Ankara Terörle Mücadele Şubesi’nin garaj olarak da kullanılan alt katında, bir metre derinliğinde kapaklı bir tuvalet çukuru var. Beni bu tuvalet çukuruna koyup, kapağı üzerime kapatarak orada her seferinde bir saate yakın pisliğin içinde tutuyorlardı. Kollarımdan asıyor, bedenime elektrik veriyorlardı. Yaralı bacağımı tekmeleyip, kasığımdaki kısmen yırtık sinirleri büsbütün koparmaya çalışıyorlardı. Orada, devrim ile karşıdevrimin iradeleri çarpışıyordu. Bu nedenle taraflar kendi sınıfsal kimliklerine uygun düşen silah ve araçlarla savaşmaktaydılar. Ankara Terörle Mücadele Şubesi’nde devrimci onur bir kez daha zafer kazanmıştı.