456 /ZikirEhline Sorun
kendisi Sahih'inin "Kur'an Tefsiri Kitabı"nda Hz. Ali'den şöyle nakleder: "Kıyamet günü Rabbinin huzurunda, düşmanlarının aleyhinde dava açacak olan ilk kişi benim." Kays der ki: "Bu iki grup, Rableri hakkında çekişen iki düşmandırlar.'1 ayeti Bedir'de birbirleriyle çarpışan Ali, Hamza ve Ubeyde ile Şeybe bin Rabia, Dtbe bin Rabia ve Velid bin Utbe hakkında nazil olmuştur."2
Evet! Ehl-i Beyt'in iftiharı olan Hamza hakkında bu gibi karalamaları nakletmek Buhari'nin hoşuna gidiyor! Bu rivayeti uyduranların zinciri ise uzayıp gidiyor. Buhari bu uydurma rivayeti Abdan'dan, o da Abdullah'tan, o da Yunus'tan, o da Ahmed bin Salih'ten, o da Anbese'den, Yunus'tan, o da Zühri'den, Zühri de İmam Ali bin Hüseyin'den nakleder.3 Yani Buhari'yle İmam Zeynelabidin (a.s.) arasında yedi vasıta vardır. Şimdi size soruyorum:
Acaba "ibadet Edenlerin Ziyneti", "Secde Edenlerin Efendisi" lakaplarını alan İmam Ali bin Hüseyin'e (a.s.) böyle yalan ve iftiraları rivayet etmek yakışır mı?! Acaba Resulullah tarafından "Seyyid'üş-Şüheda" lakabına layık görülen Hz. Hamza, Müslüman olup hicret ettikten sonra, hem de şehadetinden birkaç gün önce şarap içebilir mi?! Acaba Seyyid'üş-Şüheda'ya, şarkı söyleyen, kötü işler yapan bir cariyesinin olduğunu yakıştırabilir misiniz?! Acaba Seyyid'üş-Şüheda, kesilmemiş hayvanın etini yer mi?! Acaba Seyyid'üş-Şüheda, develerin böğürlerini yararak ciğerlerini çıkarıp yer mi?!
----------------------------
l - Hacc Suresi / 19.
2- Sahih-i Buhari, c. 6, s. 123 - 124. 3- Sahih-i Buhari, c. 5, s. ıo5.
Buhari ve Müslim Hakkında / 457
Acaba Resulullah şarap içilen, günah işlenen bir eve girmek için izin ister mi?! Resulullah'ın böyle bir yere girmesi mümkün müdür?!
Acaba Şehitlerin Efendisi Hamza'nın, gözlerinin şarap içmekten kızarmış olması ve Resulullah'a, babasının kölesi olduğunu söyleyerek sövmesi mümkün müdür?!
Acaba Resulullah'ın (s.a.a.), Hamza'yı böyle bir durum- da görmesine rağmen en azından onu kınayıp azarlamaclan arkasını dönüp gitmesi mümkün müdür?! Hani o Allah için gazaplanırdı?!
Benim hiç kuşkum yok ki, eğer bu rivayette Hamza'nın yerine Ebu Bekir, Ömer, Osman veya Muaviye'nin adı geçseydi, Buhari kesinlikle onu nakletmezdi. Nakletseydi de kesinlikle onu değiştirir veya eksiltirdi. Ama elden ne gelir ki?! Buhari, bir kere Ehl-i Beyt'i sevmiyor. Çünkü Ehl-i Beyt, " Hulefa Okulu"nu kabullenmemiş ve bu yüz- den de hepsi Kerbela faciasında katledilmişlerdi. Onlardan yalnız Ali bin Hüseyin (a.s.) kurtulmuştu. Buhari, mezkur rivayeti, işte bu Ali bin Hüseyin'in dilinden nakletmektedir!
Ehl-i Beyt'in fıkhı, ilimIeri, ahlakı, zühdü ve faziletleri Şiilerden önce Sünni kitaplarını doldurduğu halde neden Buhari onlardan hiçbir şey nakletmiyor acaba?!
