ZiKİr ehline sorun kitabın Orijinal Adı: «Fes'elu Ehle'z Zikri» Pr. Dr. Muhammed Ticani Semavi Ensariyan Yayınları – Kum Bas



Yüklə 1,17 Mb.
səhifə85/175
tarix03.01.2022
ölçüsü1,17 Mb.
#37977
1   ...   81   82   83   84   85   86   87   88   ...   175
İlk Üç Halife Hakkında / 263

        Bütün bunlardan daha şaşırtıcı olan; Ebu Bekir'in, Hz. Fatıma'nın kocası Ali bin Ebi Talib'in şahitliğini kabul etmemesidir. Ali ki, Allah her türlü pisliği ondan uzaklaştırarak onu tertemiz kılmıştır! Ali ki, Resulullah'a salavat getirmek farz olduğu gibi, ona da salavat getirmek farzdır! Ali ki, Resulullah (s.a.a.) "Onu sevmek iman, ona düşman olmak nifaktır."1 buyurmuştur!

        Yine Buhari, Hz. Fatıma ve Ehl-i Beyt'e zulmedildiğini kanıtlayan bir başka olay daha anlatmaktadır. Buhari, Sahih'inin "Hediye ve Hediye Vermenin Fazileti Kitabı"nda şöyle nakleder:

        "Suheyb Oğulları, Resulullah'ın (s.a.a.) iki ev ve bir odayı Suheyb' e bağışladığını iddia ettiler. Mervan, "Buna şahidiniz de var mı?" diye sorunca, "Abdullah bin Ömer şahittir." dediler. Mervan onu çağırttı. O da, Resulullah'ın (s.a.a.) iki ev ve bir odayı Suheyb'e bağışladığına dair şahitlik etti. Bunun üzerine Mervan onların lehine hüküm verdi. "2

        Ey Müslüman! Bazıları hakkında uygulanıp, bazıları hakkında uygulanmayan şu hükümleri görüyor musun?! Bu, zulüm ve haksızlık değil de nedir?! Yalnızca Abdullah bin Ömer'in şahitliğinden dolayı Müslümanların halifesi, iddia edenlerin lehine hüküm verebiliyorsa, peki neden Ali bin Ebi Talip ile Ümmü Eymen'in tanıklığı reddediliyor?! Bu soruyu soracak bir Müslüman yok mu?! Kur'an'ın ölçülerine göre hüküm verilmek isteniyorsa, bir erkekle bir
-----------------

1- Sahih-i Müslim, c. 1, s. 86, h. 78; Sahih-i Tirmizi, c. 5, s. 635; Sünen-i Nesei, c. 8, s. 116-117.


2- Sahih-i Buhari, c. 3, s. 215.

264/ Zikir Ehline Sorun

kadının tanıklığı, tek bir erkeğin tanıklığından daha güçlü değil mi?! Yoksa Suheyb'in evlatları, Resulullah'ın (s.a.a.) kızından daha mı doğru konuşan kimselerdi?! Ya da Abdullah bin Ömer, halifelerin yanında Ali bin Ebi Talip'ten daha mı güvenilirdi?!

        Ebu Bekir'in Resulullah'tan naklettiği "Biz peygamberler miras bırakmayız." sözüne gelince; bu iddiayı Hz. Fatıma yalanlamış ve Kur'an'la çeliştiğini ortaya koymuştur. Resulullah (s.a.a.) sahih bir hadiste buyurmuştur ki: "Benden size bir hadis aktarıldığında, onu Allah'ın Kitabına sunun. Eğer Allah'ın Kitabına uyuyorsa, onunla amel edin. Eğer Allah'ın Kitabına uymuyorsa, onu duvara çarpın."



        Hiç kuşku yok, Ebu Bekir'in rivayet ettiği bu söz, Kur'an'ın birçok ayetiyle çelişmektedir. Şimdi Ebu Bekir'e ve bütün Müslümanlara şu soruyu soracak birisi yok mu: Neden Kur'an'a, sünnete ve akla ters düşen bu rivayet hususunda Ebu Bekir'in tanıklığı kabul ediliyor da, Kur'an'a, sünnete ve akla uygun olan Hz. Ali ve Hz. Fatıma'nın tanıklığı reddediliyor?!

