22 Mayıs 1996 günü Habip Gül olarak Ankara Ulucanlar Kapalı Cezaevi’ne geldiğimde perişan haldeydim. Ölüm Orucu'na dönüşüp, oniki devrimcinin şehit düşmesiyle sonuçlanacak olan süresiz açlık grevi, bizden iki gün önce, 20 Mayıs günü başlamıştı. Bir haftalık bir dinlenmeden sonra süresiz açlık grevine katıldım. Grevin ellinci gününde, örgütümüzün kararıyla, gönüllü olarak, Ölüm Orucu'na başladım. Oniki şehit verilerek 20 Temmuz günü zaferle sonuçlanan Ölüm Orucu'nun bittiği gece hastaneye kaldırılırken kalp krizi geçirdim. Doktorların müdahalesiyle yaşama dönmüştüm.