ZiKİr ehline sorun kitabın Orijinal Adı: «Fes'elu Ehle'z Zikri» Pr. Dr. Muhammed Ticani Semavi Ensariyan Yayınları – Kum Bas


gösterecek bir deliliniz varsa getirin." Siz zandan başka bir şeye uymuyorsunuz ve siz ancak tahmin yürütüyorsunuz."



Yüklə 1,17 Mb.
səhifə37/175
tarix03.01.2022
ölçüsü1,17 Mb.
#37977
1   ...   33   34   35   36   37   38   39   40   ...   175
gösterecek bir deliliniz varsa getirin." Siz zandan başka bir şeye uymuyorsunuz ve siz ancak tahmin yürütüyorsunuz."1

RESULULLAH'TAN (S.A.A.) SONRA AİŞE

        Şimdi Ebu Bekir'in kızı Aişe'nin Hz. Resulullah'tan (s.a.a.) sonraki hayatını inceleyelim. Resulullah'tan (s.a.a.) sonra artık Aişe'nin önünde hiçbir engel yoktur. Babası İslam ümmetinin halifesi ve hakimi, kendisi ise İslam hükümetinin bir numaralı kadınıdır. Çünkü kocası Resulullah, babası ise Resulullah'ın (s.a.a.) halifesidir. Üstelik, kendisinin de Peygamber'in zevcelerinin en üstünü olduğunu zannetmektedir. Çünkü o, Resulullah'ın zevceleri arasında onunla evlenen tek bakiredir. Resulullah vefat ettiğinde ise gençliğinin baharı olan on sekiz yaşındadır. En meşhur rivayetlere göre Resulullah'la (s.a.a.) altı veya sekiz yıl yaşamış ve ilk yıllarını Peygamber'in eşi olmasına rağmen çocuklar gibi oynamakla geçirmiştir. Resulullah'ın (s.a.a.) cariyesi Büreyre, onu şöyle tanıtır: "Aişe gencecik bir kızdı; hamur yaparken uyurdu; evdeki hayvanlar (tavuk, güvercin vs.) gelip yaptığı hamlim yerlerdi."2



        Evet, ömrünün yarısını, dokuz veya on kuma arasında Resulullah'la (s.a.a.) birlikte geçirmiş olan on sekiz yaşındaki genç bir kadın! Unutmadan şunu da hatırlatalım ki, Aişe'nin hayatında, kumalarından daha çok kıskandığı bir başka kadın daha var: Fatıma'tüz-Zehra, Peygamber'in Hatice' den olan kızı.
-------------------------------

1- En'am Suresi / 148.


2- Sahih-i Buhari, c. 3, s. 229.

132 / Zikir Ehline Sorun

        Hatice hakkında ben ne diyebilirim ki! O, Cebrail-i Emin'in kendisine selam verdiği ve kendisini cennette gürültüsü ve yorgunluğu olmayan bir ev ile müjdelediği Sıddıyka-ı Kubra'dır.1 Resulullah (s.a.a.) her münasebette kendisini hayırla anardı. Resulullah (s.a.a.) onu her andığında Aişe yanıp yakılır, kalbi kıskançlık ateşiyle tutuşurdu. Bazen kendisini öyle kaybederdi ki ona söver ve Resul-i Ekrem'in (s.a.a.) duygularını rencide ederdi.

        Hatice hakkında ne dediklerini kendisinden işitelim. Buhari, Ahmed, Tirmizi ve İbn-i Mace, Aişe'den şöyle naklederler:2

        Resulullah'ın hanımlarından hiçbirini Hatice'yi kıskandığım gibi kıskanmadım. Çünkü Resulullah (s.a.a.) onu çok anar ve överdi. Bir gün Resulullah'a (s.a.a.); "Ölüp gitmiş avurdu kırmızı ihtiyar bir kadını niçin bu kadar övüyorsun? Halbuki Allah sana ondan daha hayırlı bir kadın vermiştir." dedim. Resulullah'ın yüzünün rengi öyle değişti vahiy inmesi dışında böyle değiştiğini hiç görmemiştim. Sonra şöyle buyurdu: "Hayır, Allah ondan daha hayırlısını bana vermemiştir. Halk bana karşı kafir olduğunda o iman etti; halk beni yalanladığında o doğruladı; halk beni mahrum ettiğinde o malıyla beni destekledi; Allah bana ondan evlat verdi ve diğer kadınlardan vermedi."
--------------------------------

1-Sahih-i Buhari, c. 5, s. 48; Sahih-i Müslim, c. 4, s. 1887, h. 71, Hz. Hatice'nin Faziletleri Babı.
2-Daha önce de şöyle dediğini görmüştük: "Hiçbir kadını Safiyye kadar kıskanmadım." Veya "Hiçbir kadını Mariye kadar kıskanmadım." Allah aşkına, Peygamber'in hangi zevcesinin senin eziyet ve kıskançlığından kurtulduğunu söyler misin?!

......


Ehl-i Beyt (a.s) Hakkında / 133

        Hiç şüphesiz, Resulullah'ın (s.a.a.) bu sözleri, Aişe'yi Peygamber'in en üstün ve en sevgili zevcesi olarak kabul edenlerin iddiasını çürütüyor. Yine hiç şüphesiz, Resulullah (s.a.a.) Aişe'yi böyle kınayıp Allah Teala'nın kendisine Hatice'den daha hayırlısını vermediğini söyleyince, Aişe'nin haset ve kıskançlığı daha da çoğalıyor.

        Peygamberimiz burada bir kez daha şehvet, güzellik ve bekaret peşinde olmadığını ortaya koymaktadır. Çünkü Hz. Hatice (bir görüşe göre) Resulullah'tan (s.a.a.) önce iki kez evlenmişti ve Peygamber efendimizden on beş yaş büyüktü. Ama bununla birlikte Hz. Peygamber onu sevmekte ve her zaman onu anarak övmektedir. Evet, Resulullah'ın (s.a.a.) yüce ahlakı bunu gerektirmektedir; o her zaman Allah için sever ve Allah için nefret ederdi. Bu gerçek rivayet ile Hz. Peygamber'in Aişe'yi çok sevdiği ve eşlerinin Peygamber' den, onunla kendileri arasında adaleti korumasını istediklerini anlatan uydurma rivayetin arasında dağlar kadar fark vardır.

        Acaba ömründe Hz. Hatice'yi hiç görmemiş ve onunla konuşmamış olan Aişe'ye, Hz. Hatice aleyhinde niçin bu kadar konuştuğunu sorabilir miyiz? Yaşayan birinin aleyhinde konuşmak mümin bir kadına yakışmayan bir davranış iken, Rabbine kavuşan bir insanın aleyhinde konuşmak acaba nasıl yorumlanabilir? Hele bir de aleyhinde konuşu- lan kimse, Resulullah'ın (s.a.a.) zevcesi olup Cebrail'in evi- ne nazil olduğu ve kendisini cennette gürültüsü ve yorgunluğu olmayan bir ev ile müjdelediği Hz. Hatice olursa... 1

        Aişe, kalbinde Hz. Hatice'ye karşı olan kin ve nefretini
-------------------------

1- Sahih-i Buhari, c. 5, s. 48; Sahih-i Müslim, c. 4, s. 1887, h. 71.

134 / Zikir Ehline Sorun

herhangi bir yolla açığa vurması gerekiyordu. Aksi hale her an patlayabilirdi. Aişe, karşısında kendisinden biraz küçük veya aynı yaşta olan Hatice'nin kızı Fatıma'dan başka birini görmüyordu. Doğal olarak da Hz. Peyganber'in Hz. Hatice'ye karşı olan derin sevgisi, biricik kızı Hz. Fatıma'da tecelli ediyordu. Çünkü o babasıyla birlikte yaşamış ve Resulullah'ın (s.a.a.) Hz. Hatice'yle birlikte yaşadığı güzel anılara tanık olmuştu. Bu sebeple Resulullah kızı Zehra'ya "Ümmü Ebiha (Babasının Annesi)" adını vermişti.

        Resulullah'ın (s.a.a.), kızı Fatıma'yı yüceltmesi, onu cennet kadınlarının hanımefendisi olarak adlandırması, cennet gençlerinin efendileri olan Hasan ve Hüseyin' in ondan dünyaya gelmesi, Resulullah'ın (s.a.a.) Fatıma'nın evine giderek torunlarını eğitmek için geceleri uyumaması "Hasan ve Hüseyin, benim bu ümmet arsında güzel kokulu iki gülümdür." diye buyurması ve o ikisini sırtına alarak dolaştırması, Aişe'nin kıskançlığını arttıran diğer etkenlerdi. En fazla da Resulullah'ın Hasan ve Hüseyin'le o kadar ilgilenmesinden rahatsız oluyordu. Çünkü kendisi kısırdı ve çocuk doğuramıyordu.

        Aişe'nin nefret ve kıskançlığı Fatıma'nın kocası, Hasan ve Hüseyin'in babası Hz. Ali'yi de kapsamaktaydı. Çünkü Resulullah'ın (s.a.a.) Hz. Ali'yi çok sevdiğini ve onu her yerde babası Ebu Bekir ve diğerlerinden öne geçirdiğini görüyordu.

        Aişe, babasının Hayber savaşında yanındaki askerlerle birlikte başı eğik ve yenilgiye uğramış olarak döndüğünü ve
------------------

1- Sahilı-i Buhari, c. 5, s. 25; Sahih-i Müslim, c. 4, s. 1904, h. 98.

.......


Yüklə 1,17 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   33   34   35   36   37   38   39   40   ...   175




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin