RESULULLAH (S.A.A.) HAKKINDA
PEYGAMBER'İN GÜNAH VE HATADAN MASUM OLUŞU
Yüce Allah, Kur'an-ı Kerim'de peygamberi Hz. Muhammed (s.a.a.) hakkında şöyle buyurur: "Ve Allah seni halktan korur." ı Yine buyuruyor ki: "O heva ve heves üzerine konuşmaz. Onun konuştuğu her şey vahiy iledir.,"2 Yine buyuruyor ki: "Peygamber size ne verdiyse, onu ahn ve sizi neden sakındırdıysa, ondan sakının."3
Bu ayetler Peygamberimizin her hususta masum olduğunu açıkça göstermektedir. Siz Ehl-i Sünnet ise onun sadece Kur'an'ı tebliğde masum olduğuna inanıyor, onun dışındaki konularda sıradan diğer insanlar gibi yanlışları ve doğruları olduğunu iddia edip, sözlerinizin ispatı için Sahihlerinizdeki bazı olayları şahit gösteriyorsunuz.
Sizler her zaman Allah'ın Kitabına ve Peygamber'in sünnetine uyduğunuzu söylüyorsunuz. Peki, hata ihtimali olan ve masum olmayan bir sünnete nasıl uyabilirsiniz?
----------------
1- Maide Suresi /67.
2- Necm Süresi /3.
3- Haşr Süresi /7.
62 / Zikir Ehline Sorun
Sizin bu inancınıza göre Kur'an' a ve sünnete sarılsak dahi, bu bizleri dalaletten tam olarak kurtaramaz. Özellikle Kur'an'ın nebevi sünnet ile yorumlanması gerekirken, bu durumda sünnetin, Kur'an'ın amacının dışında yanlış tefsir etmediğine nasıl güvenebiliriz?
Sünnilerden birisi bu görüşü savunurken bana dedi ki: "Resulullah, Kur'an'daki birçok ayetin hükmüne maslahat icabı muhalefet etmiştir."
Ben şaşırarak dedim ki: "Resulullah'ın Kur'an'a muhalefet ettiğine dair bir örnek verir misin?"
Bana şu cevabı verdi: "Kur'an, "Zina eden kadın ve erkeğin her birine yüz kırbaç vurun."1 buyuruyor. Hal- buki Peygamber recmi (taşlanarak öldürülmeyi) emretti, oysa Kur'an'da böyle bir hüküm yoktur."
- Recm, evli olan erkek ve kadının yapmış olduğu zinanın cezasıdır. Ama yüz kırbaç, bekar olan kadın ve erkeğin cezasıdır.
- Kur'an'da evli veya bekar farkı gözetilmeksizin hüküm belirtilmiştir; hüküm mutlaktır.
- O halde Kur'an' daki her mutlak hükmü Resulullah (s.a.a.) açıkladığı zaman, Kur'an'a muhalefet mi etmiş oluyor? Şimdi yani Resulullah Kur'an'ın birçok hükmüne muhalefet mi etmiştir?!
Adam telaşa kapılarak şöyle dedi: "Yalnızca Kur'an masumdur. Çünkü Allah onu koruyacağını söylemiştir. Peygamber ise sadece bir insandır. Doğru veya yanlış yapabilir.
------------------------
1- Nur Suresi /2.
Resulullah (s.a.a.) Hakkında / 63
Nitekim Kur'an'da onun hakkında; "De ki: Ben sizin gibi bir insanım." buyuruluyor."
- Bu durumda sen niçin günde beş vakit (sabah, öğle, ikindi, akşam, yatsı) namaz kılıyorsun. Halbuki Kur'an namaz için vakit belirtmemiştir?
- Kur'an buyuruyor ki: "Namaz müminlere vakit ile yazılmıştır." Resulullah ise namazın vakitlerini açıklamış- tır.
- Peki niçin Peygamber' i namazların vakitleri konusunda onaylıyorsun da, zina edenin recmi konusunda onaylamıyorsun?
Konuşma süresince, adam beni bir mantık ve delile dayanmayan çelişkili sözleri ve safsatalarıyla ikna etmeğe çalışıp durdu. Örneğin diyordu ki: "Namaz konusunda asla şüphe edilmez. Çünkü Resulullah hayatı boyunca günde beş vakit namaz kılmıştır. Ama recm konusunda ona gü- venilmez. Çünkü ömrü boyunca bir veya iki kere bu işi uygulamıştır." Yine diyordu ki: "Resulullah, Allah'ın bir emrini uygularken hata yapmazdı, ama kendinden hüküm verdiğinde hata yapardı. Bu yüzden Resulullah bir şeye emrettiğinde sahabiler; "Bunu kendinden mi söylüyorsun, yoksa Allah'ın emri mi?" diye sorarlardJ. Eğer; "Allah'ın emridir." cevabını verirse, ashap tartışmasız kabul ederlerdi. Ama; "Benim kendi görüşümdür." dediği zaman ashap onunla tartışır, ona nasihat ederlerdi. Peygamber de onların nasihat ve öğütlerini kabul ederdi. Bazen Kur'an Peygamber'in değil de, ashabın görüşüne uygun olarak nazil olur- du. Örneğin; Bedir esirleri hususunda ve diğer meşhur birçok olayda olduğu gibi..."
64 / Zikir Ehline Sorun
Ben o adama birçok cevaplar verdiğim halde, maalesef hiçbir etkisi olmadı. Çünkü Sünni alimleri onun görüşünü kabul ediyordu. Sahihlerinde Peygamberimizin masumlu- ğuna gölge düşüren rivayetler vardır. Bu rivayetler, Peygamber'i akıllı bir komutandan veya sufilerin tarikat şeyhlerinden, hatta sıradan bir insandan daha aşağı bir mevkiye düşürüyor, desek abartmış olmayız. Bu Sahihleri okursak, Emevi propagandalarının bugüne kadar Müslümanları nerelere getirdiğini anlamakta güçlük çekmeyiz. Bunun ardındaki hedeflerinin ne olduğunu araştıracak olursak da, şu acı sonuca varırız:
Başta Muaviye bin Ebu Süfyan olmak üzere, Müslümanlara hüküm süren Emevi hükümdarlarının hiçbiri, Hz. Muhammed'in peygamberliğine ve onun Allah tarafından gönderildiğine bir an dahi iman etmemişlerdir. Onlar, Peygamber'in bir grup mustaz'afın ve özellikle de davetine yardımcı olan kölelerin onayı ile hükümdarlığı ele geçiren bir sihirbaz olduğuna inanıyorlardı. Bu sözüm bir zan ve sanı değildir. Çünkü kimi zanlar günahtır. Aksine Muavıye' nin kişiliğini, hayatı boyunca, özellikle hükümeti zama- nında neler yaptığını ve nasıl icraatta bulunduğunu anlamak için tarih kitaplarını incelediğimizde zannın yakine dönüş- tüğünli ve bunun tartışmasız bir gerçek olduğunu görürüz.
Hepimiz Muaviye'yi, babası Süfyan ve annesi Hind'i çok iyi tanıyoruz. Muaviye gençliğinde, babası Ebu Süfyan ile birlikte çeşitli savaşlarda Peygamber' e karşı kılıç sallamış ve onun davetini yıkmak için bütün gücünü harcamıştır. Planları suya düşüp de Peygamber onlara galip gelince gerçekte iman etmeyip teslim oldular. Ama Resulullah, onlara "Tulaka" (azadı köleler) adını vererek hatalarından
Dostları ilə paylaş: |