Ümit’in eşi Melek’le görüşmelerini bir gün dinlemek isterdim. Sanıyorum yaşamımın en zengin içerikli görüşü olurdu. Görüşten sonra Ümit’i sorguya çekerdik; “İstanbul’da ne var ne yok? Şu fabrika nasılmış? Yayınlarda ne var ne yok? Gazete niye gecikmiş? Gençlikte ne varmış?” Hepsini uzun uzun anlatırdı. O anlatırken, Ümit yoldaş yine internete bağlandı, derdik... Melek’in geleceği görüşlerden önceki akşam Ümit bütün işlerini büyük bir süratle yapardı. Yazıları yazılmış, dizgisi yapılmış olurdu. Dizgiyi yetiştiremezse ben yardım ederdim, sabaha kadar bitirirdik.