Oysa, çokça tanık olduğumuz gibi, söz kalabalığına ne hacet, dostça uzanan bir el, paylaşmaya hazır bir çift gözbebeği yeterdi sana. Bunları gördüğünde asla hayır demezdin. Yoksulluğun, yokluğun ve düşmanın önünde eğilmeyen başını, yaslanacak sağlam bir omuza dayamayı zayıflık olarak görmezdin. Ama bu samimiyeti bulamadığında da asla yakınmazdın. Beklemezdin de. Kendin için hiçbir şey istemezdin. Tek başına da olsa katlanırdın, düşmanın zulmüne de dostun kusuruna da. “Üstüne gelen kurşunu bile paylaşmalı...”
Dostları ilə paylaş: |