|
|
səhifə | 10/53 | tarix | 06.09.2018 | ölçüsü | 1,22 Mb. | | #78071 | növü | Yazı |
| Zafere on yıldız... I Direniş ateşinde tutuştu sararan dalları Eylül’ün Ve yaprakları yağdı geceye kızıl gülümün Kuzguni yelelerini savurup da o yağız atlar süzüldüler dörtnala... Geceydi ve onlar kara bir gecedeki yıldızlar kadar çoktular Gözleri iki yürek iki cenk iki sevi... Buruşan ruhunda zamanın gün yüzlü çocuktular... II Bir civan yiğitti Habip Yaşamın alnında uzayan kararlı, derin...(149) Ve cengaver bir proleter köpüğünde o şarabi düşlerin Çakır gülüşü Karakoçan göklerinden damıtılmış ferah bir türkü öylesine berrak, coşkun, sevecen... Ekim’in saçlarında kumral bir rüzgardı esen Munzur eteklerinden saf, tortusuz... Parti’nin bayrağında dalga dalga büyüyen Tanıktır hücreler, işkence tezgahları Asla eğilmemişti başı de ki, çelikten yoğrulmuştu gövdesi Habip yoldaşın Atıldı en öne duvarlar demir kapılar tanık Kor çelikten bir ırmak gibi aktı
ateşinde kavganın(150)
III Her dem sevdalı ve her an ayaklanmaya hazır bir yorulmaz yürekti Ümit yoldaşın yüreği Sesinde yıldızlar terleyen zifiri mavi Gözbebekleri iki sıcak iki güneş damlası tanyerinin namlusuna sürülmüş iki dal mermi... Genç önderiydi Parti’nin Kavganın güleç yüzlü militanı Öfkesi alnının altında erimiş metalden bir okyanustu ve bir yanardağın derinliklerinden gelirdi kahkahaları Aykırı çiçeklere benzerdi sonra inatçı direngen Bir top ateş dikeni kimi zaman kimi zaman bir tutam çiğdem ve en çok da bir kızılca karanfildir o şimdi IV Ankara’da uykular kıpır kıpır Ankara’da Spartaküs kışkırtıyor rüyalarını uykuların Ve yüreklerin tellerinde kırılan parmakları dolaşıyor Jara’nın Ankara’da vakit gece yarısı Ankara’da Fuçik’in destanlaşan imgesi kırıyor gecenin kilidini Ve Robson’un şarkıları ayartıyor kentin sessizliğini Sağrıları ter içinde kızıl atlılar geçiyor sokaklarından Ankara’nın Atlılar... ‘Atları rüzgar kanatlı’ atlıları Nazım’ın Ankara’da bir hayalet dolaşıyor Yaşmakları kan oyalı anaların puslu gözlerine ışık üflüyor yıldız tozlarından Çiçeklerini suluyor
çoğul sevinçlerin(152)
Kızıl afişlerle donatıyor duvarları Fabrika çıkışlarında bildiri dağıtıyor işçilere Gençliğin kanını tutuşturuyor bir bakışıyla Ekmek, gül ve hürriyet günlerini anlatıyor otobüs duraklarında insanlara V Neyi simgeliyor sahneye düşen kırmızı ışık, sinsice parlaması bir an oyun boyunca duvarda asılı duran kabzası yakut kakmalı bıçağın. ve karanlığın ağzında derin bir mağara gibi uzadıkça uzaması sessizliğin, neyi anlatmaya çalışıyor?
Dostları ilə paylaş: |
|
|