Ve en son olarak mahkeme başkanı kontracıların talimatları doğrultusunda 14 kişiye tutuklama kararı verdi.(330)
Faşist rejim, zulme boyun eğmeyen, direnen herkese aynı pervasızlığı sergilemektedir. Baskı, terör, işkence ve nihayet açık katliamlarla boyun eğdirebileceğini sanmaktadır.
Ama hayır! “Vardık, varız, var olacağız!”
Onlar vahşice saldırarak sadece Habip Gül ismini belleklere daha derinlemesine kazıdılar. Tarih tanıklık edecektir ki, zulmünüz yalnızca isyan ateşimizi büyütecektir.
Şehitlerimiz “uğruna tereddütsüz ölünecek dava”mızın nasıl kazanılacağını bize göstermişlerdir.
Ümit yoldaşın anısına yaraşır bir kararlılık gösterildi
Faşist rejimin Ankara Ulucanlar Cezaevi'nde planlı bir şekilde gerçekleştirdiği vahşi katliamda katledilen devrimcilerin cenazeleri kontra güçleri tarafından saldırılara uğradı. Polis bu saldırılarla birlikte cenaze araçlarında bulunan onlarca devrimci ve ilerici insanı da gözaltına aldı.
Aynı katliamda şehit düşen komünist devrimci Ümit Altıntaş yoldaşın cenazesi de ailesi ve yoldaşları tarafından İstanbul’a getirilirken, İstanbul girişinde zırhlı araçlar eşliğinde yüzlerce kontra gücünün saldırısına uğradı. Ümit yoldaşın cenazesi kaçırılarak aynı gece polis kontrolünde Karacaahmet Mezarlığı'nda toprağa verildi.
Katliamın hemen ardından, tutsak yakınları ile(332)toplumun duyarlı kesimlerinin protesto gösterilerine, basın açıkmalarına, toplu telgraf çekme eylemlerine, toplantı mekanlarına vahşice saldırarak bir günde yüzlerce ilerici insanı gözaltına alarak gözdağı vermeye çalışan çete devleti, bu saldırılarını şehit cenazelerini kaçırarak da devam ettirdi.
Cenaze törenlerinin, kitlesel katılımlı düzen karşıtı gösterilere dönüşeceğinin çete devletine saldığı korku, onu daha da saldırganlıştırdı. Bu korkuya karşı terörden başka başvuracağı silahının olmadığını bir kez daha gösterdi.
Bizzat bir polis şefinin İstanbul girişinde Ümit yoldaşın cenazesini getiren ailesi ve arkadaşlarına hitaben kullandığı; biz bu cenazeyi bu gece gömeceğiz, zira cenaze töreni için İstanbul’da devrimciler ve kitle örgütleri büyük çapta hazırlık yaptılar, bu büyük olaylara neden olacak sözleri, bu korkunun ve endişenin ifadesidir. Onların bu korku ve endişe ile cenazeyi kaçırıp hemen toprağa vermesi, düzen güçlerinin cenazelerimizden dahi ne derece korkuya kapıldıklarını gösteriyor.
Komünistler, komünist devrimci Ümit yoldaşın cenaze törenine ciddi ve planlı bir faaaliyet ile hazırlandılar. Cenaze töreninin yoldaşın siyasal kimliğine uygun, onun mücadeleci ve direngen kimliğine yakışır bir şekilde gerçekleşmesi için azami bir enerjik çaba ortaya koydular. Şehit cenazelerinin ailelere teslim edileceği haberi ile birlikte harekete geçildi. İstanbul özgülünde tek şehit cenazesi olması dolayısıyla en geniş kesimlerin cenazeye sahiplenmesi için yoğun bir faaliyete girişildi. İlerici kurumların sürece ilişkin düzenledikleri toplantılara katılınarak cenaze törenine ilişkin konuşmalar yapıldı. Bu toplantılarda cenaze töreni ilk gündem(333)maddelerinden birini oluşturdu.
Toplantılara katılan kurum ve siyasal çevreler, cenazenin sahiplenmesi, cenaze töreninin düzen karşıtı bir gösteriye dönüştürülmesi, bunun için toplu bir siyasal irade ile bunun pratikte gerçekleşmesi için yoğun bir hazırlık içerisinde olunması gerektiği üzerinde kararlılıkla durdular ve bu konuda ortak bir fikir ve tutum oluşturdular.
Aynı çalışma, çeşitli konfederasyonlara bağlı şendika şubelerine yönelik olarak da yapıldı. Şubeler gezilerek, katlimanm hesabının sorulması ve şehit cenazelerin sahiplenmesi, cenaze törenlerine güçlü katılımın sağlanılması çerçevesinde görüşmeler yapıldı.
Kendi çevremiz etkin biçimde hareket geçirildi.
Emekçi semtleri ile çeşitli fabrikaların işçi servislerine sürece ilişkin bildiriler dağıtıldı. Bunu emekçi kahvelerinde ve kitlelerin blundukları mekanlarda sözlü ajitasyon çalışması izledi.
Devrimci hareketlerle süreçten dolayı sağlanan acil eylem ve güç birliği, cenaze töreni boyunca da korundu. Bu çevrelerle cenaze töreni için eylem komitesi oluşturuldu. Tüm bu çalışmaları, siyasal grup ve partiler ile çeşitli sendika şubeleri ve kitle örgütlerinin; cenazeleri sahiplenilmesi, cenaze törenlerinin hesap sorma gösterilerine dönüştürülmesi çağrı ve açıklamaları izledi. 30 Eylül Perşembe günü için cenaze törenine somut çağrı yapıldı. Bu çağrı toplumun en geniş kesimlerine ulaştırıldı. Cenazelerin düzen güçleri tarafından kaçırılması halinde, aynı saatte temsili bir cenaze töreni düzenleneceği kararlılığı ortaya konuldu.
Çete devletinin Ümit yoldaşın cenazesini kaçırmasından dolayı fiili cenaze töreni gerçekleşemedi. Buna rağmen temsili cenaze töreni için yapılan çağrıya(334)ciddi bir katılım sağlandı. Çağrı saatinde insanlar Karacaahmet Cemevi önüne gelmeye başladılar.
Kalabalık arttığı için insanların bir kısmı cemeevi içerisinde beklemek zorunda kaldılar. Bu sırada polisin panzerlerle kalabalık bir şekilde mezara giden yolları tuttuğu öğrenildi. Toplanan eylem komitesinin bu durum üzerine aldığı karar, kortej oluşturup polis barikatına kadar pankart ve sloganlar eşliğinde yürüyüşe geçmek, barikatının aşılmasının mümkün olamayacağı durumda ise, orada saygı duruşu ile basın açıklaması yapılarak dağılmak idi.