Onda kompleks namına hiçbir şey bulunmazdı. Mücadelenin ve davanın sorunlarıydı onu yalnızca ilgilendiren. Bunun dışında hiçbir kaygısı ve hesabı olmaz, yalnızca hareketin problemlerine kafasını yorardı. Bazı anlarda onu kaygılı ve düşünceli görürdüm. O zaman kendi kendime şöyle düşünürdüm: “Yine siyasal bir sorun herhalde”. Ve sonra öyle olduğu ortaya çıkardı.
Yalnızca içerinin değil, dışarının sorunları da onu yakından ilgilendirirdi. Gazeteye düzenli yazıların yazılması için müthiş bir performans sergilerdi. Bunun için yazı yazmamızı mutlak surette sağlar, hiç yorulmadan üzerimizde basınç oluştururdu. Sabır ve sebat gösterir, bununla adeta insanı utandırır ve yaptırmak istediğini mutlaka yaptırırdı. Bir iş yapılana kadar arkasını bırakmaz, gerekirse bunu aylarca tartışma konusu yapardı. Bu çabaları sonuç vermiş, bizi yeniden mücadeleye kazanmayı başarmıştı.