Ali Çakmakci euroil Genel Müdür Yardımcısı E. Hesap Uzmanı ymm, Bağımsız Denetçi



Yüklə 36,54 Kb.
tarix03.01.2019
ölçüsü36,54 Kb.
#89462


ali çakmakci renkli.png

2011 YILI MALİ BİLGİLERİ IŞIĞINDA ŞİRKETLERİN DURUMU1

Ali ÇAKMAKCI

Euroil Genel Müdür Yardımcısı

E. Hesap Uzmanı

YMM, Bağımsız Denetçi

1-Şirketlerin İlk 1.000 Şirket İçindeki Sıralamaları2:

2011 yılı mali bilgileri ışığında ilk 1.000 sanayi şirketinin ciro rakamlarına baktığımızda Tüpraş’ın 41,3-milyar TL ciro ile yine birinci olduğunu ve enerji-petrol alt sektörü olan rafineri sektöründe yalnız başına liderliğin keyfini sürdüğünü görmekteyiz. Sektörde 2011 sonu itibarıyla 6 adet rafinerici lisansı bulunmakta olup, 2 adedi henüz faaliyette bulunmamıştır. 2. sırada ise yine enerji piyasasından bir isim, 19,5-milyar TL ile OMV Petrol Ofisi’nin akaryakıt dağıtım kanalının (market leader) lideri olarak yer aldığına tanık olmaktayız. OMV Petrol Ofisi’nin akaryakıt dağıtım alanındaki liderlik koşullarında kısa vadede bir sorun gözükmese bile, peşinde 2002 yılında Koç Grubu’yla birleşme kararı alan ve neticesinde 10 yıllık sürede pazar payını %8’den %18’e çıkaran Opet’in varlığı liderlik için ileride çok ağır bedellerin ödenmesini gerektirebilir. Piyasada 2011 yılı EPDK yıllık raporu dikkate alındığında listenin 6. sırasında yer alan Shell-Turcas’ın benzin türlerinde lider konumunda bulunurken, OMV Petrol Ofisi motorinde birinci sırayı almaktadır. Sırasıyla, Opet, BP Petrolleri AŞ ve Total Oil Türkiye AŞ ise diğer rakipler olarak göze çarpmaktadır.

Konunun daha da enteresan tarafı, Opet’in 2010 yılında Türk Telekom’un gerisinde olmasına rağmen, 2011 yılında tam 4.4-milyar TL tutarında ciro farkı yaratıp 3. sıraya yerleşmesidir. Dolayısıyla, Opet’in 2011 yılı performansı dengeleri oldukça değiştirmiş ve OMV Petrol Ofisi ile arasındaki mesafeyi kapatmıştır. Opet ve OMV Petrol Ofisi’nin liderlik kavgası gerçekten önümüzdeki yıllarda farklı gelişmelere yol açabilir.

İlk 3 sırada dikkat edilirse akaryakıt sektöründe faaliyet gösteren şirketlerin, makro ifadeyle enerji piyasasının olduğuna tanık olmaktayız. Bu durum, sektörün ülke ekonomisi için ne kadar önemli olduğunu ortaya koymakla beraber, ciddi oranda katma değeri dışarıdan ithal eden bir sektör olarak ülke ekonomisine verdiği zararları görmezlikten gelmek yanlış olacaktır. Bu listeye biraz enerji sektöründe özellikle yenilebilir enerji alanında faaliyet gösteren sektörlerin girmesi ülke için oldukça zorunlu bir durumdur. Zira, bu yıl açıklanan 2013-2015 yılı OVP’de program dönemi boyunca 65-milyar civarı enerji ithalatı hedefler arasında yerini almıştır. Ayrıca, Ekonomi Bakanlığı verilerine göre sırasıyla demir çelik sektörü, otomotiv ve maden sektörü, kimya ve tekstil sektörü önemli düzeyde ara malı ithal eden sektörlerin başında gelmektedir.

Listenin 4. sırasında ise 2010 yılına göre bir basamak gerileyen Türk Telekom yaklaşık 12-milyar TL ciro ile yer almakta, daha sonra ise çok az bir farkla 5. sırada Türk Hava Yolları gelmektedir. Türk Hava Yolları’nın 3,5-milyar TL ilave ciro ile 2010 yılında yer aldığı 8. sıradan 5. sıraya gelmesi de görülmeye değer bir başka durumdur. Shell-Turcas Petrol 10.7-milyar TL ile 6. sırada yer almıştır. 7. sırada Ford-Otosan, 8. sırada Philip Morris ve 9. sırada ise Turkcell yer almaktadır. 10. sırada da Ereğli Demir Çelik 8.9-milyar TL ciro ile yer almaktadır.



İlk 10 sırada gıda, en karlı gösterilen alanlardan inşaat, ilaç, tekstil, maden gibi sektörlerin yer almadığı anlaşılmaktadır. Telekominasyon sektöründe sıralama bazında gerileme göze çarpmaktadır, maden sektörünün satış ve aktif karlılığı en yüksek sektörlerin başında gelmesine karşın sıralamalarda gerilerde kaldığını, genellikle hizmet ve ticaret alanlarının listede zirvede olduğu, üretim yapan sadece birkaç şirketin ilk 10’da olduğunu görmekteyiz.

Daha sonra ise 2010 yılına göre pozisyonunu koruyan Arçelik ve inşaat sektörünün lideri konumunda bulunan Enka İnşaat gelmektedir. Migros ile yaptığı rekabette öne geçen ve yaygın-yoğun dağıtım kanallarıyla hareket eden BİM Birleşik Mağazalar 8.1-milyar TL ciro ile 13. sırada yer almıştır. Ford Otomotiv’in peşinden sektörde 14 ve 15. sıralarda sırasıyla Oyak Renault ve Tofaş Oto Fabrika gelmektedir. Vestel ise Arçelik’in en önemli rakibi olarak kendine 7-milyar TL ciro ile 16. sırada yer bulmuştur.

Listenin 1.000. sırasında yer alan STM Savunma Teknolojileri Mühendislik şirketinin 98.6-milyon TL ile yer aldığını, aynı şirketin 2010 yılında ise 855. sırada yer aldığını görüyoruz. Bu durum şirketin 6-milyon TL ciro kaybı yaşamasıyla birlikte, ülke ekonomisinde yaşanan olumlu gelişmeler ile ciro artışlarının gerçekleştiğini de ifade etmesi açısından önemlidir.

2- 2011 Yılında Ciro Sıralamasında Geriye Düşenler:

Türk Telekom 2010 yılında 3. sırada yer alırken, 2011 yılında 1.2-milyar TL ciro artışına rağmen Opet’in gerisine düşmüştür. Shell ise yine cirosunun 1.4-miyar TL artmasına karşın, rakibinin aksine 5. sıradaki yerini 6.’lığa bırakmıştır. Philip Moris Sabancı Pazarlama bir basamak düşerek 8., Turkcel ise üç basamak gerileyerek 9. sıraya düşmüştür. İlk 10 içindeki şirketlerden sıralamada geriye düşenlerin hepsinin önemli düzeylere varan oranlarda ciro artışı sağlamalarına rağmen sıralamada gerilemeleri enteresan bir boyuttur. Bu durum, iktisadi koşulların 2011 yılında daha da olumlu geçtiğini ve rekabetin daha da arttığını göstermesi açısından önemli sayılmaktadır. Enka İnşaat da benzer şekilde yaklaşık 1.5-milyar TL ciro artırarak 10. sıradan 12. sıraya gerilemiştir. Selçuk Ecza Deposu, Şişecam, Anadolu Efes, Vodafone, JTI Tütün Ürünleri Pazarlama, Ünilever, Coca Cola, Toyota Otomotiv, CarrefourSA, Metro ve İpragaz da ciroda olumlu gelişmeler yaşamalarına rağmen benzer şekilde sıralamada gerilemişlerdir. Migros ise değişik bir durumu temsil etmekle birlikte, 600-milyon TL ciro kaybı ile 18. sıraya gerilemiştir.



3-2011 Yılında Ciro Sıralamasında En Önemli Yükselişler:

Opet’in yükselişini daha önce ifade etmiştik. Sıralamada üst basamaklara gelen şirketlerden bazılarının şöyle olduğunu ifade edebiliriz: Türk Hava Yolları 3 basamak ilerleme ile 5. sıraya, Ford Otosan iki basamak ilerleme ile 7. sıraya, Ereğli Demir Çelik 10. sıraya, Vestel 16. sıraya, Aygaz bir basamak ilerleme ile 19. sıraya, altı basamak ilerleme ile Mercedes Benz 20. sıraya, İçdaş Çelik Enerji üç basamak ilerleme ile 22. sıraya, Doğuş Otomotiv 24. sıraya, en büyük yükselişlerden birini yaparak Enerjisa Enerji Üretim 131. sıradan 29. sıraya, Polimeks İnşaat 35. sıradan 30. sıraya, Mey İçki ise 42. sıraya yükselmiştir.



4-2011 Yılında En Önemli Ciro Artışları:

Tüpraş 2011 yılında 2010 yılına göre tam 15-milyar TL ciro artışıyla nerdeyse %30 düzeyinde büyümüştür. OMV Petrol Ofisi 3,5-milyar TL, Opet 4.4-milyar TL, Türk Telekom 1.1-milyar TL, Türk Hava Yolları 3.4-milyar TL, Shell Turcas Petrol 1.4-milyar TL, Ford Otosan 2.8-milyar TL, Philip Morris 1-milyar TL, Turkcell 370-milyon TL, Ereğli Demir Çelik 2.3-milyar TL, Arçelik 1.5-milyar TL, Enka İnşaat 1.4-milyar TL, BİM Birleşik Mağazalar 1.7-milyar TL, Oyak Renault 1.2-milyar TL, Tofaş Oto 900-milyon TL, Vestel Elektronik 1.7-milyar TL, Mercedes Benz de ise 1.9-milyar TL düzeylerinde ciro artışları yaşanmıştır.

5-2011 Yılında En Önemli Ciro Kayıpları:

Daha önce de ifade ettiğimiz üzere Migros AŞ 2011 yılında yaklaşık 600-milyon TL ciro kaybı yaşamıştır. Listenin ilk 50 sırasındaki şirketlerden Migros AŞ dışında hiçbiri 2011 yılında ciro kaybı yaşayarak 2012 yılına girmemiştir. İkinci 50 listesinde ise Goldaş Kuyumculuk 900-milyon TL ciro azalışı ile 31. sıradan 73. sıraya gerilemiştir. Üçüncü 50 listesinde ise en önemli kayıplar 120-milyon TL ile Yüksel İnşaat ve 770-milyon TL ciro azalışıyla Ülker Çikolata Sanayi AŞ’de yaşanmıştır.



6-Vergi Öncesi Kar-Zarar Analizi:

Vergi öncesi karda en önemli payı Türk Telekom almaktadır. Şirket, 2011 yılında 2.6-milyar TL vergi öncesi karla ilk sırada yer almaktadır. Burada şirketin 1.5-milyar TL vergi öncesi kar gösteren ve nerdeyse kendisinin 4 katı ciroya sahip olan Tüpraş’ın önünde yer alması dikkate değer bir durumdur. Bir başka üzerinde durulması gereken konu ise mali kar ile ticari kar kavramlarının farklı olmasıdır. Mali kar, ticari anlamda tespiti yapılmış kara vergi kanunları uyarında bazı indirim, istisna, kanunen kabul edilmeyen gider, geçmiş yıllar zarar indirimi gibi unsurların beyanname üzerinde eklenip çıkartılmasıyla bulunan kardır. Vergi de bu kar üzerinden tarh ve tahakkuk etmektedir. Turkcell de 1.6-milyar TL kar beyan ederek Tüpraş’ın önünde yer almıştır. Ereğli Demir Çelik 1.2-milyar TL, Arçelik 615-milyon TL, Enka İnşaat 1.1-milyar TL, Şişecam 866-milyon TL, Mercedes-Benz 635-milyon TL, Aygaz 418-milyon TL, Anadolu Efes Biracılık 464-milyon TL, Gübre Fabrikaları 392-milyon TL, Tema Mağazacılık ise 534-milyon TL kar beyan etmiştir. İkinci 50 listesinde yer alan Ülker Bisküvi 720-milyon TL, Ağaoğlu İnşaat 543-milyon TL, Philsa Philip Morris Sabancı Sigara 627-milyon TL kar beyan etmiştir.

Zarar beyan edenlere bakarsak; OMV Petrol Ofisi cirosunun büyüklüğüne karşın 219-milyon TL, Vestel Elektronik 12.5-milyon TL, Migros AŞ 315-milyon TL, Enerjisa Enerji Üretim AŞ 167-milyon TL, CarrefourSA 37-milyon TL; ikinci 50 listesindeki Tosçelik Profil 54-milyon TL, Aksa Enerji AŞ 112-milyon TL, üçüncü 50 listesinde Banvit 71-milyon TL, Hürriyet Gazetecilik 266-milyon TL ve CP Standart Gıda’nın 65-milyon TL zarar beyan ettikleri anlaşılmaktadır. Listenin geri kalan kısmında ise Eczacıbaşı Yapının (40-milyon TL), Ak Enerji (247-milyon TL), Limak Yatırım’ın (298-milyon TL), Zorlu Enerji (454-milyon TL), Dyo Boya (58-milyon TL) gibi önemli düzeylerde zarar beyan eden şirketlerin bulunduğunu ifade etmekte yarar bulunmaktadır.

7-Şirketlerin Şehirlere Göre Dağılımı:

Ciro büyüklüğü itibariyle bakıldığında ilk 1.000 şirketin 473 tanesinin sadece İstanbul’da olduğunu ifade etmek gerekir. Ankara’da 62, Bursa’da 71, İzmir’de 60, Gaziantep’te 41, Kayseri’de 21, Kocaeli’nde 47, Denizli ve Adana’da 19, Manisa’da 15, Mersin ve Samsun’da 13 şirketin listede yer aldığını görmekteyiz.



8- İstihdam Sayıları-İhracat Hacimleri:

Türk Telekom 34.886 çalışanıyla istihdam lideri durumunda bulunmaktadır. Tav Havalimanları 20.269, Arçelik 19.136, Türk Hava Yolları 18.392, BİM Birleşik Mağazalar 18.715, Şişecam 18.065, Migros AŞ 16.778, Turkcell 14.250, Enka İnşaat 13.558, Ereğli Demir Çelik 13.433, Vestel Elektronik 13.720, Tema Mağazacılık 14.583 ve Tekfen İnşaat ise 13.366 kişiye istihdam sağlamaktadır. Tüpraş ise 5.468 personeliyle faaliyet etmektedir.

2011 yılı itibariyle, en önemli ihracat şirketleri arasında Tüpraş 4.2-milyar $, Türk Hava Yolları 5.6-milyar $, Ford Otosan 3.5-milyar $, Oyak Renault ve Vestel Elektronik 3.2-milyar $, Arçelik 2.9-milyar $, Tofaş Oto 2.3-milyar $, Toyota Otomotiv 1.4-milyar $ ve İçdaş Çelik 1.3- milyar $ ile yer almaktadır. Otomotiv sektörünün ihracatta diğer şirketlere nazaran daha önemli görevler üstlendikleri anlaşılmaktadır.

10-Sonuç Ve Genel Değerlendirme:

Yukarıdaki çalışmada 2011 yılında birçok şirketin ciddi düzeylerde ciro artışlarının olduğunu, 2011 yılının reel sektör için son derece olumlu bir yıl olarak geride kaldığını, rekabetin bazı sektörlerde daha da yoğunlaştığını, liderliğin el değiştirmemesine karşın genelde sıralamalarda önemli değişikliklerin olduğunu ifade etmeye çalıştık. 2012 yılında ise Ekonomi Bakanlığı’nın ortaya koyduğu yeni teşvik ve istihdam paketi ve 2013-2015 dönemi Orta Vadeli Plan ile birçok sektörde yeni yatırım hamlelerinin olabileceğini, önemli birleşme, devir olaylarının olabileceğini, inşaat sektörü başta olmak üzere akaryakıt sektörüne ve diğer alanlara yeni rakiplerin katılabileceğini ve makro ekonomik gelişmeler açısından olumsuz gelişmelere çok ihtimal verilmediğini ifade etmek gerekir. Bu kısımda ise yukarıda yer verdiğimiz bazı kavramların açıklamalarına yer vereceğiz.

Rekabet ortamında bilinen bir gerçek vardır ki bir piyasada bir tek “pazarın lideri” vardır, bir de “lideri izleyen şirketler” vardır. Burada kısaca pazar liderine değinmekte yarar bulunmaktadır. “Pazarın lideri” kavramında salt yapılan ciro ile ölçülmemekle birlikte, bu konuda satış hacminin de önemli bir referans olabileceğini unutmamak gerekir. Ayrıca, “göreceli pazar payı” kavramı ise en yakın rakibe göre ciro veya satış miktarınızın kaç katı olduğunuzu ifade eden bir kavramdır.

Lideri izleyen şirketler ise birden fazla olup, temelde “saldırgan strateji” modeli izlerler ve her kesimden, her pazardan pay almak isterler. Dolayısıyla, bunun için katlanmaları gereken önemli fedakârlıklar gerekebilir. Lider ise bir karar vermek zorundadır, ya yenilenme ve inovasyon sürecini aktif hale getirip, önemli yatırımlara girecek, veya karlılığı ön plana alıp liderlik için geri adım atacaktır. Kısa vadede karlılık ön planda kalırken, uzun vadeli planlarda piyasa değeri maksimizasyonu daha çok öne çıkmaktadır. Mevcut pazarlarda elde edilen piyasa paylarını korumak amacıyla ürün yenileme çalışmaları çok önemlidir. Aynı zamanda yeni ürün geliştirmek suretiyle de piyasa payını artırmak veyahut hedef pazarlarda tatminkar piyasa payı sağlamak amaçlanabilmektedir. Bunun için halihazırda piyasa paylarını uzun süre muhafaza etmek, üründen en yüksek kârı rakipler piyasaya girmeden önce en kısa sürede sağlayabilmek (pazarın kaymağını alma stratejisi), yeni ürün geliştirmek, mevcutları iyileştirmek önemli pazarlama stratejileri arasında yer almaktadır. Her pazarda tek bir işletmenin lider olacağı, diğerlerinin bugünkü rekabet ortamında daha küçük piyasa paylarına razı olmayacakları asla unutulmamalıdır. Yeni yatırım ihtiyacı durumunda ise finansal yetersizlikleri nedeniyle yeterli kaynağı bulunmayan ve sağlayamayan işletmeler yine zorlanacaklardır. İş hayatında temel bir kural vardır: “yapmadığın veya yapamadığın iş senin değildir”. Zira, bu piyasayı fark eden rakipler mutlak surette birgün bu piyasaya yönelik hamle yapacaklardır.

Yeni bir pazar segmenti olarak niş pazarlar da günümüzde çok önemli düzeye gelmiştir. Bu pazarlar benzer karakteristik veya ihtiyaçları olan, fakat bu ihtiyaçları daha once hiçbir mal veya hizmet üretimi ile tatmin edilmemiş küçük ve özel bir gruba farklılaştırılmış fakat çok sayıda alternatifi bulunmayan ürünlerin sunulduğu pazarlardır. Bu durumda, Porche marka otomobilin çok sınırlı sayıda müşteri kitlesine farklılaştırılmış ve sadece belirli sayıdaki aracı satması bu pazarlara en önemli örneklerden bir tanesidir. Büyük ve pazar lideri konumunda şirketlerin hizmet alanlarındaki küçük boşlukların keşfedilmesi ile yaratılan yeni niş pazarlar, büyük pazar niteliği taşımamaktır. O güne kadar kimsenin aklına gelmemiş veya yeterince önemsenmemiş bu boşluk, herkesi tatmin edecek ürünler yerine az sayıda insanı çok tatmin edecek ürünleri kapsamaktadır. Bu pazarlar daha çok gelirlerin yükseldiği dönemlerde ortaya çıktığı belirlenen niş pazarlardaki müşterilerin özel talepleri bulunuyor. Bu müşteriler, ihtiyaçlarını en iyi tatmin eden işletmeye yüksek meblağlar ödeme gücüne de sahiptir. Yani, satın alma gücü ile desteklenmiş talep bulunmaktadır. Tek dezavantaj ise niş ürünlerin ömrünün kısa olmasından geçmektedir. Fakat, karlılığı nedeniyle pazarda tamamen veya hiç tatmin edilmemiş bu kesimin mutlaka rekabette dikkate alınması gerekmektedir.

Ayrıca bu noktada şunu da ifade etmek gerekir ki 1950’li yıllardan sonra bir işletmeyi yönetmenin fonksiyonları olan muhasebe, pazarlama, yönetim, finans, insan kaynakları yönetimi (eski tanımıyla personel yönetimi) vs tamamen değişmiştir. Finans literatüründe ise 1950’den sonra artık şirketlerin amacı kar maksimizasyonu değildir, piyasa değeri maksimizasyonudur. Bu ilke doğrultusunda rekabetin yoğun yaşandığı tüm sektörlerde pozisyonların orta ve uzun vadede tekrar gözden geçirileceği aşikardır. Şirketlerin pazarlama stratejilerinde de revizyonlar gerekebilmektedir. Eski pazarlama paradigmalarının aksine, günümüzün pazarlama yaklaşımlarında özellikle bazı sektörler için müşteriler ile uzun vadeli ilişkiler (long-term relationship) kurulması işletmeciliğin olmazsa olmaz kriterlerinden bir tanesi olmaktan çıkmıştır. Eğer, her iki tarafın çıkarına ise, rasyonel, mantıklı ve iktisadi ise her iki taraf için artık kısa vadeli ilişkiler (short-term relationship) dönemi ön plana çıkmaktadır. Bu durum, gayet tabi ki sektörde rekabetin artması ve piyasa girişlerinin açık olması ile rekabetin seviyesi ile açıklanabilecek bir olgu olarak karşımıza çıkmaktadır.



Son olarak, şirketlerin ciro büyüklerinden ziyade nakit yaratıp yaratmadığının daha önemli olduğunu ifade etmek gerekir. Bir şirketin cirosu çok büyükte olsa o şirket nakit yaratamayan bir birim olabilir. Dolayısıyla, finans literatüründe gelecekte nakit yaratma olasılığı olmayan bir iktisadi kıymetin değeri yatırımcı açısından sıfırdır. Modern finansal değerleme yöntemlerinin tamamı bir şirketin, varlığın, menkul kıymetin, yatırımın değeri konusunda gelecekte beklenen nakit akımlarını dikkate alarak hareket etmektedir. Sonuç itibariyle, net nakit yaratan işletmeler cirosu büyük şirketlerden daha değerli bir şirket konumunda bulunabilir.



1 Bu çalışma Capital Dergisi’nin Kasım 2012 sayısında yayımlanmış ilk 1.000 büyük sanayi kuruluşuna ilişkin veriler dikkate alınarak hazırlanmıştır.

2 Ciro kavramını değerlendirirken şirketlerin muhasebe standartlarına uygun şekilde muhasebe kayıtları yaptıkları varsayılmıştır.


Yüklə 36,54 Kb.

Dostları ilə paylaş:




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin