Resulullah (s.a.a.) Hakkında / 69
yapamadı; ama Peygamber' den intikam almak için onun amcası oğlu, vasisi ve halifesi olan Ali (a.s.) ile savaştı ve nihayet sonunda Hz. Ali (a.s.) şehit oldu. Zorla, nifak ve hile ile halife olan Muaviye, halkın arasına uğursuz bir bidat sokarak, bütün beldelerdeki kiralık adamlarına emir göndererek minberlerde Hz. Ali ve Peygamber'in Ehl-i Beyt'ine lanet okumalarını istedi. Böylece o, Resulullah'a (s.a.a.) küfretmek ve lanet okumak istiyordu. ı Onun planları uygu- lanamayıp eceli geldi ve çirkin hedeflerine ulaşamadı. Fakat kendisinin ve babasının yolunu devam ettirmesi, İslam'ı yok edip cahiliyeyi ihya etmesi için, oğlu Y ezid' i İslam ümme- tinin başına halife olarak getirdi.
Fasık ve günahkar biri olan Yezid hilafet makamına otu- rarak, babasının hedefi doğrultusunda çalışmak için kolları sıvadı. İlk olarak Peygamberimizin şehri olan Medine' de istedikleri her şeyi yapmaları için askerlerini üç gün serbest bıraktı. Onlar da sahabenin en ileri gelenlerinden binler- cesini öldürüp Müslümanların ırz ve namuslarına saldırdılar. Yezid daha sonra Peygamberimizin güzel kokulu gülü olan Hz. Hüseyin'i, Peygamber'in Ehl-i Beyti ve ümmetin yıldızları ile birlikte şehit edip pak Ehl-i Beyt'in özgür kız ve kadınlarını esir etti. "İnna Iili ah ve inna ileyhi raciun."
-----------------------
1- İbn-i Abdurabbih, "el-Ikd'ül-Perid" adlı kitabında (c. 4, s. 366) der ki: "Muaviye minberde Hz. Ali 'ye lanet okudu ve bütün vaIilerine de ona hlnet okumalarını emretti. Onlar da lanet okudular. Peygam- benmizin eşi Ümmü Seleme, Muaviye 'ye bir mektup yazarak şöyle dedi. "Siz minberde Ali'ye ve Ali'yi seven herkese lanet ettiğiniz için AIlah'a ve Resulüne küfrediyorsunuz. Ben Allah ve Resulünün, Ali'yi sevdiğine şehadet ederim." Ama Muaviye onun sözlerine kulak asmadl. "
70/ Zikir Ehline Sorun
Eğer Allah onu helak etmeseydi, o korkunç cinayetleri ve fesatları ile İslam'ı ve Müslümanları mutlaka yok ederdi. Ancak burada bizim için önemli olan, tıpkı dedesi ve babası gibi onun da inancının iç yüzünü öğrenmektir.
Tarihçilerı şöyle yazıyorlar: Uğursuz "Harre Olayı"nda çocuklar ve kadınların dışında binlerce Müslüman öldürül- dü; bine yakın genç kıza tecavüz edildi; kocasız bin kadın hamile kaldı. Nihayet binlerce insan Medine' de Yezid' in kölesi olarak ona biat etti ve biat etmeyenler ise öldürüldü. Tarihte Moğollar'ın, Tatarlar'ın ve hatta bugün İsrailliler'in dahi yapmadıkları bu cinayetlerin haberi Yezid' e ulaştığında sevinç çığlıkları atarak Uhud savaşından sonra İbn-i Zab'eri'nin okuduğu şu şiiri okudu:
Keşke Bedir'de helak olan babalarım yaşasaydılar da düşmanlardan nasıl intikam aldığımı görseydiler ve sevinip feryad ederek şöyle deseydiler: "Ey Yezid! Ellerin dert gör- mesin. Helal olsun sana." Biz onların ileri gelenlerini bugün öldürdük ve Bedir'de yere düşen bayrağımızı doğrulttuk. Eğer Ahmed'in oğullarından intikam almazsam, babamın oğlu değilim. Haşim Oğulları saltanat ve hükümetle oynadılar. Yoksa ne bir haber gelmiş, ne de vahiy inmiştir.
Allah ve Resulünün ilk düşmanı olan dedesi Ebu Süfyan ise açıkça şöyle ilan etmişti: "Ey Ümeyye Oğulları! Hilafeti tıpkı bir top gibi birbirinize pas verin. Ebu' Süfyan'ın yemin ettiğine andolsun ki, ne cennet vardır, ne de cehennem."
Allah ve Resulünün ikinci düşmanı olan Muaviye ise
-------------
1- Belazun, Ensab'ul-Eşraf, c. 4, 2. Bölüm, s.30-42; Lisan'ul- Mizan, c. 6, s. 294; el-Bidaye ve'n-Nihaye, c. 8, s. 217 - 221.
Resulullah (s.a.a.) Hakkında /71
ezanda "Eşhedü enne Muhammeden Resulullah" cümlesini duyunca şöyle diyordu: "Anan sana ağıt yaksın, bu varken benim adım mı anılır?! Bu adı mutlaka defnedeceğim!"
Ve nihayet, Allah ve Resulünün üçüncü düşmanı olan oğlu Yezid de açıkça Haşim Oğullarının birkaç gün hükü- met sürdüğünü, vahiy ve kitap diye bir şeyin nazil olmadı- ğını feryat ediyordu.
Böylece onların Allah'a, Resulüne ve İslam'a olan inançlarının içyüzünü öğrenmiş olduk. İslam'ın temellerini yok edip, Peygamber' e ihanet etmek isteyen bu insanların az bir bölümüne değindiğimiz kötü işlerini sayacak olursak, sırf Muaviye'nin yaptıkları kalın bir cildi doldurur. Muaviye'nin yaptıklarını örtbas etmek için, Ümeyye Oğul- larının malları sayesinde kör ve sağır olan ve ahiretlerini onların dünyası için satan alimlerin, hakkın b&tıla karışması yolundaki tüm çabalarına rağmen, tarihte Muaviye'ye rezalet ve alçaklıktan başka bir şey kalmadı. Eğer Müslümanlar gerçeği bilselerdi, Ebu Süfyan, Muaviye ve Yezid'i Ianetten başka bir şeyle anmazlardı.
Bizim için burada önemli olan, yüz yıl Müslümanlara hüküm süren Emeviler ve taraftarlarının Müslümanların inanç, ahlak, amel ve ibadetlerini bozmuş olmalarıdır. Aksi halde, ümmetin hakka yardım etmeyip Allah'ın velilerini yalnız bırakmalarını, Allah ve Resulünün düşmanlarıyla birlikte olmalarını, azatlı oğlu azatlı Muaviye'nin, Resulullah'ın (s.a.a.) makamını temsil eden hilafete geçmesini nasıl yorumlayabiliriz?! Ömer bin Hattap halife olduğu zaman halk ona her zaman, "eğer yanlışlık yaparsan kılıçla seni öldürürüz" diyorlardı yalanını uydurdular. Görüyoruz
72/ Zikir Ehline Sorun
ki Muaviye hakkında da şöyle yazıyorlar: Muaviye halife olduktan sonra Peygamber'in sahabelerini toplayarak ilk hutbesinde şöyle dedi; "Ben, namaz kılıyorsunuz ve oruç tutuyorsunuz diye sizinle savaşmadım. Ben sadece size hükümet etmek istiyordum ve şu an bu makama ulaştım."ı O sırada kimsenin nefesi çıkmıyordu ve hiç kimse ona itiraz etmedi. Tam tersine herkes ona uyarak onun ardısıra gitti- ler. Öyle ki, Muaviye halife olduğu zaman o yıla "Cemaat yılı" dediler. Gerçekte o yıl, ayrılık ve tefrika yılı olmuştur.
Yine görüyoruz ki fasık ve günahkar olan oğlu -ki herkesçe biliniyordu- Yezid'i halife olarak tayin edişi, o insanlar tarafından kabul ediliyor. Çok az ve salih insanlar dışında ne ona karşı çıkıyorlar, ne de aksi bir tepki gösteriyorlardı. Onlar da "Harre" de Yezid tarafından öldürüldüler ve geri kalanlar ise köle ünvanıyla ona biat ettiler.
Biz bu olayları nasıl yorumlayabiliriz? Ümeyye Oğullarının fasık ve cinayetkarları olan Mervan bin Hakem ve Velid bin Ukbe gibileri, müminlerin rehberliği ve emirliği makamına nasıl geçebilir?
İş öyle bir hadde varıyor ki, müminlerin sahte rehberleri askerlerini Resulullah'ın şehri Medine-i Münevvere'de istediklerini yapmaları ve ihanetler etmeleri için serbest bırakıyorlar; hatta Kabe'yi ateşe verip yakıyor ve Allah'ın emin hareminde ashabın en ileri gelenlerini şehit ediyorlar. Bunlardan çok daha kötüsü Emir'ül-Müminin adı altında Resulullah'ın (s.a.a.) sevgili torunu Hz. Hüseyin'in (a.s.) kanını dökmekle Resulullah'ın (s.a.a.) kanını döküyor, masum kızlarını esir ediyorlar, ama ümmetten kimsenin kılı
---------------
1- İbn-i Ebi'l-Hadid, Şerh-i Nehc'ül-Belağa, c. 16, s. 46.
....
Dostları ilə paylaş: |