DÖRDÜNCÜ BÖLÜM:
ASHAP HAKKINDA 159
KUR' AN-I KERİM BAZI SAHABİLERİN İÇYÜZÜNÜ BİLDİRİYOR s.169
PEYGAMBER (S.A.A.), BAZI SAHABİLERİN İÇYÜZÜNÜ BİLDİRİYOR s.176
RESULULLAH'IN (S.A.A.) EMİRLERİ KARŞISINDA ASHABIN TUTUMU s.196
RESULULLAH'IN (S.A.A.) VEFATINDAN SONRA ASHABIN ONUN EMİRLERİ KARŞISINDAKİ TUTUMU s.210
BAZI SAHABİLER HAKKINDA EBUZER'İN TANIKLIĞI s.214
SAHABE HAKKINDA TARİHİN TANIKLIĞI s.216
ZİKİR EHLİNİN BAZI SAHABİLER HAKKlNDAKİ SÖZLERİ s.230
Bütün din hükümleri ve İslam inançları ashap vasıtasıyla bizlere ulaşmıştır. Bugün Kur'an ve sünnet yoluyla Allah'a ibadet ettiğini iddia eden biri varsa, bu iki kaynağın doğu ve batıdaki Müslümanlara ulaşmasına ashabın vesile olduğunu bilmelidir.
Ancak ashabın, Resulullah'tan (s.a.a.) sonra ihtilaf edip dağılmaları, birbirlerine küfi:edip lanet okumaları, savaşıp birbirlerini öldürmeleri yüzünden araştırıp eleştirmeden hükümleri onlardan alamayız. Aynı şekilde, onların durumunu incelemeden, Resulullah (s.a.a.) zamanında ve Resulullah'tan sonra yaptıklarını araştırmadan, böylece hakkı arayanla batıl peşinde koşanı, müminle fasığı, samimi olanla münafığı ve Allah'a şükredenle İslamiyeti terk edeni birbirinden ayırt etmeden hiçbirinin leh veya aleyhine hüküm veremeyiz.
Maalesef Ehl-i Sünnet' in büyük çoğunluğu bu yöntemi kabullenmezler ve ashabı eleştirmeyi ve onlara itirazı kesinlikle reddeder, hepsini iyi bilirler; tıpkı Muhammed ve Ehl-i Beyt'ine selam gönderdikleri gibi, istisnasız olarak hepsine selam gönderirler.
Ehl-i Sünnet' e şunu soruyoruz: Ashabın bazılarını kınamak ve bazılarının aleyhine hüküm vermek İslam' dan
160 / Zikir Ehline Sorun
çıkmaya neden olur mu veya Kur'an ve sünnete ters düşer mi?
Bu sorunun cevabını bulmak için ashaptan bazılarının Resulullah (s.a.a.) zamanında ve Resulullah'tan (s.a.a.) sonra yaptıklarını ve söylediklerini incelemek zorundayız. Bu arada Şiilerin kitaplarından hiçbirini delil olarak göstermeyeceğiz. Çünkü Şiilerin bazı sahabiler hakkındaki görüşleri meşhur olup açıklamağa gerek yoktur. Bu yüzden bu konuda sadece Ehl-i Sünnet'in Sahih, Müsned ve Tarih- leri ile yetineceğiz. Bizim amacımız ashaptan bazılarının gerçek yüzünü ortaya çıkarmaktır. Bu grubun ashabın azınlığı mı, çoğunluğu mu olduğu ileride anlaşılacaktır inşaallah. Maalesef bazı insanlar, Şiilerin sahabe düşmanı olduklarını ve sahabeye küfrettiklerini söyleyerek tartışmaları sonuçsuz bırakmaktadırlar. Halbuki, bizler sahabeye küfretmek bir kenara dursun onların muhlis olanları için -ki Kur'an' da "şükredenler" olarak tanıtılmışlardır - hayır talep etmekteyiz. Sadece Resulullah'tan (s.a.a.) sonra yollarını değiştirip geri dönenlerden ve birçok Müslümanın yoldan çıkmasına sebep olanlardan teberri eder, onlarla ilişiğimiz olmadığını bildiririz; ama yine de onlara küfretmeyiz. Yaptığımız tek şey, -tarihçilerin yazdığı gibi- hakkın ortaya çıkması ve perdelerin aralanması için sahabilerin yaptıklarını anlatmaktır. Fakat bazı Ehl-i Sünnet kardeşlerimiz bundan da -rahatsız olmakta ve bunu ashaba küfür olarak telakki etmektedirler.
