Araştırma Önerisi



Yüklə 93,96 Kb.
tarix02.03.2018
ölçüsü93,96 Kb.
#43868

Araştırma Önerisi

Türkiye’de Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Politikaları ve Kadın İstihdamının Artırılması: Türk İş Kanunu’nun Mavi ve Beyaz Yakalı Kadınların Çocuk Bakımı Yükümlülüklerine ve İstihdam Davranışlarına Etkileri



Giriş ve Teorik Çerçeve

Toplumsal cinsiyet eşitliği Avrupa Birliği Temel Şartı’nın 23. Maddesi’nde temel hak olarak nitelendirilmekte ve garanti edilmektedir (Avrupa Parlamentosu, 2000: 3). Toplumsal cinsiyet eşitliği ayni zamanda Avrupa Birliği’nin dünya ekonomisinde büyümesi ve kendi bünyesinde sosyal uyumu pekiştirmesi açısından önemli kılınmaktadır (Avrupa Komisyonu, 2010: 8). Kadın-erkek eşitliğinin sağlandığı bir işgücü piyasasının gerçeğe dönüştürülmesi Avrupa Birliği’nin en önemli amaçlarından biri haline gelmiştir, çünkü ekonomik gelişme, sosyal uyum ve sürdürebilir büyüme ile istihdamın arttırılmasının ancak işgücünde kadın ve erkek arasında sağlanacak eşitlik ile gerçekleşebileceği kanısına varılmıştır. Avrupa Birliği özellikle iş kanunu çerçevesini istihdam yaratmada, istihdamda cinsiyet eşitliğine ulaşmada ve ekonomik büyümede en önemli parametrelerden biri olarak ele almaktadır (Avrupa Parlamentosu Komisyonları, 2006). Cinsiyet eşitliği olan bir istihdam ortamı yaratma ve bunu geliştirme doğrultusunda Avrupa Birliği bugüne kadar eşit ücret, eşit muamele, ispat yükümlülüğü, vb birçok yasa çıkarmıştır. Avrupa Birliği, kendisine aday olan ülkelerden de istihdamda kadın-erkek eşitliğini geliştirmek adına aynı hassasiyeti göstermelerini beklemektedir. Avrupa Birliği’ne uyum süreci içerisinde olan Türkiye, 2003 yılında çıkartılan 4857 sayılı İş Kanunu’na Eşit Davranma İlkesi’ni (Madde 5) eklemiş ve de bu konuyla ilintili olan maddeleri geliştirmiştir. Ancak, Avrupa Komisyonu’nun (2011) Türkiye İlerleme Raporu Türk İş Kanunu’nun Avrupa Birliği Müktesebatı’na uyumunda halen beklenilenden daha az bir ilerleme gösterdiğini ve özellikle uygulamada çok sınırlı kaldığını vurgulamıştır. Önerilen proje, bakım yükümlülüklerinin kadınların istihdama katılımını engelleyici bir etken ve kadınların istihdamdan çekilmesinin de başlıca nedeni (Öztürk, 2011: 55) olmasından yola çıkarak, Türk İş Kanunu’nda yapılandırılmış olan ‘Analık Halinde Çalışma ve Süt İzni’ (Madde 74) ve ‘Gebe veya Çocuk Emziren Kadınlar İçin Yönetmelik’ (Madde 88) maddelerinin Türkiye’de çalışan mavi ve beyaz yakalı kentli kadınların aile ve iş yaşamlarını ve istihdam davranışlarını nasıl ve ne şekilde etkilediğini belirlemek amacıyla tasarlanmıştır. Bu araştırma ile kadın istihdamını artırıcı tedbirlerin çalışan kadınlara ne derece kolaylık sağladığının incelenilmesi ve çalışan kadınların koşullarının iyileştirilmesi hakkında öneriler sunulması amaçlanmıştır. Önerilen projenin bulguları, kadın çalışan sayısını artırmaya yönelik öneriler sunarak Türkiye’nin hem ekonomik hem de sosyal kalkınmasına önemli bir katkıda bulunacaktır.

Kadınların işgücüne katılımını inceleyen uluslararası sayısız sosyolojik çalışma küçük çocuklara sahip olmanın ve onların bakımını üstlenmenin kadınların iş gücüne katılmalarını ya da doğum sonrası işe devam etmelerini olumsuz yönde etkilediğini ortaya çıkarmıştır (Connelly, 1992; Gregson ve Lowe, 1994; Elvin-Nowak ve Thomsson, 2001; McKie vd, 2002; Baum, 2003; Ondrich vd, 2003; Berger ve Waldfogel, 2004; Baker ve Milligan, 2008). Aynı şekilde, Türkiye’de yapılan araştırmalar da çocuk bakım yükü ve kadınların işgücüne girmeleri ya da işgücünde kalmaları arasındaki sıkı ilişkiye dikkat çekmiştir (Özar ve Günlük-Şenesen, 1998; Dayıoğlu, 2000; Acar-Savran, 2004; Pancaroğlu, 2006; Özerdem, 2010; Arısan-Eralp, 2011). Nitekim, Türkiye’nin kentsel bölgelerinde vasıf düzeyi yüksek kadınların işgücüne katılımındaki en büyük sorun işgücü piyasasından erken ayrılmaları olarak gösterilmiştir (Uraz vd, 2010: 5). Özellikle ilk çocuğun doğumundan sonra vasıf düzeyi yüksek kentli kadınların çalışma olasılığının ilk çocuktan sonra yüzde 15 gerileyerek yüzde 41’e düştüğü saptanmıştır (Uraz vd, 2010: 8). İşgücüne katılma oranının kentsel bölgelerdeki düşük vasıflı kadınlarda ise ilk hamilelik sonrasında yüzde 32’den yüzde 15’e düştüğü görülmüştür (Uraz vd, 2010: 8). Bu bulgular, Avrupa Birliği Müktesebatı’na uyum çerçevesinde 2003 yılında çıkartılan 4857 sayılı İş Kanunu ile 14 haftaya çıkartılan ücretli doğum izninin, altı aya kadar çıkartılan ücretsiz doğum izninin, süt izninin ve kreş açma yönetmeliğinin uygulamada zayıf kaldığı ve dolayısıyla beyaz ve mavi yakalı çalışan kadınların hayatlarına kolaylık getiremediği savını güçlendirmektedir. Bu noktada sorulması gereken Türkiye’de çalışan kadınlara yönelik hamilelik, doğum/süt izni ve çocuk bakımına ilişkin çıkartılmış kanunların değişik sosyo-ekonomik durum ve iş kollarından gelen kadınların aile ve iş hayatlarını ve istihdam davranışlarını nasıl ve hangi yollarla etkilediğidir. İstatistikî araştırmalar söz konusu kanunların kadınların işgücüne katılımı ve devamlılığı ile sıkı ilişkisini makro düzeyde güçlü bir biçimde gösterebilirken, bu kanunların çalışan kadınların hayatlarına nasıl etki ettiğini ve bu etkinin nasıl süreklilik kazandığını açıklayamamaktadır. Önerilen çalışma bu çerçevede sosyal politika ve kadın istihdamı ilişkilerine yoğunlaşarak, Türk İş Kanunu’ndaki ‘Analık Halinde Çalışma ve Süt İzni’ (Madde 74) ve ‘Gebe veya Çocuk Emziren Kadınlar İçin Yönetmelik’ (Madde 88) maddelerinin mavi ve beyaz yakalı kadınlara nasıl etki ettiğini o kadınların yaşantıları ve deneyimleri üzerinden derinlemesine araştıracak ve bu yolla kadın istihdamını arttırmaya ve cinsiyet eşitliği olan bir işgücü yaratmaya yönelik yürürlüğe konulan sosyal politikaların daha etkili uygulanılmasına ve geliştirilmesine katkıda bulunacaktır.

