Bazı anlar vardır ki, insanın sağlığında ne kadar tahribat olursa olsun, üzerinden kaç yıl geçerse geçsin hafızalardan silinmez. İşte böyle bir andı o an
Bazı anlar vardır ki, insanın sağlığında ne kadar tahribat olursa olsun, üzerinden kaç yıl geçerse geçsin hafızalardan silinmez. İşte böyle bir andı o an.
O tartışmamız esnasında, “Ne yazık ki sadece düşmana karşı mücadelemizde değil, yanlışlarımızın bedelini de ödeyerek yürüyeceğiz” demiştin. Sana öyle bir öfkelenmiştim ki, ÖO’dan dolayı varolan titremem birkaç misli artmıştı. Elini omzuma koyup dostluğun tüm sıcaklığını hissettirircesine sımsıkı tutuyordun. Konuşamayacak kadar durgunlaştığımı görünce, “söyle, içinden geldiği gibi konuş” derken, rica ediyordun... Ve ben “Düşmandan korkmak anlamsızdır! Beni asıl yaralayan ve üzen, dost bildiklerimin arkamdan attığı(310)oklar ve yaralandığımda onların yüzünde gördüğüm o acı gülümseyiştir” deyiverdim. Ve hemen ekledim, “Mao da bir sohbetinde böyle söylemişti!” “Vay allahsız Maocu vaaay!” dedin. İşte o anki derin, anlamlı ve bir o kadar da sevgi dolu bakışın, tek kelime söylemeden elimi sımsıkı kavrayarak ağır ağır yürüyebilmeme destek oluşun, kısacası gülüm, işte o anki tutumun ve sessiz mesajın, öylesine anlamlı, öylesine yüce, öylesine erdemliydi ki... Sözcükler bulunmadı henüz o güzelliğini dile getirmek için.