“Ancak sınıf kini olanlar ayakta kalabildi” diyordun bir mektubunda. Ama kimimiz sadece ayakta kalırken, kimimiz de kendisiyle birlikte birçoklarını ayakta tuttu. Benim tanıdığım yoldaşlar içinde böylelerinin başında sen geliyorsun. Benim de ayakta kalanlardan biri olduğumu söylüyordun. Ama inan yoldaş, benim ayakta kalmamda senin payın oldukça büyük.
Bunun için sana teşekkür ettiğimde, tüm mütevaziliğinle, “bunun için bana teşekkür etmene gerek yok” diyordun. “Sen de, ben de, herkes de emeğinin karşılığını alıyor.” Doğru, herkes emeğinin karşılığını alıyor. Ama bir düşünsene, göz ne kadar emektar olursa(189)olsun, cılız bile olsa bir ışık yoksa onun emektarlığı ne işe yarar. Ancak bir ışık olduğunda göz emeğinin karşılığını alır ve görür. İşte yoldaş sen ışığınla görmemi sağladın. Öyle cılız da değildi ışığın, göz kamaştırıcıydı. İkimiz de biliyoruz ki, senin ışığın olmasaydı gözlerim karanlıkta çürüyecekti, yüreğim de öyle...