Tim şefi son gün beni DGM’ye götürürken omuzları çökmüş halde yakınıyordu:(292)
“Örgütün senin gibi on kişiyi buraya gönderirse biz boku yedik demektir. Bir dahakine karşılaşırsak seninle, bu kadar uğraşmak yerine kafana sıkacağım.”
Habip Gül adını mahkemede de sahiplendim. DGM bu adla beni tutukladı. Yirmi gün Adana Cezaevi’nde kaldım. Sonra da Malatya DGM’de yargılanmak üzere Malatya E tipi Cezaevi’ne gönderildim. Burada yedi ay tutulduktan sonra yine Habip Gül adıyla tahliye edildim. Buradaki mahkemem hala sürüyor. Cezaevinden çıktıktan sonra -İstanbul’a gittim. Habip Gül kimliği deşifre olmuştu. Artık işimi görmeyecekti. Ben de Altan Ersoy kimliğiyle gizli faaliyetlere başladım. Ben artık Altan Ersoy idim. Gerçek adımı bazen tatlı bir nostaljiyle hatırlayıp, tebessüm ediyordum.