) keserek Kur'an'ın değişmez nassı karşısında içtihat edip şöyle dedi:
"Bizim size hiçbir ihtiyacımız yoktur. Çünkü Allah İslam'a izzet ve şeref vermiş ve bizleri size muhtaç etmemiştir."
Hatta Ömer bu hükmü Ebu Bekir'in hilafeti döneminde de iptal etmişti. Şöyle ki, "müellefet'ül-kulup"tan bazıları Resulullah (s.a.a.) zamanında olduğu gibi paylarını almak için Ebu Bekir'in yanına geldiler. Ebu Bekir de onlara bir mektup vererek Ömer'in yanına gönderdi. Onlar, paylarını almak için Ömer'in yanına gittiklerinde Ömer onların mektubunu yırtarak şöyle dedi: "Bizim size ihtiyacımız yok. Çünkü Allah İslam'a izzet vermiş ve bizi size muhtaç etmemiştir. Ya İslam'a girin ya da sizinle bizim aramızda kılıç hüküm verecektir."
Onlar da Ebu Bekir'in yanına geri dönerek dediler ki: "Allah Allah! Sen mi halifesin, Ömer mi?" Ebu Bekir de; "Allah'ın izniyle halife odur." dedi ve arkadaşı Ömer'in hatırına mektubundan vazgeçip, geri çekildi.3
Daha da ilginç olanı şudur: Bugün bile bu olayda Ömer'i
------------------
1- Tevbe Suresi /60.
2- Bu hüküm İslam'a yaklaşma ihtimali olan Kitap Ehli'ne farz sadakadan (zekat) verilen paydır. (Mütercim.)
3- el-Cevheret'ün-Neyyire Fi'I-Fıkh'İl-Hanefi, c. 1, s. 164.
İlk Üç Halife Hakkında / 313
savunanları ve bunu onun faziletlerinden sayanları görmekteyiz. Bunlardan biri de Şeyh Muhammed Devalibi'dir. O, Usul'ül-Fıkh adlı kitabının 239. sayfasında şöyle der:
"Ömer'in Kur'an' da, hakkında açıkça nass olan ve hükmü kaldırılmayan "müellefet'ül-kulub"a verilmesi farz kılınan zekatı kesmek konusundaki içtihadı, "maslahatın zamana göre değişmesi" kanunu doğrultusunda atılan ilk adımdır. "
Daha sonra, Ömer için bu konuda mazeretler ve bahaneler uydurarak diyor ki: "Evet! Ömer ayetin zahirine değil, asıl hedefine önem vermektedir..." Oysa onun bu sözlerini hiçbir mantık kabullenemez. Biz, onun; "Ömer Kur'an hükümlerini kendi reyine göre değiştirmiştir" şeklindeki tanıklığını kabul ediyoruz. Ama; "Ömer, ayetin zahirine değil, asıl hedefine önem veriyordu" şeklindeki yorumunu asla kabul etmiyoruz. Biz ona ve diğerlerine şunu diyoruz: "Kur'an'ın ve Resulullah'ın hükümleri, zamanın geçmesiyle iptal olmaz. Kur'an, Resulullah'a (s.a.a.) bile bu hakkı vermemiştir:
"Onlara apaçık delilleri kapsayan ayetlerimiz okunduğu zaman bize kavuşmayı ummayanlar, bize bundan başka bir Kur'an getir veya onu değiştir, dediler. De ki: Ben onu kendiliğimden değiştiremem. Ben ancak bana vahyedilene uyarım. Ve şüphe yok ki ben, Rabbime isyan ettiğim takdirde o büyük günün azabından korkarım."1
Resulullah'ın (s.a.a.) pak sünnetinde ise şöyle geçer:
------------------------
1- Yunus Suresi / 15.
314 / Zikir Ehline Sorun
Dostları ilə paylaş: |