        Bütün bunlar bir yana, taraftarlarının uydurduğu faziletler sayesinde Ebu Bekir'in derecesi ne kadar yukarı çıkarılsa da, kesinlikle cennet ehli kadınların hanımefendisi olan Hz. Fatıma'nın ve Resulullah'ın her yerde bütün sahabeden öne geçirdiği Ali bin Ebi Talib'in derecesine ulaşamaz. Örnek olarak, Resulullah'ın (s.a.a.) Hayber savaşında bayrağı Ali'nin eline vermesine değinebiliriz. Resulullah o gün şöyle buyurmuştu: "Bayrağı bugün öyle birisine vereceğim ki, Allah'ı ve Resulünü sever; Allah ve Resulü de onu severler." Bütün sahabiler bayrağı almak ümi-




İlk Üç Halife Hakkında / 265

diyle boyunlarım uzatmışlar, ama Resulullah (s.a.a.) bayrağı diğer hiç kimseye değil, Ali'ye vermişti.! Yine Resulullah (s.a.a.) Ali'nin hakkında şöyle buyurmuştur: "Ali bendendir ve ben Ali'denim. Benden sonra müminlerin velisi odur."2

        Mutaassıp ve inatçı kimseler, bu hadislerde şüphe etseler bile, şu konuda asla şüphe edemezler: Ali ile Fatıma'ya salat ve selam göndermek, Resulullah'a (s.a.a.) salat ve selam göndermenin bir parçasıdır. Yani Ebu Bekir, Ömer, Osman, cennetle müjdelenenler, ashap ve ve bütün Müslümanların namazı, ancak Allah'ın, kendilerinden her türlü pisliği uzaklaştırıp tertemiz kıldığı Muhammed ve Al-i Muhammed' e salat ve selam göndermekle kabul olur.

        Bu konu Sahih-i Buhari, Sahih-i Müslim3 ve diğer Sahihlerde yazılıdır. Bu nedenle Şafii bir şiirinde der ki: Kim siz Ehl-i Beyt'e salat göndermezse, namazı batıl olur.4

        Eğer bu yüce makamlarına rağmen yine de onların yalan söyledikleri iddia edilirse, bu durumda İslam'ın ruhuna Fatiha okumaktan başka yapılacak bir şey kalmaz.

        Bize, "Neden Ebu Bekir'in iddiası kabul ediliyor da, Ali ve Fatıma'nın iddiası kabul edilmiyor?" diye soracak olur-


------------------------------

1- Sahih-i Buhari, c. 4, s. 73; Sahih-i Müslim, c. 4, s. 1871, Ali bin Ebi Talib'in Faziletleri Babı.


2- Sahih-i Tirmizi, c. 5, s. 632, h. 3712; Hasais-i Nesei, s. 77, h. 65; Müstedrek-i Hakim, c. 3, s. 110-111; el-İsabe, c. 2, s. 509.
3- Sahih-i Buhari, c. 6, s. 151; Sahih-i Müslim, c. 1, s. 305, h. 405 - 407.
4- Divan-ı Şafii, s. 72; es-Savaik'ul-Muhrika, s. 147.

266/ Zikir Ehline Sorun

sanız, şu cevabı veririz: Çünkü Ebu Bekir hakim ve halifedir, halife istediğini yapar ve her zaman o haklıdır! Güçlünün iddiası, yırtıcı hayvanın dişiyle iddia edip pençesiyle de ispatlamasına benzer.

        Sözümüzün doğruluğunun ispatı için, aziz okuyucuların dikkatini Buhari'nin bu konudaki çelişkisine çekiyoruz. Bütün Ehl-i Sünnet'in kabul ettiği ve Ebu Bekir'i Fatıma'nın talebini reddetmesinde haklı çıkarmak için ileri sürdüğü "Biz peygamberler miras bırakmayız, bizim bıraktıklarımız sadakadır." rivayetini Ebu Bekir'den nakleden Buhari, Sahih'inde bu iddiayı çürüten başka rivayetlere de yer vermektedir.

        Örneğin; Buhari şöyle nakleder: "Fatıma, Resulullah'tan (s.a.a.) kalan mirasını istediği gibi, Resulullah'ın zevceleri de Ebu Bekir'e elçi göndererek miraslarını istediler."1

        Resulullah'ın (s.a.a.) zevcelerinin de miras istemeleri, Ebu Bekir'in iddiasının doğru olmadığını göstermiyor mu?!

        Yine Buhari, Sahih'inin "Vekalet Kitabı"nda Abdullah bin Ömer'den şöyle nakleder: "Resulullah Hayber' den elde edilen mahsullerden, zevcelerine yüz ölçek verirdi; seksen ölçek hurma, yirmi ölçek de arpa. Ömer, Hayber'i taksim ederek Resulullah'ın (s.a.a.) zevcelerini, su ve toprak almakla Resul-i Ekrem'in zamanında olduğu gibi mahsulden belli bir miktarda pay almak arasında seçim yapmalarını istedi. Bunun üzerine bazıları toprak aldılar, bazıları ise
---------------------------

1- Sahih-i Buhari, c. 5, s. 114 - 115, Meğazi Kitabı; Sahih-i Müslim, c. 3, s. 1380, h. 1759.




