Merkezi yönetim tarafından ülke planı, bölge planı, çevre düzeni planları; yerel yönetimlerce de nazım imar planları ve uygulama imar planları yapılmalıdır.
Ülke Arazi kullanım planlarının hazırlanması gereklidir.
Çarpık yapılaşmanın önlenmesi için imarlı ve alt yapı tesisleri yapılmış arsaların oluşturulması gereklidir.
İmar planları yapılırken içme suyu ve kanalizasyon tesisleri dikkate alınmalı, imar planları bu hizmetlerin kolay ve ucuz olmasını sağlayacak şekilde yönlendirilmelidir. İmar planları çalışmaları sürdürülürken içmesuyu ve kanalizasyon konusunda uzman kişilerin görüşlerine başvurulmalıdır.
Su tarifelerinin oluşturulmasında nüfusun sosyo-ekonomik koşulları dikkate alınmalı ve suyun kamu malı niteliği korunmalıdır.
Belediyelere içme suyu ve kanalizasyon hizmetleri için mali kaynak oluşturmak üzere “Belediyeler Fonu” yeniden ihdas edilmeli veya benzer başka bir fon oluşturulmalıdır.
Bölgelerin kirlilik haritaları hazırlanarak yapılaşma yakıt seçimi vb. konularda bölgeye has çözümler üretilmelidir.
Nüfusu 100.000’i aşan belediyelerin ve il merkezi belediyelerinin su ve kanalizasyon hizmetlerinin daha sağlıklı yürütülebilmesi için İSKİ modeli çerçevesinde yeniden yapılandırılması sağlanmalıdır.
Bütün beldelerin içme ve kullanma suyu şebekesi, atıksu kanalizasyonu ve arıtma tesisleri tamamlanmalıdır. Suyun israf edilmemesi konusunda halk bilinçlendirilmelidir.
Arıtılmış atıksuların tekrar kullanılması için gerekli düzenlemeler yapılmalı ve atıksular bir su kaynağı olarak değerlendirilmelidir. Alt yapı tesislerini işletecek kaliteli eleman yetiştirilmesi için eğitim programları hazırlanmalıdır. Arıtma tesisi için indirimli elektrik tarifeleri uygulanmalıdır.
Nüfusu 10.000’e kadar olan yerleşim yerlerinden iklim ve arazi şartları uygun olanların atıksu arıtma tipi seçiminde özellikle yatırım ve işletme maliyeti düşük olan doğal arıtma sistemlerinin kurulmalı ve işletilmelidir.
Su tasarrufu teşvik edilmeli, bu amaçla suyun daha az kullanılmasını sağlayan ekipmanların üretilmesi(çift hazneli rezervuarlar, sensörlü musluklar vb) ve kullanılması desteklenmelidir. Ayrıca, yeni yapılacak binalarda banyo ve mutfak kısımlarından gelen atıksular ayrı hatlar ile toplanarak tuvalet rezervuarlarında yeniden kullanılması teşvik edilmelidir
Katı atıkların uzaklaştırılacak bir atık olarak değil kazanılacak bir kaynak olarak görülmesi gerekmektedir. Atık geri kazanım ve atık minimizasyon uygulamaları teşvik edilmelidir. Sanayide temiz teknolojilerin kullanılması sağlanmalıdır.
Alt yapı tesislerinin inşası ve işletmesi için gerekli olan finansman için uygun finans modelleri geliştirilmelidir. Özellikle yap işlet ve/veya yap işlet devret modellerinin teşvik edilmesine özen gösterilmelidir.
Altyapı projeleri entegre olarak hazırlanmalı ve uygulanmalı, özellikle su kirliliği kontrolü bakımından Havza Yönetimi modeli uygulanmalıdır.
Hava kirlenmesi ve gürültünün önlenmesi ile ilgili olarak temiz yakıt kaliteli yakma tesisleri ve çevre dostu araçların kullanılması teşvik edilmelidir.
Beldelerde, özellikle atık arıtma tesislerinde teknik ekipman ve teknik eleman yardımı bölgesel bazda yapılmalıdır.
Özelleştirme programına alınmış olan kuruluşlarımızdaki tesis, malzeme, ekipman ve teçhizatın belediyelerimize çevre öncelikli yatırımlarında hibe edilmesi sağlanmalıdır.
Çevre Denetimi ve Çevre Yönetiminin başarılı bir şekilde yürütülebilmesi için Çevre ve Orman Bakanlığı ilgili kurumu olarak Çevre Ajansı kurulmalıdır.
İller Bankası ve üniversitelerin işbirliği ile yerel yönetimlere altyapı politikaları konusunda danışmanlık hizmeti verecek bir merkez oluşturulmalıdır.
Evsel, endüstriyel, tehlikeli, tıbbi, elektronik ve özel atıkları kapsayacak bir sürdürülebilir ve entegre atık yönetim sistemi kurulmalıdır.
Çevre yönetimi konusunda belediyelerde uzman personel istihdam edilen bir birim oluşturulmalıdır.
Katı atık bedeli merkezi otorite tarafından belirlenmemeli, belediyenin atık yönetimi konusunda verdiği hizmetin maliyetini karşılayacak şekilde yerel otorite tarafından belirlenmeli ve bu amaçla gerekli yasal düzenlemeler yapılmalıdır.
Belediyelerin çevre ile ilgili yatırım projeleri ve bunların işletilmesinde kullanılmak üzere şans oyunlarından belirli bir yüzde alınmalıdır.
Çıkarılacak olan yerel yönetim birlikleri ile ilgili yasada çevre konusunda oluşturulacak birliklere katılmak zorunlu hale getirilmelidir.
Özellikle yeni planlanan yerleşimlerden başlanmak üzere altyapı galerisi (su, atıksu, yağmur suyu drenajı, elektrik, telefon, doğal gaz… v.b.) uygulamasına başlanmalıdır.
Yerleşim merkezlerindeki dere ıslahları ve yağmur suyu drenajı yasal değişiklik yapılarak yerel yönetimlerin su ve kanalizasyon idarelerinin yetkisine ve sorumluluğuna verilmelidir.
Yapılarda ısı, nem ve gürültü yalıtımının sağlanması zorunlu hale getirilerek enerji tasarrufu, dolayısıyla gürültü ve hava kirlenmesi kontrolü sağlanmalıdır.
Çevresel altyapı yatırımlarına özel sektör katılımı teşvik edilmelidir. Bu kapsamda özellikle, su temini ve kanalizasyon şebekelerinin işletilmesi ile katı atık toplanması ve taşınması gibi hususlarda özel sektörün katılımını ve tecrübeli firmaların oluşmasını sağlamak için sözleşme süreleri mümkün olduğunca uzun tutulmalıdır.
Konaklama ücretlerinden belirli bir miktar, çevre faaliyetlerinde kullanılmak üzere ilgili yerel yönetimlere verilmelidir.
Yerel Yönetimlerde yaşayan insanların sağlıklı olabilmelerini temin etmek üzere ülkemiz deprem riski altında bulunduğundan deprem, sel ve çığ havzaları ile ilgili her türlü tedbirlerin alınması yerel yönetimlerin başlıca görevi olmalıdır.
Yerel yönetimlerin kurumsal alt yapılarını güçlendirmek için Üniversitelerde özel bölümlerin açılması ve yerel yönetimlere ara elemanlar yetiştirmek için Meslek Yüksek Okullarında ilgili programların açılması teşvik edilmelidir.
Estetik görünümü oluşturmak itibariyle yöreye uygun bitki türleri ile ağaçlandırma ve peyzaj çalışmaları yapılmalıdır.
Kentlerin tarihi ve kültürel dokusunun korunması ve bu yapıların yıkılmaya terk edilmemesi sağlanmalı ve yerel yönetimlere bunu temin için bir finansman kaynağı sağlanmalıdır.