Hatırladıkça hala gülerim. Eskişehir’de hücrelere kapatılan iki devrimci tutsak için yaptığımız eylemin en gerilimli anlarından birinde, kulelerdeki askerlerden biri Ümit’e bakıp, “şuna bak, sanki Mareşal Fevzi Çakmak gibi, ortalıkta dolaşıp duruyor” demişti. O günden sonra “mareşal” diye çağırır olduk onu. Yaşasaydı, korkusuz yüreği ve kocaman kafasıyla, daha büyük saldırılarda düşmana korku salmaya devam edecekti. Hayır, sevgili mareşal ölmedi, savaşı terketmedi. “Bitirdik, öldürdük” dedikleri her yerde ve her zaman, o korkunç kahkahalarıyla savaşa devam etmeye hazır o. Katliamdan sonra konulduğumuz hücrelerde, koğuşta, havalandırmada bomba gibi patlayan kahkahaları yankılanarak ulaşıyordu bize. Çarpışıyordu. Herkes tanığıdır bu sesin. Bir kez daha yanılmıştı düşman. Habip yine firar etmişti.
Dostları ilə paylaş: |