Önerilen çalışma, kadınların çalışma davranışını inceleyen “politika yaklaşımı” kuramına dayanmaktadır (Markham, 2010: 5). Politika yaklaşımı, kadınların istihdamı ile kadınların bakım sorumlulukları arasında doğrudan bir ilişki kurarak, bu yükümlülükleri kadınlar ile paylaşan politikaların var olduğu ve uygulanabildiği ülkelerdeki kadın işgücü oranının yüksek olduğunu savunmaktadır (Markham, 2010: 5). Bu yaklaşıma göre, bir ülkede annelik ve doğum izinleri ne kadar uzun ve ücretli olursa, çocuk ve yaşlı bakımı ise ne kadar yaygın ve ucuz olursa o ülkedeki kadın istihdam oranı da bu şartlara paralel olarak yükselecektir.

Bu teorik arka plan üzerinde, Türkiye’deki sosyal politikaların çalışan kadınların aile ve iş yaşamlarını ve istihdam davranışlarını pratikte nasıl etkilediğini anlamak için, önerilen çalışma Türk İş Kanunu’ndaki ‘Analık Halinde Çalışma ve Süt İzni’ (Madde 74) ve ‘Gebe veya Çocuk Emziren Kadınlar İçin Yönetmelik’ (Madde 88) maddeleri ile bu maddelerin birinden ve/veya ikisinden faydalanmış kadınların deneyimleri arasındaki ilişkiye odaklanmaktadır. Yöntem olarak, üç bölümden oluşan bir araştırma yöntemi kullanılacaktır. Birinci bölümde, Avrupa Birliği ve Türkiye’de çıkartılmış olan kadın istihdamını artırmaya yönelik yasaların incelemesi yapılacaktır. İkinci bölümde, birinci bölümde incelenmiş olacak yasaların çalışan kadınların üzerindeki etkilerini anlayabilmek adına 20 beyaz yakalı ve 20 mavi yakalı kadın ile derinlemesine görüşmeler ayarlanacaktır. Üçüncü bölümde ise, ikinci bölümdeki veri analizinde ortaya çıkacak bulguların ışığında, var olan politikaların geliştirilmesi ve yeni politikaların önerimi amaç alınarak toplumsal cinsiyet ve istihdam ile alakalı olan Sivil Toplum Kuruluşları’nda uzman olarak çalışan 10 kişi ile derinlemesine görüşmeler yapılacaktır.

Problemin Tanımı

Avrupa Birliği’nde kadınların işgücüne katılımını teşvik etmek için geliştirilen politikalar son 10 yıl içerisinde kadın istihdamında yüzde 7,1 oranında bir artış sağlamıştır (Avrupa Komisyonu, 2010: 8). Hâlbuki, Türkiye’de 2003 yılında yürürlüğe giren ve içerisinde kadınların işgücüne katılımını destekleyici maddeler içeren İş Kanunu’nun çıkmasından 2010 yılına kadar geçen yedi yıllık dönemde kadınların istihdam oranı sadece yüzde 1,1 oranında bir artış göstermiştir (Dünya Bankası, 2009: 3; Avrupa Komisyonu, 2011: 113). Türkiye’de, çalışma çağındaki her dört kadından sadece birinin işgücüne katılabildiği ve bu kadınların yarısının tarım sektöründe çalıştığı göz önüne alındığında Türkiye’nin kişi başına gelir düzeyinin Avrupa Birliği ortalamasını yakalaması çok zor gözükmektedir (Ercan vd, 2010: 7). Bu durum, Türkiye’nin İş Kanunu’nda eşit davranma ilkesiyle ilintili olarak yürürlüğe sokmuş olduğu hamilelik, doğum/süt izni ve çocuk bakımına ilişkin çıkartılmış kanunlar ile bunların uygulamaya geçirilmesi arasında bir çatışma yaşadığını yansıtmaktadır (Özerdem, 2010: 17). Özellikle kadınların bakım yükümlülüklerinin kadınların istihdama katılma, istihdamdan çekilme, meslek içi eğitimlere katılma, iş yerinde terfi, sosyal güvenlik sistemine erişim ve iş seçimine (Yaman-Öztürk, 2011: 60) olan etkisi düşünüldüğünde bu tür sosyal politikaların uygulamasındaki aksaklıklar ve eksiklikler kadın istihdam oranını arttırmada bir engel haline dönüşmektedir.

Yasa çıkarmada, çıkarılan yasanın uygulamasında ve denetiminde yaşanılan bu çatışmayı açıklamaya yönelik üç sav ortaya konulmuştur. Bunlardan birincisi, geliştirilen yasa önerilerinin bir toplumsal cinsiyet değerlendirmesinden (gender impact assesment) geçirilmelerinin hem yasaların toplumsal cinsiyet üzerinde yapacakları etkilerde (Nott, 1999: 210) hem de o yasaların uygulamada ne gibi etkileri olacağının kavranmasında (Morris ve Nott, 1991: 1) gerekli olduğunu vurgulamaktadır. Bu sava göre, yasa koyma eşit davranma prensibini hayata geçirmek için bir ön şart, ancak kendi başına yeterli bir koşul değildir (Aldıkaçtı Marshall, 2009: 371; HMSO, 1974: parag 21). Örneğin, Türkiye’de stratejik toplumsal cinsiyet çıkarlarının kanunlar aracılığı ile garanti altına alındığı, ancak pratik cinsiyet ihtiyaçlarını karşılamada zorlandığı savunulmaktadır (Arısan-Eralp, 2011: 69). Çocuk bakım hizmetlerinin zayıflığı da bunun en güçlü göstergesi olarak gösterilmektedir (Arısan-Eralp, 2011: 69). İkinci görüş ise ülkesel şartlar göz önünde bulundurulmaksızın sadece mevzuat biçimlendirmeye odaklanılmasının, çıkartılan yasaların o ülkenin koşullarında uygulanmasında yaratacağı olumsuzluklara dikkat çekmektedir (Stivachtis and Georgakis, 2008: 4). Türkiye, Avrupa Birliği’ne uyum sürecinde Avrupa Birliği mevzuatına uyum sağlayabilmiş ancak Türkiye’nin farklı toplumsal ve kültürel yapısı Avrupa kökenli bu tür politikaların Türkiye’de benimsemesini ve uygulamasını zorlaştırmıştır. Toplumsal cinsiyet ve eşit davranma prensibiyle ilişkilendirilebilecek yasaların çıkarılması ve uygulanması arasındaki çatışmaya istinaden getirilen üçüncü tespit de tek kalıpta herkese uyan yasaların (Verloo, 2006) çoklu ayrımcılık (multiple discrimination) (Uccellari, 2008) kavramını görmezden geldiğini vurgulamaktadır. Bu görüşe göre, bir insan hem cinsiyetinden hem de sosyal sınıf ya da etnik köken gibi diğer bir sosyal kimliğinden ötürü ayrımcılığa maruz kalabilmektedir ve yasaların bu durumu da göz önüne alarak oluşturulması gerekmektedir.

Araştırmanın Amacı

Önerilen araştırma, yukarıda belirtilmiş olan üç görüşe değinerek, İş Kanunu ile yürürlüğe giren ve kadınların işgücüne katılımında ve devamında büyük rol oynayan hamilelik, doğum/süt izni ve çocuk bakımını ilgilendiren maddelerin çalışan kadınları gerçek hayatta nasıl etkilediği ve bu kadınların deneyimlerinden yola çıkarak uzman görüşleri alımıyla birlikte mevcut maddelerin ne şekilde iyileştirilebileceği amacını benimsemektedir. Böylelikle, bu proje ile çalışan kadınların hamilelik sonrası işgücüne dönmede ve iş yaşamına devam etmede yaşadıkları sorunların ele alınmasına ve bu sorunların giderilmesine yönelik daha gerçekçi politikalar inşa edilmesine bir katkıda bulunulacaktır. Buna paralel olarak, kadınların işgücündeki oranlarının artması Türkiye’nin hem ekonomik hem de sosyal uyumu açısından yararlı olacaktır. Önerilen araştırma, yol gösterici ilke olarak, yasaların insan boyutu aracılığı ile işlevsellik kazandığını ve yasaların sadece kadınlar ve erkekler tarafından değil kadınlar arasında da farklı şekillerde deneyimlenebileceğini savunmaktadır.

Bu araştırmanın amacını gerçekleştirmeye yönelik belirlenmiş hedefler şöyle sıralanabilir:


  • Türk İş Kanunu’nda eşit davranma ilkesiyle ilintili maddeler eleştirel bir gözle değerlendirilecektir.

  • Türk İş Kanunu’nda eşit davranma ilkesiyle ilintili ‘Analık Halinde Çalışma ve Süt İzni’ (Madde 74) ve ‘Gebe veya Çocuk Emziren Kadınlar İçin Yönetmelik’ (Madde 88) maddelerinin mavi yakalı ve beyaz yakalı kadınlar üzerindeki etkileri analiz edilecektir.

  • Araştırma yöntemine Sivil Toplum Kuruluşları’nda görev almakta olan uzmanların dahil edilmesi ile birlikte Türkiye’deki sosyal diyalog unsuruna katkıda bulunulacaktır.

  • Araştırmanın bulguları ulusal ve uluslararası akademik konferanslarda sunulacak, böylece bu konu üzerinde çalışan diğer akademisyenlerle fikir alışverişinde bulunularak daha kapsamlı çalışmalar için işbirliği imkânı yaratılacaktır.

  • Araştırmanın sonuçları toplumsal cinsiyet ve kadın üzerine çalışan Sivil Toplum Kuruluşları ile paylaşılacak, böylece kaynakların daha etkili kullanılması için bilimsel verilerle desteklenmiş öneriler sunulacaktır.

  • Sivil Toplum Kuruluşları aracılığı ile araştırma bulguları kamuoyu ile paylaşılacak, böylece kadın ve istihdam konusunun hem ekonomik hem de sosyal boyutu ile ilgili farkındalık oluşturulacaktır.

Literatür Taraması

Türkiye’deki kadınların işgücüne katılımları ile ilgili yapılan araştırmalar kadınların işgücüne neden katılamadığını ya da işgücünden neden çekildiğini dört ana neden doğrultusunda açıklamaktadır. Bunlardan ilki kadınların çalıştıklarında almak isteyecekleri ücret değerinin piyasadaki ücret düzeyinden fazla olması olarak gösterilmiştir (Kasnakoğlu ve Dayıoğlu, 2002). Buna ek olarak, iş piyasasındaki cinsiyete bağlı ücret eşitsizliğinin de bazı kadınların işgücüne girmelerinde bir sorun yarattığı belirtilmiştir (Kasnakoğlu ve Dayıoğlu, 1997). Bazı araştırmalar ise, kadınların işgücüne girmelerini ve/veya işgücünde kalmalarını engelleyen ikinci neden olarak cinsiyete dayalı toplumsal rollere dikkat çekmektedir (Alkan, 1995; Özar ve Günlük-Şenesen, 1998; Eyüboğlu vd., 2000; Erman, 2001; Kasnakoğlu ve Dayıoğlu, 2002; Gündüz-Hoşgör ve Smiths, 2006; Pancaroğlu, 2006). Kadınların işgücüne katılımları ile ilgili diğer araştırmalar ise kırsal kesimden kentlere göç konusuna odaklanmıştır. Bu araştırmalara göre, çoğunlukla tarımsal işlerde çalışan kırsal bölgelerdeki kadınların kentlere göç ettiklerinde kendilerine uygun iş bulamamalarından ötürü kentteki işgücüne katılamadıkları belirtilmiştir (Koçak, 1999; Dünya Bankası, 2000; Erman, 2001; Devlet Planlama Teşkilatı, 2007). Son olarak, kadınların işgücüne katılımını olumsuz yönde etkileyen bir diğer neden olarak çocuk bakımı ve buna bağlı işten erken ayrılma gösterilmiştir (Özar ve Günlük-Şenesen, 1998; Dayıoğlu, 2000; Pancaroğlu, 2006). Bakım kavramı Acar-Savran (2004: 65) tarafından şöyle tanımlanmıştır:

‘bakım adını … bunu kendisi yapamayacak olan çocuk, hasta ve yaşlılar için harcanan emek olarak somutlaştırabiliriz. Böyle yaptığımızda bakım’ın toplumsal olarak gerekli, hiçbir zaman ortadan kalkmayacak, insanlar için anlamlı ve doyurucu olabilecek faaliyetleri kapsadığı ortaya çıkar. Dolayısıyla da bakım krizi, kadınların üzerindeki ev işi yüklerinden bir ölçüde ayrılarak ele alınması gereken bir sorundur.’

Türkiye’de düşük maliyetli çocuk bakım hizmetlerinin çok sınırlı olmasından ötürü çalışmaya devam etmek isteyen kadınların mecburen evde kalıp çocuklarına baktıkları vurgulanmıştır (Karacan, 2010: 30). Nitekim, Türkiye’de yapılan bir araştırma ile, evlilik ve doğumun, kadın işçilerin işten ayrılma nedenlerinin yüzde 70’ini, işverenin işten çıkarma nedenlerinin de yüzde 20’sini oluşturduğu bulunmuştur (Karakoyun, 2007: 37). Bundan dolayı, özellikle çocuk bakımı alanında kadınların istihdama katılımlarını ve işgücünde kalmalarını teşvik edecek daha pratik ve etkin politikalara ve uygulamalara ihtiyaç olduğu belirtilmiştir (Eralp, 2011: 69).



Yukarıda da özetlendiği üzere, akademik literatürde Türkiye’deki kadınların işgücüne katılım ve/veya devamını etkileyen etkenler ulusal çalışmalarca gösterilmiştir. Ancak, özellikle Avrupa Birliği’ne uyum sürecinde, Türkiye’de kadın istihdamını artırmaya yönelik çıkartılmış ve geliştirilmiş sosyal politikaların işgücünde aktif çalışan kadınları nasıl etkilediği Türkiye’de kalitatif yöntemlerle hiç çalışılmamış bir konu olarak kendini göstermektedir. Halbuki, uluslararası literatür kadınların çalışma davranışını ‘politika yaklaşımı’ ile ele alarak, çıkartılan sosyal politikalar ile kadınların istihdamdaki yerleri arasında bir ilişki kurmaktadır (Gornick, 1999; Daly, 2000; Orloff, 2002; Daly ve Rake, 2003; Gornick ve Meyers, 2003). Bu yaklaşım, toplumsal cinsiyetin devlet politikalarında nasıl yapılandırıldığına ve bu politikaların toplumdaki kadın ve erkek rollerine, davranışlarına ve ilişkilerine nasıl etki ettiğine değinmektedir (Sainsbury, 1999: 4). Kadınların çalışma davranışını incelemede önemli bir yeri olan politika yaklaşımı, sosyal politikaların yapılandırılması ile toplumsal cinsiyet rollerinin gelişimi arasında iki yönlü bir ilişki kurmaktadır. Devletin belirlediği sosyal politikalar toplumsal cinsiyet rollerini etkilemektedir ve toplumsal cinsiyet rolleri de çıkartılan ya da geliştirilen sosyal politikaların içeriğini etkilemektedir (Markham, 2010: 5). Politika yaklaşımı, kadınların istihdamındaki sorunlarını bütüncül bir şekilde ele alarak, bu sorunları sadece kadınların statüsü ya da hane içi işbölümü olarak açıklamaktan ziyade ekonomik ve politik açıklamaları da analiz içine katmaktadır (Ecevit, 2011: 10). Kuzey Avrupa ülkelerine dikkat çeken araştırmalar, bu tür ülkelerdeki kadın istihdamının yüksek olmasını bu ülkelerdeki toplumsal yapının toplumsal cinsiyet eşitliğine önem vermesine ve buna paralel olarak çıkartılan eşitlikçi politikaların da eşit bir şekilde uygulanmasına dikkat çekmektedir. Nitekim Kuzey Avrupa ülkelerindeki doğum izini ve çocuk bakımı ile ilgili geliştirilmiş politikalar kadın istihdam oranını Finlandiya’da yüzde 48,1’e, Norveç’te yüzde 47,6’ya ve İsveç’te yüzde 47,4’e çıkarmıştır (Dünya Bankası, 2010). İtalya ve Türkiye örneği ise aile yapıları ve toplumsal cinsiyete yaklaşımları benzerlik göstermesine rağmen bu iki ülkedeki kadın istihdam oranındaki farklılığı göz önüne sermektedir. İtalya’daki ücretli doğum izninin Türkiye’den altı hafta daha uzun olması, ebeveyn izninin bulunması, 0-3 yaş arası çocuk bakımının kamu ve özel sektör tarafından sağlanması ve 3-6 yaş arasını kapsayan okul öncesi eğitimin ise kamu sektörünce karşılanması İtalya’da kadın istihdam oranının yüzde 40’a ulaşmasını sağlamış ancak bu oran İtalya’daki politikalara sahip olmayan Türkiye’de yüzde 26’da kalmıştır (Dünya Bankası, 2010; Markham, 2010: 8). Bu gösterge, politika yaklaşımının kadın istihdamı açısından önemini doğrular niteliktedir, çünkü toplumsal yapıların benzer olduğu ülkelerde bile kadın istihdamını destekleyici politikaların bulunması ve uygulanması o ülkelerdeki mevcut kültürel etkenlere rağmen kadınların işgücüne katılımına bir artış getirmektedir.

Nitekim, Türkiye’de yapılmış ampirik araştırmalar hamileliğin, anneliğin ve çocuk bakımının kadın istihdamını belirgin bir şekilde düşürdüğünü ortaya koymuştur (Kakıcı vd, 2007: 21; Uraz vd, 2010). Türkiye Hanehalkı İşgücü Araştırması (HİA), Türkiye Hanehalkı Bütçe Araştırması (HBA) ve Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması’na (TNSA) dayanan bir analize göre kentsel bölgelerde yaşayan yüksek vasıflı kadın çalışanlar için ilk çocuğun doğumunun kadınların çalışma olasılığını yüzde 6 civarında düşürmektedir (Uraz vd, 2010: 14). Gene aynı araştırmaya göre kentsel bölgelerde çalışan düşük vasıflı kadınların hem hamilelik hem de 5 yaşın altında çocuğa sahip olma durumlarının kadınların işgücüne katılım düzeyinde bir düşüşe neden olduğu tespit edilmiştir (Uraz vd, 2010: 14). Bu veriler, Türk İş Kanunu’nda çıkartılmış olan ‘Analık Halinde Çalışma ve Süt İzni’ (Madde 74) ve ‘Gebe veya Çocuk Emziren Kadınlar İçin Yönetmelik’ (Madde 88) maddelerinin eksiksiz şekilde uygulanmasının çalışan kadın oranının artmasına önemli bir etkisi olacağını göstermektedir (Kakıcı vd, 2007: 24). Bundan yola çıkarak, önerilen proje hamilelik, doğum/süt izni ve çocuk bakımı ile ilgili Türk İş Kanunu’nda yer alan politikaların çalışan kadınlar üzerindeki etkilerini inceleyerek bu politikaların gerçek hayatta uygulanış şekillerine ışık tutacak ve çalışan kadınların deneyimlerini esas alarak daha çok kadının işgücünde kalabilmesini sağlayacak önerilerde bulunacaktır.



Araştırma Sorusu ve/veya Hipotezler

Bu araştırmanın sorusu şu şekildedir; ‘Avrupa Birliği’ne uyum sürecinde Türk İş Kanunu’nda yapılandırılmış olan ‘Analık Halinde Çalışma ve Süt İzni’ (Madde 74) ve ‘Gebe veya Çocuk Emziren Kadınlar İçin Yönetmelik’ (Madde 88) maddeleri işgücünde aktif olan mavi ve beyaz yakalı kadınların aile ve iş hayatlarını ve istihdam davranışlarını nasıl etkilemektedir?’



Dizayn- Yöntem ve Prosedürler

Bu projenin amacı, sosyolojik bir araştırma sonucunda elde edilecek ampirik verilere dayanarak bir ülkede çıkartılan sosyal politikaların uygulanmasının o ülkede çalışan farklı kadınlar üzerinde yarattığı etkileri o ülkenin sosyal ve ekonomik gerçeklerini de ele alarak irdelemektir. Önerilen proje, bu etkilerin derinlemesine analiz edilebilmesi için niteliksel araştırma yöntemlerine başvuracaktır.



Örnekleme

Önerilen çalışma, nitelikselliği esas alarak üç aşamalı bir araştırma yönteminden yararlanacaktır. Araştırmanın birinci aşaması Avrupa Birliği ve Türkiye ile ilgili toplumsal cinsiyet ve istihdam konusuna ilişkin ulusal ve uluslararası literatür, sosyal politika ve yasal dokümanlar, proje değerlendirmeleri ve raporların inceleneceği masa başı çalışmasından oluşacaktır. Buradaki amaç, Türk İş Kanunu’ndaki eşit davranma prensibi kapsamında eklenen maddelerin içeriğinde ve uygulanmasındaki gelişmeler ve mevcut sorunların tespit edilmesi olacaktır. Bu aşamanın sonunda, proje yürütücüsü Türkiye ve Avrupa Birliği’ndeki cinsiyet politikaları hakkında esaslı bilgilere sahip olacak ve bu bilgileri araştırmanın ikinci ve üçüncü aşamalarında iki ayrı görüşme tekniği (interview schedule) düzenlerken kullanacaktır.

Araştırmanın ikinci aşamasındaki amaç ise sosyal politika özneleri olan çalışan kadınların kendi ev ve iş yaşamları bağlamında hamilelik, doğum/süt izni ve çocuk bakımı ile alakalı politikalar ile ilgili görüşlerini, deneyimlerini ve istihdam davranışlarını yansıtmaktır. Böyle bir amaca hizmet etmesi açısından 20 mavi yakalı ve 20 beyaz yakalı çalışan kadın ile yüz-yüze yapılacak derinlemesine görüşmeler bu araştırmanın geçerliliği bakımından büyük önem arz etmektedir. Bunun nedeni bu tür derinlemesine görüşmelerin, görüşmecilerin kendi öykülerini ve mensubu oldukları sosyal gruplar içerisindeki kimliklerini açığa çıkarmada işe yarar olduğudur (McCall, 2005: 1781). Bu görüşmeler her ne kadar çalışan kadınların yürürlükteki bazı sosyal politikalar hakkındaki deneyimlerini tartışmaya yönelik olsa da, cinsiyet kimliğinin bir bireyin deneyimlerini açıklayabilmede yeterli olamayacağının, sınıf, yaş, etnik köken ve fiziksel görünüş gibi kategorilerin de ele alınması gerektiğinin altı çizilmelidir (Bensimon and Marshall, 1997: 10; Marshall and Rossman, 2011: 27). Bundan ötürü, önerilen proje çalışan kadınları homojen bir kategori olarak değerlendirmek yerine, farklı sosyo-ekonomik durumları olan ve farklı iş kollarında çalışan kadınların Türkiye’deki hamilelik, doğum/süt izni ve çocuk bakımını ile ilgili politikalardan nasıl etkilendiklerinin karsılaştırmalı analizini yapmak için tasarlanmıştır. Nitekim, ‘kadın emeğinin heterojen yapısı gözetilmeden … anlamlı, sonuç alıcı politikalar üretilemeyecektir’ (Şener, 2011: 13). Böylelikle, kadın çalışanların deneyimleri sınıf, yaş, etnik köken ve fiziksel görünüş gibi kesişen sosyal ve kültürel kategorileri de (Knudsen, 2006: 62) içine alarak değerlendirilerek çoklu ayrımcılık kavramından (McCall, 2005: 1771) yararlanılacaktır. Önerilen araştırma, mavi ve beyaz yakalı çalışan kadınları araştırmaya dahil ederek, şu anda Avrupa Birliği İş Hukuku’nun da gündeminde olan çoklu ayrımcılık ve eşit davranma ilkesi arasındaki ilişki tartışmasına büyük katkıda bulunacaktır.

Sivil Toplum Kuruluşları’nda görevli uzmanlarla yapılacak derinlemesine görüşmeler ise, araştırmanın üçüncü aşamasında gerçekleştirilecektir. Buradaki amaç, ikinci aşamada toplanılan veriler hakkında daha stratejik bir düzeyde uzman görüşü almaktır. Bu araştırmada uzman olarak tanımlanan şahıslar, kadın ve istihdam üzerine yoğunlaşmış Sivil Toplum Kuruluşları’nda çalışmakta olan kişilerdir. Türkiye’de toplumsal cinsiyet ve kadın konuları ile ilgilenen Sivil Toplum Kuruluşları 1990’li yılların sonundan itibaren kadınların toplumsal ve ekonomik durumları hakkında çıkartılmış olan ulusal raporlara iştirak etmektedirler. Bu kuruluşların etkileri, 2000 yılında düzenlenen Beijing + 5 adlı toplantıda kendilerine hükümet temsilcileri ile uluslararası toplantılara katılma izninin devlet tarafından verilmesi ile daha da artmıştır (Aldıkaçtı Marshall, 2009: 362). Aynı zamanda, Avrupa Birliği’nin Kopenhag kriterlerinden biri olarak getirilen toplumsal cinsiyet eşitliği mevzusu ile bu tür kuruşların Türkiye’deki kadınların konumlarıyla ilgili kaygı ve taleplerini milletler üstü teşkilatlara daha fazla duyurduğu gözlemlenmektedir (Aldıkaçtı Marshall, 2009: 367). Türkiye’deki bu kuruluşlar, İş Kanunu’ndaki bazı maddelerin çalışan kadınlar lehine geliştirilmesi için de girişimlere başlamışlardır (Aldıkaçtı Marshall, 2009: 375). Dolayısıyla, bu kuruluşlarda görev alan uzmanlar ile derinlemesine görüşmeler yapmak önerilen araştırmanın başarıyla tamamlanması adına önemli bir yer tutmaktadır, çünkü bu uzmanlar kadınların ihtiyaçları doğrultusunda düzenlenmesi gereken sosyal politikalar üzerinde uzun zamandır çalışmaktadırlar. Çeşitli Sivil Toplum Kuruluşları’nda görev alan toplam 10 uzman ile yapılacak görüşmeler, ikinci aşamada çalışan kadınların paylaşacakları üzerinde yapılacak olan veri analizi ile açığa çıkacak noktalar esas alınarak daha gerçekçi ve uygulamada sorun yaşanmayacak bir sosyal politika geliştirme örneklemi teşkil edecektir. Doğal olarak, böyle bir araştırma metodu Türkiye’deki üniversiteler ile Sivil Toplum Kuruluşları arasındaki bağı güçlendirerek sosyal diyaloğa katkıda bulunacaktır.

Önerilen çalışmada, amaçlı örneklem tekniği (purposive sampling) uygulanacaktır: veri toplanılacak yer ve görüşmeciler araştırma sorusuna ilişkin bir takım kıstaslar bağlamında seçilecektir (Patton, 1984). Yer düzeyinde, veriler İstanbul ilinde toplanacaktır, çünkü şehir sosyo-ekonomik açıdan farklı altyapıya sahip ve yoğun göç akışı ile farklı grup ve alt-kültürleri barındıran bir anakent haline gelerek bir bakıma kendi içinde bir Türkiye resmi vermektedir (Gökşen vd, 2008). Görüşmeciler düzeyinde, araştırmanın ikinci aşamasında 20 mavi yakalı ve 20 beyaz yakalı, toplam 40 çalışan kadın ile derinlemesine görüşme yapılacaktır. Araştırma örnekleminin çıkartılmasında proje yürütücüsünün aile arkadaşları ve geniş sosyal ağından yararlanılacaktır. Proje sorumlusunun, çeşitli kuruluşlarda çalışmakta olan bir çok beyaz yakalı kadın tanıdığı bulunmaktadır ve 20 tane beyaz yakalı kadın çalışana ulaşmak bir zorluk teşkil etmeyecektir. Mavi yakalı kadınların örneklemi çıkartılırken ise araştırmacı Türkiye’nin en büyük deri üreticilerinden biri olan bir firmada marka yöneticisi olarak görev alan yakın bir tanıdığı aracılığı ile firmanın deri fabrikasında çalışan kadınlara ulaşmayı hedeflemektedir.

Araştırmanın üçüncü aşamasında ise, kadın ve istihdam konusu üzerine çalışan Sivil Toplum Kuruluşları’nda görev alan 10 uzmanın örneklemesi, proje sorumlusunun şu anda doktora sonrası araştırmacı olarak istihdam edildiği Koç Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Araştırma ve Uygulama Merkezi’nin (KOÇ-KAM) benzeri kuruluşlarla olan sıkı temaslarından faydalanılarak oluşturulacaktır.



Aletler-Araç Gereç- Cihaz

Söz konusu örneklemle çalışmak, verilerin toplanması ve analizi için saha araştırmasında, konferans seyahatlerinde ve araştırma amaçlı diğer ziyaretlerde kullanılmak üzere bir adet taşınabilir bilgisayara gereksinim vardır. Verilerin nitel yazımı ve raporlanması için bir adet referans programı gereklidir. Tüm bu gereksinimler ve sarf malzemeleri Koç Üniversitesi tarafından karşılanacaktır.



Veri Toplama

Araştırmanın birinci aşamasında, ikincil verilerden yararlanılacaktır. Bu veriler Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı (ÇSGB), Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü (KSGM), Türkiye İstatistik Kurumu (TUİK) ve Avrupa Birliği’nin Internet sitelerinde bulunan veri kaynakları ve sosyal politika ve yasal dokümanlarından temin edilecektir.

Araştırmanın ikinci aşamasında, 20 mavi yakalı ve 20 beyaz yakalı çalışan kadın ile derinlemesine görüşmeler sonucunda birincil veriler toplanmaya başlanacaktır. Araştırmanın teorik zeminine uygun, yarı-yapılandırılmış (semi-structured) ve kullanımı kolay bir görüşme tekniği (interview schedule) hazırlanacaktır. Böylelikle, derinlemesine görüşmelerde toplanacak verilerin karşılaştırılabilir olması sağlanacaktır (Sehring, 2009: 62). Yarı-yapılandırılmış görüşme tekniği, görüşme yapılan kişinin özelliklerine bağlı olarak soruların değişik şekillerde ifadesini mümkün kılmaktadır. Ayrıca, yarı-yapılandırılmış yapısı ile, bir yandan görüşmenin konusunun dağılmamasını, ana bir tema etrafında geçmesini sağlarken, öte yandan da görüşme esnasında ortaya çıkan kayda değer noktaları keşfetmek için araştırmacıya yardım etmektedir (Berg, 2004). Tüm bunların yanında, ‘yapılandırılmamış’ ve ‘tümüyle yapılandırılmış’ görüşme tekniklerinin aksine, yarı-yapılandırılmış görüşme tekniği, konuya ilişkin geçmiş teorilerden esinlenmiş ya da esinlenmemiş soruları bir arada görüşme olanağı sağlamaktadır (Wengraf, 2001). Bu süreçte, görüşmecilerin iş geçmişleri ve deneyimleri; iş tanımları, algılamaları ve değerleri; ev işlerine ve çocuk bakımına katılımları; ve yasal haklarına dair bildikleri ile ilgili veriler toplanacaktır. Görüşmeler, görüşmecilerin de rızası alınarak dijital ses kayıt cihazına kayıt edilip, yazılı biçime çevrilecek (transcribe) ve en az bir saat sürecektir. Görüşmelerin yapılacağı mekân ise görüşmecilerin kendi seçimlerine bırakılacaktır. Amaç, görüşmecilerin kendilerini rahat hissetmeleri ve üzerlerinde bir baskı olmadan kendi görüş ve deneyimlerini paylaşabilmeleridir.

Araştırmanın üçüncü aşamasında da derinlemesine görüşmeler yoluyla birincil veriler toplanmaya devam edilecektir. Farklı Sivil Toplum Kuruluşları’nda görev alan uzmanlar ile derinlemesine görüşmeler için yarı-yapılandırılmış (semi-structured) bir görüşme tekniği hazırlanacaktır. Bu plan, proje sorumlusunun toplumsal cinsiyet hakkındaki teorik ve uygulamaya yönelik bilgilerinin, araştırmanın ikinci aşamasında kadın çalışanlardan elde edilecek veriler ile harmanlanması sonucunda ortaya çıkartılacaktır. Bu teknik ile Sivil Toplum Kuruşları’ndaki uzmanların Türkiye’de çalışan kadınların istihdamını etkileyen mevcut politikalara yönelik görüşlerinin ve önerilerinin karşılaştırılmalı analizi sağlanacaktır. Toplamda 10 tane uzman ile görüşülecek ve bu uzmanlara kadın ve istihdam konularına eğilen, Kadın Emeği ve İstihdamı Girişimi (KEİG), Kadın Emeği Çalışan Feminist Akademisyenler (KEFA), Türkiye İş Kadınları Derneği (TİKAD) ve Türkiye Kadın Girişimciler Derneği (KAGİDER) gibi Sivil Toplum Kuruluşları’ndan ulaşılacaktır. Görüşmeler uzmanların da rızası alınarak dijital ses kayıt cihazına kayıt edilip, yazılı biçime çevrilecek (transcribe) ve en az bir saat sürecektir. Görüşmelerin yapılacağı mekân ise uzmanların kendi seçimlerine bırakılacaktır.



Veri Analizi

Derinlemesine görüşmelerden, yarı-yapılandırılmış görüşme tekniği ile elde edilecek veriler Mayring tarafından belirlenen içerik analizi (Qualitative Content Analysis) prensiplerine göre çözümlenecektir (Mayring, 2000). Diğer analiz biçimlerinin tersine, nitel içerik analizi açık ve berrak analiz kurallarıyla veri analizinin sistematik ve kontrollü bir şekilde yapılmasını mümkün kılmaktadır (Kohlbacher, 2006). Dolayısıyla, hamilelik, doğum/süt izni ve çocuk bakımını ile alakalı politikaların, sosyo-ekonomik köken faktörlerinin de incelenmesine imkân vererek, çalışan kadınların aile ve iş hayatlarına ve istihdam davranışlarına olan etkileri, görüşme metinleri “kategori” inşasını merkeze alacak şekilde çözümlenecektir. Bunu yaparken, hem tümevarım hem de tümdengelim kategori inşası alternatifli olarak kullanılacaktır. İçerik analizi için Atlas.ti programından yararlanılacaktır. Bu program, verilerin niteliksel içerik analizine tabi tutulmasının önemli prosedürleri olan ‘özetleme’ (summary), ‘açıklama’ (explication) ve ‘yapılandırma’ (structuring) (Mayring, 2000) aşamalarını sorunsuz şekilde gerçekleştirmede oldukça kolaylık sağlamaktadır. Proje sorumlusu, içerik analizi konusunda yeterli deneyime sahiptir; benzer teknikleri hem kendi doktora çalışmasında hem de araştırmacı olarak çalıştığı İngiltere’de bulunan Coventry Mülteci ve Göçmen Merkezi’nde kullanmıştır.



Kısıtlamalar ve Sınırlamalar

Seçilen örneklemde hem mavi yakalı hem de beyaz yakalı çalışan kadınlar ile derinlemesine görüşmeler yapılacaktır. Niteliksel olan bu projeler kısıtlı örneklemlerinden ötürü bilimsel geneller açısından zayıf görülmekte ve eleştirilmektedir (Kohlbacher, 2006). Dolayısıyla, önerilen çalışmanın kısıtlı örnekleminin olumsuz yönü bilimsel genellemeler için çok az bir temel sağlıyor olması gibi görülebilir. Ancak, niteliksel çalışmalar örneklemin sayı olarak fazlalığı için değil teorik önermeler olarak genelleştirmek için vardırlar (Yin, 2002). Bu anlamda, niteliksel çalışmalar sadece “kısıtlı örneklemi” temsil etmez, çünkü bu çalışmalardaki amaç istatistikî genellemeler değil, teorik ve analitik genellemeler yapmaktır (Yin, 2002). Önerilen çalışmanın en büyük yararı hamilelik, doğum/süt izni ve çocuk bakımı ile alakalı politikaların farklı kadın çalışanlar üzerindeki etkilerini görüşmecilerin anlatı ve yorumlarına dayanarak doğrudan derinlemesine anlamaktır. Böylelikle, objektif sosyo-ekonomik köken koşullarının çalışan kadınların istihdamını etkileyecek çeşitli politikalar ile ilgili ne gibi ortak ve farklı etkileşimlerinin olduğu ilk elden anlaşılacaktır. Diğer bir fayda ise araştırma tasarımının örneklemlerinin enlemsel (düşük/yüksek sosyo-ekonomik köken ve çalışılan iş tipi) inceleme ve karşılaştırmayı mümkün kılmasıdır. Bu sayede, önerilen proje sosyo-ekonomik köken faktörlerinin eş zamanlı etkilerini karşılaştırmalı gözlemleyecek ve bu alanda yapılacak çalışmalara önemli literatür katkısı sağlayacaktır.

İkinci olası endişe ise mavi yakalı çalışan kadın örnekleminin oluşturulmasına bağlanabilir. Proje sorumlusunun yakınının görev aldığı firmanın fabrikasında çalışan kadınların görüşmelere katılmayı reddetmeleri olasılığı bulunmaktadır. Böyle bir durumda ise alternatif bir plan geliştirilecektir: Araştırmacı 2001-2004 yıllarında program direktörü olarak çalıştığı ve aynı zamanda yaratıcı drama dersleri verdiği Toplum Gönüllüleri Vakfı’ndaki temaslarını kullanacaktır. Toplum Gönüllüleri Vakfı’nın düşük sosyo-ekonomik kökene sahip ailelerin çocuklarına yönelik programlar geliştirmekte olduğu düşünülürse bu çocukların annelerinin mavi yakalı işlerde çalışma olasılığı hayli yüksektir. Böylelikle, örneklem oluşturulmasındaki olası sorun giderilmiş olacaktır.

Araştırmanın Önemi

Önerilen araştırma konusu, yöntemi ve zamanlaması açısından büyük önem taşımaktadır. Öncelikle, işgücünde kadın ve erkek arasındaki eşitlik mevzusu 1975 senesinden beri Avrupa Birliği Mevzuatı’nın gündeminde yer almaktadır. Türkiye’de ise 2003’te yürürlüğe konan İş Kanunu’nda ilk defa eşit davranma ilkesine yer verilmiştir. Ancak, eşit davranma ilkesinin uygulanmasına dair tartışmalar Avrupa Birliği’nde halen süregelmektedir. Sadece Türkiye’de değil bir çok Avrupa ülkesinde ‘yasaların kadınların ihtiyaçlarını ne denli karşıladığını ölçmek için sosyolojik araştırma yöntemleriyle elde edilmiş ampirik verilere ihtiyaç vardır’ (Morris and Nott, 1991:3). Önerilen çalışma, ilk defa Avrupa Birliği’ne aday bir ülkeyi ele alarak literatürdeki bu boşluğu doldurmayı amaçlamaktadır. Sosyal politikaları yorumlayan çalışmalar çoğunlukla yazılı metine odaklanmaktadır (Wagenarr, 2011: 80). Oysa ki, çıkartılmış sosyal politikalar ‘hem metin hem de eylemdir’ (Ball, 1994: 10). Kadına yönelik politika analizi ise halen literatürde eksiktir (Bensimon ve Marshall, 1997: 3). Önerilen araştırma, sosyal politika içeriği ile sosyal politika uygulaması bakış açılarını birleştirerek (Ham ve Hill, 1993) sosyoloji, hukuk ve sosyal politika alanlarına özgün bir katkıda bulunacaktır. Böylelikle önerilen araştırma, çalışan kadınları işgücünden ayrılmaya iten ve buna paralel olarak Türkiye’nin sürdürebilir ekonomisinin gelişimine ve sosyal uyumuna engel teşkil eden en büyük nedenlerden biri olan doğum ve çocuk bakımına ilişkin sosyal politikaların iyileştirilmesi için bir örnek çalışma olacaktır. İstihdamda kadın-erkek eşitliği alanında atılan her adımın Türkiye’nin gelişmişlik seviyesinin artmasında önemli bir rol oynadığı düşünüldüğünde, önerilen projenin konusunun önemi bir kez daha öne çıkmaktadır.

İkinci olarak, önerilen projenin niteliksel araştırma yöntemlerini kullanacak olması mevcut sosyal politikalar ile bu politikaların geliştirilmesiyle hedeflenen sosyal sonuç arasındaki ilişkiye derinlemesine açıklayıcı bir yorum getirecektir. Proje sorumlusunun bilgisi dahilinde, Türkiye’de ve çoğu Avrupa ülkesinde sosyal politikaların çalışan kadınlar üzerindeki etkilerini derinlemesine inceleyen ve bu politikaların geliştirilmesine katkıda bulunan başka bir araştırma bulunmamaktadır. Buna ek olarak, Avrupa Birliği’ne uyum sürecinin Türk toplumunda sosyal değişim ve toplumsal cinsiyet eşitliğine nasıl bir etkide bulunduğu da henüz niteliksel bir araştırma ile incelenmemiştir (Stivachtis and Georgakis, 2008). Önerilen proje, ilk defa üç aşamalı bir araştırma yöntemi kullanarak işgücünde toplumsal cinsiyet eşitliği sağlamaya yönelik sosyal politikaların analizini, bu politikaların öznesi olan kadınların deneyimlerini ve Sivil Toplum Kuruluşları’nda görev almakta olan uzmanların önerilerini harmanlayarak bu politikaların gerçek hayatta nasıl uygulamaya konulduğuna ve çalışanlar üzerinde ne etki yarattığına dair güvenilir veri sağlayacaktır. Sivil Toplum Kuruluşları ile üniversitelerin ilişkisine de bir katkıda bulunacak olan bu araştırma yöntemi, Türkiye’de sosyal diyaloğun gelişmesinde önemli bir rol oynayacaktır.

Önerilen araştırmanın zamanlama olarak önemi ise gerek Avrupa Birliği’nde gerekse Türkiye’de istihdam politikalarının işgücündeki kadın çalışan oranının yükseltilmesi için sürekli geliştirilmekte olması ve bunun ülke ekonomisi ve sosyal uyumu açısından öneminin vurgulanması olarak gösterilebilir (Avrupa Komisyonu, 2008, 2010, 2011). Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü tarafından 1994-2000 yılları arasında Dünya Bankası ile ‘Kadın İstihdamının Geliştirilmesi Projesi’nin yürütülmesi ve Çalışma Genel Müdürlüğü’nün yürütmekte olduğu ve Türk mevzuatının Avrupa Birliği Müktesebatı ile uyumlu hale getirilmesini amaçlayan ‘Çalışma Hayatında Cinsiyet Eşitliğinin Geliştirilmesi Projesi 2008-2013’ buna örnek olarak gösterilebilir. Ayrıca, Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanmış olan ‘Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Ulusal Eylem Planı’nda kadınların işgücü piyasasına katılımı toplumsal cinsiyet eşitliğinin geliştirilmesine yönelik hedefler arasına dahil edilmiştir. Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) 9. Kalkınma Planı (2007-2013) da kadın istihdamına ilişkin sorunu tanımlamaktadır (Günlük-Şenesen, 2011: 39). Avrupa Birliği ise Avrupa İstihdam Stratejisi’ne (EES) fırsat eşitliği ilkesini ekleyerek işgücündeki cinsiyet eşitsizliğini gidermeyi ve kadınların işgücüne katılım oranını yükseltmeyi amaçlamıştır. Kadınların işgücüne katılımları ve toplumsal cinsiyet eşitliği politikaları hem Türkiye hem de Avrupa’nın gündeminde yer almaktadır ve önerilen araştırma ile mevcut tartışmalara sosyolojik bir boyut kazandırılacaktır.


Kaynakça

Acar-Savran, G. (2004). Beden Emek Tarih: Diyalektik Bir Feminizm İçin, Kanat.

Aldıkaçtı Marshall, G. (2009). "Authenticating Gender Policies through Sustained-Pressure: The Strategy Behind the Success of Turkish Feminists." International Studies in Gender, State and Society 16(3): 358-378.

Aldıkaçtı Marshall, G. (2010). "Gender Quotas and the Press in Turkey: Public Debate in the Age of AKP Government." South European Society and Politics 13(4): 573-591.

Alkan, D. (1995). Women’s Employment and Income Distribution by Gender in Turkey. Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Ortadoğu Teknik Üniversitesi.

Arısan Eralp, N. (2011). Türkiye'de Cinsiyet Eşitliği Politikaları ve Kadın İstihdamı. Kadın Emeği Konferansı: Kadın İstihdamı ve Sorun Alanları. Ankara: 63-71.

Avrupa Birliği Komisyonu. (2008). Report on Equality between Women and Men 2008. Belçika, Avrupa Birliği Komisyonu.

Avrupa Birliği Komisyonu. (2010). Report on Equality between Women and Men 2010. Belçika, Avrupa Birliği Komisyonu.

Avrupa Birliği Komisyonu. (2011). Turkey 2011 Progress Report. Brüksel, Avrupa Birliği Komisyonu.

Avrupa Parlamentosu. (2000). Charter of Fundamental Rights of the European Union. Brüksel.

Avrupa Parlamentosu Komisyonları. (2006). Modernising Labour Law to Meet the Challenges of the 21st Century. Brüksel, Avrupa Parlamentosu Komisyonları.

Baker, M. ve K. Milligan (2008). "How Does Job‐Protected Maternity Leave Affect Mothers’ Employment?" Journal of Labor Economics 26(4): 655-691.

Ball, S. J. (1994). Education Reform: A Critical and Post-Structural Approach. Buckingham and Philadelphia, Open University Press.

Baum, C. L. (2003). "The Effects of Maternity Leave Legislation on Mothers' Labor Supply after Childbirth." Southern Economic Journal 69(4): 772-799.

Bensimon, E. M. ve C. Marshall (1997). Policy Analysis for Postsecondary Education: Feminist and Crticial Perspectives. Feminist Critical Policy Analysis: A Perspective from Post-Secondary Education. C. Marshall. Londra, Falmer Press: 1-10.

Berg, B. (2004). Qualitative Research Methods For the Social Sciences. Boston, Pearson.

Berger, L. ve J. Waldfogel (2004). "Maternity Leave and the Employment of New Mothers in the United States." Journal of Population Economics 17(2): 331-349.

Connelly, R. (1992). "The Effect of Child Care Costs on Married Women's Labor Force Participation." The Review of Economics and Statistics 74(1): 83-90.

Daly, M. (2000). A fine balance: Women’s labor market participation in international comparison. Welfare and Work in the Open Economy: Diverse Responses to Common Challenges. F. Scharpf and V. Schmidt. Oxford, Oxford University Press.

Daly, M. ve K. Rake (2003). Gender and the welfare state: Care, work and welfare in Europe and the USA. Cambridge, Polity Press.

Dayıoğlu, M. (2000). Labour Market Participation of Women in Turkey. Gender and Identity Construction: Women of Central Asia, Caucasus and Turkey. F. Acar and A. Güneş-Ayata. Hollanda, E.S. Brill.

Devlet Planlama Teşkilatı (DPT). (2007). 9. Kalkınma Planı 2007-2013: İşgücü Piyasası, Komisyon Raporu. Ankara, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlığı.

Dünya Bankası. (2000). Turkey: Economic Reforms, Living Standards and Social Welfare Study.

Dünya Bankası. (2009). Female Labor Force Participation in Turkey: Trends, Determinants and Policy Framework. Washington, Dünya Bankası.

Dünya Bankası. (2010). Dünya Gelişim Göstergeleri.

Ecevit, Y. (2011). Kadın Emeği Konferansı Açılış Konuşması. Kadın Emeği Konferansı: Kadın İstihdamı ve Sorun Alanları. Ankara: 9-12.

Elvin-Nowak, Y. ve H. Thomsson (2001). "Motherhood as Idea and Practice: A Discursive Understanding of Employed Mothers in Swed." Gender & Society 15(3): 407-428.

Ercan, H., G. Hoşgör, vd. (2010). Kadınların İşgücüne Katılımını Belirleyen Etmenler ve İl İstihdam ve Mesleki Eğitim Kurulları İçin Öneriler: Ankara, Gaziantep ve Konya. O. D. u. T. Üniversitesi. Ankara, Uluslararası Çalışma Örgütü.

Erman, T. (2001). "Rural Migrants and Patriarchy in Turkish Cities." International Journal of Urban and Regional Research 25(1): 118–133.

Eyüboğlu, A., Özar, vd. (2000). The Socioeconomic and Cultural Aspects of Urban Women’s Participation Problems (Kentlerde Kadınların İş Yaşamına Katılım Sorunlarının Sosyo-ekonomik ve Kültürel Boyutları). KSSGM. Ankara.

Gornick, J. (1999). Gender Equality in the Labour Market. Gender and Welfare State Regimes. D. Sainsbury. New York, Oxford University Press: 210-242.

Gornick, J. C. ve M. K. Meyers (2003). Families that work: Policies for reconciling parenthood and employment. New York, Sage.

Gökşen, F., Z. Cemalcılar, vd. (2008). Türkiye’de İlköğretim Okullarında Okulu Terk ve İzlenmesi ile Önlenmesine Yönelik Politikalar. AÇEV Okulu Terk Et Raporu. İstanbul, Eğitim Reformu Girişimi (ERG).

Gregson, N. ve M. Lowe (1994). "Waged Domestic Labour and the Renegotiation of the Domestic Division of Labour within Dual Career Households." Sociology 28(1): 55-78.

Gündüz-Hoşgör, A. ve J. Smits (2006) "Variation in Labor Market Participation of Married Women in Turkey."

Günlük-Şenesen, G. (2011). Kadın İşgücü Talebine Üretim Faaliyetleri Açısından Bir Bakış. Kadın Emeği Konferansı: Kadın İstihdamı ve Sorun Alanları. Ankara: 31-41.

Ham, C. ve M. J. Hill (1993). The Policy Press in the Modern Capitalist State. Sussex, Harvester Wheatsheaf.

HMSO (1974). Equality for Women. Her Majesty’s Stationary Office. Londra.

Kakıcı, H., H. Emeç, vd. (2007). "Türkiye’de Çalışan Kadınların Çocuk Bakım Tercihleri." İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Ekonometri ve İstatistik Dergisi 5: 20-40.

Karacan, C. (2010). Kadın İstihdamının Artırılması ve Çocuk Bakımı. Ankara, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı AB Koordinasyonu Dairesi Başkanlığı Bülteni. 53: 28-31.

Karakoyun, Y. (2007). Esnek Çalışma Yoluyla Kadınların İşgücüne Katılım Oranının ve İstihdamının Artırılması: İşkur’un Rolü, Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü.

Kasnakoğlu, Z. ve M. Dayıoğlu (1997). Female Labor Force Participation and Earnings Differentials between Genders in Turkey. Economic Dimensions of Gender Inequalit: A Global Perspective. J. Rives and M. Yousefi. Amerika Birleşik Devletleri, Praeger Publishers: 95-118.

Kasnakoğlu, Z. ve M. Dayıoğlu (2002). Measuring the Value of Home Production in Turkey. New Developments in National Accounts. T. Bulutay. Ankara, SIS: 73-97.

Knudsen, S. V. (2006). Intersectionality: A Theoretical Inspiration in the Analysis of Minority Cultures and Identities in Textbooks. Eighth International Conference on Learning and Educational Media: Caught in the Web or Lost in the Textbook. É. Bruillard, B. Aamotsbakken, S. V. Knudsen and M. Horsley. Caen: 61-76.

Koçak, S. (1999). Gender Discrimination in the Turkish Labor Market. Yayınlanmamış Doktora Tezi, De Montfort Üniversitesi.

Kohlbacher, F. (2006) "The Use of Qualitative Content Analysis in Case Study Research." Forum: Qualitative Social Research 7.

Markham, F. (2010). Kadın İstihdamı: Politikalar Etkili Mi, Değil mi? Ankara, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı AB Koordinasyon Dairesi Başkanlığı Bülteni. 53: 4-9.

Marshall, C. ve G. B. Rossman (2011). Designing Qualitative Research. Londra, Sage.

Mayring, P. (2000). "Qualitative Content Analysis." Forum: Qualitative Social Research, from http://www.qualitative-research.net/index.php/fqs/article/view/1089/2385UTH.

McCall, L. (2005). "The Complexity of Intersectionality." Journal of Women in Culture and Society 30(3): 1771-1800.

McKie, L., S. Gregory, vd. (2002). "Shadow Times: The Temporal and Spatial Frameworks and Experiences of Caring and Working." Sociology 36(4): 897-924.

Morris, A. E. ve S. M. Nott (1991). Working Women and the Law: Equality and Discrimination in Theory and Practice. London; New York, Routledge/ Sweet & Maxwell.

Nott, S. (1999). Mainstreaming Equal Opportunities: Succeeding When All Else Has Failed? Feminist Perspectives on Employment Law. A. Morris and T. O'Donnell. Londra, Cavendish: 203-222.

Ondrich, J., K. Spiess, vd. (2003). "The Liberalization of Maternity Leave Policy and the Return to Work after Childbirth in Germany." Review of the Economics of the Household 1: 77-110.

Orloff, A. S. (2002). "Women’s Employment and Welfare Regimes: Globalization, Export Orientation and Social Policy in Europe and North America." Social Policy and Development Programme Paper Number 12, from http://www.unrisd.org/80256B3C005BCCF9/%28httpPublications%29/58EC1361F09195F7C1256C080044FC77?OpenDocument.

Özar, E. ve G. Günlük-Şenesen (1998). "Determinants of Female (non) Participation in the Urban Labour Force in Turkey." METU Studies in Development 25(2): 311-328.

Özerdem, F. (2010). "Avrupa Birliği Sosyal Politikası ve Türkiye'nin Uyumu." Yardım ve Dayanışma 1(1): 17-27.

Pancaroğlu, N. S. (2006). Problems of Women Participation in Labor Force and Employment in Urban Areas: The Case of İzmit (Kentlerde Kadınların İşgücüne ve İstihdama Katılım Sorunları: İzmit Örneği). Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Kocaeli Üniversitesi.

Patton, M. (1984). Qualitative Evaluation Methods. Beverly Hills, California, Sage.

Sainsbury, D. (1999). Introduction. Gender and Welfare State Regimes. D. Sainsbury. New York, Oxford University Press: 1-11.

Sehring, J. (2009). The Politics of Water Institutional Reform in Neopatrimonial States: A Comparative Analysis of Kyrgyzstan and Tajikistan. Wiesbaden, VS Verlag.

Stivachtis, Y. A. ve S. Georgakis (2008). "Emancipation or Liberation? The European Union's Gender Policy and Candidate States - The Case of Turkey." Journal of Multicultural, Gender and Minority Studies 2(1): 37-58.

Şener, Ü. (2011). Kadın İstihdamında Sorun Alanları, Amasya Örneği Üzerinden. Kadın Emeği Konferansı: Kadın İstihdamı ve Sorun Alanları. Ankara: 13-22.

Uccellari, P. (2008). "Multiple Discrimination: How Law can Refect Reality." The Equal Rights Review 1: 24-49.

Uraz, A., M. Aran, vd. (2010). Türkiye'de Kadınların İşgücüne Katılımında Son Dönemde Gözlenen Eğilimler. T. C. D. P. T. k. v. D. Bankası. Ankara. 2.

Verloo, M. (2006). "Multiple Inequalities, Intersectionality and the European Union." European Journal of Women's Studies 13(3): 211-228.

Wagenaar, H. (2011). Meaning in Action: Interpretation and Dialogue in Policy Analysis. New York, M.E. Sharpe Inc.

Wengraf, T. (2001). Qualitative Research Interviewing: Biographic Narrative and Semi-Structured Methods. Londra, Sage.

Yaman Öztürk, M. (2011). Karşılıksız Bakım Emeği ve Kadın İstihdamına Etkisi. Kadın Emeği Konferansı: Kadın İstihdamı ve Sorun Alanları. Ankara: 54-62.

Yin, R. K. (2002). Case Study Research: Design and Methods. Thousand Oaks, California, Sage.




Yüklə 93,96 Kb.

Dostları ilə paylaş:




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin