Son konuşmamızda bana, “güvenimizi boşa çıkarmadın” demiştin. Benim için dünyanın en güzel(186)anıydı, bu sözleri senden duymak. Şimdi ise en güzel anısı... Bunları, senden duyacağım son sözler olacağını bilemediğim için, beynime kazımıştım ilk duyduğumda. Şimdi ise oya oya yüreğime nakşediyorum ve yüreğim çarptıkça bu sözleri duyacağım senden.
Tuhaf, anlatılmaz bir duygu şu an yaşadıklarım. Garip bir suçluluk psikolojisi içindeyim. Sen şehit düşmüşken yaşıyor olmak, nasıl anlatayım, garip bir suçluluk psikolojisi yüklüyor bana. Yaşamalıydın...
Yine beni hep olduğu gibi duygusallıkla suçlayacaksın. Hatta şehit düştüğünü duyduğun ilk anda tutamadığım gözyaşlarımı gördüğünde kimbilir nasıl kızdın. Haklı olduğunun farkındayım. Ama sen de biliyorsun ki aşmakta en çok zorlandığım zaafım bu duygusallığım. Üstelik sana onurlu bir yaşam borçluyken nasıl tutabilirdim ki gözyaşlarımı. Bu kez olsun beni bağışla yoldaş.