Elindeki romanın yazımı tamamlanmak üzereydi. Yeniden yazmak istiyordu. Ele alacağı konular üzerinde kafa yorduğu bir sırada Habip’in hayatını yazma fikri alevlenmişti kafasında. Habip’le en son görüşmesinde “Seni yazmak istiyorum; bir sakıncası yoksa bana yaşam öykünü yazar mısın?” diye sormuştu. Habip ise, kaç günlük olduğunu şimdi hatırlayamadığı bir süre istemişti ondan. Birbirlerini artık bir daha göremeyeceklerini(285) bilmeden o gün vedalaşmışlardı. Çünkü o, yıllar süren uzun bir ayrılıktan sonra doğup büyüdüğü topraklara geri dönecekti. Onlar bir daha hiç görüşemeyeceklerdi. Habip söz verdiği yazıları ortak bir dostları aracılığıyla ulaştıracaktı ona. 4 Haziran 1998 tarihli dört sayfalık yazı, memleketine döndüğünün ikinci haftasında eline geçmişti. Her satırını çizerek ve içi yanarak defalarca okumuştu.