İlk Üç Halife Hakkında /267

mahsulü seçtiler. Aişe de toprağı tercih etti."

        Bu rivayet açıkça, Hayber'in, Resulullah'ın mirası olduğunu bildirmekte; dolayısıyla Ebu Bekir' in, "Peygamberler miras bırakmazlar" iddiasının doğru olmadığını ve Hz. Fatıma'ya haksızlık yapmış olduğunu ortaya koymaktadır.

        Bu rivayet ayrıca, Ömer bin Hattab'ın, hilafeti döneminde Hayber'i Resulullah'ın zevceleri arasında taksim edip onları toprak veya mahsulden birini seçmekte serbest bıraktığını, Aişe'nin de toprak aldığını bildirmektedir. Peki nasıl oluyor da Peygamber'in eşi Aişe miras alabiliyor, ama kızı Fatıma miras alamıyor?!

        Ey akıl sahipleri! Ne olursunuz, bize cevap verin; Allah da size sevap ve mükafat versin!

        Bunu da bir kenara bıraksak, görüyoruz ki Ebu Bekir'in kızı Aişe, Resulullah'ın bütün evini sahiplendi; ama Resulullah'ın diğer zevcelerinin böyle bir şansı yoktu. Yine Aişe babasını o eve gömdü; Ömer'i de onun yanına defnetti. Oysa Hz. Hasan'ın, dedesi Resulullah'ın (s.a.a.) yanına defnedilmesine mani oldu. Bunun üzerine İbn-i Abbas Aişe'ye sinirlenerek şöyle dedi:

        "Ey Aişe! Dün deveye bindin. Bugün de katıra binmişsin. Korkarım ki yaşarsan, yarın da file bineceksin. Senin miras hakkın sekizde birin dokuzda biri kadardır. Ama sen bütün mirası ele geçirdin."2

        Ben bu konuda daha fazla tafsilata girmek istemiyorum.


-----------------------------

1- Sahih-i Buhari, c. 3, s. 137.


2- el-Haraic ve'l-Ceraih, c. 1, s. 243.

268/ Zikir Ehline Sorun

        Araştırmacıların kendileri tarihe başvurmalıdırlar. Burada Hz. Fatıma'nın Ebu Bekir'e ve diğer sahabilere karşı irad ettiği hutbenin bir bölümünü nakletmek yerinde olacaktır. Böylece bundan sonra kurtulmak isteyenler bununla kurtulsun ve helak olmak isteyenler de bu delille helak olsunlar. Hz. Fatıma onlara hitap ederek şöyle dedi:

        "Acaba siz Kur'an'ı bilerek terk edip arkanıza mı attınız?! Yüce Allah Kur'an'da, "Süleyman Davud'a mirasçı oldu." diye buyurmuyor mu?! Yine Hz. Zekeriya'nın "Bana kendi katından bir yardımcı armağan et; bana mirasçı olsun ve Yakub Oğullarına da mirasçı olsun. Rabbim, onu (kendisinden) razı olunanlardan kıl." diye Allah'a yalvardığı Kur'an'da sabit değil midir?!

        Yüce Allah; "Akrabalar (mirasta) Allah'ın Kitabına göre birbirinden önceliklidir.", "Çocuklarınız konusunda Allah, erkeğe iki I{adının hissesi kadar tavsiye eder." ve "Sizden birine ölüm gelip çattığı zaman, eğer geride bir hayır bırakmışsa, anaya - babaya ve yakın akrabaya bilinen (meşru) bir tarzda vasiyette bulunması, Allah'a karşı gelmekten sakınanlara bir hak olarak, size yazıldı (farz kılındı)." diye buyurmuyor mu?!

        Miras konusundaki ayetler size mi mahsustur ve babam bu ayetlerin hükmünden dışlanmış mıdır?! Siz Kur'an'ı babamdan ve amcamın oğlundan daha mı iyi biliyorsunuz?! Yoksa size göre ben babamın dininde değil de, başka bir dine mi mensubum?! Ve bu yüzden mirasçı olamazsın diye bir iddianız mı var?!

        Ey Ebu Bekir! Hilafet de, el koyduğun Fedek de senin olsun! Kıyamet gününde görüşeceğiz. O gün ki hakem



İlk Üç Halife Hakkında / 269


Yüklə 1,17 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   81   82   83   84   85   86   87   88   ...   175




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin