Resulullah (s.a.a.) Hakkında /95
Burada üzerinde durulması gereken önemli nokta şudur: Resulullah'ı (s.a.a.) alçakça planlarla öyle değersiz ve küçük gösteriyorlar ki, bugün dünyayı saran bunca fesada rağmen hiçbirimiz kendimize böyle şeyleri yakıştıramayız. Nasılolur insanlık tarihinin kaydettiği en azametli ve en yüce şahsiyet, böyle şeyler yapabilir? Halbuki izzet ve celal sahibi olan Rabbimiz Peygamber' i hakkında: "Sen yüce bir ahlak üzeresin." buyurmuştur.
Bence bütün bu planlar, veda haccı bittikten sonra baş- ladı. Çünkü Resulullah (s.a.a.) Gadir-i Hum'da Hz. Ali'yi (a.s.) Müslümanların halifesi olarak tanıttı. Hilafet peşinde koşanlar ise evlatlarının İslam' dan çıkma pahasına da olsa Resulullah'ın bu nassına karşı çıkmaya karar verdiler. İşte Resulullah'ın artık hiçbir emrini dinlememeleri, vasiyet yazmasına karşı çıkmaları, şahsen hazırladığı Üsame ordu- suna katılmamaları gibi olaylar bundan kaynaklanmıştır. Peygamber'in vefatından sonra vuku bulan olaylar yine aynı hedefi izliyordu. Zorla biat aldılar ve muhaliflerin evini yakmakla tehdit ettiler ki, o evde Ali, Fatıma, Hasan ve Hüseyin de vardı. Resulullah'ın hadislerini nakletmeyi engellediler ve sünnetinin yazıldığı kitapları yaktılar. Resulullah'ın hadislerini nakletmesinler diye ashabın Medi- ne dışına çıkmasını engellediler ve Ebu Bekir'e zekat ver- meyen ashabı şehit ettiler. (Çünkü Peygamber zamanında biat ettikleri halife, Ebu Bekir değildi.) Fatıma'tüz- Zehra'nın mirasına, hakkı olan Fedek'e ve humusa el ko- yup onu yalanladılar; Hz. Ali'yi her türlü görevden uzak- laştırdılar; Ümeyye OğuHarına mensup münafık ve tamah- karları işbaşına getirdiler ve onları zorla Müslümanların başına geçirdiler. Ashabın, Resulullah'ın eserlerine değer vermelerini engellediler, Resulullah'ın ismini ezandan
-----------------------
96/ Zikir Ehline Sorun
silmeye çalıştılar.
Medine-i Münewere'de kafir ordusunun katliamına ve işlediği cinayetlere göz yumulması, Kabe' nin mancınık ile viran edilişi, Allah'ın diniyle oynanıp Kur'an'ın parçalan- ması, Mescid-i Haram'ın yakılması, orada bulunan sahabe- nin öldürülmesi ve Ehl-i Beyt'i sevdiğini belirten herkesin şehit edilmesi, hepsi bu hedef doğrultusundaydı.
Bu çirkin tuzakların etkileri bugüne kadar devam etmiş- tir. Çünkü bugün de Müslümanlar arasında Muaviye ve Yezid' e rahmet okuyanlar, onların yaptıkları işlere içtihat deyip Allah katında onlar için sevap umanlar vardır. Ehl-i Beyt Şiileri aleyhinde birçok kitaplar yazılmakta, onlara çeşitli iftiralar atılmakta ve hac mevsiminde Beytullah'da Şiilerin öldürülmesinin caiz olduğu ilan edilmektedir. De- mek ki bugün de bu tuzaklar devam ediyor ve bunların ne zamana kadar süreceğini Allah bilir.
Ben bütün bu tuzakların ayrıntılarını açıklamaya güç ye- tiremem. Ama gücüm yettiğince Resulullah'ın (s.a.a.) kutsallığını ve masumluğunu savunacağım. Allah bu resu- lünü bütün beşeriyetin hidayeti için göndermiş, ona parla- yan ay, nurlu meşale diyerek onu en kamil ve münezzeh insan kılmıştır. Peygamberimizi küçük düşürmekten başka hiçbir hedefi olmayan bu gibi sahte rivayetlerin karşısında susup, Peygamberimizi savunmamak asla mümkün olamaz.
Bütün Ehl-i Sünnet mensupları bu rivayetleri kabullenip Sahih ve Müsnedlerinde zikretmiş olsalar bile biz asla kabul etmeyeceğiz. Şüphesiz Allah'ın şu sözü hak ve en iyi ha-
Resulullah (s.a.a.) Hakkında /97
kemdir: "Doğrusu sen yüce bir ahlak üzeresin."ı Bu ayete uymayan her şey hurafe ve saçmadır.
İşte kainatın serveri, insanlığı karanlıktan kurtaran, in- sanlığın lideri ve insanları emniyet ve eb edi hayata sevk eden Peygamberimiz hakkında Şiilerin inancı budur. İbret alın, eyakıl sahipleri!
Dostları ilə paylaş: |