Ondan sonra firar dönemlerin, yani bizim için acılı günler başladı. Nerede, ne zaman, ne haber gelir? Ölü mü, diri mi? Bitmek tükenmek bilmeyen acılı günlerdi
Ondan sonra firar dönemlerin, yani bizim için acılı günler başladı. Nerede, ne zaman, ne haber gelir? Ölü mü, diri mi? Bitmek tükenmek bilmeyen acılı günlerdi...
Sonra ‘96 Mayıs ayında Ankara’da yakalandığında biraz olsun rahatladım. En azından yaşıyordun. Orada da açlık grevi yüreğimizi ağzımıza getirdi. Ziyaretine geldim, bacağından sakatlandığını gördüm. Benim için sancılı günler hiç bitmedi. Üzüntüm beni yatağa bağladı. Yavrum, bugünkü acıya bakıyorum da, meğer ben ne ufak şeyler için üzülmüşüm. Bacağın yaralıymış, keşke yaralı olsaydın, kolun, bacağın ve gözün olmasaydı. Yeter ki anne diyen güzel sesini duysaydım.