Yıllar sonra seninle yeniden karşılaştığımda, teoriyle(191)pratiğini örtüştürmüş Habip Gül vardı karşımda. Ve Habip Gül de Nevzat Çiftçi gibi hergün kendinde devrim yapıyordu. Bana sorsalar, partimiz seninle yeni bir Dimitrov kazandıracaktı devrim tarihine. Tıpkı Dimitrov gibi proleter, tıpkı Dimitrov gibi yorulmadan, usanmadan çalışan, sürekli kendini geliştiren bir komünisttin.
Akademik eğitim almış, belli bir birikimi olan niceleri iki satır yazı yazmakta zorlanırken, daha doğrusu yazmamak için türlü engeller çıkarırken, sen bir sürü işinin olmasına karşın, sürekli olarak yazı yazardın yayın organlarımıza. İmkansızlıklar içinde bile olanaklar yaratan, olmazı hiç değilse oldurmaya çalışan bir hedefe kilitlenmişlikti seninki. Kuşkusuz insan üstü biri değildin. Böylesine başarılı olmanın temelli nedeni inanmışlığın ve partiyi sahiplenmendi. Parti sendin, sen partiydin. “Herşey parti için!” sloganı, tam da senin pratiğinle karşılığını buluyor. Sendeki yetkinliği, örnek komünist kişiliği kavramak isteyenler, öncelikle senin partiyi sahiplenişini kavramalıdır. Ve bu yıllar öncesindeki Nevzat Çiftçi’nin temel karakteristliklerinin başında geliyordu.