ZiKİr ehline sorun kitabın Orijinal Adı: «Fes'elu Ehle'z Zikri» Pr. Dr. Muhammed Ticani Semavi Ensariyan Yayınları – Kum Bas



Yüklə 1,17 Mb.
səhifə169/175
tarix03.01.2022
ölçüsü1,17 Mb.
#37977
1   ...   165   166   167   168   169   170   171   172   ...   175
Buhari ve Müslim Hakkında / 449

çevirecekti.

        Arapça'yı çok güzel konuşan bu doktor bana itiraz ederek dedi ki: "Sizin sözleriniz mübalağayla doludur. Özellikle Resulullah'ın masumluğu hakkındaki sözleriniz. Oysa, Müslümanlar ve hatta Muhammed'in kendisi bile bunu kabul etmez. O, birçok yerde normal bir İnsan olduğunu ve hata yapabileceğini söylemiştir. Müslümanlar da onun birçok hatalarını saymışlardır. Müslümanların muteber kitapları bunu itiraf ederler. Siz savaşlar konusuna tarih kitaplarına başvurarak onun gazvelerini okuyun. Peygamber hayatı boyunca hep savaşlar başlattı; vefatından sonra da Raşit Halifeler onun yolunu devam ettirdiler. Nihayet savaşarak Fransa'nın batısındaki "Poitier" kentine ulaştılar ve her yerde zorla ve kaba kuvvetle yeni dinlerini halka yüklediler."

        Toplantıda bulunanlar alkışlarla onu desteklediler ve ben, Müslümanlar kitaplarında yazsalar bile doktorun söylediklerinin doğru olmadığını anlatarak onları ikna etmeye çalıştım. Ama salondakiler kahkaha atarak benimle alay ettiler.

        Hıristiyan doktor yeniden söze başlayarak bu söylediklerini en güvenilir kitaplar olan Sahih-i Buhari ve Sahih-i Müslim' den naklettiğini söyledi.

        Ben de; "Sahih-i Buhari ile Sahih-i Müslim sadece Ehl-i Sünnet'e göre muteberdir; ama benim mensup olduğum Şia mektebine göre bunların hiçbir itibarı yoktur." cevabını verdim.

        Bunun üzerine o şöyle dedi: "Bize göre Şia'nın görüşü önemli değildir. Çünkü Müslümanların çoğu onları tekfır


450/ Zikir Ehline Sorun

ederler. Ehl-i Sünnet Müslümanlar, Şia'nın on katı kadar olup Şiilere hiç değer vermezler." Sonra alaylı bir şekilde gülerek şöyle devam etti: "Eğer siz Müslümanlar kendi aranızda Peygamberinizin masum olduğu konusunda anlaşırsanız, işte o zaman bizi ikna edebilirsiniz."

        Sonra tekrar bana dönerek; "Muhammed'in yüce ahlakı konusunda konuşma yaptığın için sana bir soru soracağım." dedi. "Muhammed elli dört yaşını geçtiği halde altı yaşını geçmeyen Aişe ile neden evlendiği konusunda burada bulunanları ikna edebilir misin?"

        Tekrar gülüşmeler başladı ve benim cevabımı işitmek için herkes boynunu uzattı. Ben onları şöyle ikna etmeye çalıştım:

        "Araplarda evlilik iki merhalede gerçekleşirdi. Birinci merhalede sadece evlilik akdi okunur, daha sonra düğün yapılırdı. Aişe altı yaşındayken sadece akdi Hz. Muhammed' e okundu; dokuz yaşını doldurup büluğa erinceye kadar da babasının evindeydi. Eğer Buhari'yi kabul ediyorsanız, Buhari bunu söylemektedir. Ama ben şahsen bu rivayetin doğrulundan şüpheleniyorum. Çünkü, o zamanda nüfus dairesi yoktu; doğum ve ölüm tarihleri tam olarak kaydedilmiyordu. Bu rivayetin sahih olduğunu kabul etsek dahi, demek ki Aişe dokuz yaşında büluğa ermiştir ve ( bunun hiçbir sakıncası yoktur. Bugün de dokuz on yaşlarında ergenlik çağına eren kızlar vardır. Dolayısıyla Aişe, büluğa erip adet gördükten sonra Resulullah onunla evlenmiştir. İslam'da, Fransa'da olduğu gibi büluğ yaşı 18 değildir. Kızların hayız görmesi ve erkeklerden meni gelmesi büluğ alametidir. Hepimiz biliyoruz ki bazı erkekler- den on yaşında dahi meni gelebilir; bazı kızlar da on yaşına varmadan adet görebilirler."


