Bugün tüm komünistlerin önünde, Ümit yoldaşın işaret ettiği tarihi ve güncel görev her zamankinden daha büyük bir yakıcılıkla duruyor. Bu, “sınıfı partiye kazanma, parti ve sınıfa dayanarak devrimi kazanma” görev ve sorumluluğudur. Zira faşist katliamların sorumlusu kokuşmuş sermaye düzeninden asıl hesap, sınıfı kazanmış partimiz önderliğindeki bir devrimle sorulacaktır.
Tüm yoldaşlarımızı, partinin tüm örgütlerini ve militanlarını, bu görev ve sorumluluğa uygun olarak büyük bir devrimci seferberliğe çağırıyoruz. Bu, yitirdiğimiz önder kadrolarımıza saygının, onların devrimci anılarına bağlılığın bir gereğidir. Bu onların yiğitçe ölümüne verilebilecek en anlamlı yanıttır.
“Devrimci kadroyu partisinden ayırmak olanaklı olamadığına göre,elbette bu başarının onuru da partimize aittir. Partimiz bu yoldaşları genç devrimciler olarak kazandı ve dönemin mücadelesi içinde teorik ve pratik açıdan eğitti, sonuçta kendilerini mücadelenin gereklerine ileri düzeyde uyarlayabilen devrimciler düzeyine çıkardı. İşte devrimci kimlik kartları ortada. Örgütlü yaşamdaki kesintisiz kimlik ortada, siyasi polisteki direnişçi kimlik ortada, zindanlarda ve düzen mahkemeleri önündeki devrimci kimlik ortada.”