Benim için en göze çarpan özelliğinden başlayalım. Seninle tanışana kadar kafamda ciddiyetle somurtkanlığı doğru orantılı algılayan bir solcu tiplemesi vardı. Ancak sen bunu tersyüz ediverdin. Zaten içinde bulunduğumuz mücadele özgürlük içindi ve bu yüzden de mücadele etmenin kendisi özgürleşmekle eşanlama geliyordu. Ve senin için -bu senden öğrendiklerimin en önemlilerindendi- özgürlük yaşanılabilecek en eğlenceli şeydi. Senin her zaman hepimizin en neşelisi olman, hep mücadelede en önümüzde olmandandı. Bu yüzden senin bu neşen bile mücadelede ne kadar arkanda kaldığımı hatırlatır ve bende sürekli ileriye doğru bir basınç yaratırdı. Zaten senin neşen ciddiyetinden, mücadelenin ihtiyaçlarını karşılayabildiğini bilmenin rahatlığından kaynaklanıyordu.