Kur'an-ı Kerim Allah'ın buyruğudur; dolayısıyla hakkı söylemekten çekinmez ve utanmaz. Kur'an, bu yolu açarak bazı sahabilerin münafık, bazılarının fasık, bazılarının zalim, bazılarının yalanlayıcı, müşrik, haktan dönmüş veya Allah
Ashap Hakkında / 161
ve Resulüne eziyet edenler olduğunu anlatmıştır.
Asla heva ve hevesinden konuşmayan ve Allah yolunda olduğu için kınayanlardan korkmayan Resulullah da (s.a.a.) bize bu yolu açarak bazı sahabileri mürted, bazılarını nakisin (Cemel ashabı), bazılarını marikin (hariciler), bazılarını kasitin (Muaviye ve etrafındakiler) olarak tanıtmış, bazılarının mutlaka cehenneme gideceğini ve onların Resulullah'la (s.a.a.) birlikte olmalarının kendilerine hiçbir yararı olmayacağını ve hatta bu yüzden kıyamette azaplarının iki kat artacağını buyurmuştur.
Allah'ın Kitabı ve Resulullah'ın (s.a.a.) sünneti tanıklık ettiği halde, niçin Ehl-i Sünnet alimleri Müslümanların sahabe hakkında tartışmalarına müsaade etmeyerek hakkın ortaya çıkmasına, Müslümanların gerçek Allah dostlarını tanıyıp onlara uymalarına ve Allah düşmanlarını tanıyıp onlardan uzaklaşmalarına engel olmaktalar?
Bir gün Tunus'un başkentindeki büyük bir camiye git- tim. Namazdan sonra İmam namaz kılanlara dönerek Resulullah'ın (s.a.a.) ashabı aleyhinde konuşanları kınayarak onları tekfir edip şöyle dedi:
"Sakın ilmi tartışma ve hakka ulaşmak adı altında Resulullah'ın (s.a.a.) ashabı aleyhinde konuşanların sözleri- ne aldanmayasınız. Allah'ın, meleklerin ve bütün halkın lâneti onlara olsun. Onlar halkın, dinlerinde şüpheye düşmelerini istiyorlar. Oysa Resulullah (s.a.a.) buyurmuştur ki: "Söz ashabımdan açıldığında susunuz. Vallahi Uhud dağı kadar altın sadaka verseniz de onların faziletlerinin onda birine dahi ulaşamazsınız."
Yanımdaki basiret sahibi biri İmamın sözünü keserek,
162 / Zikir Ehline Sorun
"Bu hadis sahih değildir ve Resulullah'a (s.a.a.) iftira edilmektedir." dedi.
İmamın yüzünün rengi değişti ve oradakilerden bazıları öfkeli bakışlarla bizi süzmeye başladılar. Durumun kötüye gitmemesi için müdahale etmek zorunluluğu hissederek tatlı dille İmama şöyle dedim: "Efendim! Müslüman bir kimse Kur'an-ı Kerim'de, "Muhammed sadece bir peygamberdir. Ondan önce de peygamberler gelmiştir. Eğer o ölür veya öldürülürse gerisin geriye (cahiliyeye) mi döneceksiniz? Kim geriye dönerse, Allah'a asla zarar vermez ve Allah şükredenlere ihsanlar eder."1 ayetini okuyorsa suçu ne?
Sahih-i Buhari ve Sahih-i Müslim'de Resulullah'ın (s.a.a.) aşağıdaki hadisini okuyan Müslümanın suçu var mıdır?
"Kıyamet günü sizi kuzeye doğru götürecekler. Ben, "Onları nereye götürüyorsunuz?" diye sorduğumda; "Vallahi onları cehennem e götürüyoruz." diyecekler. Ben, "Ey Rabbim, onlar benim ashabımdır." diyeceğim. Bana diyecekler ki: "Senden sonra onların ne bidatler çıkardıklarım bilmiyorsun. Sen onları terk ettiğin andan mürted olup cahiliyeye geri döndüler." Bunun üzerine ben diyeceğim ki: "Allah'ın rahmeti benden sonra dini değiştirenlerden uzak olsun." Onlardan, ancak deve sürüsünden ayrılan birkaç deve gibi çok azı kurtulacaktır."2
-----------------------------
1- Al-i İmran Suresi / 144.
2- Sahih-i Buhari, c. 9, s. 58-59 ve c. 8, s. 150 - 151; Sahih-i Müslim, c. 4, s. 1794, h. 2293.
Ashap Hakkında / 163
Herkes sessizce beni dinliyordu. Onlardan biri bana şöyle sordu: "Sen bu hadisin Sahih-i Buhari' de olduğuna emin misin?' Ben; "Evet!" dedim, "Allah'tan başka ilah olmadığına ve Muhammed'in onun resulü olduğuna inandığım gibi eminim."
İmam, orada olanları etkilediğimi görünce yavaşça şöyle dedi: "Biz rahmetli hocalarımızın, "Fitne yatmaktadır; fitneyi uyandıranlara Allah lanet etsin, dediklerini duyduk." Bunun üzerine ben de; "fitne asla uyumamıştır ve gaflet içinde uyuyan sadece bizleriz. Uyanıp da hakkı gören birini "fitne çıkarıyor" diye suçlayan biziz. Bilahare bizler Kur'an'a ve Resulullah'ın (s.a.a.) sünnetine uymalıyız, Muaviye, Yezid ve Amr-ı As'a acıyan ve onlara rahmet okuyan eski hocalara değil." diye cevap verdim.
İmam sözümü keserek şöyle dedi; "Öyleyse sen efendimiz Muaviye'yi vahiy katibi bilmiyor ve ona mağfiret dilemiyorsun değil mi?" Dedim ki: "Bu konuyu tartışmak uzun sürer. Eğer benim bu konudaki görüşlerimi öğrenmek istiyorsan "Nasıl Hidayete Kavuştum" adlı kitabımı size hediye ederim. İnşaallah bu kitap sizi uykudan uyandırır ve bazı gerçekleri görmenize sebep olur."
İmam biraz tereddütle sözlerimi ve hediyemi kabul etti. Bir ay sonra bana nezaket dolu bir mektup yazdı. Mektubunda kendisini doğru yola hidayet ettiği için A1lah'a hamd ediyor ve Ehl-i Beyt'e (a.s.) karşı anlatılmaz duygu ve sevgisini dile getiriyordu. Ben kitabın üçüncü baskısında mektubu nu yayınlamak için kendisinden izin istedim. Çünkü o mektup hakkı tanır tanımaz kabul eden bir ruhun
164 / Zikir Ehline Sorun
temizliğini, sara ve samimiyetini yansıtıyordu. Bu, perdeler kalkınca Ehl-i Sünnet'in çoğunluğunun hemen hakka doğru koşacağını gösteren güzel bir örnektir.
Ama o, arkasında namaz kılanları, kendi tabiriyle kargaşadan uzak salim bir ortamda ikna edebilmesi için benden mektubunu yayınlamamamı istedi.
Şimdi tekrar Kur'an-ı Kerim'de ve Resulullah'ın sünnetinde kaydedilen acı gerçeği öğrenmek için sahabe konusuna dönüyoruz.
Söze, içinde asla batıl olmayan gerçek hakem Kur'an-ı Kerim ile başlıyoruz. Allah Teala bazı sahabiler hakkında şöyle buyurmaktadır:
Dostları ilə paylaş: |