Şimdi de Buhari'nin, başta Ali bin Ebi Talip (a.s.) olmak üzere Ehl-i Beyt'i kötüleyen diğer bir rivayetini okuyalım. Ehl-i Beyt düşmanları, Ali bin Ebi Talip'te hiçbir eksiklik bulamayınca, bir rivayet uydurarak onu -haşa- namazı hafife almakla suçladılar.
Buhari, Sahih'inin "Güneş Tutulması Kitabı"nda Ebu'l:-
458 / Zikir Ehline Sorun
Yeman'dan, o da Şuayb'dan, o da Zühri'den Ali bin Hüseyin'den, o da Hüseyin bin Ali'den Ali bin Ebi Talib'in şöyle dediğini nakleder: "Resulullah bir gece benim ve kızı Fatıma'nın (s.a.) kapısını çalarak, "Namaz kılmıyor musunuz?" dedi. Ben dedim ki: "Ey Allah'ın Resulü! Canımız Allah'ın elindedir; eğer Allah isterse namaz kılarız, istemezse kılmayız." Ben böyle söyleyince Resulullah bir şey söylemeden gitti. Sonra elini dizine döverek; "İnsan ne kadar da cedelcidir!"1 dediğini duydum."2
Hayır! Ey gafıl Buhari! Ali bin Ebi Talip öyle birisidir ki, tarihçiler onun hakkında şöyle yazarlar: "O, Sıffın savaşında köpeklerin hırladığı gecede dahi, ok yağmurunun altında seccadesini serip gece namazını kılardı. Okların sağına ve soluna düşmesine aldırmadan gece namazını kılmaya devam ederdi."
Ey Buhari! Sen, insanlara kaza ve kaderi öğreten ve insanı kendi amellerinden sorumlu tutan Ali bin Ebi Talib'i "cebirci" olarak mı tanıtacaksın?! Resulullah'ın (s.a.a.) karşısına çıkıp; "Bizim canımız Allah'ın elindedir. O isterse namaz kılarız, istemezse namaz kılmayız." diyerek "cebr"i savunduğunu mu söylemek istiyorsun?!
Ey Buhari! Ali bin Ebi Talip öyle birisidir ki, onu sevmek iman, ona düşman olmak nifaktır. Şimdi sen, onun cedelci olduğunu mu söylüyorsun?! Allah'a andolsun ki, senin bu yalanını Hz. Ali'nin katili İbn-i Mülcem ve hatta halkı Hz. Ali'ye lanet okumaya zorlayan Muaviye dahi kabul etmezdi! Bu çok gülünç ve çirkin bir yalandır. Ama
--------------------------------------
1-Kehf Suresi /54.
2- Sahih-i Buhari, c. 2, s. 62.
Buhari ve Müslim Hakkında / 459
sen bu yalandan istifade ederek Ehl-i Beyt'e düşman olan halifeleri ve hakimleri sevindirdin! Bu yüzden de onlar, dünyada senin makamını yücelttiler. Ama sen, bu tutumunla kesinlikle Rabbini gazaplandırdın! Çünkü sen müminlerin emiri, vasilerin efendisi, cennet ile cehennemi taksim eden ve kıyamet günü herkesi yüzünden tanıyarakl cehennemliklere; "Siz cehenneme!", cennetliklere de; "Siz de cennete!" diyecek olan Hz. Ali'ye hakaret ettin.2
Kıyamet günü de amel defterin, bu dünyadaki kitabın gibi böyle süslü püslü olacak mı?!
Evet! Efendisi Ömer bin Hattab'ın su bulmayınca günlük farz namazı terk etmesi, "Ben namaz kılmam"3 demesi, hilafete ulaştıktan sonra aynı görüşte olması ve böylece Kur'an ve sünnete karşı çıkması Buhari'nin gücüne gitmiştir! Dolayısıyla, aramış taramış, sonunda hadis uyduran deccallardan, "Hz. Ali gece namazına kalkmıyordu" diye bir rivayet bulmuştur!
Kaldı ki, rivayetin doğru olduğunu farzetsek bile, Hz.Ali'ye hiçbir zararı olmaz. Çünkü rivayet, sünnet namazla ilgilidir. Eğer birisi onu kılarsa sevap kazanır, kılmazsa günah yazılmaz. Bunu, kesinlikle Ömer'in farz namazı kılmayıp terk etmesiyle mukayese edemeyiz.
Ancak bu, sırfbir varsayımdır ve söz konusu rivayet ke- sinlikle doğru olamaz, hatta onu Buhari nakletmiş olsa bile! Çünkü Buhari, sadece Ehl-i Sünnet'in yanında muteberdir.
---------------------------
1- Şevahid'ut-Tenzil, c. 1, s. 198.
2- İbn-i Hacer, es-Savaik'ul-Muhrika, s. 126. 3- Sünen-i Ebi Davud, c. i, s. 88.
460/ Zikir Ehline Sorun
Ehl-i Sünnet ise, Emeviler ve Abbasilerin siyaseti doğrultusunda gelişen "Hilafet Okulu"nu desteklerler. Bugün artık gün gibi açığa çıkmış olan bu gerçeği araştırmacılar çok iyi bilirler. Ehl-i Beyt ve Şiilerine karşı düşmanlık siyasetini izleyen yöneticilere uyan Ehl-i Sünnet ve Cemaat da, Ehl-i Beyt düşmanlarını sevip Ehl-i Beyt dostlarına düşman kesilmekle, farkında olmadan Ehl-i Beyt' e ve Şiilerine düşman oldular. Bu yüzden, Buhari'yi bugün olduğu seviyeye çıkardılar. Dolayısıyla, onların yanında Ehl-i Beyt'in ya da On İki İmam'ın hiçbir eserini göremiyoruz. Hatta, Musa'ya göre Harun nasıldıysa, Resulullah'a göre öyle olan veya Resulullah'a yakınlığı, Resulullah'ın Rabbine yakınlığı gibi olan, ilim şehrinin kapısı Hz. Ali'nin dahi, kayda değer bir eserini göremiyoruz.
Ehl-i Sünnet' e bu konuyla ilgili olarak şunu soruyoruz: Sizin, Buhari'yi diğer alimlerinizden daha üstün görmenizin sebebi nedir?
Bence bu sorunun tek cevabı şudur: Çünkü Buhari;
1- Sahabe, özellikle de Ebu Bekir, Ömer, Osman ve Muaviye aleyhindeki rivayetleri değiştirmiştir. . . Bunu Muaviye ve ondan sonraki halifeler emretmişti.
2- Resulullah'ın (s.a.a.) masumluğuyla uyuşmayan ve onu hatalar işleyen normal bir insan gibi gösteren uydurma rivayetleri bolca nakletmiştir... Bunu asırlar boyu çoğu halifeler arzulamıştı.
3- Özellikle ilk üç halifenin Hz. Ali'ye üstün olduklarını gösteren rivayetleri bolca nakletmiştir... Muaviye -kendi zannınca- özellikle bu vesile ile Hz. Ali'nin adını tarihten
Buhari ve Müslim Hakkında / 461
silmek istiyordu.
4- Ehl-i Beyt'i yeren uydurma hadisleri nakletmiştir.
5- Kaza ve kader konusunda cebri onaylayan rivayetleri nakletmiştir... Emevi ve Abbasi halifeleri, ümmetin üzerindeki egemenliklerini koruyabilmek için bu inancı yayıyorlardı.
6- Halkı uyutmak için efsanelere benzeyen saçmalıkları rivayet etmiştir... Buhari'nin dönemindeki halifeler de bunu istiyorlardı. Örnek olarak şu rivayete dikkat ediniz:
Buhari, Sahih'inin "Yaratılışın Başlangıcı Kitabı, Cahiliye Günleri Babı"nda şöyle nakleder:
Amr bin Meymun der ki: "Cahiliye döneminde zina yapan bir maymunu recm eden (taşlayan) birçok maymun gördüm. Ben de onlarla birlikte o maymunu recm ettim."1
Biz Buhari'ye diyoruz ki: Belki de Allah Teala maymunlara acıdı da onları cennetten çıkardıktan sonra, cahiliye döneminde onlara farz kıldığı "recm" hükmünü kaldırarak İslam gelince zinayı onlara helal kıldı! Bu yüzden Resulullah'ın (s.a.a.) bi'setinden bu yana hiçbir Müslüman zina yapan bir maymunu taşladığını veya onun maymunlar tarafından taşlandığını gördüğünü iddia etmemiştir!
Dostları ilə paylaş: |