Buhari ve Müslim Hakkında / 451

        Bu arada bir kadın ayağa kalkarak; "Bilimsel olarak sözlerinin doğruluğunu kabullensek dahi, öyle yaşı başı geçmiş bir adam böyle küçük bir kızla nasıl evlenebilir?!" dedi.

        Ben ona cevaben; "Muhammed Allah'ın peygamberidir." dedim. "O, hiçbir işi ilahi emir olmadan yapmaz. Bu işte muhakkak benim gibi birinin bilmediği bir hikmet vardır. "

        Hıristiyan doktor; "Ama bu, Müslümanların içinde bir adettir." dedi. "Çoğu kez babalar küçük kızlarını zorla yaşlı adamlarla evlendirirler ve maalesef bu adet bugün de devam etmektedir."

        Fırsatı ganimet bilerek; "Bu yüzden ben Sünni mezhebini bırakarak Şii oldum." dedim. "Zira Şia' da, kadın istediği şahısla evlenme hakkına sahiptir ve kimse onu herhangi biriyle evlenmeye zorlayamaz."

        Hıristiyan doktor; "Şimdi Şii - Sünni konusunu bir kenara bırakalım da Muhammed'in Aişe ile evliliğine dönelim!" dedi. Sonra toplantıdakilere dönerek alaylı sözlerle; "Muhammed elli yaşını aşmış bir peygamberdir." dedi. "Aişe ise evlilik hakkında hiçbir şey bilmeyen küçük bir kızdır. Buhari'nin kendisi de rivayet eder ki; Aişe, Resulullah'ın evinde oyuncaklarla oynardı.1 Bu da onun çocuk olduğunu gösterir. Peki, Peygamberinizin yüce ahlakı nerede kaldı?!"

        Resulullah hakkında Buhari'nin hüccet olamayacağını söyleyerek tekrar onları ikna etmeye çalıştıysam da hiç
----------------------------
1- Sahih-i Buhari, c. 6, s. 179.

452/ Zikir Ehline Sorun


faydası olmadı. Çünkü Lübnanlı Hıristiyan istediği gibi halkın fikirleriyle oynamıştı. Biz birbirimizi anlayamıyorduk. Ben Buhari'de yazılanları kabullenmediğimi söylediğim halde, o bana karşı Buhari'yi delil gösteriyordu. Bu yüzden konuyu bitirmek zorunda kaldım."

        Oradan çıkarken İslam'ın ve Hz. Muhammed'in (s.a.a.) aleyhine İslam düşmanlarının eline keskin bir kılıç veren Müslümanlara ve en başta Buhari'ye çok kızmıştım. Üzgün bir halde eve dönerek Buhari'nin sayfalarını karıştırarak Aişe'nin faziletlerini aramaya başladım. Sonra basiret gö- zümü açarak beni hidayet ettiği için Allah'a şükrettim. Aksi halde, Allah göstemesin, ben de Resulullah'ın kişiliği hak- kında şaşkın kalıp, şüpheye düşerdim.

        O toplantıda söz konusu edilen bazı rivayetleri burada naklederek, eleştirenlerin bize iftira atmadığını, aksine bunları Sahihlerden aldıklarını belirtmek istiyorum.

        Buhari, Sahih'inin "Yaratılışın Başlangıcı Kitabı, Resulullah'ın Aişe İle Evlenmesi Babı"nda Aişe'den şöyle nakleder: "Resulullah benimle evlendiğinde altı yaşındaydım. Sonra Medine'ye gelerek Beni'l-Hars bin Hazrec'in evine yerleştik. Ben öyle hastalandım ki saçımın ön kısmı döküldü. Ben arkadaşlarımla oynarken annem Ümmü Ruman gelerek beni çağırdı. Beni ne için çağırdığını bilmiyordum. Annem, elimden tutarak beni kapıya kadar götürdü. Ben nefes nefese kalmıştım. Biraz sakinleştiğimde yüzümü yıkayarak beni odaya götürdü. Odada Ensar'dan bazı kadınlar da vardı. Onlar; "Hayırlı ve bereketli olur inşallah!" dediler. Sonra annem beni onlara teslim etti.


Yüklə 1,17 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   165   166   167   168   169   170   171   172   ...   175




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin