1 Tarih Bilimine Giriş Tarihin Tanýmý



Yüklə 0,8 Mb.
səhifə1/11
tarix18.01.2018
ölçüsü0,8 Mb.
#38720
  1   2   3   4   5   6   7   8   9   10   11

1

1) Tarih Bilimine Giriş

Tarihin Tanýmý

Insan topluluklarýnýn geçmişteki yaşayýşlarýný, kültür ve uygarlýklarýný, sosyoekonomik

yapýlarýný neden-sonuç ilişkisi içerisinde yer ve zaman göstererek

inceleyen, elde ettigi bulgularý, belgelere dayanarak objektif bir şekilde açýklayan

sosyal bilim dalýna tarih denir.

Tarihi Olaylar Incelenirken Uyulmasý Gereken Kurallar

1. Olaylar, neden-sonuç ilişkisi içerisinde incelenmelidir.

2. Olayýn geçtigi yer ve zaman belirtilmelidir.

3. Olayda rolü olan kişilerin katkýlarýnýn dogru olarak degerlendirilebilmesi için

olayýn geçtigi günün şartlarý göz önünde bulundurulmalýdýr.

4. Olayýn geçtigi yerde araştýrma yapýlmalýdýr.

5. Olaylar objektif olarak degerlendirilmelidir.

Objektifligin saglanmasý için aşagýdaki şartlara uyulmalýdýr :

* Olayýn üzerinden belli bir süre geçmelidir.

* Olay, meydana geldigi günün deger yargýlarý göz önüne alýnarak incelenmeli,

günümüzün deger yargýlarý ile yorumlanmamalýdýr.

* Kaynak taramasý yapýlmalýdýr.



Tarih Öncesi Devirler

Insanlarýn yeryüzünde faaliyet göstermeye başlamasýndan M.Ö. 3000 yýllarýnda

Sümerler tarafýndan yazýnýn bulunmasýna kadar geçen döneme Tarih Öncesi

Devirler denir.

2

Tarih öncesi devirlerle ilgili bilinmesi gereken bazý özellikler şunlardýr :



* Tarih öncesi devirlerle ilgili yazýlý belgeler olmadýgýndan insan topluluklarýnýn

býraktýgý kalýntýlar kullanýlarak bilgi toplanabilmiştir.

* Tarih öncesi devirler, insanlarýn kullandýklarý araç ve gereçlere göre dönemlere

ayrýlmýştýr.

* Tarih öncesi devirlerin başlama ve bitişleri bölgelere göre farklýlýklar

göstermiştir.

* Tarih öncesi devirler Mýsýr hariç normal seyrini izlememiştir. Bunun nedeni

göçler sonucunda uygarlýk alanýnda ileri toplumlarýn diger topluluklarý etkilemesidir.



Taş Devirleri

1. Eski Taş Devri (Paleolitik)

Yontma Taş Dönemi’ni içine alan Paleolitik Devir’de insanlar;

* Küçük gruplar halinde avcýlýk ve toplayýcýlýkla hayatlarýný devam ettirmişlerdir.

Üretim faaliyetleri başlamamýştýr.

* Taştan, agaçtan ve kemikten ilk defa araç - gereç yapýmýna başlamýşlardýr.

* Ateşi bularak ýsýnma, pişirme ve aydýnlanmada kullanmýşlardýr.

* Magaralarda yaşamýşlar ve duvarlara çeşitli resimler yapmýşlardýr.

2. Yeni Taş Devri (Neolitik)

Cilalý Taş Devri diye de adlandýrýlan Neolitik Devirde tarýmsal faaliyetler

başlamýştýr. Bu gelişme sonucunda insanlar;

* Üretici duruma geçmişler, toplayýcýlýktan kurtulmuşlardýr.

* Göçebelikten yerleşik hayata geçmişlerdir. Su kenarlarýnda köyler kurarak

toplumsal hayatý başlatmýşlardýr.

* Ticaret faaliyetlerini başlatmýşlardýr.

* Hayvanlarý evcilleştirmişlerdir.

3

* Keten, kenevir gibi bitkiler yetiştirmişler ve dokumacýlýk faaliyetlerini



başlatmýşlardýr.

* Yiyecek ve içeceklerini korumak için topraktan kaplar yapmýşlardýr. Topraktan

ev eşyasý yapmýşlar ve seramik sanatýný başlatmýşlardýr.

Maden Devirleri

Maden Devirleri Bakýr, Tunç ve Demir Devirleri şeklinde üçe ayrýlýr. Ateşin

bulunmasý madenlerin kullanýlmasýna ortam hazýrlamýştýr. Demirin bulunmasý ve

işlenmesi, insanlýk tarihinde çok önemli gelişmelere ortam hazýrlamýştýr.

Demirin yüksek ýsýda işlenmesi sanayinin gelişmesine neden olmuştur. Tunç

Devri’nde önce şehir devletleri sonra da büyük devletler kurulmuş, Demir Devri’nde

ticaret hýzlanmýş ve toplumlarýn birbirleriyle ilişkileri artmýştýr.

Tarih Çaglarý

M.Ö. 3000’li yýllarda Sümerlerin yazýyý bulmalarýyla başlayýp günümüze kadar

devam eden döneme Tarih Çaglarý denilmiştir.

Tarihin çaglara ayrýlmasýnda toplumlarý etkileyen önemli sosyal ve ekonomik

gelişmeler dikkate alýnmýştýr. Tarih çaglarý Ilkçag (M.Ö. 3000 - 375), Ortaçag (375 -

1453), Yeniçag (1453 - 1789), Yakýnçag (1789 - .....) şeklinde ayrýlmýştýr.

4

2) Ilkçag Medeniyetleri

Anadolu Medeniyetleri

Anadolu, göç ve ticaret yollarýnýn üzerinde bulunmasý, Asya ile Avrupa’yý birbirine

baglamasý, topraklarýnýn verimli olmasý ve ikliminin insanlarýn yaşayýşýna uygun

olmasý gibi nedenlerden dolayý zengin ve yüksek kültürlerin beşigi olmuştur.

Karşýlýklý kültür alýş - verişleri Anadolu’da uygarlýklarýn gelişmesini hýzlandýrmýştýr.

M.Ö. II. Binden M.Ö. VI.Yüzyýla Kadar Türkiye

Hititler

Hititler, M.Ö. 2000 yýlý başlarýnda Kafkaslardan Orta Anadolu’ya gelerek Kýzýlýrmak

kývrýmý içine yerleşmişlerdir. Hititler, M.Ö. 1400 yýllarýnda imparatorluk haline

gelmişlerdir.

Bu dönemin en önemli gelişmesi, Hititler ile Mýsýrlýlar arasýnda yapýlan Kadeş

Savaşý Antlaşmasý’dýr. M.Ö. 1296’da yapýlan Kadeş Antlaşmasý tarihte bilinen ilk

yazýlý antlaşmadýr.

Hitit Devleti, M.Ö. 1200 yýllarýnda batýdan gelen kavimler tarafýndan parçalanmýştýr.

Ege göçlerinden sonra şehir devletleri halinde yaşayan Hititlere M.Ö. 700 yýllarýnda

Asurlular son vermişlerdir.

Asurlulardan sonra Türkiye’de Pers egemenligi kurulmuş ve Hitit halký tamamen

Pers hakimiyetine girmiştir.



Frigyalýlar

Frigler, Ege göçleri sýrasýnda Anadolu’ya gelerek M.Ö. 800 yýllarýnda Gordion

(Polatlý) merkezli bir devlet kurdular.

5

Kafkaslar üzerinden gelen Kimmerlerin egemenligi altýna giren Frigyalýlara Persler



son vermişlerdir.

Lidyalýlar

Lidyalýlar, Frigyalýlar gibi M.Ö. 1200’lerde Anadolu’ya gelerek, bugünkü Gediz ve

Küçük Menderes vadileri arasýnda kalan bölgede Kral Giges tarafýndan Sard

(Salihli) merkezli bir devlet kurmuşlardýr. Pers saldýrýlarýna dayanamayan Lidya

Devleti, M.Ö. 546 yýllarýnda yýkýlmýştýr.

Iyonyalýlar

Dorlarýn baskýsý sonucunda Akalarýn bir kýsmý Yunanistan’dan Batý Anadolu’ya göç

etmişler ve Izmir çevresindeki yerli halkla kaynaşarak şehir devletleri kurmuşlardýr.

Bu şehir devletleri arasýnda siyasal birlik saglanamamýştýr. Iyon şehir devletleri

arasýnda en tanýnmýşlarý Efes, Milet, Foça ve Izmir’dir.

Ön Asya’dan gelen ticaret yollarýnýn bitim noktasýnda bulunan Iyonyalýlar, kýsa

zamanda ileri bir medeniyet kurmuşlar ve kolonicilik faaliyetleriyle

zenginleşmişlerdir.



Urartular

Urartu Devleti, Dogu Anadolu’da Asya kökenli Hurriler tarafýndan kurulmuştur.

Urartularýn merkezi Tuşpa (Van)’dýr. Bölgenin en güçlü devletlerinden biri olan

Urartular, M.Ö. 600’lerde Medler tarafýndan yýkýlmýştýr.



M.Ö. II. Binden M.Ö. VI. Yüzyýla Kadar Türkiye’de Kültür ve Medeniyet

Devlet Yönetimi

Ilkçaglarda Türkiye’de kurulan devletler krallýkla yönetilmiştir. Bütün yetkiyi elinde

bulunduran krallar, ayný zamanda başkomutan, baş yargýç ve baş rahiptir.

6

Bu durum krallarýn siyasi askeri ve dini yetkileri kendilerdinde topladýklarýný ve



güçlerini arttýrdýklarýný göstermektedir

Başlangýçta Hitit Krallýgý, feodal beyliklerden oluşuyordu. Daha sonralarý bu

beylikler kaldýrýlarak yerlerine merkezden valiler atanmýştýr. Böyle bir degişiklikle

Hititler merkezi otoriteyi güçlendirmeyi amaçlamýşlardýr.

Hititlerin ilk zamanlarýnda kralýn yetkileri soylulardan oluşan Pankuş Meclisi

tarafýndan sýnýrlandýrýlmýştýr. Ancak imparatorluk döneminde Pankuş Meclisi’nin

yetkileri azalýrken kralýn yetkileri artmýştýr.

Dolayýsýyla soylular yönetimden uzaklaştýrýlmýştýr. Devlet yönetiminde kraldan

sonra en yetkili kişi Tavananna adý verilen kraliçeydi. Tavananna, dini törenlere ve

bayramlara başkanlýk yapar, kral savaşa gittiginde ülkeyi yönetirdi. Hatta Kadeş

Antlaşmasý’nda Hitit kralýnýn yanýnda kraliçenin de imzasý yer almýştýr. Bu durum

Hititlerde kadýnlarýn devlet idaresinde etkili oldugunu göstermektedir.

Hititlerde Pankuş Meclisi'nin bulunmasý meşrutiyete benzeyen bir yönetim varlýgýný

ve krallarýn yetkilerinin bir dönem kýsýtlandýgýný göstermektedir.



Ordu

Türkiye; topraklarýnýn verimli olmasý ve ticaret yollarý üzerinde bulunmasý sebebiyle

sýk sýk istilalara ugramýştýr. Bu durum Anadolu’da kurulan devletleri askerlige önem

vermeye zorlamýştýr.

Ticaret faaliyetleriyle zenginleşen Lidyalýlar, Anadolu’ da ücretli askerlik sistemini

kurmuşlardýr. Ancak bu askerler arasýnda dil ve taktik birligi olmadýgý gibi vatan -

millet sevgisi de yoktu. Sadece para için savaşan ücretli askerlerin başarý

kazanmasýný zorlaştýrmýştýr. Bu durum Lidyalýlarýn yýkýlmasýnda etkili olmuştur.

7

Hukuk

Anadolu’da Ilkçag hukuku, komşu medeniyetlere göre yumuşak bir karakter

taşýmaktadýr. Anadolu’da yapýlan kanunlarda komşu medeniyetlerin önemli etkisi

ve katkýsý olmuştur.

Hititler, kanunlarýný Mezopotamya’dan almakla beraber, ilaveler ve düzeltmelerle

Anadolu’da ilk kanunlarý yapmýşlardýr. Medeni hukuk ve ceza hukuku büyük

gelişme göstermiştir. Hitit kanunlarý, hür vatandaşlara oldugu kadar kölelere de

mülkiyet hakký tanýyordu.

Ilkçag devletlerinin temel geçim kaynagý tarým ve hayvanlýlýk oldugu için tarým ve

hayvanlýgý korumaya yönelik agýr cezalar içeren kanunlar

yapmýşlardýr.Örnegin;Frigyalýlarda öküz kesene ölüm cezasý verilmiştir

Hititlerde krallýn buyruklarýna karşý gelmek develete baş kaldýrmak büyük suç

sayýlmýş ve ölümle cezalandýrýlmýştýr Bu da Hititlerin merkezi otoriteye önem

verdiklerini göstermektedir



Din ve Inanýş

Ilkçaglarda Türkiye’de çok tanrýlý bir din anlayýşý hakimdi. Bu nedenle Anadolu için

“Bin Tanrý Ili” denilmiştir. Anadolu’nun batýsýnda kurulan medeniyetler Yunan

tanrýlarýndan, doguda kurulan medeniyetler ise, Mezopotamya tanrýlarýndan

etkilenmişlerdir. Bu durum, Türkiye’nin cografi konumundan dogan tabii bir

sonuçtur.

Ilkçag insanlarýnda ugraş alanlarýndaki gelişmeler inançlarý üzerinde etkili

olmuştur.Örnegin tarým faaliyetlerine önem veren Frigyalýlarda en büyük tanrý

olarak bereket tanrýsý Kibele'yi kapul etmeleri gibi

Sosyal ve Iktisadî Hayat

Anadolu’da halk sosyal sýnýflara ayrýlmýştý. En üst sýnýf olarak kabul edilen kral ve

ailesi devletin yönetimini üstlenmiştir. Anadolu’da asillerden başka rahipler,

sanatçýlar, askerler, memurlar ve köleler gibi sýnýflar da bulunuyordu.

8

Anadolu'da bu sýnýflarýn bulunmasý Türkiye'de yaşayan insan topluluklarýnýn



arasýnda eşitsizligin oldugunu göstermektedir.

Ticarete büyük önem veren Lidyalýlar, bu amaçla Efes’ten başlayarak

Mezopotamya’ya kadar uzanan Kral Yolu’nu yapmýşlardýr. Bu yolun yapýlmasý

sonucunda;

* Lidyalýlar zenginleşmiştir.

* Dogu - Batý kültürleri arasýnda etkileşim artmýştýr.

* Takas usulünün gelişen ticareti karşýlayamamasý üzerine M.Ö. 700 yýllarýnda

Lidyalýlar ilk parayý kullanmýşlardýr.

Lidayalýlarýn parayý icat etmeleri;alýşverişi kolaylaştýrmýş ekonomik hayatý

canlandýrmýş sermaye birikimine ve finans sektorünün oluşmasýna ortam

hazýrlamýştýr. Paranýn kullanýlmasýna başlanmasýndan sonra degiş dokuş(takas)

uygulamasý ortadan kalkmýştýr.

Denizci bir medeniyet olan Iyonyalýlar, Akdeniz ve Karadeniz’de koloniler kurarak

ticaret faaliyetleriyle zenginleşmişlerdir.

Bir devletin ekonomik, siyasal ve sosyal nedenlerden dolayý, kendi sýnýrlarý dýşýnda

ele geçirip yönettigi ülkeye veya topraklara koloni denir. Kolonilerin kurulmasýnda;

* Hammadde ihtiyaçlarýnýn karşýlanmasý

* Üretim fazlasý mallar için pazar bulunmasý

* Askeri gücün artýrýlmak istenmesi

* Diger devletlere askeri, siyasal ve ekonomik alanlarda üstünlük saglama

düşüncesi etkili olmuştur.

Yazý ve Edebiyat

Anadolu’ya yazýyý Mezopotamya medeniyetlerinden Asurlular getirmiştir.

9

Hititler ve Urartular, Asurlulardan aldýklarý çivi yazýsýný kullanmýşlar, ayrýca Hititler



kendi icatlarý olan hiyeroglif yazýsýný da kullanmýşlardýr. Frigyalýlar, Lidyalýlar ve

Iyonyalýlar Fenikelilerin alfabesini kullanmýşlardýr.

Hititlerden kalan en önemli yazýlý eserler anal adý verilen yýllýklardýr. Hititler

anallarla (yýllýklar) Anadolu’da tarih yazýcýlýgýný başlatmýşlardýr.

Hitit yýllýklarýnda krallarýn,zaferi kadar yenilgilerininde yýllýklara yazdýrýlmasý tarafsýz

bir tarih anlayýşýna sahip oldugunu göstermektedir.Bu yýllýklar ,Ilkçag Anadolu

tahihinin aydýnlanmasýnda önemli rol oynamýşlardýr.

Bilim ve Sanat

Anadolu medeniyetleri içinde her yönden en ileri olaný Iyonyalýlardýr. Iyonyalýlar

özgür düşüncenin ve pozitif bilimlerin öncüsü olmalarý yönüyle önem taşýrlar.

Felsefe, matematik ve týp bilimlerinin temeli Iyonya’da atýlmýştýr.

Hitit sanatý, Mezopotamya sanatýnýn etkisinde gelişmiştir. Heykelcilik ve

kabartmacýlýk gelişen başlýca sanatlar olmuştur. Hititlerin en önemli kabartmalarý

Yazýlýkaya ve Ivriz kabartmalarýdýr. Frigyalýlarda dokumacýlýk, maden işçiligi, kaya

mimarisi, Lidyalýlar da dokumacýlýk, çömlekçilik, dericilik ve madencilik, Urartular

da maden işlemeciligi, su mimarisi, Iyonyalýlarda ise, saray ve tapýnak mimarisi

gelişmiştir.



Iskender Imparatorlugu

M.Ö. 337’de tahta geçen Iskender, önce Yunanistan’daki bütün şehir devletlerini,

sonra da Anadolu, Iran, Irak, Suriye ve Mýsýr’da Perslere ait tüm topraklarý kendine

baglamayý başardý. Büyük Iskender’in Asya seferinin sonucunda Hellenizm

uygarlýgý dogmuştur. Büyük Iskender, 33 yaşýnda öldü (M.Ö. 323). Iskender’in

ölümünden sonra kazanýlan topraklarda bagýmsýz devletler kurulmuştur.

10

Roma Imparatorlugu

Romalýlar; disiplinli, planlý ve teşkilatlý hareket ederek kýsa sürede bütün Italya’yý

Roma’ya baglamýşlardýr. Bu gelişmelerden sonra Romalýlar, Dogu Akdeniz’e

yönelmişlerdir. Iskender Imparatorlugu parçalandýktan sonra Selevkoslar Krallýgý’ný

yenerek Türkiye topraklarýnýn tamamýna hakim olmuşlardýr.

Roma Imparatorlugu’nun siyasal tarihinde; Krallýk Cumhuriyet ve Imparatorluk

dönemleri yaşanmýştýr. Merkezi yönetimin zayýflamasý, eyaletlerin güçlenmesi,

Hristiyanlýgýn yayýlmasý, Kavimler Göçü’nün meydana getirdigi kargaşa, iç

savaşlara katýlan ordularýn sýnýrlarý ihmal etmesi gibi nedenlerden dolayý Roma

Imparatorlugu, Dogu ve Batý olarak parçalanmýştýr (395). Bunlardan Batý Roma

476’da, Dogu Roma ise 1453’te yýkýlmýştýr.

Roma’da patricilerle (soylular) plepler (Roma’ya sonradan gelen halk) arasýnda

çatýşmalar olmuştur. Romalýlar Yunan kanunlarýndan yararlanarak 12 Levha

Kanunlarýný yapmýşlardýr. Patrici-Plep mücadelesi 12 Levha Kanunlarýndan sonra

da devam etmiştir.

Gümümüz Batý dünyasýnda uygulanan hukuk kurallarýnýn temeli Roma hukukuna

dayanýr. Bu hukuk kurallarý bazý degişikliklerle Bizans hukuku adýyla Dogu Roma

'da yürürlükte kalmýştýr

Romalýlar ticareti geliştirmek amacýyla Anadolu’da yeni yollar yapmýşlar ve ihtiyaç

duyduklarý ürünleri Anadolu’dan götürmüşlerdir.

Romalýlar; Fenikeliler, Iyonyalýlarýn ve Yunanlýlarýn geliştirdigi alfabeye son şeklini

kazandýrmýşlar ve “Latin Alfabesi”ni oluşturmuşlardýr. Mýsýr’dan aldýklarý Güneş yýlý

esaslý takvimi, Sezar ve Papa XIII. Gregor dönemlerindeki düzenlemelerle bugün

kullandýgýmýz şekle getirmişlerdir.



Mezopotamya Medeniyetleri

Sümerler birbirinden bagýmsýz birçok küçük şehir devletçiklerinden oluşan bir

uygarlýk kurdular.

11

Şehir devletleri arasýnda savaş eksik olmuyordu. Kuvvetli prensler, yakýnýndaki



diger şehirlere de söz geçirerek büyük krallýklar kuruyordu.

Mezopotamya’daki ilk medeniyet olan Sümerler, ayný zamanda tarihte bilinen ilk

yazýyý da kullanmýşlardýr. M.Ö. 3000’lerde kullanýlmaya başlanan yazý sayesinde

kültür aktarýmý kolaylaşmýştýr.

Aşagý Mezopotamya’da bulunan Sümerlerin kralý Urugakina tarafýndan ilk yazýlý

kanunlar yapýlmýştýr (M.Ö. 2375). Bu kanunlarýn cezalandýrma yöntemi genel

olarak “fidye” yani “bedel” sistemine dayalýydý.

Çok tanrýlý dine inanan Sümerlerin krallarý rahip - kral olarak bilinirdi. Öncelikle dini

amaçlý yaptýklarý “Ziggurat” denen tapýnaklar ayný zamanda rasathane ve soguk

hava deposu olarak kullanýlmýştýr.

Bilimde ilerlemiş olan Sümerler dört işlemi kullanmýşlar ve dairenin alanýný

hesaplamayý başarmýşlardýr. Edebiyat alanýnda günümüze kadar ulaşan en önemli

eserleri Yaradýlýş, Tufan ve Gýlgamýş destanlarýdýr.

Akadlar tarihte bilinen ilk büyük imparatorlugu, ilk düzenli ve sürekli ordularý

kurmuşlar, bunun sonucu olarak Sümer uygarlýgýný Ön Asya’ya yaymýşlardýr.

I. Babil Devleti’nin krallarýnýn en önemlisi olan Hammurabi ilk anayasa olarak kabul

edilen “Hammurabi Kanunlarý’ný” yapmýştýr. Bu kanunlar yapýlýrken daha önce

uygulanan kanunlardan yararlanýlmýştýr. Urugakina Kanunlarýna göre daha sert

cezalar vardýr. Bazý suçlara kýsas cezalarý verilmiştir.

Babil Kralý Hammurabi rahip-kral anlayýşýný reddederek gücünü dinden degil askeri

kuvvetten almýştýr.Mutlak Krallýk sistemi Hammurabi ile başlamýştýr.

M.Ö. 2000 yýllarýnda Asurlular, Anadolu’da ticaret kolonileri kurarak hem ticareti

geliştirmişler, hem de Anadolu’da yazýlý devirleri başlatmýşlardýr. Kayseri

yöresindeki Kültepe’de ticaretle ilgili Asurca birçok tablet bulunmuştur.

12

Mýsýr Medeniyeti

Mýsýr Medeniyeti, Nil nehrinin çevresinde kurulmuştur. Etrafýnýn çöllerle çevrili

olmasý, diger medeniyetlerle daha az etkileşmesine neden olmuştur.

Mýsýrlýlar öldükten sonra dirilmeye inanmýşlar ve bu nedenle diger yaşamlarýnda

kullanabilmek için bazý eşyalarýný mezarlarýna koymuşlardýr.

Mýsýr sanatý dini agýrlýklýdýr. Yeniden dirileceklerine inandýklarýndan cesetlerin

bozulmamasýna dikkat etmişler ve Mýsýrlýlarda mumyacýlýk milli sanat haline

gelmiştir. Mumyacýlýk faaliyetleri insan vücudunun yakýndan tanýnmasýný ve

Mýsýr’da týp biliminin gelişmesini saglamýştýr.

Mýsýrlýlar, resim yazýsý denilen hiyeroglif yazýsýný kullanmýşlardýr. Gök cisimlerini

incelemek için rasathaneler kurmuşlar ve astronomide oldukça ilerlemişlerdir.

Bugün kullandýgýmýz Miladi takvimin ilk düzenli şeklini Mýsýr medeniyeti

oluşturmuştur.

Mýsýr ekonomisinin temelini tarým ürünlerinden saglanan gelirler oluşturuyordu.

Mýsýr’da canlý bir ticaretin oldugu bilinmektedir.

Fenikeliler

Fenikeliler, Lübnan daglarý ile Akdeniz sahili arasýnda kalan kýyý şeridine

yerleşmişlerdir. Arazilerinin tarýma elverişli olmamasý ve Mýsýr’dan Anadolu’ya

ulaşan ticaret yolu üzerinde bulunmalarý Fenikelilerin ticaret alanýnda ilerlemelerini

saglamýştýr. Fenikeliler şehir devletçikleri halinde yaşamýş ve krallýkla idare

edilmişlerdir.

Fenikeliler kurduklarý kolonilere sadece ticari amaçlarýný gerçekleştirmek için

gittiklerinden dolayý askerlige önem vermemişler ve kolonilerini yurt

edinmemişlerdir. Bu nedenle kolonilerini kaybetmişlerdir.

13

Tarihe en önemli katkýlarý günümüz Latin alfabesinin temelini oluşturan 22 harfli ilk



alfabeyi bulmalarýdýr.

Denizcilik ve ticaret faaliyetleriyle gelişme gösteren Fenikeliler Dogu lve Ön Asya

uygarlýklarýndaki gelişmeleri Batýya taşýyarak kültürler arasý etkileşimi

saglamýşlardýr.



Ibraniler

Tarihte ilk defa tek tanrýlý bir dine inanan Ibraniler, Musevilik dininin sadece kendi

kavimlerine ait oldugunu kabul ederek diger toplumlarda yayýlmasýný

engellemişlerdir. Bu durum dünyanýn degişik yerlerine dagýlan Yahudilerin milli

birliklerini korumalarýný ve varlýklarýný sürdürmelerini saglamýştýr.

Yunan Medeniyeti

Dorlar taarfýndan Yunanistan’da kurulan şehir devletçiklerine polis adý verilmiştir.

Yunanistan’ da sýnýflar arasýndaki mücadeleler sonunda sýnýf farklarý kaldýrýlmýş ve

demokrasi yönetimi benimsenmiştir.

Yunanistan’da Halk gelirine göre, “Dörtyüzler Meclisi” veya “Halk Meclisleri”nde

yönetime katýlma olanagý elde etmiştir.

Yunanistan’da yapýlan kanunlarla demokratikleşme yolunda önemli bir adým

olmasýna ragmen asillerin yetkileri ellerinden alýndýgý için diger sýnýflar arasýnda

mücadele yine devam etmiştir.

14

3) Islamiyetten Önceki Türk Tarihi



Türk Göçleri ve Sonuçlarý

Göçlerin Nedenleri

* Iklim koşullarýnýn degişmesine baglý olarak meydana gelen kuraklýk, artan

nüfusa mevcut topraklarýn yetmemesi ve bu gelişmelerin sonucunda bölgede

geçim sýkýntýsýnýn ortaya çýkmasý

* Türk boylarý arasýndaki siyasal anlaşmazlýklardan dolayý ortaya çýkan savaşlar

* Dýş baskýlardan (Çin, Kitan ve Mogol) dolayý Türklerin bagýmsýzlýklarýný

kaybetmek istememeleri

* Salgýn hayvan hastalýklarý ve otlaklarýn yetersiz hale gelmesi



Göçlerin Sonuçlarý

* Orta Asya kültür ve medeniyeti dünyanýn degişik yerlerine yayýlmýştýr.

* Orta Asya’da kalan boylar Hunlarýn yönetiminde ilk Türk devletini kurmuşlardýr.

* Farklý bölgelerde Türk devletleri kurulmuştur.

* Batýya giden Türkler, Kavimler Göçü’nü başlatmýşlardýr.

* Türkler degişik kültür çevreleriyle etkileşim içine girmişlerdir.

* Türklerin çok çeşitli bölgelere yayýlmasý, Türk tarihinin bir bütün halinde

incelenmesini engellemiştir.

Türklerin atý evçilleştirmeleri ve tekerlegi kullanmalarý çok uzak bölgelere göç

etmelerine yardýmcý olmuştur.

15

Ilk Türk Devletleri

1. Asya Hun Imparatorlugu

Kurulduklarý tarih kesin olarak bilinmeyen Hunlar hakkýnda Çinlilerin verdigi bilgiler

M.Ö. I. Bin yýlýn başlarýna kadar uzanýr.

M.Ö. III. yüzyýlýn ikinci yarýsýnda Hunlar, Çinlilere karşý büyük bir güç haline

gelmişlerdir. Çinliler, Hun akýnlarýna engel olabilmek için kuzey sýnýrlarýnda bir

duvar örmeye başlamýşlardýr. Bugün “Çin Seddi” diye bildigimiz bu duvar M.Ö. 214

yýlýnda tamamlanmýştýr.

Çinlilerle mücadele eden Mete Han’ýn asýl düşüncesi, Çin’i etkisiz hale getirmekti.

Çin’i yýllýk vergiye baglayan Mete, gücünün sembolü olarak Çinli bir prensesle

evlenmiştir.

Kalabalýk Çin nüfusu içerisinde Türklerin asimile olmasýndan çekinen Mete,

Çinlilerle antlaşma yapmýş ve onlarla dost kalmayý tercih etmiştir.

Mete Han’dan sonra Hunlar zayýflamýştýr. Bu dönemde, Çinlilerin propagandasýyla

Hun beyleri birbirine düşmüştür. Mete’nin ölümünden sonra zayýflayan Hunlar,

önce Dogu ve Batý olarak sonra da Güney ve Kuzey olarak parçalanmýşlardýr.

Kavimler Göçü

Aral gölü çevresinde toplanan Hun boylarý Orta Asya’daki Çin baskýsý ve kuraklýk

yüzünden IV. yüzyýlýn ortalarýndan itibaren batýya dogru göç ederek barbar

kavimleri Roma Imparatorlugu üzerine saldýrmalarý sonucu Kavimler göçü olmuştur

(375).

Kavimler Göçü’nün Sonuçlarý

* Roma Imparatorlugu ikiye ayrýlmýştýr (395).

* Batý Roma Imparatorlugu yýkýlmýştýr (476).

16

* Avrupa’da yeni milletler ortaya çýkmýş ve yeni devletler kurulmuştur. Böylece



Avrupa’nýn günümüze kadar gelen etnik yapýsý oluşmuştur.

* Ilkçag’ýn sonu Ortaçag’ýn başlangýcý kabul edilmiştir.

* Feodalite (Derebeylik) rejimi ortaya çýkmýştýr.

* Avrupa’da Hun Devleti kurulmuştur.

* Hristiyanlýk barbar kavimler arasýnda yayýlmýştýr.


Yüklə 0,8 Mb.

Dostları ilə paylaş:
  1   2   3   4   5   6   7   8   9   10   11




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin